Psikoloji

Peter Pan Sendromu: Sonsuza Dek Çocuk Kalma Durumu

Ünlü masal kahramanı Peter Pan, psikolojideki bir davranış sorununa da isim babalığı yapıyor.

James Matthew Barrie’nin (1860-1937) Peter Pan kitabını bilmeyen yoktur sanırız. Var olmayan ülkede (Neverland) sonsuza dek çocuk olarak yaşamak isteyen eserin kahramanı Peter Pan, sadece edebiyat dünyasında değil aynı zamanda psikoloji ve psikiyatri alanlarında da bilinen bir isim oldu. Karakter kurgu olsa da Peter Pan Sendromu gerçektir. Bu sendromla uğraşıyorsanız nedenlerini ve nasıl üstesinden gelineceğini öğrenebilirsiniz.

Detaylara geçmeden önce bir senaryo sunalım. Bir adam kanepede oturmuş televizyon izliyor. Bir kadın olan ortağı, yapılacaklar listesini zihinsel olarak işaretlerken akşam yemeğini hazırlıyor. kafasındaki yapılacaklar listesi arasında eşinin geçen hafta kendisi için internetten sipariş ettiği gömleklerini iade etmesi de var. O sırada adam mutfağa girer ve ona “akşam yemeğinde ne var?” diye sorar, sonra tekrar televizyona döner.

Bu senaryodaki kadın ve adam bir karı koca ya da anne çocuk olabilir. Dinamikler çok benzer. Bir kişi araçsal ve duygusal bakım sağlar. Diğeri ise buna karşılık çok az takdir, minnettarlık veya karşılık gösterir. Bir yetişkin olmasına rağmen çocuk gibi davranır. Karşınızdaki kişi kendi işlerini yapabilecek olmasına karşılık partnerine bağlıdır. Psikolog Dan Riley, büyümeyi reddeden bu adamların davranışlarını açıklamak için Peter Pan Sendromu terimini ortaya atmıştır. 

Peter Pan Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Peter Pan Sendromu
J. M. Barrie 1911 tarihli romanı “Peter ve Wendy” de “Biri hariç tüm çocuklar büyür” diye yazmıştır. Burada büyümeyecek olan çocuk Peter Pan’dı.

Peter Pan Sendromu yetişkin erkeklerin yetişkinliğin kişisel ve profesyonel sorumluluklarından kaçınması biçiminde tanımlanır. Psikolojik bir bozukluk değildir. Ancak belirli bir davranış modelini açıklamak için kullanılmaktadır. Bu durum her iki cinsiyeti de etkilese de araştırmalar erkekler arasında daha sık görüldüğünü ortaya koymaktadır.

Bu davranışları sergileyen kişiler tipik olarak ergenlik çağındaki birinin davranması gerektiğini düşündüğümüz şekillerde davranırlar. Gerçekleşmesi zor hayaller kurar. Ayrıca bu hayalleri gerçekleştirmek için mantıklı ve sistematik herhangi bir adım atmaz. Herhangi bir işin yapacağına dair inancı çok yüksek ama çabaları çok düşüktür. Gelecekten ve yaşlanmaktan korkarlar. Ayrıca sosyal ve romantik ilişkilerde yetişkin gibi davranamazlar.

Peter Pan Sendromunun Nedeni Nedir?

Peter Pan Sendromu
Peter Pan Sendromu, tahmin edebileceğiniz gibi, bir yetişkinin olgunlaşmak ve kendi yaşındaki birinin sorumluluklarını üstlenmek istememesidir. Sendromunun kendini nasıl gösterdiği kişiden kişiye değişebilir.

Bu sendrom belirtilerini gösteren kişi genellikle kariyerinde başarısızlık yaşar. Ekonomik açıdan sorumluluk sahibi olmakta zorlanır. Sorumluluğun olmadığı sadece eğlencenin var olduğu bir hayat beklentisi içindedir. Sık sık iş ve hobi değiştirir ama hiçbirinden tatmin olmaz. Bu tip bir erkek baba olduğunda bile ebeveyn rolüne girmekte zorlanır.

Peter Pan sendromu ile ilgili çok fazla araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle psikologlar sendromu tanımasalar bile kesin nedenlerini henüz bilmemektedir. Ancak olası nedenlerinden biri olarak bu tip kişilerin yalnızlıktan korktukları ve etraflarını ihtiyaçlarını karşılayacak insanlarla sarmaya çalıştıkları düşünülmektedir.

Peter Pan Sendromu
Birinin merak, mizah duygusu veya yetişkinlerden daha çok çocuklarla ilişkili belirli şeylere sevgi gibi çocuksu eğilimleri olması, Peter Pan Sendromuna sahip oldukları anlamına gelmez. 

Peter Pan Sendromundan muzdarip insanların bir başka özelliği de sürekli olarak eş değiştirmeleri ve daha genç olanları aramaları olarak bilinmektedir. Bunun arka planında da bağlılık ve sorumluluktan kaçma gibi dürtüler yer alıyor. Ancak çocuklukta yeterince sorumluluk almadan şımartılarak yetiştirilen kişilerin yetişkinlikte de bu sendroma yakalanması daha olası gibi görünmektedir. ( Daha fazla bilgi için: Bir Gölge Misali: Kar Küreyici Ebeveyn Tutumu)

Peter Pan’ın Arkasındaki Wendy

Peter Pan Sendromu

1983’te “Peter Pan Sendromu” nu tanımlayan psikolog Dan Kiley, “Wendy Sendromu” terimini partnerleriyle kurduğu ilişkilerde sürekli anne gibi davranan kadınları tanımlamak için kullandı. Dr. Dan Kiley’e göre, Peter Pan erkeklerinin yine aynı hikayedeki karakterlerden Wendy kadınları ile eşleşme ihtimali çok yüksek.

Peter Pan erkeklerinin kaçındıkları tutum, sorumluluk ve davranışları, Wendy kadınlar ele alıyor. Bu kadınlar, sorumluluk almayı reddeden Peter Pan erkeğe karşı anaç bir tutum sergileme eğiliminde oluyor. Zamanla da hayatındaki kişi için vazgeçilmez olduğunu düşünme eğilimi gösteriyorlar. Çok fazla sorumluluk alıyorlar ve bu sorumluluklar tükenmişlik hissini de beraberinde getirebiliyor. Bir süre sonra da bu kadının ilişkide koruyucu ”anne” rolüne girmiş olması kaçınılmaz oluyor.

Her iki bozukluğun da en büyük dezavantajının, bu duruma sahip olan kişinin sorunun bir parçasıymış gibi hissetmemesi, farkında olmaması oluyor. Durum böyle olunca da bu sendromlar kişilerin veya partnerlerinin hayat kalitelerini oldukça düşürüyor ve sosyal ilişkileri fazlasıyla zorlayabiliyor. Sendromsuz günler geçirmeniz dileğimizle.


Kaynaklar ve İleri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Ceren Demir

Kendini, insanları, dünyayı tanıma ve anlama çabasında, belki de kaosta olan; filmin oyuncularından, dünya üzerindeki küçücük noktalardan biriyim.. Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Ekonomi bölümünde yüksek lisansa devam ediyorum ve İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde akademik görevimi sürdürüyorum. Spora, sanata (özellikle resim sanatı), müziğe, doğaya, doğa sporlarına, felsefeye, psikolojiye, kitaplara, filmlere düşkünüm.. Okumayı, yazmayı, öğrenmeye çabalamayı çok seviyorum. Amaçlı ve amaçsız yaşamanın çeşitli noktalardan artı ve eksileri olduğunu düşünsem dünyadaki her şeyin gelip geçici olduğuna inanıyorum. Yine de -her şeye rağmen- ben uzun süredir amacı olanlardanım.. Buradan enerji sağlayabiliyorum.. Çoğunlukla enerjik, dışa dönük olsam da yeri geldikçe oldukça içe kapanmaya ve yalnızlığa susayabiliyorum. İkisi de keyifli ve öğretici.. Matematiksel sitesinin öncelikle hayranı olan bir okuruyum sonra Matematiksel’e katkı sağlamaya çalışan enfes ekibin bir parçasıyım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu