
Başlığa bakıp bu yazıyı (veya en azından bu cümleyi) okumaya karar verdiyseniz, muhtemelen kendinizi açık fikirli biri olarak düşünüyorsunuz. İnançlarınıza meydan okumaya, ne tür yanlış bilgiler barındırabileceğinizi öğrenmeye hazırsınız. Yeterli kanıt verilirse, muhtemelen düşüncelerinizi bile değiştirmeye hazırsınızdır.
Ayrıca şüphecisiniz. Sadece kanıta dayalı gerçekler sizi ikna edebilir. Ancak bir sorun var. Aslında sadece siz değil bir çok kişi kendisi hakkında bu biçimde düşünüyor. İşte yazımızın konusu olan Geri Tepme Etkisi yada genel bilinir adı ile Backfire Effect tam da bu noktada işin içine giriyor.
Örnek olarak iklim değişikliğini kullanalım. Küresel ısınmanın gerçek bir durum olduğunu biliyoruz. Bu durum gözlemlediğimiz kanıtlar, bilim insanlarının söylemleri gibi şeyler ile uyumlu. Ama konuyu değiştirelim.
Ya iklim değişikliğinin gerçek olmadığını söyleyen tartışılmaz bilimsel kanıtlar üretilirse ne olacak? Bugüne kadar bildiklerinizi güncellenen gerçeklerle karşılaştığınızda hemen değiştirebilecek misiniz? ( İklim değişikliği sadece bir örnekti. Ülkemizde ve dünyada gündeme göz atıyorsanız örneklerin çoğaltılabileceğini zaten biliyorsunuz.)
Geri Tepme Etkisi (Backfire Effect) Nedir?

Başlıktaki sorunun cevabını vermeden önce bir soru daha soralım. İnsanları inandıkları şeyin yanlış olduğuna, önlerine kanıtlanmış gerçekleri koyarak, ikna etmek için hiç uğraştınız mı? Peki bunun sonucunda fikrini değiştiren çıktı mı? Muhtemel cevabınız hayır olacaktır.
Tamamen rasyonel bir dünyada, inançlarına meydan okuyan kanıtlarla karşılaşan insanlar, önce bu kanıtları değerlendirecek ve ardından inançlarını buna göre ayarlayacaktır. Ancak, gerçekte bu nadiren olur. Bunun yerine, insanlar inançlarından şüphe duymalarına neden olacak kanıtlarla karşılaştıklarında, genellikle bu kanıtları reddeder ve orijinal duruşlarına olan desteklerini güçlendirirler. Bu, geri tepme etkisi olarak bilinen bilişsel bir önyargı nedeniyle oluşur.
Kısacası bu bilişsel yanılgıya sahip olan insanlar, önlerine ne kadar kanıt koyarsanız koyun, inandıkları şeye daha sıkı sarılmaya başlarlar. Bunun en temel nedeni de oluşturdukları dünya görüşünün tehdit altında olduğunu düşünmeleridir.
Spesifik olarak, düzeltici bilgiyi reddetme girişimlerinde, insanlar genellikle argümanlarında kullanabilecekleri önceden var olan bilgileri hatırlamaya çalışacaklar, bu da bu bilgiyi zihinlerinde pekiştirmeye ve dolayısıyla önceden var olan inançlarına olan desteğini artırmaya neden olacaktır.
Genel olarak, geri tepme etkisi insanları birçok alanda etkiler. İnsanların çeşitli sahte bilimsel inançları yaygın olarak desteklemesi söz konusu olduğunda kayda değer bir etkiye sahiptir. Ayrıca bu inançları çürütme girişimlerinin neden genellikle etkisiz olduğunu anlamamızı sağlar. Aslında bu davranış biçimi iki faktörün sonucudur: bilişsel uyumsuzluk ve geri tepme etkisi.

Bilişsel Uyumsuzluk Teorisi
Bilişsel Uyumsuzluk Teorisi Leon Festinger tarafından 1957 yılında ortaya atılmıştır. Bu teori, insanın bilişsel yapılanmasında sıkça meydana gelen çelişkili durumların anlaşılması ile ilgilidir. İnsanın, zihninde çatışan fikirleri, hisleri olduğu zaman duyduğu bir tedirginlik ve rahatsızlık durumu vardır. Bu çatışma bir belirsizlik, bir dengesizlik yaratır. Bu nedenle, rahatlamak ve zihinsel balansı sağlamak için, çatışmayı yaratan zihinsel etkenlerden birini veya birkaçını, manipüle ederiz. Yani, kendi kendimizi kandırırız ve bu bizi rahatlatır.
İlk defa Brendan Nyhan ve Jason Reifler tarafından kullanılan Geri Tepme Etkisi (Backfire Effect) inançlarına aykırı bir kanıt ile karşılaşan bireylerin bu kanıtı reddederek inançlarına ikiye katladığını iddia ediyordu. İnanç ne kadar ideolojik ve duygu-temelliyse, aykırı kanıtın etkisiz olma olasılığı da o derece fazlaydı. Bu teori elbette önemli bir tartışma konusu yarattı.
Devamında konu ile ilgili başka çalışmalar da yapıldı. Ancak bu çalışmalar ilk bulguyu destekleyecek sonuçlara ulaşmadı. Geri tepme etkisi geri tepmiş olsa da bugün bu etki, en temel ampirik kanıtları bile görmezden gelen sinir bozucu kişiyi tanımlamak için çok yararlı bir metafor olarak kullanılmaktadır.
Geri Tepme Etkisi İle Mücadele İçin

Son olarak her yazının sonunda olduğu gibi bazı tavsiyeler paylaşalım. Bir kişinin düşünce biçimini değiştirmek için neler yapabiliriz bir göz atalım. Geri tepme etkisi bilişsel bir önyargıdır, yani buna etkili bir şekilde karşı koymak için genel önyargı azaltma tekniklerini kullanabilirsiniz.
Bu tür stratejiler arasında, örneğin, insanların bu önyargı konusunda farkındalığını artırmak, daha basit açıklamalar kullanmak ve bilgiyi sunma şeklinizi değiştirmek yer alır. Aşağıdaki özet stratejiler, insanların fikrini değiştirmek için her zaman etkili olmaz. Ama denemekte ve anlamakta fayda var elbette…
- Duyguları konudan uzak tutun.
- Tartışın ama saldırmayın.
- Dikkatli dinleyin ve karşı görüşü de tam olarak anlamaya çalışın.
- Saygı gösterin.
- Neden bu fikre inandığını anladığınızı ifade edin.
- Değişen gerçeklerin mutlaka değişen dünya görüşleri anlamına gelmediğini açıklayın.
İlgili Bağlantılar
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- How to Convince Someone When Facts Fail; https://www.scientificamerican.com
- The Backfire Effect: Why Facts Don’t Always Change Minds; Bağlantı: https://effectiviology.com/
Dip Not
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım
Matematiksel