
Romantizm, Batı tarihinde kabaca 1760’lardan 1850’lerin sonlarına kadar devam eden karmaşık ve çok yönlü bir kültürel hareketti. Genel olarak, Aydınlanma rasyonalizmine karşı bir isyandı. Romantikler duyguyu akla, sanatı bilime, doğayı uygarlığa, bireysel özgürlüğü toplumsal düzene üstün tutmuştu. Romantik hareketin edebiyat, sanat, mimari, müzik, eğitim, siyaset, çevrecilik, teoloji ve felsefe üzerinde önemli bir etkisi oldu.
Bu dönemin önemli isimlerinden birisi Jean Jacques Rousseau (1712 – 1778) olarak bilinmektedir. Kendisi , yaşadığı çağda gerek siyaset teorisinde gerekse eğitim felsefesinde ortaya attığı görüşlerle birçok felsefeci ve düşünüre esin kaynağı olmuştur.
Rousseau, özellikle duygusal romanı Julie, or the New Heloise (1761), romansı eğitim incelemesi Emile (1762) ve hepsinden önemlisi, şaşırtıcı derecede açık sözlü otobiyografisi The Confessions (1782) ile bilinmektedir.

Bu eserler boyunca Rousseau, duyguların gerçeğe akıldan daha iyi bir rehber olduğu fikrini vurgular. Rousseau’nun demokrasi, halk egemenliği ve eşitlik hakkındaki fikirleri Fransız Devrimi’nin siyasetini güçlü bir şekilde etkilemiştir.
Jean Jacques Rousseau ve Emile: or, On Education
Rousseau, bugün çocuk merkezli eğitim dediğimiz şey de dahil olmak üzere, modern dünyadaki birçok önemli gelişmenin kaynağıdır. Eğitim vizyonu, büyüleyici kitabı Emile or on Education’da (1762) ortaya konmuştur.

Kitap, Emile adında hayali bir erkek çocuğu alarak onu yetiştirmesini konu edinmiştir. Beş bölümden oluşur. Bölümler ilk çocukluk yıllarından itibaren yetişkinliğe dek Emile’in hayatının evrelerini, gelişme özelliklerini ve her evrede nasıl ‘iyi’ bir eğitim verilebileceğine dair önerileri içerir.
Rousseau, insanların doğal olarak iyi olduğuna ve medeniyetin yozlaştığına inanıyordu. Ona göre, eğitimin asıl görevi, çocuğun doğal iyiliğini mümkün olan en yüksek derecede korumak ve geliştirmektir. Bunu yapmak için, Emile’nin hocası onu şehrin kötü etkilerinden uzakta, taşrada yetiştirir.
Emile’nin eğitimi üç aşamaya ayrılmıştır: çocukluk (0-12 yaş), gençlik (13-20 yaş) ve genç yetişkinlik (21’den yaklaşık 25’e kadar). Rousseau eğitimin bir süreç olduğuna inanıyordu ve 7 temel prensip üzerine oturtmuştu.
Jean Jacques Rousseau’nun Eğitim Anlayışı

Çocukluğa öz değerini verme: Çocukluk evresi başlı başına bağımsız bir süreçtir. Yetişkinliğe geçiş için bir ön hazırlık zamanı değildir.
Çocukluğu araştırma: Çocukluk evresini araştırmadan ve insan hayatının başlangıcı olarak değerlendirmeden çocuğu sadece bir vatandaş olarak yetiştirmek doğru değildir. Çocukluk evresinde çocuk kendini fiziksel, düşünsel, duygusal olarak var etme sürecindedir.
Negatif eğitim: Çocuk 12 yaşına gelene kadar ahlâk anlayışının çocuk eğitiminin içinde yer almaması gerekmektedir. Çünkü çocuğa aşılanan ahlâk anlayışı daha çok onu yetiştiren öğretmen veya eğitmenlerin bireysel anlayışı olacaktır.
Tecrübe ederek öğrenme: Rousseua’ya göre üç öğretmen vardır. Doğa, Toplum ve Olgu. Eğitmenin görevi bu üç aracın eşit bir şekilde eğitim içinde yer almasını sağlamaktır. Diğer bir deyişle dengeyi oluşturmaktır. Öğretmen kesinlikle yetkisini çocuğa bir dikte aracı olarak kullanmamalıdır. Mecburiyet olarak öğrenilmesi gereken her şey, bir ihtiyaç olarak çocuğa kavratılmalıdır.
Yaşa uygun eğitim: Rousseau çocukluktan yetişkinliğe geçişi dört evre olarak tanımlar. Ön çocukluk (0-3 ), çocukluk (3-12), ön ergenlik (12-15 ), ergenlik (15-20 ). Ön çocukluk evresinde çocuğun keşif yeteneği ve gücünü oluşturması teşvik edilmelidir.
Çocuklukta fiziksel gelişimi, taklit ederek öğrenme ilgisi, deneme-yanılma yoluyla öğrenmeye çalışma isteği, tecrübe etmesi desteklenmelidir. Ön ergenlik aşamasında algı ve mantığının güçlendirilmesi gerekir. Bu dönemde ahlâk kavramının oluşmasına baskı yapılmamalı ve çocuk karşılaştırma yöntemi ile ahlâk olgusunu edinmelidir. Ergenlik çağında kendisinin dışında başka kişi ve nesnelere sevgi hissetmeye başlayacaktır.
Vatandaşlık eğitimi: Ergenlik sonrasında artık birey içinde bulunduğu topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmek için hazırdır. Ancak bunun öncesinde bireyin diğer ülkelere yolculuk yapması gerekmektedir. Bu sayede kendi toplumu ile yabancı toplumları kıyaslayacak ve sonrasında da nerede ve nasıl yaşayacağına karar verecektir.
Din eğitimi: Yetişkin birey hangi dini seçeceğine yaşadığı tecrübelerden muhakeme ederek özgürce karar vermelidir.
Sonuç Olarak;
Jean Jacques Rousseau bu kitabı ile çok eleştirildi. Ancak yine de bazı hatalı bakış açıları olsa da eğitimsel teori ve pratiğe olağanüstü bir katkı sağlamıştır. Yazıyı kitabından kısa bir bölüm ile kapatalım.
“Tek sözcükle öğrencinize tüm insanları, onlara hak ettiğinden daha az değer verenleri bile sevmeyi öğretiniz; ona herhangi bir sınıfta yer almayacağı biçimde davranınız, ancak herkesin içinde kendini bulsun: onun önünde duygulanarak hem de acımayla ama asla küçümsemeden insan türünden söz ediniz. İnsan insanı onursuz kılmaz. Bu yollarla ve benzer yollarla, daha önce açılmış yollara ters olan yollarla bir genç insanın gönlüne girmek uygun olur.”
Yazının devamında göz atmak isterseniz: Romanya Yetimhaneleri Çocukluk Dönemi Hakkında Bizlere Ne Öğretti?
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Jean-Jacques Rousseau; Bağlantı: https://www.britannica.com/
- Emile: or, On Education; Bağlantı: https://www.britannica.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel