Psikoloji

Pygmalion Ve Golem Etkisi: Beklentiler Kişinin Davranışlarını Nasıl Şekillendirir?

Muhtemelen bir çoğunuz güzel bir kadın heykeli yapan ve ona aşık olan mitolojik Yunan heykeltıraş Pygmalion hakkında anlatılan hikâyeyi duymuşsunuzdur. Efsaneye göre Pygmalion, Kıbrıslı bir heykeltıraştı ve sonunda yaptığı fildişinden bir kadın heykeline aşık oldu.

Çare Tanrılara yalvarmaktı. Sonunda da dilek gerçekleşir, heykel canlanır ve sonsuza kadar mutlu yaşarlar. Bu anlatı Rosenthal ve meslektaşı Lenore Jacobson kaleme aldığı bir kitapta yer alır. Ve yazımıza konu olan Pygmalion etkisinin isim kaynağıdır.

Pygmalion (Rosenthal) Etkisi

Yukarıda aktardığımız hikaye günümüzde “Kendini Gerçekleştiren Kehanet” gibi isimlerle de anılmaktadır. Bazen, bir şeyin doğru olduğuna ikna olursak, inancımız bizi sonunda bu inançları gerçeğe dönüştürecek şekilde hareket etmeye yönlendirir. Diğer bir deyişle bir şeye çok inanmak, farkında olmadan o şeyin olmasını sağlayacak şekilde davranmamıza neden olacaktır.

Örneğin değer verdiğimiz birinin bizden beklentileri yüksek olursa, zaman içinde bu beklentileri içselleştirmemiz ve onları karşılamak için daha çok çalışmamız muhtemeldir. Beklentiler biz farkında olmadan kararlarımızı, davranışlarımızı ve hatta göstereceğimiz çabanın miktarını etkileyebilmektedir.

Pygmalion etkisinin edebiyattaki en ünlü örneklerinden biri George Bernard Shaw’un Pygmalion’un adlı oyununda bulunabilir. Daha sonra My Fair Lady adıyla beyaz perdeye uyarlanan oyun, olumlu ve olumsuz pekiştirmenin sonucunda bir kişiyi nasıl etkileyeceğini ele alır.

Eğitimde Pygmalion Etkisi Nasıl Kendisini Gösterir?

1968’de Pygmalion etkisi, Rosenthal etkisi olarak da bilinmeye başlandı. Etki bu sefer adını bu psikolojik fenomenin eğitimdeki etkisini gösteren araştırmacılardan biri olan Robert Rosenthal’dan aldı. Robert Rosenthal ve bir okul müdürü olan Lenore Jacobson tarafından gerçekleştirilen çalışmada öncelikle öğrencilere bir sınav yapıldı.

Devamında da öğretmenler, bu sınav sonucuna göre bazı çocukların yüksek akademik potansiyele sahip oldukları konusunda bilgilendirilecekti. Öğretim yılının sonunda, tüm öğrenciler sınava tekrar girdi. En çok gelişim gösterenler sözde üstün özellikle gösteren çocuklar olmuştu.

Sonuçta öğretmenlerin yetenekli olduğu söylenen öğrencilere yönelik bakış açısı değişmişti. Bir öğretmenin bir öğrenciden beklentisi yüksek olduğundan ister istemez yaklaşımı da o kadar sıcak olur. Basit bir onaylama işe ya da gülümseme bile bir öğrencinin kendisini özel hissetmesi için yeterlidir.

öğrenciler
Öğretmenler, öğrencilerin performansını çeşitli şekillerde etkileyebilir. 
Örneğin, daha az potansiyele sahip olduklarını düşündükleri öğrencilere daha az ilgi gösterirken, yüksek beklentiler içinde olabilecekleri öğrencilere karşı daha nazik olabilirler.

Ayrıca bir öğretmenin öğrencilerden belli bir beklentisi varsa sunduğu materyallerin kalitesi daha yüksek olacaktır. Tüm bunlar öğrencinin gelişiminin önünü açan süreçlerdir. Deney sonucunda araştırmacılar, Sınıftaki Pygmalion adlı bir kitap yayımladı. Yazının girişindeki hikaye bu kitapta yer almaktaydı.

Bir öğretmen bazı grupları daha yüksek veya daha düşük akademik başarı ile ilişkilendirirse, kendisi farkında olmasa bile bu davranışlarına yansıyacaktır. Bu durumda, sınıf içinde her öğrenciye eşit biçimde yaklaşmama ihtimali vardır.

Beklentiler, önyargılarımızı ve zihinsel modellerimizi yansıtan, dünyayı gördüğümüz merceklerdir. Sürekli olarak liderlik pozisyonlarında erkekleri görürsek, beynimiz dolaylı olarak ikisini ilişkilendirir. Çekici bir kişinin sunum yapmak için odaya girdiğini görürsek, sırf dış görünüşü nedeniyle sunumunu daha olumlu değerlendirebiliriz. 

Bu tür önyargılar problemlidir çünkü farklı sosyal gruplar hakkındaki yargılarımızı ve onlara yönelik davranışlarımızı etkilerler. Eğitim ve öğretim bağlamında, bu ön yargıların, öğretmeni öğrencilerine karşı olumsuz davranmaya yatkın hale getirmesi de olasıdır.

Pygmalion Etkisi Nasıl Çalışır?

Pygmalion Etkisi ile ilgili verilen klasik bir örnek Akıllı Hans olayıdır. 19. yüzyılın sonlarında, William Von Osten adlı bir adamın atının çok özel yeteneklere sahip olduğu ile ilgili güçlü bir inancı vardı. “Akıllı Hans” denilen bu hayvan, toynağını yere vurarak kendisine sorulan soruları % 90 doğrulukla yanıtlıyordu. Konu kısa süre sonra bilim dünyasının dikkatini çekmişti.

akıllı hans - Wilhelm-von-Osten-1904

Von Osten hiçbir kandırmaca niyetinde olmamasına rağmen, istemsiz hareketleri ve vücut dili ile atın davranışlarını yönetiyordu. Yani beklentileri atın davranışlarını etkiliyordu. Von Osten 1909’da öldü ve Akıllı Hans kayıtlardan kayboldu. Ancak mirası belirli bir psikoloji dalında yaşamaya devam etti. Daha fazlası için: Matematik Yapan At Akıllı Hans Efsanesi Neden Ve Nasıl Başladı?

Pygmalion etkisi bize gerçekliğimizin tartışılabilir olduğunu ve başkaları tarafından kasıtlı veya kazara manipüle edilebileceğini gösterir. Neyi başardığımız, nasıl düşündüğümüz, nasıl davrandığımız ve yeteneklerimizi nasıl algıladığımız çevremizdeki insanların beklentilerinden etkilenebilir. Bu etki dört aşamada gerçekleşir.

Pygmalion (Rosenthal) Etkisi
  1. Başkalarının bizim hakkımızdaki inançları, onların bize karşı davranışlarını şekillendirir.
  2. Bize karşı davranışları kendimiz hakkındaki inançlarımızı etkiler.
  3. Bu inançlar sırayla, başkalarına karşı eylemlerimizi etkiler.
  4. Başkalarına karşı davranışlarımız, onların bizim hakkımızdaki inançlarını etkiler ve böylece bizi ilk aşamaya geri döndürür.

Yanlış İnançlar da Gerçek Olur: Golem Etkisi

Golem etkisi, öğrencilerin veya çalışanların beklentileri nedeniyle düşük performans gösterdiği, kendi kendini gerçekleştiren başka bir kehanettir. Bu terimin adı da Rosenthal tarafından ortaya atılmıştır. Golem efsanelerde karşımıza çıkan, kötülüğü yok etmek için yaratılan ama sonunda bir canavara dönüşen ruhu olmayan genelde kilden veya topraktan oluşturulan bir varlıktır.

Yapılan çalışmalarda Golem etkisinin, Pygmalion etkisinden çok daha etkili olduğu görülmüştür. Yani kişilere karşı olumsuz beklentilere girmemiz karşı tarafı daha fazla etkisi altına almaktadır.

Bir Kaç Kendini Gerçekleştiren Kehanet Örneği

  • Bir iş başvurusu için hazırlanan kişi, daha önceki denemelerinden ya da işin konumundan dolayı o işi alamayacağına inandığı için iş görüşmesine “zaten olmayacak” düşüncesiyle özensiz gidecek ve bu özensizlik kişinin işe alınmamasını doğrulayabilecektir.
  • Matematik dersinden nefret eden öğrenci, ne kadar çalışırsa çalışsın matematik sınavından düşük alacağını düşündüğü için çalışmayacak ve bu çalışmama davranışı düşük almasını gerçek kılacaktır.
  • Yeni başladığı şirkette çalışan bir personelin, ortada bunu düşünmek için somut bir neden olmaksızın kendisinden hoşlanmadığını düşünen kişi, bu personele karşı düşüncesinden ötürü soğuk davranacak ve bu davranış personelin ondan gerçekten hoşlanmamasına neden olacaktır.

İyi haber şu ki, insanlar herhangi bir gruba karşı doğuştan önyargılı olarak doğmazlar. Daha ziyade bu önyargıları, hem bilinçli hem de bilinçsiz olarak beynimizde depolanan ve daha sonra otomatik kararlarımızı etkileyen belirli ortamlara ve deneyimlere maruz kalarak ediniriz.

Sonucunda, içinde yaşadığımız ve faaliyet gösterdiğimiz ortam önyargılarla doludur. Bu nedenle bu önyargılar konusunda farkındalık geliştirmek için amaçlı bir biçimde çaba göstermemiz gerekecektir. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Plasebo ve Nosebo Etkisi: Beklentiler Vücudunuzu Nasıl Kandırır?


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu