Kimya

Mutfakta Bilim: Patlamış Mısır Neden Ve Nasıl Patlar?

Bazı sorular kulağa oldukça basit gelir; bu yüzden çoğu kişi cevabını bildiğini düşünür. Ancak konu derinlemesine açıklamaya geldiğinde, bazı detayların eksik kaldığını fark ederiz. İşte “Patlamış mısır neden patlar?” sorusu da bu tür sorulardan biridir.

Bazı sorular kulağa oldukça sıradan gelir. Sonuçta herkes cevabını bildiği zanneder. Ancak ne yazık ki iş açıklama aşamasına geldiği zamanlar da bazı şeyler eksik kalacaktır. Bu sorulardan bir tanesi de “Patlamış mısır neden patlar?” sorusunun cevabıyla ilgilidir.

Yaklaşık 7000 yıllık bir geçmişe sahip olan patlamış mısır, ekonomik fiyatı ve lezzetiyle dünya genelinde en çok tüketilen atıştırmalıklardan biri olmuştur. Ancak patlamış mısır, sıradan bir mısır türü değildir. Patlayan tek mısır çeşidi olan bu özel tür, kendine özgü bir tasarıma sahiptir. Çekirdeği, “perikarp” adı verilen, oldukça sert ve çoğunlukla gözeneksiz bir dış kabuktan oluşur. Bu yapı, mısırın patlama mekanizmasının anahtarıdır.

Aşağıdaki görselde, tatlı mısır ve patlamış mısırın tohumlarını görebilirsiniz. Soldaki tatlı mısırın ve sağdaki patlamış mısırın en dikkat çekici farkı, tohum kabuklarının sağlamlığı ve endospermlerinin yapısıdır.

Solda tatlı mısır sağda ise patlamış mısır tohumlarını görebilirsiniz. İki tür mısır tohumu arasındaki en büyük fark, tohum kabuklarının sağlamlığı ve endospermlerinin yapısıdır

Her mısır çekirdeği bir embriyo, yani yavru bitki, içerir. Bu embriyo, yeni bitkinin gelişim sürecinin başladığı yerdir. Ayrıca çekirdeğin içerisinde, “endosperm” adı verilen ve embriyonun ilk besini olan bir yapı bulunur. Endosperm, tanecikler halinde paketlenmiş nişastadan oluşur ve %14 oranında su içerir. Tüm bu yapıyı dış etkenlerden koruyan tohum kabuğu ise sertliği ile dikkat çeker. İşte bu sert kabuk, nişasta ve suyun mükemmel uyumu, patlamış mısırın sırrını çözmekte kritik bir rol oynar.

Mısır Neden Patlar?

Patlamış mısırın patlama sebebi, çekirdeğinin içinde hapsolmuş sudur. Çekirdek yeterince yüksek bir sıcaklığa ulaştığında, içerideki su buhara dönüşmeye başlar ve çevresindeki nişastayı yumuşatır. Ancak çevreleyen kabuk oldukça serttir ve bu buharın dışarı kaçmasını engeller.

Buhar daha da ısındıkça, su molekülleri hızlanır ve tohumun içinde bir basınç oluşur. Sert kabuk, dışarıdan gelecek tehditlere karşı evrilmiş olsa da bu sefer saldırı içeriden gelmektedir. Aslında bu noktada her bir tohumu bir düdüklü tencere gibi düşünebilirsiniz. Buhar haline gelen su molekülleri içeride sıkışıp kalır ve basınç sürekli artar. Gaz moleküllerinin hem sayısı hem de hızı arttıkça kabuğun iç yüzeyine daha güçlü çarparlar.

Nişasta molekülleri soldaki patlamamış olan mısırda daha yoğundu, ancak sağdaki patlamış olanda artık genişlemiştir.

Bu noktada, mısır çekirdeğinin içindeki nişasta jelimsi bir pelte kıvamına gelir. Kabuk ise bu baskıya belli bir noktaya kadar dayanabilir. İç sıcaklık 180 dereceye ve içerideki basınç dış ortamın yaklaşık on katına ulaştığında, patlama gerçekleşir.

Patlama sırasında, kabuk içindeki aşırı yüksek basınçlı malzeme aniden dış ortamla temas eder. Bu sırada hacmini sınırlayan kabuk ortadan kalktığı için, içerideki jelimsi nişasta hızla genişler. Basınç atmosferik basınca eşitlenene kadar bu genişleme devam eder.

Sonucunda, çekirdeğin içindeki nişasta dışarı çıkar ve beyaz bir köpüğe dönüşerek karakteristik patlamış mısır kıvamını alır. Sertleşen bu köpük, patlamış mısırın kabarık ve hafif yapısının temelini oluşturur. Beyaz-sarımsı renk ve dokusu, tamamen çekirdeğin içindeki nişasta yapısından kaynaklanır.

Patlamış Mısır Neden Patlamaz?

Patlamış mısır yapmanın birçok yöntemi olsa da, başarılı bir sonuç elde etmek için çekirdeklerin belirli kriterleri karşılaması gerekir. Çekirdekler bu gereksinimlere uygun değilse, çabalarınız ne kadar titizlikle uygulanırsa uygulansın, istediğiniz sonucu alamazsınız. Bu nedenle, patlamış mısırlarınızı bir tabağa aldığınızda, her zaman tencerenin dibinde patlamamış ve sert kalan birkaç mısır tanesiyle karşılaşmanız kaçınılmazdır.

İdeal bir patlamış mısır çekirdeği, yaklaşık %14 oranında su içermelidir ve 180 dereceye ulaştığında patlamalıdır. Ancak çekirdeğin dış kabuğu hasarlıysa, ısınma sırasında içindeki su buharı dışarı kaçar ve yeterli basınç oluşamaz. Bu da patlamayı imkansız hale getirir.

Bunun yanı sıra, çekirdekler çok kurumuşsa—örneğin yanlış zamanda hasat edilmişlerse—içlerinde patlamayı sağlayacak kadar su kalmamış olabilir. Yeterli basınç oluşmadığında, başlangıçta sert olan bu taneler, pişirme işlemi sonrasında da aynı sertlikte kalır ve yenmesi mümkün olmaz.

Patlamış mısırın nasıl oluştuğunu detaylıca inceledikten sonra, akıllarda son bir soru kalıyor: Patlama sırasında duyduğumuz o karakteristik sesi nasıl oluşuyor?

Aslında patlamış mısırla ilgili yapılan bilimsel araştırmalar oldukça kapsamlıdır. Bu araştırmalar, mısırın patlama hareketinin matematiksel olarak ifade edilmesinden, bir çekirdeğin patlamadan önce dayanabileceği en yüksek basınca kadar birçok farklı konuyu ele aldı.

Bilim insanları, patlama sesiyle ilgili sorunun cevabını da yakın zamanda buldular. Yapılan çalışmalar, sesin kaynağının, patlama sırasında su buharının serbest bırakılmasıyla oluşan ani basınç değişikliği olduğunu ortaya koydu. Bu değişim, patlamış mısırın içindeki boşlukların titreşmesine neden oluyor. Titreşim isesonucunda duyduğumuz o tanıdık sesi ortaya çıkıyor.

Bu basit ama büyüleyici süreç, patlamış mısırın yalnızca bir atıştırmalık olmadığını, aynı zamanda fiziğin ve kimyanın ilginç bir oyun alanı olduğunu da gözler önüne seriyor. Bu büyüleyici dönüşümü izlemek isterseniz.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu