Psikoloji

Kellogg Deneyi: Bir Şempanzeyi Bir Bebek Gibi Büyütürseniz Ne Olur?

İnsanların belirli özelliklerle mi doğduğu, yoksa bu özellikleri yaşam boyunca mı edindiği sorusu, bilimsel tartışmaların en eski ve en temel konularından biridir. Bir bireyi iyi ya da kötü yapan şey, doğuştan gelen genetik faktörler mi yoksa çevresel etkiler midir? Zekâ, biyolojik mirasın bir sonucu mu, yoksa yetiştirilme biçiminin bir ürünü müdür? Bu sorular, yüzyıllardır süregelen bir tartışmayı şekillendirmiştir.

Kellogg Deneyi: Bir Şempanzeyi Bir Bebek Gibi Büyütürseniz Ne Olur?

Bu tartışmanın tarafları, haklılıklarını kanıtlamak için birçok ilginç çalışmaya imza atmıştır. İnsan davranışları üzerindeki çevresel etkilerin kanıtlarını ararken, bilim insanları bazen oldukça sıra dışı deneyler gerçekleştirmiştir. Bu deneylerden biri de bu yazımızda ele alacağımız Kellogg Deneyidir.

Kellogg Deneyi Neden Yapıldı?

Kellogg Deneyi Neden Yapıldı?
Peter bir maymun olsa da sözde yetiştirme sonucunda bir insan gibi davranmayı başarmıştı. 1909 – Everett Collection / Bridgeman Images

1909 yılında Philadelphia’da, sofistike bir şempanze olan Peter, olağanüstü becerileriyle büyük bir ilgi odağı haline gelmişti. Peter, sahneye çıkarak paten yapıyor, bisiklete biniyor, çatalla yemek yiyor ve hatta sigara içiyordu. Bu yetenekler dönemin insanlarını hayrete düşürmüştü. Psikolog Lightner Witmer, bu dikkat çekici gösteriyi büyük bir özenle gözlemledi.

Yakın zamanda konuşma ve dil sorunları olan çocuklara yardım etmek amacıyla bir psikoloji kliniği kurmuş olan Witmer, Peter kadar zeki bir maymuna konuşmanın öğretilip öğretilemeyeceği konusunu araştırmaya yöneldi. Çalışmalarına maymunları dahil ederek onları çocuklarla karşılaştırdı ve konuşma dilinin bazı unsurlarını öğretmeye çalıştı. Ancak tüm çabalarına rağmen başarılı olamadı.

Kellogg Deneyi Neden Yapıldı?
Richard Lynch Garne

Bu dönemde, maymunların insan konuşmasını öğrenme kapasiteleri ve kendilerine özgü bir dilleri olup olmadığı konusu, karşılaştırmalı psikologlar ve doğa bilimcileri arasında uzun süredir merak uyandırıyordu.

İlerleyen yıllarda kaşif ve bilim insanı Richard Garner, vahşi doğada bir iletişim biçimi gibi görünen maymun seslendirmelerini belgelemeye başladı. Garner’ın iddiaları, 1920’lerde iki şempanzenin insanların kullandıklarına benzer en az otuz iki farklı ses çıkardığını belirleyen psikolog Robert Yerkes tarafından desteklenecekti.

Kellogg, öğrencilik günlerinden beri böyle bir deney yapmayı hayal etmişti. 

Tüm bu süreç, karşılaştırmalı psikolog Winthrop Niles Kellogg ve eşini de etkiledi. Sonunda, çift 26 Haziran 1931’de evlerine dişi bir bebek şempanze aldı. Gua ismini verdikleri bu bebek şempanzeyi, o dönem 10 aylık olan oğulları Donald ile birlikte büyütmeye karar verdiler.

Kellogg Deneyi Nasıl Başladı?

Çift, ebeveynlik yöntemlerinin bir şempanze yavrusu üzerinde nasıl bir etki bırakacağını anlamak istiyordu. Amaç, başta da aktardığımız gibi, “insan davranışlarını belirleyen faktör genetik mi yoksa çevre mi?” sorusuna bir cevap bulmaktı.

Kellogg Deneyi Neden Yapıldı?
Deney başladığında Gua 7 ½ aylıktı ve Donald 10 aylıkken biraz daha büyüktü. İkisi olabildiğince erkek ve kız kardeş olarak yetiştirilecekti. Aynı şekilde giyinip eğitildiler, aynı yemeği yediler, aynı faaliyetlerde bulundular

Sonraki dokuz ay boyunca, Kellogg ve eşi, yorulmadan Donald ve Gua üzerinde testler yapmaya başladılar. Gua’ya giysi ve ayakkabı giydirildi; evin içinde tıpkı bir insan bebeği gibi serbestçe dolaşmasına izin verildi, düzenli olarak yıkandı ve hatta lazımlık eğitimi bile aldı. Özetle, Gua bir insan bebeğinin gördüğü sevgi ve ilgiyle büyütüldü.

şempanze bebek deneyi
 Deney, dokuz aylık bir süre boyunca sürdü.

Gua ve Donald, benzer yaştaki iki kardeş gibi birlikte oynuyor ve çok iyi anlaşıyorlardı. İlginç bir şekilde, Gua, Winthrop Kellogg’un tasarladığı çeşitli gelişim testlerinde Donald’ın önünde yer alıyordu.
Gua, kaşıkla yemek yemeye Donald’dan daha erken başlamıştı. Aylar geçtikçe, Gua insanlara olan bağımlılığını yitirerek daha bağımsız hale geldi.

Bu durum aslında şaşırtıcı değildi. Çünkü bir insan bebeği ile bir şempanzenin olgunlaşma süreçleri doğal olarak farklıdır. Ancak şaşırtıcı olan, Gua’nın kendisine söylenen cümleleri zamanla anlamaya başlamasıydı. Gua, “ellerini salla” ve “kapıyı aç” gibi yaklaşık 20 cümleyi doğru şekilde anlamlandırıp uygun davranışlar geliştirmişti. Aynı dönemde Donald, yalnızca üç kadar cümleyi anlayabiliyordu. Bu durum, şempanzelerin erken yaşta öğrenme kapasiteleri konusunda çarpıcı bir örnek sundu.

Şempanze Bebek Deneyi Nasıl Sonlandı?

Kellogg’lar, sanrılar içinde yaşayan insanlar değildi. Ayrıca birçoğunun iddia ettiği gibi canavarca bir deney yapmayı amaçlamamışlardı. Gua’nın insanlarla bir süre yaşamasının, konuşma yetisi geliştirmesini sağlamayacağını biliyorlardı. Ancak, çıkardığı homurdanmalar ve diğer çeşitli seslerle insan konuşmasını taklit etmeye başlayacağını umuyorlardı.

Kellogg Deneyi Neden Yapıldı?
Kellogg Deneyi kapsamında uygulanan testlerden biri

Ancak, tahmin etmedikleri bir gelişme gerçekleşti. Donald, Gua’yı kesinlikle alt ettiği bir konuda öne çıkıyordu: taklit yeteneği. Gua’nın insan seslerini taklit etmesi beklenirken, tam tersine Donald, şempanze sesine benzer sesler çıkarmaya başlamıştı.

Yenilikler keşfetme konusunda genellikle başı çeken Donald değil, Gua’ydı. Bu durumun sonucunda Donald, Gua’yı kopyalamaya başladı.

Tam olarak Kellogg’ların deneyi sonlandırma kararının çocuklarıyla ilgili duydukları endişeden kaynaklanıp kaynaklanmadığı bilinmese de, deney bu noktada sona erdi. Winthrop Niles Kellogg, bu kararı şu sözlerle açıkladı: “Gua, bir insan çocuğu gibi davranıldığı için, tıpkı bir insan çocuğu gibi davranmaya başladı. Tek sorun, vücudunun yapısı ve beyni buna bir noktadan sonra engel oluyordu. Bunu gösterdiğimize göre, deneyi durdurabiliriz.”

Daha sonra, deneyin bulgularını The Ape and the Child adlı kitapta belgelediler. Gua, bir primat merkezine iade edilecekti. Ancak, ne yazık ki, Gua bir yıldan kısa bir süre sonra zatürreden hayatını kaybetti. Bu üzücü son, deneyin sonuçlarının tartışmalarla birlikte hatırlanmasına neden oldu.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir