
Bazen, sevdiğiniz bir kitabı okurken, bilgisayar oyunu oynarken, spor yaparken, resim, müzik gibi bir sanat ile uğraşırken hatta iş yerinde ofisinizde önemli bir konu üzerinde çalışırken günün nasıl geçtiğini anlamazsınız.
Yaptığınız işe yoğun bir biçimde kendinizi vermişsinizdir. Hatta belki de bu sebeple yemek yemeyi bile unutmuş olabilirsiniz. Ancak ilginç bir biçimde açlık hissetmezsiniz. Tersine bir memnuniyet ve tatmin duygusu söz konusudur. Bir aktiviteye tamamen kendini verme eylemi, psikolojide akış olarak adlandırılır.

Akış Nedir? Bu Durumda Neler Gerçekleşir?
Akış, esasen kendinizi ve çevrenizi tamamen unuttuğunuz zamandır. Diğer bir deyişle bireyin bir aktivite ile bütünüyle meşgul olup, kendi varlığını dahi unutması halidir. Geriye sadece yaptığınız iş kalır ve bu da sizi tamamen anda tutar.
Psikolog Dr. Mihaly Csikszentmihalyi, sporcular, müzisyenler ve diğer yaratıcı kişilerle yaptığı kendi kapsamlı araştırmalarının ardından “akış” terimini ortaya atmıştır. Mihaly Csikzentmihalyi, mutluluğu insanların akışta olma hali olarak tanımlar.
Sinir sistemimiz saniyede yaklaşık 110 bit bilgiye yanıt verebilir. Bir kişinin söylediklerini duymak ve anlamak için sinir sisteminin saniyede yaklaşık 60 bit bilgiyi işlemesi gerekir. Bu nedenle aynı anda birden çok işle uğraşmak zorunda kaldığımız zamanlarda tıkanırız.
Oysa ki akış halindeyken beynin yanal alın korteksi baskılanır. Bu durumda zihinde farklı verileri birleştirip bunlar arasında yeni bağlar kurma şansı yakalar. Ve tam kapasite tek bir işe odaklanır.
Günlük hayatımızda birçok konuda endişe duyarız. Akış sizi tüm bu negatif duygulardan arındırarak yaptığınız aktiviteye yoğunlaşmanızı sağlar. Csikzentmihalyi bu durum hakkında şöyle söyler.
“Akış bu dikkat odağı sayesinde kişinin gündelik hayatta zihninden geçebilecek her türlü tasa, kaygı ve korku ile bağlantılı yıkıcı düşüncelerden arınmış bir şekilde işini yapabilmesini mümkün kılar.” Akış halinde yapılan aktivitenin, yapan kişi için belki de en ideal yönü, o eylemin kişi için içsel motivasyon ve ödül kaynağı olmasıdır. Burada işin yapılış sürecinde alınan haz, işin yapılmasının en önemli nedenidir.
Psikolojide Akışın 4 Evresi
Dr. Csikszentmihalyi, bir akış durumuna ulaşmak için karşılanması gereken koşulları daha da ayrıntılı olarak açıklar. Ardından da akış durumuna geçmeyi şu biçimde listeler. İlk olarak şimdiki ana odaklanırız. Ardından eylem ve farkındalık birleşir. Sonrasında benlik duygusunu kaybederiz.
Devamında sürdüğümüz görev üzerinde tam kontrol duygusu gelişir. Sonuç olarak da zaman anlamını yitirir. Bitiminde yaşadığımız memnun hissetmek ise aktivitenin ödüllendiricisidir.

Akış halindeyken nörokimyasal düzeyde size ne olur?
- Norepinefrin: Konsantrasyondan sorumlu olan hormon
- Dopamin: Bilişsel uyanıklıktan sorumlu bir nörotransmiter.
- Endorfin: Vücutta morfin gibi etki gösteren Opioid reseptörünü aktive eder. Bu da kişinin kendini iyi hissetmesine neden olur.
- Serotonin: Serotonin, insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir. Eksikliğinde depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür
- Anandamide: Mutluluk duygularını uyarmadaki rolü nedeniyle yaygın olarak “ mutluluk molekülü ” olarak bilinen bir beyin kimyasalıdır.
- Oksitosin: Üreme sistemi ve insan davranışları üzerinde kilit role sahip bir hormondur. Güveni artırır ve akışın efsanevi sonradan parlamasını üretmeye yardımcı olur.
Psikologların kafasını bu noktada sık sık karıştıran soru şudur. Yukarıda listelediğimiz nörokimya mı davranışı tanımlar ya da davranış mı nörokimyasalların üretimini tetikler? Muhtemelen bu akış durum her ikisinin de bir sonucudur.
Bir konuya olan ilginiz ve katılımınız bu kimyasalların üretimini artırır. Bu da o dikkati sürdürmenize yardımcı olur ve potansiyel olarak dorsolateral prefrontal korteksinizin ( beynin muhakeme etme, planlama ve davranışlarımızı düzenleme konusunda uğraştığı bölümü) hareketsizlik nedeniyle kapandığı noktaya ulaşmanıza yardımcı olur.
Akış Durumunu Ne Belirlemektedir?

Ancak unutmayalım, akış durumunun farkına varır varmaz, onu kaybetme eğilimindesinizdir. Bu nedenle en iyisi seveceğimiz bir işe odaklanıp bu durumun kendiliğinden ortaya çıkmasına müsaade edilmesidir. ( göz atmak isterseniz: Yaratıcı Düşünce Nedir? Nasıl Harekete Geçirilir?)
Yaptığı işten keyif alan insanların daha mutlu olduğuna ve yaptığı işlerin kalitesinin sürekli artmasına tanıklık etmişizdir. Belki de bunun temel nedeni gerçekten akışta kalabilmeleridir. Sevdiğiniz işleri yaparak mutlu bir hayat sürmeniz dileğimizle…
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Mihaly Csikszentmihalyi – In the Flow; Yayınlanma tarihi: 1 Eylül 2000; Bağlantı: https://www.cgu.edu
- The Neuroscience of Highly Productive Flow States; yayınlanma tarihi: 11 Ağustos 2014; Bağlantı: https://www.thebioneer.com/
- The ‘flow state’: Where creative work thrives; Yayınlanma tarihi: 5 Şubat 2019; Bağlantı: https://www.bbc.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
İşte bu!..
Olağanüstü deneyimler yaşatan ve haz duyulan tarifsiz bir süreç..
Bence yaratıcılığın kaynağı bu tarzda.
Sıradan bir beden olmaktan öylesine çıkıyorsunuz ki, sonsuzluğun keşfi gibi.. İçinde süzülür gibi.