
16 yaşımızdayken kendimizi hep o yaşta kalacak, hiç yaşlanmayacakmış gibi hissetsek de kaçınılmaz son olarak hepimiz yaşlanırız. Peki ama neden yaşlanıyoruz? Neden sinekler insanlardan ya da balinalardan daha çabuk yaşlanır? Bu türden sorulara uzun yıllardır yanıt aranıyor. Birçok gerontoloji (yaşlanmayı inceleyen bilim dalı) uzmanı bu konuda kuramlar geliştiriyor.
Üstelik yaşlanma konusunda başka gariplikler de var. 19. yüzyıldan itibaren giderek artan bir biçimde dünyanın bir çok yerinde kadınlar erkeklerden ortalama 6 yıl daha uzun yaşıyor. Peki ama neden kadınlar uzun yaşıyor?

Erkeklerin doğdukları andan itibaren kadınlardan daha zor ve daha kötü yaşam koşullarına maruz kalmaları bunun bir nedeni mi? Ya da kadınların uzun yaşamasının nedeni toplumdaki kadın erkek rollerindeki farklılaşmalar mı?
Kadınların Sahip Olduğu Bazı Biyolojik Avantajlar Vardır!
1950’li yıllardan beri bu sorulara yanıt arayan Amerikalı bilim insanı Francis Madigan’a göre, cinsler arasındaki biyolojik farklılıklar yaşam süreleri arasındaki farkın da nedeni. Sosyokültürel etkenlerse pek önemli değil.

Bu iddiasını kanıtlamak için Madigan, kadın ve erkeklerden oluşan ve toplumdan yalıtılmış bir deney grubuyla çalışmış. Bu gruptaki ölüm oranı farkı da Madigan’ın iddia ettiği gibi erkeklerde daha yüksek çıkmış. Araştırmaya göre, farklı cinsiyet hormonlarının kolesterol oranı üzerindeki etkileri önemli bir biyolojik etki oluşturuyor.
Ayrıca devam çalışmalarında kadınların salgıladığı cinsiyet hormonlarının kandaki lipid oranını olumlu yönde etkilediği anlaşılacaktı. Erkeklerin salgıladığı testosteronun da kolesterol üzerinde olumsuz bir etkiye sahip oluyordu. Bu hormon aynı zamanda erkek vücudunu daha iri bir hale getirdiği için yaşlanma süreçlerinin de hızlanmasına katkı sağlıyor.
Kadınların Neden Uzun Yaşadığını Biyoloji İle Açıklamak Yeterli Olmaz.

Dünyanın farklı bölgelerindeki kadın ve erkek yaşam süreleri arasındaki bu farklılık, ortada sadece biyolojik değil sosyal etkenlerin de bulunduğunun bir göstergesi. Bu durumun ilk nedeni kadınların erkeklere oranla sağlığa zararlı eylemlerden daha uzak durmaları. İkincisi de sağlık alanındaki gelişmelerden, iyi yaşam koşullarından daha fazla yararlanmaları yani sağlıklı yaşam sürdürmek için özen göstermeleri gibi gözüküyor.
Ancak kadınlar daha uzun bir ömür sürmesine rağmen erkeklerden daha fazla hastalanıyorlar, daha fazla ilaç kullanıyorlar ve daha fazla doktora gidiyorlar. Bu da ortaya ölümlülük-sağlıksızlık paradoksu olarak adlandırılan bir durumu çıkartıyor.

Bu duruma getirilen bir açıklama kadınlarda daha sık görülen migren, astım gibi kronik hastalıkların yaşam kalitesini etkilese de ölümcül olmaması. Erkeklerin sık karşılaştıkları sağlık sorunları daha ölümcül. Bunun temel nedenlerinden birisi de vücutlarımızın yağ dokuları ile ilgili. Erkek vücudu daha fazla iç organları çevreleyen yağı depolama eğilimindedir. Bu Viseral yağlanma olarak bilinmektedir.
Ancak kadınlar daha çok deri altı yağlanma eğilimindedir. Viseral yağlanma erkekler için başlıca ölüm nedeni olan koroner kalp hastalığı için önemli bir risk faktörüdür.
Kadınlar Bir Zamanlar Böyle Bir Avantaja Sahip Değildi
Araştırmalara göre tarımın gelişmesinden önceki dönemlerde her iki cins için beklenen yaşam süresi aynıymış. İngiltere’de bulunan en eski ölüm kayıtları bu evrimin öyküsünü bizlere açıklıyor. 17. ve 18. yüzyıl arasında bu fark erkekler lehine 2 yıl kadarmış. 20. yüzyılın başlarındaysa fark kadınların lehine dönmeye başlamış.
Bunun nedeninin kadın ve erkek arasında kapanan sosyal ve ekonomik farklar, doğum kontrolünün artması, annelik yükümlülüklerinin azalması sonucunda kadınların biyolojik avantajlarını tekrar kazanması biçiminde düşünülüyor. Tüm bu biyolojik, davranışsal ve çevresel faktörler kadınların erkeklerden daha uzun yaşamasına katkı sağladı.
Aslında 20. yüzyılın özellikle ikinci yarısından itibaren her iki cins için de ortalama yaşam süresi uzadı. Bunun en büyük nedeni, özellikle enfeksiyon ve parazitlerin yol açtığı hastalıklara bağlı ölüm oranlarıyla doğum sırasında annelerin ölme oranının azalmasıydı. Ancak anlaşılan erkekler bu avantajı bir yere kadar koruyabildi.
Erkeklerin kansere ya da kalp-damar hastalıklarına yakalanma oranları kadınlardan daha yüksektir.. Ayrıca kazalarda, savaşlarda ölen ya da cinayete kurban giden erkek sayısı da kadınlardan çok daha fazladır. Yani bu farkın nedeni, belki de kadınların daha uzun yaşayabilmesi değil, erkeklerdeki ölüm oranının daha yüksek olmasıdır.
Neden bazı ülkelerde doğumda yaşam beklentisi daha yüksektir? Neden bazı ülkelerde bu oran birbirine çok yakın? Bu soruları böylece çoğaltmak olası. Cevaplar ise çeşitli. Peki bu durum hayvanlar aleminde nasıl dersiniz?
Hayvanlarda Dişiler Erkeklerden Daha mı Uzun Yaşar?

Pek çok istisna olmakla birlikte hayvanlar aleminde de dişiler, erkeklerden daha uzun yaşar. Dişilerin daha uzun yaşadığını söylemek aynı zamanda erkeklerin de daha kısa yaşadıkları anlamına gelir. Konuya bu açıdan yaklaşacak olursak bunun en temel nedeni erkeklerin yaşamlarının çok daha rekabetçi olmasıdır.
Sonucunda erkeklerin eş ve yiyecek bulmak için çetin çatışmalardan sağ çıkmaları gereklidir. Daha fazla çatışma daha fazla ölüm riski demektir. Elbette daha fazla ölüm riski ise daha kısa ömür anlamına gelir.
Türün devamı için en kritik konu üremedir ve üreme işinde dişilere erkeklerden fazla iş düşmektedir. Memeliler üzerinde yapılan pek çok araştırma, dişilerin hücre onarım ve yenilenme mekanizmasının erkeklerden daha etkili çalıştığını ortaya koymuştur. Dişilerin vücutları enerjilerinin büyük bölümünü, iyileşmeye ve sağlığını korumaya harcar. Bunun sonucunda da dişiler erkeklerden daha uzun yaşar.
Yazının devamında göz atmak isterseniz: Çalışmak İçin En iyi Saat Nedir? Bunun Cevabını Biyolojik Saatiniz Versin
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Why do women live longer than men?; Yayınlanma tarihi: 14 Ağustos 2018; Bağlantı: https://ourworldindata.org
- Why Do Women Live Longer Than Men?; Yayınlanma tarihi: 27 Şubat 2019; Bağlantı: https://time.com/
- Austad SN, Fischer KE. Sex Differences in Lifespan. Cell Metab. 2016 Jun 14;23(6):1022-1033. doi: 10.1016/j.cmet.2016.05.019. PMID: 27304504; PMCID: PMC4932837.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım
Matematiksel