Türk dil kurumuna göre geometri uzayı ve uzayda tasarlanabilen biçimleri (nokta, çizgi, açı, yüzey vb.) ve bunların birbirleriyle ilişkilerini, ölçümlerini, özelliklerini inceleyen matematik bir dalıdır. Ancak kimileri için geometri bundan çok daha fazlasıdır.
Bu kişilere göre belirli geometrik şekiller kutsal anlamlar içermektedir. Köklerini antik çağlardan alan bu düşünce günümüzde Kutsal Geometri (Sacred Geometry) olarak bilinir.
Antik Geometri’den Kutsal Geometriye: Farklı Kültürlerde Geometrinin Gelişimi
Genel olarak geometrinin pratik ihtiyaçlar ve günlük kaygıların bir sonucu olarak ortaya çıktığına inanılır. İlk geometri uygulayıcıları uzunlukları, alanları ve hacimleri hesaplamak için bir dizi kural geliştirdiler. Ancak bunların çoğu deneme yanılmaya dayanıyordu.
Herodot’a göre geometri eski Mısırlılar tarafından kurulmuştur. Bu söylem, günümüzde yazılı kanıtlarla da desteklenmektedir. Bununla birlikte eş zamanlı olarak dünyanın pek çok yerinde farklı biçimlerde geometri uygulamalarının var olduğu da bilinmektedir. MÖ 6. yüzyıl civarında Yunanlılar, geometriyi pratik bir konudan çıkarıp genellemelere dayalı soyut bir konuya dönüştürdüler. Matematiğin bu dalı, iki Yunanca kelimenin, geo (yeryüzü) ve metron (ölçü) kelimelerinin birleşiminden oluştu.
Her ne kadar günümüzde Öklid geometrinin babası gibilerinden bir unvanla anılsa da kutsal geometriye en çok katkı sağlayan muhtemel Pisagor’dur. Bu nedenle Pisagorcuların kutsal geometride tetrakis olarak bilinen üçgen tabanlı bir sembol bulmalarına şaşmamak gereklidir. Bu sembol, dört sıra halinde dizili on noktadan oluşur ve böylece bir eşkenar üçgen oluşturur.
Ancak üçgenin dışında, diğer birçok şekil, onları kutsal geometrinin bir parçası haline getiren sembolik anlamlarla doldurulmuştur. Ancak taşıdıkları anlam var oldukları kültüre göre çeşitlenmiştir. Örneğin Pisagorcular daireyi birliğin, bütünlüğün ve bölünmezliğin sembolü olarak algılamışlardır. Zen Budistleri için daire bir aydınlanma sembolüyken, Çinliler bu şekli cennetin bir sembolü olarak görüyorlardı.
Yaşam Çiçeği Nedir?
Kutsal geometride karşımıza en çok çıkan şekil çemberlerdir. Çemberlerin sayısının da farklı anlamları vardır. Örneğin, aynı yarıçapa sahip iki çemberin kesişmesinden oluşan şekle vesica piscis denir. Bunun iki kişi arasındaki karşılıklı anlayışı, ortak bir vizyonu veya ortak zemini temsil ettiği söylenir.
6 tane çember kesişirse ortaya çıkan şekil Seed of Life biçiminde isimlendirilir. Bunun yaradılışı temsil ettiği kabul edilir. Bunun tekrarlarından da aşağıda gördüğünüz bir başka geometrik şekil olan “Yaşam Çiçeği” (Flower of Life) oluşacaktır.
Özde aynı olsa da çizimde farklılaşan başka yaşam çiçeği görselleri de vardır. Her biri ayrı anlamlar taşır. Günümüzde dövmelerde, takılarda ve daha pek çok yerde gördüğümüz bu geometrik yapı, eski Mısır ve Asur süslemelerinde genelde yer alır. Yaşam Çiçeğinin bilinen en eski tasvirleri Mısır’daki Osiris Tapınağı’nda bulunmuştur.
Kutsal Geometri Altın Oran Efsanesinin Yaygınlaşmasının Temel Nedenidir
Kutsal geometri aynı zamanda geometrik orantılarla da ilgilidir. Bunların en bilinenlerinden biri elbette altın orandır. Altın oranın Pisagor kültünden biri tarafından tanımlandığını biliyoruz. Daha sonra Öklid ve Plato tarafından kaleme alınan eserlerde karşımıza çıkmaktadır.
Altın oran, kutsal geometride önemli bir kavramdır ve hem doğada hem de insanı yapımı eserlerde ortaya çıktığı iddia edilmektedir. Büyük Piramit, Mozart’ın müzik besteleri ve bitkilerin büyümesinin altın oranı takip ettiği söylenir.
Sonuç olarak, bu orana sembolik bir değer kazandırılmıştır. Bu nedenle çok da önemli olmamasına rağmen büyük küçük pek çok kişi günümüzde altın oranı bilmektedir. ( Detaylar için: Altın Oran Nedir? Hakkında Duyduklarımıza İnanmalı mıyız?)
Üç boyutlu şekillerin de kutsal geometride yeri vardır. Kutsal geometride en sık bahsedilen üç boyutlu şekiller Platonik cisimlerdir. Platon bu cisimleri Timaeus diyaloğunda tanımladığı içim günümüzde onujn adı ile anılmaktadır.
Platon, katılarını dört temel elementle ilişkilendirir. Örneğin, dörtyüzlü keskin uçları ve kenarı nedeniyle ateşi temsil ederken, altıyüzlü dörtgen düzenliliği nedeniyle toprakla bağlantılıdır. Her ikisi de üçgenlerden oluşan oktahedron ( Sekiz Yüzlü) ve ikosahedron ( Yirmi yüzlü) ise sırasıyla havayı ve suyu temsil eder. Son olarak, on iki yüzlü, on iki takımyıldıza karşılık geldiği için Platon tarafından göklere atanmıştır.
Borromean Halkaları
Çemberler Kutsal Geometri ile ilgili olan görsellerde karşımıza çok sık çıkar. Kutsal olarak kabul edilen şekillerden bir diğeri de Borromean halkalarıdır. Borromean Halkaları erken Budist sanatında, Viking eserlerinde, Roma mozaiklerinde ve daha pek çok kültürde karşımıza çıkmaktadır.
Bu geometrik şekilde üç halka içlerinden biri göz ardı edilirse diğer ikisinin de ayrılacağı biçimde birbirine bağlıdır. Bu düzene genel olarak Rönesans İtalya’sında onu aile amblemi olarak kullanan Borromeo ailesinden dolayı bu isim verilmiştir.
Matematiksel açıdan Borromean halkaları, Brunnian bağı oluşturmuş üç topolojik çemberi içerir. Bu çemberde de herhangi bir halkayı hareket ettirmek iki bağlantısız halka elde etmenize neden olacaktır. Bir başka deyiş ile aslında üç halkadan ikisi birbiri ile bağlantılı durumda değildir. Fakat bununla birlikte yine de halkalar arasında bir bağlantı söz konusudur.
Bu çemberler kimi kişiler için mistik bir anlam barındırıyor olsa da günümüzde topoloji ile ilgilenenlerin bu özellikleri nedeni ile dikkatini çekmektedir. Çünkü bu tür bağlantıların incelenmesi, düğümlerin ve bağlantıların biçimini inceleyen matematiksel bir konu olan Düğüm Teorisinin bir parçasıdır.
Sonuç Olarak;
Sizin de gördüğünüz gibi kutsal geometri etrafımızdaki dünyayı açıklamanın önemli bir yolu olmuştur. Kutsal geometrinin destekçileri, matematiğin bu dalının evrenin sırlarını çözmenin anahtarı olduğuna inanırlar. Tersine düşüneneler ise verilerin teorilere uyacak şekilde uyarlanabileceğini savunurlar.
Elbette tek bir doğru yoktur. Ancak modern zamanlarda geometrik şekillere kutsallık yükleminin de bir anlamı yoktur. Ancak siz yine de kendinizi daha iyi hissediyorsanız, Yaşam çiçeği biçimindeki kolyenizi takmaya devam edebilirsiniz.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Sacred Geometry: Unlocking the Secret Structures of the Universe. Yayınlanma tarihi: 16 Haziran 2020; Bağlantı: https://www.ancient-origins.net/
- How to Harness the Power of the Shri Yantra; Bağlantı: https://www.gaia.com
Matematiksel