
Google, Wikipedia ve diğer çevrimiçi araçların yükselişi, birçok insanın bu teknolojilerin beynimiz üzerindeki etkisini sorgulamasına neden oldu. Sonuçta, aklımıza takılan bir şeyi aratıp saniyeler içinde doğru cevaba ulaşabiliyoruz. Ancak cevabı bilmek ile cevabı bulmak aynı şey mi?
Bu sorunun devamında da Google etkisi ile tanıştık. Diğer adıyla dijital amnezi arama motoru aracılığıyla internette kolayca bulunabilen bilgilerin, edinildikten sonra hızlı bir biçimde unutulmasına verilen addır. Bu durum ilk olarak 2011’de yayınlanan bir makalede gündeme getirilmiş ve o günden sonra da uzun süre araştırılmıştır.
İnternet ve Arama Motorlarının Gelişimi İle Google Etkisi Hayatımıza Girdi
Richard Feynman, bir dersinde bilgisayarı akılsız bir kütüphaneci olarak tanımlamıştı. Bununla birlikte geçen süreçte internet ve arama motorlarının gelişimi ile artık bu kütüphanecinin sahip olduğu beceriler eskisinden çok daha fazla. Dahası, Google’ın karmaşık algoritmaları, bu kütüphaneciyi şaşırtıcı derecede verimli hale getirdi. Bunun sonucunda günümüzde “arama motoru” yerine “Google” kelimesini kullanıyoruz.

Bir kitap okuduğunuzu ve bilmediğiniz bir kelimeyle karşılaştığınızı varsayalım. Tanımını görmek için kelimeyi Google’da aramaya karar verdiniz. Birkaç gün sonra, bu kelimeyle tekrar karşılaşıyorsunuz… ama ne anlama geldiğini hatırlamıyor gibisiniz. Bu durum, bilgilerin çevrimiçi olarak hazır olması nedeniyle onu belleğe kaydetmediğimiz Google etkisini açıklar.
Bu önyargı, yalnızca arama motorlarında aradığımız şeyler için değil, bilgisayarlarımızda veya telefonlarımızda kolayca erişilebilen çoğu bilgi için de mevcuttur. Ailenizin veya en iyi arkadaşınızın numarasını ezbere biliyor musunuz? Cevap muhtemelen hayırdır ve buna Google etkisi neden olur.
Dijital Amnezi Yani Google Etkisi İle Nasıl Tanıştık?

Google etkisi ilk olarak 2011 yılında üç psikolog Betsy Sparrow, Jenny Liu ve Daniel Wegner tarafından incelenmiştir. Google gibi arama motorlarının insanların yanıt aradıkları en bariz yer haline gelmesiyle birlikte, Sparrow ve ekibi, insanların İnternet’i harici bir bellek deposu gibi görmeye başlayıp başlamadıklarını anlamak istedi. Psikologlar, Google etkisini incelemek için dört deney gerçekleştirdi.
İlk deneyde, katılımcıların evet/hayır gibi soruları yanıtlaması ve ardından bir Stroop görevini tamamlaması gerekiyordu. Bu tarz bir görevde sözcükler, gerçek anlamlarından farklı renklerde yazılır. Örneğin aşağıda da gördüğünüz gibi yeşil renk kırmızı renkte yazılır. Sizden sözcüğün rengini belirlemeniz istenecektir. Araştırmacılar, katılımcıların “Google” gibi bilgisayar terimlerinin rengini tanımlamalarının ne kadar sürdüğünü, “Nike” gibi bilgisayar dışı terimlerin rengini tanımlamalarının ne kadar sürdüğünü karşılaştırdı.

Sonucunda da katılımcıların zor sorulardan sonra bilgisayar terimlerini isimlendirmesinin daha uzun sürdüğünü buldular. İkinci deneyde, katılımcılar iki farklı gruba ayrılacaktı. Her katılımcının 40 genel bilgi sorusu okuması ve yazması gerekiyordu. Bir gruba bilgisayarın bilgileri saklayacağı diğer gruba ise daha sonra silineceğini söylenmişti.
Araştırmacılar, bilgilerin silineceğini düşünenlerin, yazdıkları önemsiz ifadeleri en iyi hatırlayanların olduğunu buldular. Bu da, daha sonra erişebileceğimizi düşündüğümüz bilgileri belleğe kaydetme olasılığımızın daha düşük olduğunu gösteriyor.
Üçüncü deneyde, katılımcılar bir kez daha sorulara cevap verdiler. Katılımcılar soruların üçte biri için “Girişiniz kaydedildi”, üçte biri için “Girişiniz X klasörüne kaydedildi” ve son üçte biri için “Girişiniz silindi” mesajını gördüler. ”
Daha sonra katılımcılara, sorulara uygun bir tanıma görevi verilecekti. Katılımcılar, silindiğini düşündükleri ifadeler için en iyi hafızaya sahipti. Son deneyde, katılımcılara okudukları tüm soruların belirli bir klasöre kaydedileceği söylendi. Katılımcılar daha sonra hatırladıkları tüm önemsiz ifadeleri yazmalı ve ardından bilgilerin nereye kaydedildiğini belirlemeleri gerekiyordu. Katılımcılar, soruların cevaplarının hangi klasöre kaydedildiğini, sorulardan daha iyi hatırladılar.
Google Etkisi Neden Oluşuyor?
Beynimiz her gün birçok yeni bilgiyle karşılaşır. Tüm bu bilgileri ezberlememiz zordur ve bu nedenle hangi bilgileri hatırlamayı seçtiğimize öncelik vermemiz gerekir. Google etkisi bilgiyi unutmakla ilgili olsa da, antropolog Dr. Genevieve Bell bunun aslında bir verimlilik işareti olabileceğini öne sürüyor.
Bu arada Google etkisi yalnızca dijital biçiminde yenidir. Ancak başka bir yerden erişebileceğimizi bildiğimiz bilgileri hatırlamama eğilimimiz yeni bir olgu değildir. Google etkisi, bir takımda veya çalışma ortamında bir grup hafızası geliştirdiğimiz bir etkileşimli hafıza biçimidir. Bilgiler, farklı kişilerin bireysel hatıralarına bölünür ve ekip üyelerinin yalnızca kendi bilgi yığınlarını hatırlamaları gerekir. Bu nedenle bu etki beynimizi bilgiyle aşırı yüklememek için etkili bir yol olarak düşünülebilir.
Ancak elbette bir bilgisayara güvenmenin çalışma ekibimize bağımlı olmaktan farklı ve bazı olumsuz sonuçları da var. Google etkisi, çevrimiçi dünyayı her zaman erişebileceğimize inanarak bir hafıza bankası olarak kullanmamıza neden olur. Bu, genel bilgiler veya gerçekler için yararlıdır. Ancak öğrenme söz konusu olduğunda o kadar da işe yaramaz.

Örneğin, Canan adlı genç bir kadının otobüste telefonunu kaybettiğini hayal edin. Eve yürümeye başlar, ancak oraya nasıl gideceğini bilmediğini fark eder. Sonucunda Google Haritalar’ı kullanmaya alışmıştır. Yolda bir ankesörlü telefon görür ama herhangi bir taksi şirketinin numarasını ya da ailesinin numarasını ezbere bilmez. Çünkü onlara her zaman telefonundan bakıyordur. Sonucunda Canan, dijitale fazla bağımlı hale geldiği için, içinden çıkamadığı rahatsız bir durumun içinde kendini bulacaktır.
Genellikle çevrimiçi olarak sakladığımız bilgilere erişmemiz gereken durumlar, içinde olmayı asla beklemediğimiz durumlardır. Bu nedenle Google etkisi, önemli bilgileri hatırlayamadığımız rahatsız edici durumlara yol açacaktır.
Dijital Amnezi İle Nasıl Baş Edebiliriz?

Google etkisinden tamamen kaçınmak zordur çünkü iş veya okul sorumluluklarımızın çoğu bilgileri çevrimiçi aramamızı gerektirir. Ancak, Google etkisinin farkında olarak, bilgimizi genişletmenin daha iyi yolları olduğunu kendimize hatırlatabiliriz. Yapabileceğimiz ilk şey, bilgi toplamak için başka kaynaklara bakmaktır. Bilgileri sadece okumak yerine notlar almak da onu hatırlamamıza yardımcı olacaktır.
İkinci olarak, internette bir bilgiye baktığımızı biliyorsak ve hatırlamıyorsak doğrudan internete dönmek yerine, durup hafızamızı harekete geçirmek için bir dakika beklemeliyiz. Değilse, dijitale bir bağımlılık yaratırız. Bunun sonucunda da hatırlamak için Google bilgilerine bağımlı olmaya devam ederiz.
Kaynaklar ve İleri okumalar:
- What Is The “Google” Effect?; Yayınlanma tarihi: 8 Temmuz 2022; Bağlantı: https://www.scienceabc.com/
- Roberts, G. (2015, July 16). Google effect: Is technology making us stupid? The Independent. https://www.independent.co.uk/
- Why do we forget information that we just looked up?. Bağlantı: https://thedecisionlab.com/biases/google-effect
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel