
Elektronik hesap makinelerinin ve bilgisayarların ortaya çıkmasından önce, tüm matematiksel hesaplamalar kağıt ve kalem aracılığı ile yapılırdı. Hatta bu dönemde NASA gibi araştırma merkezleri hesaplama işleri için insan bilgisayar olarak bilinen kişileri çalıştırırdı.
Ancak bu kişiler matematikçi değildi. Hatta tam aksine matematikçilerin bir çoğunun zihinden hesap yapmak ile ilgili sorunları vardır. ( Çünkü matematik sadece hesap yapmak ile ilgili değildir.) Ancak bazı matematikçilerde de durum tam tersidir. 20. yüzyılın en büyük matematikçilerinden biri olan Amerikalı John von Neumann buna bir örnek.
Kısaca John von Neumann
John von Neumann, 1903 yılında Macaristan’ın Budapeşte kentinde dünyaya geldi. Matematik yeteneği daha altı yaşındayken kendini göstermiş ve “Harika Çocuk” lakabı ile anılmasına sebep olmuştu. Sekiz basamaklı bir sayıyı diğerine bölebiliyor, klasik Yunanca konuşabiliyordu. Ayrıca hafızası inanılmazdı. Telefon rehberinin bir sayfasına kısa bir bakış, onun tüm isimleri ve numaraları ezberlemesi için yeterliydi. Sekiz yaşına geldiğinde, diferansiyel ve integral hesabı ile tanıştı. Ancak özel ilgi alanı tarih ve dildi.
1911’de John von Neumann, Budapeşte’deki en iyi okullardan biri olan Lutheran Gymnasium’a girdi. Von Neumann’ın olağanüstü matematik yeteneği okulda elbette öne çıkmasını sağladı. Okul eğitimini tamamladığında, profesyonel matematikçilerle işbirliği yapar hale gelmişti. Kariyerini bir matematikçi olarak devam edeceğine kesin gözüyle bakılıyordu.
Ancak iş imkanları sınırlı olduğu için babası onun matematik okumasını istemedi. Bunun sonucunda Neumann kimya üzerine eğitim almaya başladı. Sonunda 1926’da ETH Zürih’ten kimya mühendisi olarak mezun oldu. Eş zamanlı olarak matematik alanındaki doktora tezini tamamladı.

John von Neumann’ın Sıkıcı Değil Eğlenceli Bir Yaşamı Vardı
Von Neumann, eğitiminin devamında arka arkaya orijinal fikirler ile dolu makaleler yayınlamaya başladı. Bu onu kısa zamanda matematik camiasında ünlü yaptı ve akademik konferansların bir yıldızına dönüştürdü. 1929’un sonunda otuz iki çok önemli makale yayınlamıştı. Aynı yıl Hamburg’da kısa bir süre kaldıktan sonra New Jersey’deki Princeton Üniversitesi’nden gelen bir teklifi kabul etti. Burada bir kaç yıl öğretmenlik yaptıktan sonra yeni kurulan İleri Araştırma Enstitüsü’nde matematik profesörü oldu.
Sıkıcı olarak görülen matematik gibi bir iş ile uğraşan bir kişi için oldukça eğlenceli ve renkli bir yaşamı vardı. Çoğu matematikçi çalışmak ve ders çalışmak için sessiz bir ortama ihtiyaç duyarken, von Neumann gürültülü ve kaotik ortamları tercih etti. Çalışırken televizyonun sesini açar, araba kullanırken kitap okurdu. Elbette son alışkanlığı nedeniyle sık sık kazalara neden olur ve ceza ödemek zorunda kalırdı.
Ancak alışılmadık kişiliğine rağmen zamanının önde gelen matematikçisi olarak kabul edildi. Yeni matematiksel teoriler konusundaki dehası ve parlak sezgisi, matematiğin tamamen farklı dallarında olduğu kadar teorik fizik ve bilgisayar bilimlerinde de çığır açan çalışmalara katkıda bulunmasını sağladı.
Von Neumann, kuantum teorisine yeni matematiksel yöntemler uyguladı. Dirac-von Neumann aksiyomları ile kuantum mekaniği için titiz bir matematiksel çerçeve oluşturan ilk kişiydi. Ara sıra oynadığı bir oyun olan pokerden ilham alarak günümüzde ekonomi, siyaset bilimi, felsefe ve bilgisayar bilimlerinde kullanılan oyun teorisini matematiksel bir disiplin haline getirdi.
Onun oyunlarla ilgili matematiksel incelemesinin başlangıcı, modern oyun teorisinin başlangıcı olarak da kabul edilen 1928 tarihli “Theory of Games” makalesi oldu. Bu makalede, minimax teoremini kanıtladı. Bunun sonucunda da oyun teorisi matematiksel olarak inanılırlık kazandı.
John von Neuman ve Manhattan Projesi
1930’ların sonlarında, von Neumann patlamaların matematiksel modellemesini incelemeye başladı ve kısa sürede bu alanda önde gelen otorite haline geldi. Sonucunda 1943’te Manhattan Projesi üzerinde çalışması için bir davet aldı. Atom bombasının iç patlama tasarımına temel katkılarda bulundu ve daha verimli bir silah olmasını sağladı. Von Neumann aynı zamanda modern bilişimin gelişiminde de öncü oldu. Savaş sırasında ordunun ENIAC’ını (Elektronik sayısal entegreli hesaplayıcı) inceledikten sonra, matematiksel yeteneklerini bilgisayarın mantık tasarımını geliştirmek için kullandı. Günümüzde Von Neumann mimarisi olarak adlandırılan “depolanmış program” kavramını somutlaştıran yeni bir tasarım önerdi.

Savaştan sonra von Neumann, ABD Atom Enerjisi Komisyonu’nun Genel Danışma Komitesi’nde görev yaptı. ABD Hava Kuvvetleri, ABD Ordusu Balistik Araştırma Laboratuvarı, Silahlı Kuvvetler Özel Silahlar Projesi ve Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı da dahil olmak üzere bir dizi kuruluşa danışmanlık yaptı. 1955’te von Neumann’a kanser teşhisi kondu. 8 Şubat 1957’de 53 yaşında, Washington DC’deki Walter Reed Ordu Tıp Merkezi’nde, ilaç tedavisi görürken askeri güvenlik altında öldü.
John Von Neumann herhangi bir ödül ile onurlandırılmadı. Ancak bir çok bilim insanı bilgisayar bilimi ve matematikte Nobel Ödülleri olsaydı, bunu kesinlikle onun alması gerektiğini düşünmektedir.
Kaynak: Alfred S. Posamentier and Christian Spreitzer; The Lives and Works of 50 Famous Mathematicians; ISBN-10 : 1633885208
Matematiksel