Psikoloji

Obsesyon (Saplantı) Nedir? Beyinlerimiz Neden Bir Konuya Takılıp Kalır?

Bir kişinin belli bir konuyu kafaya takması diğer deyişle saplanıp kalması kimi zaman başarının anahtarıdır. Ama saplantı nedir ve neden gerçekleşir? Ve en önemlisi bir saplantı neden zaman içinde zarar verme riski taşır? Gelin bu yazıda saplantılarımızı konuşalım.

Paul Erdős tuhaf bir matematikçiydi. Tarihteki diğer tüm matematikçilerden daha fazla makale yayınladı ancak tüm yaşantısını bir göçebe gibi yaşadı. Kendisine teklif edilen tam zamanlı görevlerin hepsini ret etti. Kendi seçtiği matematikçiyle ve kendi istediği zamanda görüşüyordu.

Hayatını, gerekli tüm zamanı ve enerjiyi matematiğe ayırabileceği şekilde kurdu. Hiç evlenmedi, herhangi bir hobi geliştirmedi, kendini hiçbir yere bağlamadı. Ne bir evi ne de sabit bir yeri vardı. Tüm eşyaları bir çift valizde saklıyordu. Yemek, içmek ve bir kaç saat uyumanın dışında matematiksiz geçen hiç bir an yaşamında yoktu.

Obsesyon (Saplantı) Nedir?
Ünlü matematikçi Paul Erdős matematik teorileri üzerinde çalışmak için sabahın erken saatlerinde uyanırdı. Ev sahiplerinin de ona katılmasını beklerdi. Daha çok matematik yapabilmek için bol miktarda “matematikçi içkisi” dediği koyu kahve tüketirdi. Bu sayede günde 19 saat çalışırdı. Matematikçiyi “kahveyi teoreme dönüştüren makine” olarak tanımlaması da bundandır.

Paul Erdős’ün saplantısı matematikti. Sayılara, teoremlere ve matematik problemlerine olan tutkusu, Erdős’u matematik alanında en sevilen ve saygı duyulan kişilerden biri yaptı. Erdős’ün saplantısı ona başarıyı getirmişti. Sonucunda hedeflerine yönelmesine, becerilerine geliştirmesine yardımcı olmuştu. Ancak her saplantı için aynı şeyi demek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle bu yazıda öncelikle saplantı nedir sorusuna cevap verelim.

Saplantı Nedir?

Çoğu insan, içki ve uyuşturucu kullanmanın tehlikelerinin farkındadır. Daha az sayıda insan, neredeyse her türlü zevkli davranışın aşırıya kaçıldığında bağımlılık yapma potansiyeline sahip olduğunu bilir.

Diğer bir deyişle hayatlarımıza normalden fazla dahil olmaları durumunda, internet ve çevrimiçi oyunlar, yemek yeme, egzersiz yapma, alışveriş ve Erdös özelinde matematik ile uğraşma en az uyuşturucu kadar zarar verme potansiyeline sahiptir.

Obsesyon (Saplantı) Nedir?
Zararsız gibi gözüken pul koleksiyonculuğu bile zamanla saplantı haline gelebilir.

Diğer faaliyetleri dışlayarak hayatınızın ana odağı haline gelen ve devamında size veya hayatınızdaki diğer kişilere fiziksel, zihinsel veya sosyal olarak zarar vermeye başlayan herhangi bir şey bağımlılık yapıcı olarak değerlendirilmelidir.

İnsanlar kendi beyin kimyasallarına bağımlı olduklarında, giderek artan olumsuz sosyal ve duygusal sonuçlara rağmen bu davranışı sürdürmeye devam edeceklerdir. Bu da devamında halk arasında takıntı veya saplantı diye de adlandırılan ve obsesyon adını veren bir sorun olarak karşımıza çıkar.

Bağımlılıklar Nasıl oluşur? 

Obsesyon (Saplantı) Nedir?

Genellikle “iyi hissettiren beyin kimyasalı” olarak adlandırılan dopamin hormonu, beyinlerimizde, tatmin ve neşe hissetmede rol oynar. Planlama ve düşünme yeteneğimiz için hayati önem taşır. Ne zaman keyif aldığımız bir şey yapsak, beynimiz bir miktar dopamin salgılar ve sonrasında kendimizi iyi hissederiz.

Ancak ne zaman zevkli aktiviteler deneyimlense, güçlü kendi kendini düzenleyen mekanizmalar dopamin seviyelerini tekrar düşürmek için devreye girer. Bu nedenle keyif aldığımız şeyleri yaptıktan sonra bir çöküş duygusu gelir. Yeterince bekleyebilirsek, bu çöküş duygusu geçer ve nötrlük sağlanır. Ancak, yeni bir doz için zevk kaynağına geri dönerek buna karşı koymaya yönelik doğal bir eğilimimiz vardır. 

Obsesyon (Saplantı) Nedir?

Dopamin artışları, yeni etkinliklerden (örneğin, yeni bir yiyecek türünü ilk kez denediğinizde) en güçlüdür. Ancak bunun sonucunda elde edilen keyif fazla da ödüllendirici değildir. Bu nedenle, çoğu zevkli aktivite saplantıya dönüşmez. Sonucunda küçük dopamin yükselmeleri üretirler.

Ancak doğal olarak daha düşük dopamin seviyelerine sahip kişilerin, dopamin üreten maddeleri veya alkol, uyuşturucu ve kumar gibi aktiviteleri arama ve bağımlı olma olasılığı daha yüksektir. Altta yatan psikolojik bozukluklar da olabilir. Bağımlılık yapan davranışlarda bulunan birçok insan, depresyon, kaygı veya düşük benlik saygısından muzdariptir.

Çevresel faktörlerin bir kişinin bağımlılık riskini artırabileceğini bulan çok sayıda çalışma olsa da, genlerimiz sayesinde bazılarımızın bağımlılığa diğerlerinden daha yatkın olduğunu gösteren kanıtlar da giderek artmaktadır.

OKB Nedir? Saplantı Nasıl OKB’ye Dönüşür?

İnsanlar bir düşünceye giderek saplantılı hale geldiklerinde, saplantılar obsesif-kompulsif bozukluğa (OKB) dönüşmeye başlar. Obsesif-kompulsif bozukluk, bir kişinin, düşüncelerin neden olduğu kaygıyı hafifletmek için belirli eylemleri (kompulsiyon) gerçekleştirmeye iten tekrarlanan düşünceler (obsesyonlar) yaşadığı bir akıl sağlığı bozukluğudur.

OKB döngüseldir. Sıklıkla, kişinin odaklandığı ve kaygı düzeyine yükselttiği takıntılı bir düşünce ile başlar. Bir şeyin kirli olduğunu ve hastalığa ya da ölüme neden olacağını düşünmek veya her şeyin yerli yerinde olduğunu kontrol etmek gibi saplantılı düşünceler ortaya çıkar. Devamında da belli ritüeller gelişecektir.

Bu ritüeller belli bir süre rahatlama hissi sağlar. Ama bir süre sonra rahatsız edici düşünce tekrar geri gelir. Süreç bir ömür törpü­südür. Bunun neticesinde bireyler gündelik işlevlerini yerine getirmekte zorla­nmaya başlarlar. Ayrıca kişinin sosyal ve aile hayatının akışı da sekteye uğrar.

Obsesyonlar ve Kompulsiyonlar Nelerdir?

Örneğin, OKB’si olan bir kişi, dikkatsizlik nedeniyle evinde istemeden yangın çıkaracağı endişesiyle takıntılı hale gelebilir. Korku zamanla baskın hale gelir. Zarar verme potansiyelini en aza indirmek ve kaygıyı azaltmak için zorlamalar başlar. Örneğin bu kişi yangın çıkma riskini azaltmak için evden ayrılmadan önce evlerindeki tüm prizleri kontrol eder. Bunu yapmak, saplantıyla ilişkili kaygıyı büyük ölçüde azaltır.

Tekrar tekrar yapılması gereken kompulsiyonlar, yeniden okumayı, yeniden yazmayı veya rutin eylemleri/aktiviteleri tekrar etmeyi, vücut hareketlerini tekrarlamayı veya başka herhangi bir eylemi belirli sayıda gerçekleştirmeyi içerebilir.

Obsesyon (Saplantı) Nedir?
Temizlikle ilgili kompulsif davranışlar genellikle mikroplar ve kirlenme hakkındaki saplantılara bir tepkidir. Bu davranışlara örnek olarak el yıkama veya vücudun başka bir yerini belirli bir şekilde yıkama gelir.

Obsesyonların tam içeriği ve doğası, bir kişiden diğerine farklılık gösterse de, bazı ortak temalar vardır. Bunlar temizlik, ahlaki yargı ve davranışlar konusunda takıntılı olma, zarar verme endişesi, mükemmeliyetçilik, istenmeyen cinsel düşünceler biçiminde özetlenebilir.

Nörobiyolojik ve nörogörüntüleme çalışmaları bize OKB’nin beyinde nasıl bir rol oynadığına dair bazı ipuçları veriyor. Buna göre OKB’si olan kişiler, hareketin yürütülmesini, alışkanlık oluşumunu ve ödülü kontrol eden beynin kortikostriatal yolunda daha fazla aktiviteye sahip olma eğilimindedir.

Obsesyon (Saplantı) Nedir?
OKB’si olan kişilerin beyinlerinde hiperaktif hale gelen hata işleme alanları (kırmızı)

Nadir vakalarda, insanlar kafa travmasından sonra da OKB geliştirirler. Bu da beyindeki değişikliklerin OKB’ye neden olabileceği fikrine ağırlık katar. Ancak araştırmacılar hala OKB hakkında tam bir resme sahip değiller. Bu olmadan, beyinde neler olup bittiğine dair iyi bir fikir edinmek zordur.

Saplantılarımızdan Kurtulmamız Mümkün mü?

OKB’si olan birçok kişi, kaygı belirtilerini iyileştirmek için kaygı giderici ilaçlar ve anti depresanlar kullanır. Ayrıca tetikleyicilerle yüzleşmek ve tepkileri kontrol etmeyi öğrenmek amacıyla bilişsel davranışsal terapide tercih edilir.

Ancak en önemlisi hayatlarımızın her zaman belli bir ölçüde belirsizlik içereceğini kabul etmektir. İster ellerinizin temiz olduğundan emin olun, ister karmaşık bir matematik teorisini kanıtlayın, yalnızca çoğunlukla emin olabiliriz.

Çoğu insan zaman zaman müdahaleci veya istenmeyen düşüncelere sahiptir. Ancak bunların hepsi bir saplantı haline gelmeyecektir. Örneğin, ayrıldıktan sonra eski sevgilinizi bir süre kafaya takmanız doğaldır. Bu müdahaleci düşünceler ruh halinizi ve bazı davranışlarınızı etkileyebilir. Ama sonunda yoğunluk ve sıklık zaman içinde azalır.

Bir saplantıyı rahatsızlık sürecine taşımadan müdahale etmek gereklidir. Bu nedenle bazı şeylerin alışkanlık haline dönüştüğünü hissettiğiniz ilk anda başka bir şeye odaklanırsanız veya arkadaşlarınız ve ailenizle dikkatinizi dağıtırsanız, durumun işin içinde çıkılması zor bir sürece dönüşmesini baştan önleyebilirsiniz. Ayrıca konu ile ilgili bu yazıya da göz atabilirsiniz: Duygusal Yeme Nedir? Neden Canımız Sıkıldığında Sürekli Yemek Yeriz?


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu