Tarih

Beytül Hikme (Bilgelik Evi): Bilginin Zirve Yaptığı Ve Modern Matematiğin Temelinin Atıldığı Yer

Bilimsel ve teknolojik yeniliğin temel itici güçlerinden birisi disiplinler arası işbirliğidir. Dolayısıyla en büyük ilerlemelerden bazıları tam da bu amaç için kurulmuş entelektüel merkezlerden ortaya çıkar. Modern zamanda Silikon Vadisini buna bir örnek olarak verebiliriz. Buna vereceğimiz bir başka örnek ise MS onuncu yüzyıl civarında, İslam’ın Altın Çağı sırasında Bağdat’ta kurulmuştu. Avrupa’nın karanlık çağlarını yaşadığı bir dönemde Beytül Hikme (Beyt’ül Hikmet – Bilgelik Evi) doğdu.

Beyt'ül Hikmet
Nasıl göründüğünden kesin emin olmasak da Bilgelik Evi bu şekilde tasvir ediliyor.

Aristoteles ve Öklid’in eserleri de dahil olmak üzere İran, Çin, Hindistan ve Yunanistan’dan birçok harika eserin toplandığı ve Arapçaya çevrildiği yer burasıydı. Burada yapılan çalışmalar cebir, coğrafya, astronomi, tıp ve mühendislik gibi alanlarda kalıcı miraslara sahip olacak yeniliklerin ortaya çıkmasına neden oldu. Günümüzde kullandığımız rakamların temelleri burada atıldı. Beytül Hikme ile başlayan süreç aslında Doğu Rönesans’ını simgelemektedir.

Kütüphane 13. yüzyılda yıkıldı. Bu nedenle bu antik kütüphanenin tam olarak nerede olduğundan ve neye benzediğinden emin olamıyoruz. Ancak emin olduğumuz şey, İslam’ın Altın Çağı’nda burasının tarihin en önemli bilim merkezlerinden biri olduğudur.

Beytül Hikme (Bilgelik Evi)
Beytül Hikme (Beyt’ül Hikmet – Bilgelik Evi) adı verilen bu kütüphane çoktan ortadan kaybolmuş olsa da, orada yapılan çalışmalar modern matematiğin temelini oluşturdu.

Beytül Hikme Yani Bilgelik Evi Neden Ve Nasıl Kuruldu?

Avrupa’da karanlık çağlar olarak kabul edilen dönemde Doğu’da İslam’ın yükselişi bilimsel faaliyetlerin sürdürülebilmesi için uygun bir ortam sağlamıştı. İlerleyen süreçte Arabistan, Irak, Suriye, Lübnan, Filistin, Mısır, Kuzey Afrika’nın çoğu, Orta Asya ve İspanya’nın yanı sıra Çin ve Hindistan’ın bazı kısımları Arap egemenliği dili altına girdi. Bu da elbette farklı bölgelerden ve geçmişlerden bilim insanlarının birbirleri ile etkileşim yapması anlamına geliyordu.

Beytül Hikme
Harun Reşid’le canlanan çeviri ve bilimsel çalışmalar, Bağdat’ta merkezileştirilmişti. Harun Reşid döneminden gelen akılcı çizgi, halife el-Me’mun zamanında da devam etti. Aynca el-Me’mun, Bağdat ve Şam’da görkemli rasathaneler in­şa ettirdi. Bu sayede astronomi araştırmalarına da hız vermişti.

Abbasi imparatorluğu, geniş saraylar, görkemli camiler, okullar ve hastanelerle başkentlere kervan yolları ağı inşa etmek için Bağdat, Basra ve Kufe’yi birleştirdi. 700’lü yıllardan itibaren önce çevirilerle başlayan, daha sonra ciddi bir araştırma karakteri kazanan bilimsel faaliyetleri merkezileştirmek, artık bir zorunluluk haline gelmişti.

Bunun için Harun Reşid Bağdat’ta “Bilgelik Evi” (Beyt’ül Hikmet) olarak tanınan bir bilim okulu kurdu. Burada ataları İskenderiye‘den Bizans’a kaçan Hıristiyan bilginler ile Arap bilginler bir araya geldi. Bilgelik Evi asıl sıçrayışını ise Halife Memun önderliğinde yapacaktı.

Beytül Hikme Matematiğin Gelişmesine de Önemli Katkı Sağladı

Beyt’ül Hikme’nin kuruluşu, İslam Uygarlığı tarihinde bir milat­ oldu. Zamanla Dünya’nın her yerinden bilim insanları Bağdat’a akın etmeye başladı. Bugünkü Londra’daki Britanya Kütüphanesi ya da Paris’teki Bibliothèque Nationale kadar muazzam büyüklükte bir arşivi olan Bilgelik Evi, sonunda matematik, astronomi, tıp, kimya, coğrafya, kimya ve diğer bilimler de dahil olmak üzere beşeri bilimler ve fen bilimleri çalışmaları için rakipsiz bir merkez haline geldi.

Beytül Hikme
Kütüphane 850 yılında yayımlanan “Maharetli Cihazlar” gibi birçok çığır açan esere ev sahipliği yapıyordu

Onları çeken şey kentin canlı bilimsel merakı ve ifade özgürlüğüydü. Müslüman, Yahudi ve Hristiyan alimlerin burada birlikte üretiyorlardı. Daha önce iletişim kurmakta zorlanan farklı bölgelerin âlimleri sonunda bilimsel terimler için ideal olan ortak bir dil konuşmaya başlamıştı. Bunun sonucunda da ortaya dev bir entelektüel topluluk çıktı.

Beytül Hikme
Beyt el-Hikmet, bağımsız bir yapı olmayıp, saraya bağlı ve idari yapılanması olan bir kurumdu. Başında, bir yönetici bulunmaktaydı. Kurum içinde çalışan farklı işlevler yerine getiren pek çok memur vardı. Bilgelik evi – Temsili çizim

Bu topluluğa dahil olanlar arasında Banu Musa kardeşler de vardı. Kardeşlerin biri matematikçi, biri gökbilimci ve biri de mühendisti. Bu kardeşler çeviri hareketinin başındaki önemli isimler arasında yer alıyordu. Aynı zamanda diğer çevirmenlere sponsor oldular ve nadir el yazmaları satın almak için para yatırdılar. Ancak kuşkusuz günümüzde onların adını geliştirdikleri otomatik cihazlar ile anımsıyoruz. Aşağıda gördüğünüz fil saati onların önemli eserlerinden biridir.

Tüm bilimlerin içinde elbette matematik en başı alıyordu. Zaten Beyt’ül Hikmet’te çalışmaya gelen ilk kişilerden birisi, büyük matematikçi Harezmi’ydi. Harezmi burada, El-Kindi ile yakın çalışacaktı. Sonucunda bu birliktelik hepimizin kullandığı Hint – Arap rakamlarının (0-9 sayıları) temelini atmıştı.

Beytül Hikme
Al-Harizmi, Kitab Surat-al-ard adlı kitabında Nil Nehri’nin (11. yüzyıl) en eski haritalarından biri olarak kabul edilen şeyi tasvir etmiştir.

Bilgelik Evi Neden Yıkıldı?

Bilgelik Evi olmasaydı Antik Mısır, Babil, Yunan ve Hindistan’ın bilimsel birikimlerinden hiçbir zaman haberdar olamayacaktık. Tüm bu süreçte Bağdat, dünyanın entelektüel açıdan en güçlü şehri oldu. Neredeyse İskenderiye’nin halefi haline geldi.

Büyümenin önemli bir nedeni, Çin’deki kağıdın icadının MS 793’te Bağdat’a ulaşmasıydı. Artık pahalı parşömen veya küflere duyarlı papirüs yerine, daha ucuz ve kalıcı bir malzeme yaygın olarak mevcuttu. Bunun bir sonucu olarak da Beytül Hikme, zamanla üniversite, kütüphane, araştırma laboratuvarı, sohbet meclisi gibi farklı kurumların bir arada bulunduğu bir yere dönüştü.

Yaklaşık 450 yıl boyunca Bilgelik Evi bilgiyi topladı ve arayanlara aktardı. Ama yüzyıllarca süren entelektüel düşünce ve teknik gelişimin ardından Beytü’l-Hikme, 1258’de Bağdat Kuşatması sırasında Moğollar tarafından neredeyse hiçbir iz bırakmadan yıkılacak ve tüm kitaplar Dicle nehrine atılacaktı.

Beytül Hikme (Bilgelik Evi)
Beyt’ül Hikmet’in yaklaşık 4 asır parlayan yıldızı, Moğollar gelene kadar sürebildi. Bağdat’ın işgali, İslam tarihinin en yıkıcı olaylarından biriydi. Moğol istilası sırasında, Bağdat’ta 20’yi aşkın kütüp­hanenin bulunduğu düşünülmektedir.

Rivayete göre yüzlerce yıllık bu eserlerden akan mürekkep, nehrin suyunu siyaha dönüştürdü. Sonucunda Bağdat, yüzlerce yıl yıkık bir şehir olarak kaldı. Sonrasında da bir zamanlar sahip olduğu statüsünü asla geri kazanamadı.

Doğunun bir zamanlar parlayan yıldızı, zaman içinde yerini karanlığa bırakırken, elbette bilgi tamamen yok olmadı. Savaşlar ve göçlerle önce Endülüs sonra da Batıya yayılan bu bilgi Avrupa’yı karanlık çağdan kurtardı. Bu da sonucunda aydınlanma fitilini ateşledi. Bilime daha sıkı tutunan Batı medeniyetlerinin ilerleyişlerinde ki önemli faktörlerden birisi de muhtemel Beyt’ül Hikmet’tir.


Kaynaklar ve İleri Okumalar.

  • Iraq’s Golden Age: The Rise and Fall of the House of Wisdom; Bağlantı: https://theculturetrip.com/
  • Padamsee, Hasan; Unifying the universe : the physics of heaven and earth; Cornell University; ISBN 9781138388680
  • Long before Silicon Valley, scholars in ancient Iraq created an intellectual hub that revolutionised science. Yayınlanma tarihi: 8 Ocak 2023; Bağlantı: https://theconversation.com/

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir Yorum

  1. 2020 ayt sınavından bir gün önce görsel dikkatimi çektiğinden beytül hikmet ile ilgili malumat edindim. Bir gün sonra bu bilgi ayt sınavında soruldu. Önceden hiç bir bilgim yoktu öğrendim ve sınavda kullandım bu bilgiyi. Güzel bir tevafuk oldu. Teşekkürler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu