Felsefe

Atomculuk Felsefesi Nedir? Antik Düşünürler Atomu Nasıl Keşfetti?

Bilim insanları ve elektron mikroskopları sayesinde günümüzde atomların var olduğunu biliyoruz. Ancak aslına bakarsanız bir atomun var olduğu fikri günümüzden çok daha gerilere gider. Atomculuk felsefede yüzyıllardır, atomların modern bilimsel tanımından çok önce var olmuştur.

Atomculuk Nedir? Antik Düşünürler Atomu Nasıl Keşfetti?

‘Atom’ kelimesinin kökleri, antik çağlardan gelir. Yunanca bir kelime olan atomos, bölünemez anlamına gelmektedir. Yani tam olarak günümüzde kullandığımız anlamda olmasa da fiziksel dünyanın mikroskobik atomlardan oluştuğu fikri binlerce yıllıktır. Genel olarak her şeyin küçük, bölünemez atomların etkileşimi sonucu var olduğunu ve değiştiğini fikri de Atomizm (Atomculuk ya da Bölünmezcilik)  olarak bilinmektedir.

Atomculuk Felsefesinin Başlangıçları: Leukippos ve Demokritos

Leucippus, MÖ 5. yüzyılda yaşamış ve hayatı hakkında çok az şey bilinen bir filozoftur. Öğrencisi Demokritos sayesinde Leukippos’un bilinen en eski atomcu olduğu bilinmektedir. Demokritos akıl hocasının fikirlerini belgelemiş ve doğal dünyanın atomlar ve boşluk biçiminde iki bileşenden oluştuğu teorisinin popülerleşmesine yardımcı olmuştur.

demokritos
Demokritos’un yaklaşık olarak M.Ö. 460 yılında doğduğunu biliyoruz. Ancak öldüğü yıl kesin değildir. Çok yaşadığı, yüz yaşını geçtiği söylenir. Demokritos, neşeli, kültürlü ve ılımlı idi. Şiddet ve tutkuya karşıydı. Dostluğa değer verirdi. Kendisi aynı zamanda hiçbir şeyi ciddiye almamayı prensip edindiği için gülen filozof olarak da bilinmektedir.

Milattan önce dördüncü yüzyıla kadar maddenin dört temel yapı taşı ateş, hava, su ve toprak biçimindeydi. İlk kıvılcımı sorduğu sorularla Yunan filozof Demokritos ateşledi. Hava ile su nasıl oluşuyordu? Gökbilimci Carl Sagan ”Tüm antik zaman bilim insanları içinde, bize en uzaktan seslenen oydu.” derken haklıydı.

Atomculuk Nedir? Antik Düşünürler Atomu Nasıl Keşfetti?
Democritus, atomların çeşitli kombinasyonlarda bir araya geldiklerini ve ardından “eidôla” adı verilen bir şey yaydıklarını söyledi. Bizlerde bu yayılımı duyularımız aracılığı ile algılıyorduk. (Görsel: Jonny Thomson)

Leukippos ve Demokritos’a göre atomlar, boşlukta birbirleriyle etkileşime giren ezeli ve bölünmez cisimlerdir. Hareket edebilir, kümeler oluşturabilir ve birleşerek madde oluşturabilirler. Ancak bu kümeler kalıcı olarak birbirine kaynaşamazdı. Bölünemez ve değişmeyen atomların sonsuz bir şekilde birbirlerine çarptığı fikri, atomist değişim görüşünü doğurdu.

Çevremizdeki dünyaya baktığımızda onun sürekli değiştiğini, dönüştüğünü, öldüğünü ve büyüdüğünü görebildiğimize dikkat çekti. Evren durağan değil, akıcıdır. Bir tohum büyüyüp ağaç olur. Bir ağaç ev olmak için kesilir ve sonunda diğer organizmaları beslemek için çürür. Dünya hareket halinde ise, her şeyi oluşturan atomların bizzat kendileri de hareket ediyor olmalıdır.

Atomculuk Nedir? Antik Düşünürler Atomu Nasıl Keşfetti?
Demokritos’u tasvir eden bir tablo. François-André Vincent, yak. 1784

Atomculuk ve Epikür

Atomizmin tarihi Epicurus’dan bahsetmeden incelenemez. Epikuros veya kısaca Epikür, felsefe tarihinin en etkili okullarından biri olan Epikürcülüğün kurucusu Antik Yunan filozoftur.

Epikür, bizi neyin mutlu ettiğine ve kendimizi en mutlu etmek için nasıl çalışabileceğimize odaklanan bir filozoftu. 
Ayrıca fizik, epistemoloji, toplum sözleşmesi ve din gibi konuları kapsayan kapsamlı bir felsefesi vardır.

Kendisi, Demokritos’un atomist düşüncesini destekleyen erken dönem Helenistik filozoflardan biriydi. Ancak kendi düşünce ekolüne uymak için Demokritos felsefesinden bazı uyarlamalar yaptı ve atomların hareketini farklı bir biçimde yorumladı. Epikür atomizmi felsefenin diğer yönlerine de uyguladı, hatta atomist düşüncenin sakin bir yaşam sürmenin anahtarı olduğunu öne sürdü. Onun bu düşüncelerinden haberdar olmamız da öğrencisi Lucretius sayesindedir.

Lucretius: En Ünlü Atomist mi? 

Romalı şair ve filozof Titus Lucretius Carus

Romalı filozof Lucretius’un De Rerum Natura’sı şüphesiz felsefe tarihindeki en önemli metinlerden biridir. Bu epik Latin şiiri, fizik, doğa ve etik dahil olmak üzere birçok önemli felsefi temayı bir araya getirmiştir. MÖ birinci yüzyılda yazılmasına rağmen bugün bile birçok okuyucu, Lucretius’un modernliğinden etkilenmektedir. Çünkü kaleme aldığı eserde yer alan fikirlerin çoğu 21. yüzyılın bilimsel teorilerini öngörüyor gibi görünmektedir.

Bununla birlikte De Rerum Natura, Epikürcü felsefenin ayrıntılı bir açıklaması niteliğindedir. Eser 6 ciltten oluşmaktadır ve kendi içerisinde titiz bir şekilde bölümlere ayrılmıştır. İlk iki cilt atomların mikroskobik dünyasıyla; üçüncü ve dördüncü cilt insanla; beş ve altıncı ciltse kozmosla ilgilidir. Kısaca Lucretius küçükten büyüğe doğru, genişleyen bir biçimde şiirini kurgulamıştır.

De Rerum Natura:. “Şeylerin Doğası Üzerine” ya da “Evrenin Doğası Üzerine”

Lucretius, De Rerum Natura’da atomların hareketini açıklayan bir kavram kullanır. Latince’de clinamen kelimesi bu kavramı karşılamaktadır. İngilizce’de swerve olarak kullanılan bu kavramı dilimize dönme, sapma hareketi olarak çevirebiliriz.

De Rerum Natura’da Lucretius, atomların boşlukta sürekli olarak büyük bir hızla hareket ettiğini söylemektedir. Ancak ona göre bu hareketi çıplak gözle görmemiz mümkün değildir. Lucretius, atomların bir araya gelerek nesneleri oluşturduğu görüşündedir. Öyle ki De Rerum Natura’da zihin, beden ve insanların görebildiği ve hissedebildiği her şeyin, sürekli hareket eden milyonlarca atomun ürünü olduğu belirtilmektedir.

Aydınlanma ve Ötesinde Atomculuk

De Rerum Natura’da önerilen teoriler, Rönesans ve Aydınlanma dönemlerinde birçok bilim insanına ışık olmuştur. Ancak Antik atomculuğun aksine, Aydınlanma’nın büyüyen bilimsel hareketi genellikle ‘mekanik atomculuk’la daha çok ilgileniyordu. Yani her şeyi mekanik nedenler ile açıklamaya çalışıyorlardı. Ancak hala dünyanın tamamen boşlukta hareket eden atomlardan oluştuğuna inanıyorlardı. Atomlar hala değişmezdi ve mekanik atomistler onları hâlâ maddenin en küçük elementi olarak görüyorlardı.

Rönesans’ın sonlarında Demokritos’un Atom kuramı tekrardan gündeme geldi. Ancak teoride bazı boşlukların giderilmesi gerekiyordu. Sonuçta Demokritos’un kuramı test edilmeyen felsefi bir düşünce üzerine kuruluydu. Kimyager John Dalton ise buna bilimsel bir bakış açısı kazandıran ilk kişi olacaktı.

Dalton atom modeli, John Dalton’un 1805 yılında bugünkü atom modelinin ilk temellerini attığı modelidir. Dalton’un atom kuramına göre elementler, kimyasal bakımdan birbirinin aynı olan atomlar içerirler. Farklı elementlerin atomları birbirinden farklıdır. Bir atomun ve onu oluşturan parçaların görüntüsü

O zamandan sonra atomculuk çeşitli düşünürlere ve bilim insanlarına ilham vermeye devam etti. 19. yüzyılda termodinamik ve kinetik teori üzerine yapılan araştırmalar ve ayrıca 20. yüzyılın başlarında parçacıkların varlığına ilişkin teoriler ortaya çıktı.

Her ne kadar antik felsefi atomizm ile günümüzün atom teorisi arasında bağlam ve teori açısından çok büyük farklılıklar olsa da, Demokritos gibi düşünürler olmasaydı bugün vardığımız noktaya ulaşmamız da mümkün olamazdı. Elbette tüm bu düşünürler zamanında pek çok hatalar yapmışlardı. Ancak sadece düşünce yoluyla bugünün modern atom teorisinin temellerini atmayı da başarmışlardı.


Kaynaklar ve ileri okumalar için:

  • Ancient physics: How Democritus predicted the atom. Yayınlanma tarihi: 29 Mayıs 2021; Bağlantı: Ancient physics: How Democritus predicted the atom/
  • Ashcroft, Rachel. “Philosophy of Atomism: Did Ancient Greek Thinkers Discover Atoms?” TheCollector.com, January 24, 2023, https://www.thecollector.com/ancient-greeks-discover-atoms-atomism/.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu