
Tarih belirtirken kullanıldığımız MÖ “Milattan Önce”, MS ise “Milattan Sonra” sözlerinin baş harfleridir. Burada “milat” doğum demektir ve Hz. İsa’nın doğumunu simgeler. Hristiyan dünyasında bu terimler yerine BC ve AD kullanılır. MS yerine kullanılan Latince AD yani Anno Domini “Efendimizin yılı” anlamındadır. MÖ yerine kullanılan BC yani Before Christ ise “İsa’dan önce” demektir.
Bu terminoloji ile sıkıntı kullanılan ifadelerin dini temalar üzerine kurulmuş olmasıdır. Aslına bakarsanız, modern takvimimiz neredeyse tamamen bir Roma icadıdır. Bilindiği üzere Roma’da da din daima politikayla iç içe olmuştur. Bunun sonucunda da takvimimizdeki her isim ve sayı belli ritüeller ve gelenekler ile iç içedir.

B
Oysa ki insanlık tarihinden bahsettiğimiz zaman evrensel yani tüm insanlığı kucaklayan bir dile ihtiyaç vardır. Bu nedenle ilerleyen süreçte terimlerin dinsel içerikten arındırılması gerektiği düşünülmüştür. Bunun sonucunda da günümüzde genellikle AD için CE (Contemporary Era yani Çağdaş Dönem), BC için de BCE (Before Contemporary Era yani Çağdaş Dönem Öncesi) kullanılmaktadır.
Milat Kavramı Nasıl Ortaya Çıktı?
Orta Çağ’ın başlarında, en önemli hesaplama ve dolayısıyla Avrupa’daki matematik çalışmalarının ana motivasyonlarından biri, Paskalya’nın ne zaman kutlanacağı sorunuydu. Bilindiği üzere Paskalya, Hristiyanlıktaki en eski ve en önemli yortudur. O dönemde dini açıdan bu önemli gün bir referans noktası olarak kabul edilmekteydi. Sonunda MS 325’teki Birinci İznik Konseyi, Paskalya’nın bahar ekinoksunu takip eden dolunaydan sonraki Pazar gününe denk gelmesine karar verecekti.

Bu dönemde hesaplamalar Paskalya tablosu olarak isimlendirilen belgeler aracılığı ile yapılırdı. MS 525’te Dionysius Exiguus adında bir keşiş bu tablolar ile hesaplamalar yaparak milat kavramını tanıttı. Kendisi Hz. İsa’nın doğum tarihini nasıl belirlediğini asla söylemedi. Ancak günümüz tarihçileri bunun için, ilk Hıristiyanlardan kalan bazı yazıları kullandığını düşünüyor. Dionysius, MS 1’i Hz. İsa’nın doğum yılı olarak belirledi. Bu durumda ilk Milattan Sonra kavramı ortaya çıktı.
Milattan Önce Takvimlere İki Yüz Yıl Sonra Eklenecekti
Milattan önce bileşeni için Dionysius’tan sonra iki yüz yıl daha geçmesi gerekecekti. Bu da Anglosakson dünyasının ilk tarih yazarı, teolog, tarihçi ve kronoloğu Muhterem Bede sayesinde olacaktı. Kendisi 708 yılında De Temporibus (Zaman Üzerine) ve De Temporum Ratione (Zamanın Hesaplanması Üzerine) isimli kitapları kaleme almıştı. Kendisi bu kitaplarından Milattan sonra kavramını yaygınlaştırdı ve önceki olayları aktarmak için de Milattam Önce kavramını ortaya attı.
Milattan Önce Ve Milattan Sonra: Peki Sıfır Nerede?

Sizin de fark etmiş olacağınız gibi bu kronolojik gösterme sisteminde sıfır sayısı yoktur. Bunun nedeni de aslında oldukça basittir. Sıfır yılı yoktu, çünkü Avrupa henüz sıfır sayısı ile karşılamamıştı. Sıfır sayısı ilk olarak MS 628’de Hintli bilim insanı Brahmagupta tarafından kavramlaştırılmıştı. Ancak bu fikir, 11. ila 13. yüzyıllara kadar ortaçağ Hıristiyan Avrupa’sına yayılmayacaktı.
Örneğin 1299 yılında İtalya Floransa’da Arap rakamları özellikle de sıfır kullanımı yasaklanmıştı. Bu karar yaygın olmayan rakamların ticarette kullanımının kargaşaya yol açabileceği düşünülerek alınmıştı. 1500’lerde bile durum geçerliliğini koruyordu. Avrupalılar nihayet 1600’lerde İngiliz matematikçi John Wallis’in sayı doğrusuna sıfırı dahil etmesiyle sıfırı kabul ettiler. ( Detaylar için: Hiçlikten Elde Edilen Bir Şey: Sıfır Sayısının Hikayesi)
M.Ö./M.S. sistemi, Kutsal Roma İmparatoru Charlemagne’nin Avrupa çapında hükümet eylemlerinin tarihlendirilmesi için sistemi benimsemesinden sonra dokuzuncu yüzyılda daha popüler hale geldi. 15. yüzyıla gelindiğinde tüm batı Avrupa bu sistemi benimsemişti. 1988 yılında da Uluslararası Standardizasyon Örgütü, ISO 8601’i yayınladığında uluslararası bir standart haline gelecekti.
AD Ve BC İçin Güncelleme
Başta da dediğimiz gibi günümüzde genellikle AD için CE (Contemporary Era yani Çağdaş Dönem), BC için de BCE (Before Contemporary Era yani Çağdaş Dönem Öncesi) kullanılmaktadır. Bazı kişi ve kuruluşların bu biçimde değişiklik talep etmesinin birkaç nedeni vardır. En başta da evrensel olarak kabul edilen bir standarttın dini temelleri nedeniyle, farklı dinlere mensup kişiler tarafından kabul görmemesi gelir. Ayrıca tarihçileri Hz. İsa’nın doğum tarihi konusunda henüz uzlaşamamışlardır. Bu değişikliğin ise 1715 yılında gerçekleşmiştir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Keeping time: The origin of B.C. and A.D.. yayınlanma tarihi:15 Ocak 2022; bağlantı: https://www.livescience.com
- What Do B.C. and A.D. Stand For? Bağlantı: https://wonderopolis.org/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel