Sinirbilim

Unutma Eğrisi Nedir? Unutma İle Nasıl Mücadele Edilir?

Ebbinghaus unutma eğrisi unutma sürecinin matematiksel bir temsilidir. Bu eğri, kaybetmemek için hiçbir girişimde bulunmazsak bilgiyi zaman içinde ne kadar hızlı unuttuğumuzu bize gösterir. 

Herhangi bir kitabı okuduktan ya da bir eğitime katıldıktan edindiğiniz bilgilerin ne kadarını anımsıyorsunuz? Muhtemelen çok azını. Pek çok konunun arka arkaya anlatıldığı bir dersin sonunda, kendinize “Bütün bunları nasıl hatırlayacağım?” diye kaç defa sordunuz? Muhtemelen pek çok kez.

Ne yazık ki kısa süreli belleğinizde gerçekten de sınırlı sayıda bilgiyi sınırlı bir süre boyunca taşıyabilirsiniz. Eğer bunu uzun süreli belleğe aktarmanın bir yolunu bulamazsanız da unutmak kaçınılmazdır. Unutma eğrisiyle nasıl mücadele edebileceğimiz konusuna geçmeden önce kısaca tam olarak ne olduğunu açıklayalım.

Öğrendiğimiz Bilgiyi Kısa Süre Sonra Unutacağımızı Nasıl Öğrendik?

Alman psikolog Hermann Ebbinghaus (1850-1909)

Hermann Ebbinghaus 1895’te öğrenme ve hafıza üzerinde sistematik olarak çalışan ilk psikolog olmuştur. Unutma eğrisi onun ortaya attığı matematiksel bir formüldür. Eğri, bilginin zaman içinde unutulma oranını gösterir. Ebbinghaus ilginç bir şekilde, tüm çalışmalarında özne olarak kendini kullanmıştır. Aslında uyguladığı yöntem de oldukça basittir.

Öncelikle kendisine ezberlemesi için bir sürü kelime oluşturdu. Sonra da bu kelimelerin ne kadarını hatırlayabildiğini çeşitli aralıklar ile ölçtü. Listesinde bulunan kelimeler genellikle üç harften oluşuyordu. Ebbinghaus, şiir gibi anlamlı materyalleri ezberlemenin daha kolay olacağını biliyordu. Bu nedenle kendi listesi için seçtiği üç harfli kelimeler anlamlı değildi.

Unutma eğrisi, 1885 yılında Hermann Ebbinghaus tarafından Bellek adlı kitabında tanımlandı. Ebbinghaus ‘un araştırması yeni bir sorgulama alanı açmış ve psikolojinin yeni bir bilimsel disiplin olarak yerleşmesine yardımcı olmuş­tur.

Çalışması için kendisi “baj” veya “juf” gibi kelimeler seçerek, sessiz-sesli-sessiz biçiminde 2300 tane 3 harfli “anlamsız hece” yarattı. Listeler halinde grupladığı bu hecelerin her birine saniyenin küçük bir bölümünde baktı. Listeye ikinci kez göz atmadan önce de 15 saniye bekledi. Tüm bu süreci ölçümlemek ve herhangi bir kelimeye diğerinden daha uzun bakmadığından emin olmak için de bir metronom kullandı.

Araştırmasının sonuçlarına baktığında hiç de şaşırtıcı olmayacak şekilde başta birçok kelimeyi doğru bir şekilde yazabildiğini ancak aradan zaman geçtikçe bu kelimeleri anımsama yeteneğinin azaldığını fark etti. Aslında yaklaşık altı gün sonra kelimelerin hiçbirini hatırlayamadığını da not etti. Bu çalışmanın devamında da, kısa süreli hafızalarımızın çalışma süresini daha iyi anlamamıza yardımcı olan hafızanın unutma eğrisini buldu. Ebbinghaus, bellek ve öğrenmeyi sistematik olarak inceleyen ilk psikologdu. Unutma ve hafızada tutma kalıplarını keşfetmek amacıyla bulgularını matematiksel olarak kaydetti. 

Ebbinghaus Unutma Eğrisi Nasıl Çalışır?

Unutma eğrisi denklemi R = e (- t / s) biçimindedir. Burada R – öğrenilen bilginin ne oranda geri çağrılabileceğini, t – öğrenmenin gerçekleşmesinden bu yana geçen zamanı, s – hafızanın gücünü ve e üstel fonksiyonların hemen hepsinde karşımıza çıkan Euler sayısını göstermektedir.

Unutma Eğrisi: Grafik, bir şeyi ilk öğrendiğinizde, bilginin üstel bir oranda kaybolduğunu, yani çoğunu ilk birkaç gün içinde kaybettiğinizi ve ardından kayıp oranının azaldığını göstermektedir.

Unutma eğrisinin tam olarak ne olduğunu anlamak için dikey eksenin bir şeyi ne kadar iyi hatırladığınızı, yatay eksenin ise zamanı temsil ettiği yukarıdaki gibi bir grafik hayal edin. Öğrendikten hemen sonra grafiğin zirvesindesiniz, ancak zaman geçtikçe bilgiye ilişkin hafızanız azalmaya başlar ve aşağı doğru iniş başlar.

Eğri ne kadar dik olursa o kadar hızlı unutursunuz. Aslında unutmanın çoğu öğrenmenin ilk saatinde gerçekleşir. Bir veya iki gün sonra da genellikle öğrendiklerimizin yaklaşık %75’ini unuturuz. Bunun anlamı ise şudur. Herhangi bir ek çalışma yapmadığımız durumda, örneğin bir dersin içeriğinin çoğunu hızla unuturuz. Bir hafta sonra da sanki öğrenme hiç gerçekleşmemiş gibi olur.

Neyse ki unutma oranının daha yavaş bir şekilde azalmaya başladığı bir nokta var. Yaklaşık bir gün sonra genellikle unutma dengelenir. Bu, temel ayrıntıları kısmen hatırlayabildiğimiz bir zamandır. Kısacası bir dersten sonraki gün hala uzun süreli belleğimize aktarabileceğimiz bilgiler hafızamızda mevcuttur.

Bu arada bir hatırlatma yapalım. Ebbinghaus’un araştırması 1880’lere kadar uzanıyor, ancak hâlâ yaygın olarak kullanılıyor ve saygı görüyor. 2015 yılında bir araştırma ekibi bulgularını başarıyla tekrarladı ve yöntem ve teorilerinin hâlâ geçerli olduğu sonucuna vardı.

Unutma Eğrisi İle Mücadele Etmek İçin Neler Yapılabilir?

Ebbinghaus’a göre unutma eğrisi her birey için aynı biçimde çalışıyordu. Yani bireyler arasında önemli ölçüde farklılık göstermiyordu. Yine de bu süreç çok sayıda farklı faktörden belirli ölçüde etkilenmekteydi. Örneğin öğrenilen bilgi ne kadar karmaşıksa, unutma o kadar kolay oluyordu. Ayrıca öğrenilen bilgi yaşantımızla ne kadar ilişkilendirilebilirse, unutma hızı da o kadar yavaş oluyordu. Uykusuzluk, açlık, stres ve kaygı gibi faktörler de bilginin unutulmasını kolaylaştırıyordu.

Ebbinghaus’un çalışması öğrenme konusunda kasvetli bir tablo çizmiş olmalıdır. Öte taraftan araştırması, bilgiyi daha uzun süre saklamak için yapabileceğimiz birçok şeyin altını da çizer. Ebbinghaus’un yaptığı en önemli keşif, yeni bilgileri gözden geçirerek, unutma oranınızı azaltabileceğinizdi!

Unutma Eğrisi ile Mücadele Etmek İçin Aralıklı Öğrenmeyi Kullanmak

Bellekteki en keskin düşüş öğrenmeden hemen sonra gerçekleşir, bu nedenle öğrendiğiniz bilgileri daha sonra değil, en kısa sürede tekrar gözden geçirmeniz önemlidir. Beyninizin, tekrarlanan bilgileri önemli olarak etiketleme olasılığı daha yüksektir.

Bilgiyi her tekrarladığınızda elde tutma oranınız % 100’e geri döner. Ancak tekrarlar arasında giderek daha uzun boşluklar bırakabilirsiniz. Buna, “aralıklı öğrenme” denir. Sonuçta unutmak kaderiniz değildir. Her şey biraz daha fazla emek vermek ile ilişkilidir.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Overcoming the Ebbinghaus Forgetting Curve with Virtual Reality; Yayınlanma tarihi: 23 Mart 2018; Bağlantı: https://virtualspeech.com
  • 5 Ways to Challenge the Forgetting Curve; Yayınlanma tarihi: 16 Ocak 2020; Bağlantı: https://www.learnupon.com
  • Chun, Bo Ae & hae ja, Heo. (2018). The effect of flipped learning on academic performance as an innovative method for overcoming ebbinghaus’ forgetting curve. 56-60. 10.1145/3178158.3178206.
  • Murre JM, Dros J. Replication and Analysis of Ebbinghaus’ Forgetting Curve. PLoS One. 2015 Jul 6;10(7):e0120644. doi: 10.1371/journal.pone.0120644. PMID: 26148023; PMCID: PMC4492928.
  • Averell, Lee & Heathcote, Andrew. (2011). The form of the forgetting curve and the fate of memories. Journal of Mathematical Psychology. 55. 25-35. 10.1016/j.jmp.2010.08.009.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu