Tarih

Marie Curie Sadece İki Nobel Ödülü Almadı, X-Işını Araçlarıyla Savaş Zamanı Tıbbına Katkı Sağladı

İnsanlardan tarihteki en ünlü kadın bilim insanlarından birinin ismini söylemesini isterseniz bir çok kişinin aklına Marie Curie adı gelecektir. Daha da ileri gidip ne yaptığını sorarsanız radyoaktiviteyle ilgili bir şey olduğunu da söyleyebilirler. Ayrıca Nobel ödülü kazanan ilk kadın ve aynı zamanda iki ödül sahibi olan ilk insan (Fizik ve Kimya) olduğunu da söylemeleri olasıdır.

Marie Curie
Marie Skłodowska Curie (7 Kasım 1867 – 4 Temmuz 1934) bir rol modeldir. Birçok kişinin adını verebileceği tek kadın bilim insanıdır . Özellikle radyoaktivite üzerine yaptığı çığır açıcı çalışmalarıyla tanınır.

Tüm bunlar elbette doğrudur. Ancak çok az kişi onun aynı zamanda I. Dünya Savaşı’nın önemli bir kahramanı olduğunu bilecektir. Onun, tek boyutlu bir insan olarak, laboratuvarında bilim uğruna köle gibi çalıştığı yönündeki yaygın tasvir, gerçeklerden uzaktır.

Marie Curie, hem bir bilim insanı hem de bir hayırsever olarak azimle çalışan çok boyutlu bir kişiydi. Ve bilimsel şöhretini ülkesinin savaş çabaları için kullanmıştı. Curie’nin hayatına kısaca göz atarsanız onun kesinlikle önde gelen bilim insanları listesinde onurlu yerini hak ettiğini anlayacaksınız.

Kısaca Marie Curie Kimdir?

Marie Curie günümüzde bilim ile uğraşan bir çok kadının yaşadığı sorunlar ile dolu bir hayat yaşadı. Bunların arasında fon eksikliği, yetersiz laboratuvar imkanları ve araştırma zamanıyla birlikte bir öğretim yükünü yönetmek gibi şeyler de vardı. Bunlara iki kız çocuğu da zaman içinde eklenecekti.

Kısaca Marie Curie Kimdir?

Marie Curie aynı zamanda bir göçmendi. Anavatanı Polonya’da kadınlar üniversiteye gidemiyordu, bu yüzden yüksek öğrenimi için Fransa’ya gitmişti. Ancak öncesinde harç ücretlerini ödeyecek kadar para biriktirene kadar, iki yıl mürebbiye olarak çalışmak zorunda kalmıştı.

Sonunda 1891’de Fransa’ya gitti ve Sorbonne’da eğitim almaya başladı. 1894’te, kısa süre sonra eşi olacak, Pierre Curie ile tanıştı ve ertesi yıl evlendiler. İkili yalnız yaşamlarını değil, bilimsel uğraşlarını da birleştirmekte gecikmediler.

Kısaca Marie Curie Kimdir?
Marie ve Pierre Curie

Bilimsel keşifler genellikle son derece yavaştır. Ancak 1890’larda hızla ilerliyordu. X-ışınları 1895’te Almanya’da keşfedilmişti. Birkaç ay sonra, bu yeni X-ışınlarını araştırırken, Fransız fizikçi Henri Becquerel uranyumdan yayılan radyasyonu tespit ettiğinde yanlışlıkla başka bir gizemli ışın türü keşfetmişti.

Herkes X ışınlarından büyülenmişti. Ancak, o sırada doktora öğrencisi olan Marie Curie, Becquerel’in keşfettiği ışınların çok daha önemli bir şey gizlediğini düşünüyordu.

Marie Curie ve Polonyum İle Radyum’un Keşfi

Bu sonuca meraklı bir gözlemin ardından varmıştı. Sayısız kaya ve minerali radyasyon emisyonları açısından test ederken, uranyum cevherlerinin saf uranyum örneklerinden daha fazla emisyon yaydığını fark etti. Kısa süre sonra üniversitede fizik profesörü olan Pierre, nedenini açıklamasına yardımcı olmak için kendi araştırmasını bir kenara bıraktı.

Temmuz 1898’de cevherin benzer radyasyon yayan yeni bir element içerdiğini gösterdiler. Marie’nin memleketi olan polonyum adını verdiler ve bu süreçte “radyoaktivite” terimini ortaya attılar. Ancak Curie’ler cevherlerde çok daha radyoaktif başka bir madde olduğunu fark ettiler. Şimdiki zorluk, bunun ne olduğunu bulmaktı.

Radyumun keşfi zor bir işti. Curie’ler, radyumun küçük miktarlarını ayırmak için birçok ayrıştırma işlemi yapıyorlardı. Ore Dağları’ndaki bir madenden elde ettikleri Uraninit adlı bir cevherle çalışıyorlardı. Bu süreç aşındırıcı asitler, güçlü alkaliler ve ağır işçilik gerektiriyordu. 

Üniversite onlara çalışmaları için bir kulübe vermişti. Burada, buldukları şeyleri öğüttüler, ezdiler, erittiler titizlikle ölçtüler ve sonunda keşiflerini yaptılar. Bu madde, uranyumdan bir milyon kat daha fazla radyoaktif doğal bir elementti. O kadar radyoaktifti ki soluk mavi bir ışık yayıyordu.

Curie’lerin saf bir radyum tuzu üretmeleri üç yıl daha sürecekti. Bu çalışmalarından dolayı 1903’te Nobel Fizik Ödülü’nü aldılar ve ödülü Becquerel ile paylaştılar.

kopenhag yorumu
Marie Curie, 1911 Solvay konferansındaki tek kadındı. Dünyanın en iyi fizikçilerinin bu toplantısı, yeni fiziğin yolunu açtı. 

Pierre 1906’da evine yürürken atlı bir arabanın altında kaldı ve trajik bir şekilde öldü. (Radyasyonla yaptığı çalışmanın etkilerinden dolayı da çok hastaydı). Marie Curie profesörlüğünü aldı ve araştırmalarına devam etti. Daha sonra saf radyum metalini izole etti ve 1911’de Kimya dalında Nobel Ödülü’nü aldı.

 Ancak şöhreti arttıkça, yine, sıklıkla olduğu gibi, başarı karalanmaya yol açtı. 1910’da Académie des sciences üyeliğine aday gösterildi. Ancak karalama kampanyası sonucunda bir oy farkla kaybetti. ( Detayları bu yazıda okuyabilirsiniz: Albert Einstein’ın Marie Curie’ye Yazdığı Cesaret Verici Mektup)

Kısaca Marie Curie Kimdir?
Koltuktaki en büyük rakibi, kablosuz telgrafa yaptığı katkılar ile tanınan Edouard Branly idi.

Marie Curie’nin Hayat Kurtarmak İçin Yaptığı Çalışmalar

Curie’lerin keşfinden sonraki yıllarda yayınladığı bir dizi makale arasında, radyumun kanser hücrelerini sağlıklı hücrelerden daha hızlı öldürerek kanseri tedavi edebileceğini gösteren bir makale de vardı. Bu nedenle radyum başlangıçta kanser ve diğer cilt hastalıkları için ilk radyasyon tedavilerinden biri olarak kullanıldı.

Curie için savaş, Alman birlikleri memleketi Paris’e doğru ilerlerken 1914’ün başlarında başladı. Bilimsel araştırmasının askıya alınması gerektiğini biliyordu. Öncelikle tüm radyum stokunu Paris’ten uzağa taşıdı. Sonrasında da kargaşadan kaçmak yerine, mücadeleye katılmaya, bilimsel becerilerini hayat kurtarmaya yönlendirmeye karar verdi.

Curie’nin Fransız Ordusu tarafından kullanılan mobil birimlerinden biri.

Savaşın başlangıcında, X-ışını makineleri yalnızca yaralı askerlerin tedavi gördüğü savaş alanlarından uzaktaki şehir hastanelerinde bulunuyordu. Curie’nin çözümü, ordu cerrahlarının ameliyatlarında kullanması için rehberlik etmek için “Küçük Curie” adı verilen mobil bir röntgen ünitesi icat etmekti.

En büyük engellerden biri, X-ışınlarını üretmek için elektrik gücüne ihtiyaç duyulmasıydı. Curie, bu sorunu, bir dinamoyu (bir tür elektrik jeneratörü) arabanın tasarımına dahil ederek çözdü. Petrolle çalışan araba motoru böylece gerekli elektriği sağlayabiliyordu.

Marie Curie ve kızı Irène, I. Dünya Savaşı’ndan sonra laboratuvarda

Nobel Ödülü için aldığı parayı ve bilimsel nüfusu sayesinde sonunda bu araçlardan 20 tanesini savaş alanlarına gönderdi. Ancak arabalar eğitimli X-ray operatörleri olmadan işe yaramıyordu, bu yüzden Curie kadın gönüllüleri eğitmeye başladı. İlk eğitim kursu için 20 kadın topladı ve bu kursu kendisi de gelecekte Nobel Ödülü sahibi olacak kızı Irene ile birlikte verdi. Sonunda, Curie’den toplam 150 kadın X-ışını eğitimi aldı.

Savaş alanında dolaşan mobil küçük Curie’lerin yanı sıra Curie, savaş hatlarının gerisinde çeşitli sabit sahra hastanelerinde 200 radyolojik odanın inşasını da denetledi. Savaştan sonra, Curie, radyum kullanarak kanser tedavisine yönelik ilk araştırmaya öncülük eden Curie Vakfı’nın (şimdi Institut Curie) kurulmasına yardım etti.

Sonuç olarak

Marie Curie, radyoaktivitenin ne olduğunu, onu neyin ürettiğini ve maddenin doğası için ne anlama gelebileceğini bulmayı hayat boyu hedefi haline getirdi. Bu, 66 yaşında lösemiden ölmesine neredeyse kesinlikle katkıda bulundu. Günümüzde Küriyum elementi Pierre ve Marie Curie’nin ismini taşıyor.

Film, Curie’lerin keşiflerine, özellikle radyoaktivitenin teorileştirilmesine ve polonyum ile radyumun keşfine odaklanıyor.

Radyum endüstrisi, 1920’lerin ortalarında sağlık endişeleri ortaya çıkmaya başladıktan sonra önemli ölçüde düşüşe geçti. Günümüzde radyum, bazı özel kemik kanserlerinin tedavisi dışında tıpta kullanılmamaktadır. Yerini radon gazı ve daha sonra bir kobalt izotopu gibi alternatiflere bıraktı. Yine de radyasyon terapisi ve radyumun keşfiyle gelen radyoaktivite bilgisi son derece önemli olmaya devam etmektedir.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir