Sinirbilim

Bir Kaza Sırasında Neden Zaman Yavaşlar Ve Olayı Ağır Çekimde Hissederiz?

Zaman deneyimimiz esnektir; bazı durumlarda hızlanırken bazı durumlarda yavaşlar. Zaman yavaşlamasının ilginç bir örneği de büyük tehlike içeren durumlarda, örneğin kıyısından dönülen ya da gerçekten meydana gelen kazalarda karşımıza çıkar.

zaman yavaşlaması

Eğer bugüne kadar bu şekilde bir deneyim yaşadıysanız ne demek istediğimizi anlayacaksınızdır. Dışarıdan bakan bir gözlemci için kısacık bir anda gerçekleşen bu durumu, kazayı yaşayan kişi için oldukça yavaş biçimde hissedecektir.

Bir kamyon tam gaz bir arabanın üstüne doğru giderken, dış olaylar arabadaki kişiye ağır çekimde meydana geliyormuş gibi görünür. Sonrasında arabanın sürücüsü bütün gerekenleri sakinlik içinde yaptığını ve böylece çarpışmaktan kurtulduğunu söyler.

Ne zaman kendimizi tehlikeli bir kaza anında bulsak, sanki bir filmin içindeymiş gibi her şey ağır çekimde hareket etmeye başlar. Zaman yavaşlaması yaşanır. Yapılan bir analiz, kazalardan sonra insanların %71’inin değişen bir zaman geçişi yaşadığını hatırladığını ortaya koydu. Bu kişiler, yaşadıkları olayın gerçekte olduğundan çok daha uzun sürdüğünü ve bir kaza sırasında olanların yavaşlamış gibi göründüğünü hatırladılar

Zaman Algımız Mutlak Ya da Sabit Değildir

Zamanı tanımlamak zordur. Bunun nedeni bu kav­ramın deneyimlerimizin ve düşünce şeklimizin içine yerleşmiş olmasıdır. Zaman, şu anda elimizde olan “şimdi” ile geçmişte elimizde olan “şimdiyi” ilişkilendirmemizi sağlar. İçinde bulunduğumuz anda ne yaşıyorsak ona şimdi adını veririz, ama şimdi geçicidir.

Zaman deneyimimiz esnektir; bazı durumlarda hızlanırken bazı durumlarda yavaşlar. Yani zamanın “normal” bir hızı yoktur. Bunun yerine, zaman deneyimimiz psikolojik yapılarımız ve süreçlerimiz tarafından üretilir. Normal zaman olarak deneyimlediğimiz şey, sadece normal bir bilinç halidir. Süreçler değiştiğinde, zaman algımız da değişir. Bunun sonucunda bazen zaman hızlanması bazen de zaman yavaşlaması hissi yaşanır.

Bu yüzden bir kaza geçirdiğinizde olay anı saniyeler değil de dakikalar gibi gelir; tek başınıza fırtınada bir teknede veya bir sörf tahtası üzerinde mahsur kaldığınızda kurtarılmanız saatler değil de haftalar sürmüş gibi zannedersiniz.

Zaman Yavaşlaması Neden Olur?

Zaman yavaşlaması, genellikle hayatımızın tehdit altında olduğu acil durumlarda meydana gelir. Örneğin, depremler sırasında veya uçak kazalarından önce zamanın büyük ölçüde yavaşladığını dile getiren birçok kişi vardır.

Zamanın geçişine dair algımız mutlak veya sabit değildir. Zamanın “normal” bir hızı yoktur. Bunun yerine zaman deneyimimiz psikolojik yapılarımız ve süreçlerimiz tarafından üretilir.

Tehlike durumunda beyin daha hızlı çalıştığından, dış dünya daha yavaş hareket ediyormuş gibi görünür. Organizma çevredeki uyaranları normalden daha hızlı işlemden geçirdiğinde daha kolay yanıt verir. Hayatta kalmamız için çok hızlı hareket etmenin önemli olduğu durumlarda, zaman yavaşlaması bize yardımcı olur. Çünkü ne yapacağımıza karar vermek ve gerekirse hareket etmek için daha fazla zamanımız varmış gibi gelir.

Ancak gerçekte olan şey, bedensel süreçlerin dışarıdaki dünyaya göre hızlanmasıdır. Bu da bize sanki zaman yavaşlıyormuş ve olan biten ağır çekimde gerçekleşiyormuş gibi hissettirir. Vücudun uyarılma düzeyi zirveye çıkar. Bu da bedenin ve zihnin uyanık ve aktif durumda olması demektir. Beden ve zihin aşırı bir hız modunda olduğundan, sanki dışarıda dünyada olup bitenler yavaşlıyor gibi görünüyor. Ortamda her şey yavaşlıyor gibi göründüğünden, olup biteni daha fazla ayrıntıyla görüp duyarız, bu da olayın gerçekte olduğundan daha uzun sürdüğü hissine yol açar.

Zaman Yavaşlamasını Deneyler İle Kanıtlamamız Mümkün mü?

Peki yukarıda verilen açıklama gerçekten doğru mu? İnsanlar kaza yapınca zaman gerçekten yavaşlar mı? Yoksa kaza ardından geriye dönüp baktığımızda da mı zamanın yavaşladığını düşünürüz? Bu olguyu laboratuvarda inceleyebilir miyiz?

Bir deneyde, gönüllülerden durdukları yerden 50 metre aşağıda bağlı bir ağa güvenli bir şekilde düşmeleri istendi. Tüm gönüllüler, tahminlerine göre yaklaşık dört ila altı saniye süren yavaş bir düşüşte olduklarını belirttiler. Gerçekte, düşüşleri sadece üç saniye sürmüştü.

Aslına bakarsanız tehlikeli bir deney ortamı yaratmak etik açıdan uygunsuz olduğu için böyle durumlarda insanların gerçekten her şeyi ağır çekim gibi mi gördükleri, yoksa olayın ardından ve yaşadıklarının duygusal yükü nedeniyle, her şeyin daha yavaş olduğunu hissettiklerine mi inandıkları net değildir. Bu nedenle laboratuvar ortamında gerçek bir kaza ayarlayamayız. Ancak yine de kişinin zaman deneyimindeki bazı değişiklikleri ölçebileceğimiz bir deney düşünebiliriz.

Bu tip deneylerde zaman algımızdaki değişiklikler doğrulanmıştır. Hatta zaman yavaşlamasının doğruluğunu kontrol etmek için dış mekan deneyleri bile tasarlanmıştır. Örneğin bir deney bir lunaparkta yapıldı. Otuz bir metre yüksekliğinde bir kulenin altına yerleştirilen bir ağ, heyecan arayanlara serbest düşüşü tecrübe etme imkanı veriyordu.

Bir gönüllü, tehlike anında insan zihninin zamanı nasıl algıladığını incelemek için düşmeye hazırlanıyor.

Temel varsayım, korkutucu düşme deneyimi sırasında algının hızlanacağı idi. Saate benzeyen ölçüm cihazı katılımcıların bileklerine bağlanmıştı ve düşmeye başladıklarında ona bakmaları söylenmişti. Ancak deney sonunda öznel açıdan düşüş, izleyenlerin gözlemlediğinden sadece birazcık daha uzun sürmüş gibi görünüyordu. Ancak kontrollü laboratuvar ortamını terk edip “dışarıdaki” dünyaya çıkmak daima sorunludur. Çünkü işin içine bir çok dış etkenin karışması da olasıdır.

Sonuç Olarak

Zaman yavaşlaması algısı gerçektir. Bir gözlemcinin zamansal dizilimi ayırt etme becerisinin organizmayı heyecanlandıran ve harekete geçiren durumlarda gerçekten de arttığı gösterilirse, bu bulgu ağır çekim etkisi için doğrudan bir kanıt teşkil edecektir.

Zorluk, laboratuvar ortamında tehditkar bir durumu yaklaşık olarak canlandırabilmektir. Ancak bu, deneklerin içinde küçük beyin tarayıcıları bulunan kasklar taktıkları ve daha sonra bir ip üzerinde köprüden atladıkları, geleceğin teknolojisiyle yapılabilecek bir görev olabilir.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Why accidents and emergencies seem to dramatically slow down time. Yayınlanma tarihi: 6 Eylül 2021; Kaynak site: Convrsation. Bağlantı: Why accidents and emergencies seem to dramatically slow down time
  •  Stetson, C., Fiesta, M. P., and Eagleman, D. M. 2007. Does time really slow down during a frightening event? PLoS ONE 2:e1295. doi:10.1371/journal.pone.0001295
  • van Wassenhove, V., Wittmann, M., Craig, A. D., and Paulus, M. P. 2011. Psychological and neural mechanisms of subjective time dilation. Front. Neurosci. 5:56. doi:10.3389/fnins.2011.00056
  • Stetson C, Fiesta MP, Eagleman DM. Does time really slow down during a frightening event? PLoS One. 2007 Dec 12;2(12):e1295. doi: 10.1371/journal.pone.0001295. PMID: 18074019; PMCID: PMC2110887.
  •  Wittmann, M., van Wassenhove, V., Craig, B., and Paulus, M. P. 2010. The neural substrates of subjective time dilation. Front. Hum. Neurosci. 4:2. doi:10.3389/neuro.09.002.2010

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu