
Bazen çevremizdeki beklenmedik ve olağandışı nesnelerde yüzler görürüz. Gökyüzündeki bulutları olmadık şeylere benzetiriz. Ay’a baktığımız zaman bir insan yüzü gördüğümüzü düşünürüz. Aslında sadece gökyüzünde değil, baktığımız her yerde, nesneleri bir yüze benzetiyoruz. Pareidolia olarak adlandırılan bu fenomen aslında son derece yaygındır.
Pareidolia, rastgele verilerde kalıpları görmek olarak bilinen bir apofeni türüdür. Apofeni insanların anlamsız rastgele var olan verilerden anlamlı örüntüler çıkarma eğilimi ve deneyimidir. Bu terim ilk defa 1958’de Klaus Conrad tarafından şizofrenide görülen hezeyanların tanımlamak için kullanılmıştır.
Örneğin, kırmızı giydiğiniz bir gün, milli piyangodan ikramiye kazanırsanız bu durumu kırmızı giymekle ilişkilendirebilirsiniz. İşte bu bir apofeni örneğidir. Ancak hemen endişelenmeyin. Pareidolia psikolojik bir sendrom değildir. Aslında tam tersi bu becerimiz sayesinde insanlık bu güne kadar hayatta kalmayı başarmıştır.

İşte bu nedenle, 2004 yılında 28.000 dolara satılan aşağıdaki tosttan, şaşkın bakışlı bir bowling topuna, ya da yüz buruşturan bir elmaya çeşitli nesneleri yüzlere benzetme eğilimi gösteriyoruz. Yüzlerin beyin için neden bu kadar önemli olduğunu merak ediyorsanız okumaya devam edin.
Pareidolia Neden Oluşur?
Yüzümüz, duygularımızı ifade etmek için kullandığımız ana araçtır. Bu nedenle, yüzümüzde çok çeşitli duygusal varyasyonlar sergilememizi sağlayan 42 tane kasımız var. Beynimiz de doğal olarak yüzleri okumak için tasarlanmıştır.

Aslında, yüz ifadelerini okumaya adanmış fusiform yüz bölgesi (fusiform face area) denilen bir beyin bölgemiz var. Bu alan tanıdık bir yüz ile karşılaştığımızda aktif hale geliyor. Aynı anda alt frontal girus alanı, görsel sisteme bir nesnenin ne kadar tuhaf fakat tanıdık görünebileceğini söylüyor. Bu iki aktivasyon, olmadık yerlerde insan yüzleri ve ifadeleri görme yatkınlığına neden oluyor.
Gelişigüzel şekilleri insanlara benzetmemiz ile sonuçlanan sinirsel sürecin detayları henüz tam olarak bilinmese de bu beceri, başkalarıyla etkileşim ve duygusal gelişimimiz için kritiktir. Bu nedenle hem tür olarak, hem de bireysel olarak yıllar süren deneyimler nedeniyle öyle bir şekil tanıma yeteneği elde ettik. Bunun sonucunda farkında olmadan sürekli yapıyoruz.
Pareidolia İnsan Geçmişinin Bir Parçasıdır
Araştırmacılar, pareidolia deneyimimizin evrimimizin bir parçası olduğunu düşünüyorlar. Sonuçta süreç içinde beynimiz, sosyal etkileşimi kolaylaştırmak için gelişti ve bu etrafımızdaki dünyayı görme şeklimizi şekillendirdi. Bir zamanlar varlığımız diğer insanlarla etkileşim ve işbirliği yapma (ve tehlikeli hayvanlardan kaçınma) yeteneğimize bağlıydı.

Vahşi doğada rekabet halinde olan kabilelerde yaşadığınızı düşünün. Bu durumda yüzleri tanımanız, hangi bireyin hangi kabileden olduğunu anlamanız önemlidir. Ayrıca, çalılardaki surata benzer şekillerin saldırmaya hazırlanan bir insan olup olmadığını önceden tespit edebilmeniz de hayatta kalmanın anahtarlarından biridir.
Diğer nesnelerde bir yüz gördüğümüzü düşündüğümüzde, beynimizde yaşanan aktivite gerçek bir insan yüzüne bakarken gelişenler ile aynıdır. Bu aktivite hem görsel bilgiyi işleyen oksipital lobda hem de planlama ve karar verme sürecine dahil olan frontal lobda gerçekleşir. Ayrıca, sosyal ağımız ne kadar genişse, beyindeki yüz tanıma alanı da o kadar büyüktür.
Bunun gibi algısal önyargılar oldukça yaygındır. Beynimiz, gördüğümüzü anlamaya çalışmak için kısayollar oluşturduğunda ortaya çıkarlar. Ancak görünen o ki, hayali bir yüzle karşılaştığımızda gördüğümüz tek şey yüz hatları değil. Yeni bir çalışma yaş, duygu ve cinsiyeti de gördüğümüzü ortaya çıkardı ve garip bir şekilde bu komik yüzlerin büyük çoğunluğu erkek yüzleri olarak algılanıyor.
Pareidolia Fenomeni Şaşırtıcı Bir Önyargıya Sahip Oldu

Yakın zamanda araştırmacılar, 3815 kişinin katıldığı çevrimiçi bir deney gerçekleştirdiler. Bu deneyde katılımcılardan içlerinde yanıltıcı yüzlerin olduğu 200’den fazla fotoğrafına bakmalarını istediler. İlginç bir biçimde katılımcıların çoğu fotoğraflarda genç erkek yüzleri gördüklerini ifade etti. Katılımcılardan gördükleri yüzün temsil ettiği duyguyu da belirlemeleri istenmişti. Cevaplar çeşitliydi. Görüntülerin yüzde 34’ü mutlu, yüzde 19’u şaşırmış, yüzde 19’u nötr ve yüzde 14’ü kızgın olarak algılandı.
Bunun üzerine araştırmacılar, yanıltıcı görüntülerin kadın yerine erkek gibi görünmesine neden olan algısal önyargının nedeni anlamak istediler. Bu cinsiyet yanılgısına renklerin, kavisli şekillerin sebep olabileceğini düşündüler. Ancak konu ile ilgili yaptıkları ek çalışmalar bu düşüncelerini desteklemedi. Sonucunda bu algı yanlılığına neyin neden olduğundan hala emin değiliz.
Ancak araştırmacılar bunun kavramsal veya dilbilimsel bir kökenden kaynaklanma ihtimalinin olduğunu düşünüyor. Sonucunda gördüğümüz nesnelerdeki yüz akla kişi kavramını getirir. Kişi dendiğinde akla gelen ilk şey ise genelde erkektir.
Son olarak Pareidolia herkeste aynı seviyede gerçekleşmiyor; hatta kimi kişiler bu deneyimi hiç yaşamıyor. Eğer siz de olmadık yerlerde suratlar görüyorsanız endişelenmeyin. Bilin ki kesinlikle başka birileri de sizinle aynı deneyimi yaşıyor. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Evcil Hayvanlarımız Dünyayı Nasıl Görüyor?
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Seeing Jesus in toast: Neural and behavioral correlates of face pareidolia; Bağlantı: ttps://www.sciencedirect.com
- Why the brain is programmed to see faces in everyday objects; yayınlanma tarihi: 14 Ağustos 2020; https://medicalxpress.com/
- The Mysterious ‘Pareidolia’ Phenomenon Turns Out to Have a Surprising Bias. Yayınlanma tarihi: 1 Şubat 2022; Bağlantı: https://www.sciencealert.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel