Felsefe

Felsefe Sapkınlık mıdır? Gazali Neden İbni Sina’nın Dinden Çıktığını Düşünüyordu?

Felsefenin gerekliliği, ne işe yaradığı, insanları yoldan çıkarıp çıkarmadığı binlerce yıldır tartışılan bir konudur. Eğer felsefeye gönül vermiş ya da en azından ilgilenmeyi seven biriyseniz, felsefe size göre bu yakıştırmaları hak etmiyor olabilir. Fakat olaya Descartes gibi bakmak da fayda sağlayabilir. Meşhur hikayede Descartes, her şeyden şüphe ederek işe başlamıştı. Biz de bugün felsefenin kendisinden şüphe edeceğiz.

İslam coğrafyasının önemli düşünürlerinden biri olan Gazali, felsefeye çok başka bakıyordu. Hatta birçok bilim dalının yanı sıra felsefeyle uğraşmış olan İbni Sina ve Farabi’nin dinden çıktığını iddia ediyordu. Peki ama Gazali neden felsefeyi sapkınlık olarak nitelendiriyordu? Neden İbni Sina ve Farabi‘nin dinden çıktığını düşünüyordu? Onun düşünceleriyle İslam’ın Altın Çağı’na son mu verdi? Gelin, yazımızda bu sorulara yanıt arayalım.

Gazali Kimdir?

Kendi yazdığı mektuplara ve otobiyografisine göre Gazali, 1055-1056 yılında İran’ın kuzeyinde yer alan Tabaran Tus’ta doğmuştur. Gazali birçok Müslüman filozofun aksine daha kozmopolit bir ortamda yaşamıştır. Bu durum elbette Gazali’nin birçok görüşle iç içe olmasını ve onları araştırmasını sağlamıştır.

Gazali Neden İbni Sina'nın Dinden Çıktığını Düşünüyordu?
İslam’ın Altın Çağı’nın en ünlü isimlerinden biri olan Gazali (1055-1111). Şimdiki İran’ da doğan El Gazali 1092’den 1096’ya kadaı Bağdat’laki Nizamiye Okulu’nun başkanlı­ğını yapmış ve orada İslami akade­misyenlerin Neo-Platonist ve Aristo­teryan görüşlerini açıkladığı Filozof­ların Fikirleri isimli kitabını yazmıştır. Olaylar arasındaki tüm tesadüfi bağ­ntıların sadece Tanrı’nın iradesiyle mümkün olabileceğine inanır.

Onun yaşadığı dönemde İslam coğrafyası Altın Çağı’nı yaşıyordu. İslam coğrafyasında bilim ve felsefe alanında birçok yeni gelişme yaşanıyordu. Eski Yunan metinlerinin çevirileri yapılıyor ve o zamanın bilgileriyle geliştirilerek yeni bilgiler üretiliyordu.

Gazali de hem felsefe hem hukuk hem de teoloji ile ilgileniyordu. Fakat Gazali’nin felsefe ile olan ilişkisi çok daha başkaydı. Kendisi din ile felsefenin ilişkisine şüpheyle bakıyordu. Öyle ki bazı felsefi argümanları kendisince çürütüyordu bile.

Sebepleri tartışmalı olsa da Gazali, kendisini diğer Müslüman düşünürlerden farklı görüyordu. Ona göre kendisi her yüzyılda bir gönderilen İslam inancını yenileyen bir muhyi idi. Kısacası, Gazali kendisini hem Dünya tarihi açısından hem de entelektüel açıdan önemli biri olarak görüyordu. ( Muhyi, “yaşatan, dirilten” demektir)

Gazali’ye Göre Hakikate Ulaşmanın Yolu

Onun yaşadığı devirde İslam, Altın Çağı’nı yaşıyordu. Antik Yunan metinlerinden özellikle de Aristoteles’ten birçok eser İslam Dünyası’na kazandırılıyordu. Bunun da bir etkisi olarak İbni Sina ve Farabi gibi isimler Aristo’nun fikirlerinden oldukça etkilenmişti. Aristo’nun rasyonalist bakış açısı bu düşünürler sayesinde İslam’a da yansımaya başlamıştı.

Gazali Neden İbni Sina'nın Dinden Çıktığını Düşünüyordu?
“Tıbbın babası” olarak da bilinen ünlü polimat İbni Sina. Tıp’ta büyük bir çığır açmış olan İbn-i Sina, felsefe alanında da gerek Doğu gerekse Batı filozoflarını etkilemiştir. İbni Sina, mantığın ve aklın Allah’ın varlı­ğını kanıtlamak için kullanılabileceğine inanıyordu. Bu nedenle de çalışmalarında sıklıkla Ku­ran’ı yorumlamak için mantığa başvurdu

İşte tam da bu noktada Gazali’yi rahatsız eden bir şey vardı. Gazali hakikate, yani gerçek bilgiye akılla değil sezgiyle ulaşılabileceğini düşünüyordu. Bu nedenle Aristo’nun akıl ve mantığı ön plana çıkaran görüşüne katılmıyordu. Gazali’ye göre akıl, vahiyden daha üstün olamazdı. Hakikate akılla değil ancak kalp gözüyle ulaşılabilirdi.

Kalp gözüyle hakikate ulaşmak kulağa biraz tuhaf geliyor. Ve çoğu zaman da Gazali’nin yanlış anlaşılmasına sebebiyet veriyor. Ancak Gazali, her ne kadar asıl bilgi kaynağının vahiy olduğunu düşünse de aklı tamamen terk etmiş değildir. Ona göre akıl elbette önemlidir fakat akılla hakikate ulaşamayız. Akıl, vahyin bize söylediklerini anlamamız için vardır.

İbni Sina’nın Sakıncalı 3 Felsefi Argümanı

Gazali’nin çürüttüğünü iddia ettiği 20 tane felsefi argüman vardır. Bu 20 argümandan 3 tanesi ise hem yanlış hem de İslam’ın öğretileriyle zıttır. Ve bu 3 argüman da İbni Sina’nın felsefesinde yer alır:

  1. Dünya’nın geçmişte bir başlangıcı yoktur ve zaman içerisinde yaratılmamıştır.
  2. Tanrı’nın bilgisi yalnızca varlık sınıflarını içerir ve Tanrı, bireysel varlıklara ve onların tikellerine yayılmaz.
  3. Ölümden sonra insanların ruhları tekrardan bedenlerine dönmeyecektir.
Ünlü filozof, mantıkçı, müzisyen ve astronom Farabi. Günümüzde kendisi etik, mantık, metafizik ve siyaset felsefesi gibi çeşitli alanlardaki yazılarıyla tanınır. İslam filozofları arasında “İkinci Öğretmen” (Aristoteles’ten sonra”) olarak kabul edilmektedir. 

Gazali’nin sapkınlık olarak nitelendirdiği bu 3 argümanın ortak özelliği metafizik olmalarıdır. Ona göre metafizik konularla bu denli uğraşmak insanı iman konusunda şüpheye düşürmektedir. İbni Sina da bu argümanlarını Müslümanlar arasında yaydığı için Gazali’ye göre sapkındır. Hatta Gazali daha da ileri giderek cezası ölüm olmasına rağmen İbni Sina ve Farabi’nin dinden çıktığını iddia etmiştir.

Ayrıca İbni Sina’nın bu 3 argümanının ilahi bir güçle bağlantısı olduğunu söylemekte de fayda var. Nitekim 2 ve 3. argüman bunu açıkça gösteriyor. İkinci argümanda Tanrısal bilgiye bir sınırlama getirilirken; üçüncü argümanda ise beden ve ruhun ilahi açıdan durumuna bir sınırlama getiriliyor.

Yine Gazali’yi tam olarak anlayabilmemiz için şunu belirtmekte bizce fayda var. Gazali’nin felsefe sapkınlık olarak nitelendirdiği bu 3 meselenin hiçbiri de günlük hayatımızı doğrudan etki eden şeyler değiller. Bu nedenle aslında Gazali felsefenin tamamına karşı çıkmıyor olabilir. Fakat bu kısım oldukça tartışmalı bir konu.

Sonuç Olarak;

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Gazali yaşadığı dönemde de günümüzde de oldukça tartışmalı bir isimdir. Gazali’yi felsefe kitaplarının neredeyse tamamında görmeniz çok olasıdır. Fakat felsefeyi sapkınlık olarak nitelendiren birine filozof denip denmeyeceği de tartışma konusudur.

Elbette bir de “Gazali İslam’ın Altın Çağı’na son mu verdi” sorusu var. Buna cevap vermek oldukça zor. Çünkü Gazali, görüşleriyle gerçekten de dönemini fazlasıyla etkilemiştir. İslam camiasının felsefeye ve bilime mesafeli davranmaya başlaması da tam da bu dönemi kapsar.

Ancak İslam’ın Altın Çağı’nın bitmesinin tek sorumlusunun Gazali olduğunu söylemek son derece yanlış olacaktır. Zira o dönem yaşanan başka birçok olay, İslam medeniyetinin Avrupa’nın gerisine düşmesinde rol oynamıştır. Yazımızın sonunda bir başka İslam filozofunu daha tanımak isterseniz: İlk İslam Filozofu Olarak Bilinen El Kindi Kimdir?


Kaynaklar ve İleri Okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Melike Üzücek

Ankara Fen Lisesi'nden mezun oldum. Araştırma yapmayı ve sorgulamayı seven biriyim. Matematik ve biyoloji başta olmak üzere felsefe, astronomi, modern fizik ile ilgileniyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir