Toplum ve Yaşam

Nakitsiz Etki: Her Ayın Sonunda Parasız Kalmanızın Nedeni

Nakitsiz etki, bir işlemde fiziksel para olmadığında ödemeye daha istekli olma eğilimimizi tanımlar. Bu, kredi kartıyla bir şey satın alma olasılığımızın, nakit olarak ödememiz gerektiğinden daha yüksek olduğu anlamına gelir.

Bir mağazaya girdiğinizi ve hayalinizdeki ayakkabının karşınızda durduğunu düşünün. Ayakkabıyı denemek için yanına gittiğiniz zaman, ayakkabının fiyatı kısa süreli mutluluğunuzun sonu olabilir. Halihazırda zaten maaşınızı bitirmiş durumdasınız. Tam dükkandan çıkmak üzereyken bir anda aklınıza cebinizdeki kredi kartı geliyor. Ve sonunda mutlu sona ulaşıyorsunuz.

Yukarıdaki senaryonun çeşitli biçimlerini deneyimlediyseniz, üzülmeyin yalnız değilsiniz. Aslında pek çok kişi aynı durumu yaşıyor. Nakit para harcamak yerine tüm işlemlerini bankalar üzerinden gerçekleştiren toplumlara nakitsiz toplum deniyor.

Bunun bir kişi üzerindeki psikolojik etkisi ise biraz daha farklı. Türkçe’ye Nakitsiz etki olarak çevireceğimiz Cashless Effect, bir işlemde fiziksel para olmadığında ödemeye daha istekli olma eğilimimizi tanımlıyor. Bu etki, bugünlerde işlemlerimizin çoğunu oluşturan nakit yerine dijital ödeme şekillerini kullandığımız herhangi bir senaryoda ortaya çıkar. Ne yazık ki, ister büyük ister küçük bir satın alma olsun, fiziksel olarak vazgeçmek zorunda olmadığımızda daha fazla para harcamamız muhtemeldir.

Nakitsiz Etki
Para dijital olarak değiş tokuş edildiğinde, ondan ayrılmak daha zor gelir. Ancak birine kredi kartımızı vermek, birine tomarlarca nakit vermekten çok daha az rahatsız edicidir. Sonuçta, birine bizim kredi kartımızı vermek, ona kendi başına pek bir değeri olmayan bir plastik parçası vermekten başka bir şey değil.
7

Örneğin, indirime girdiğini gördüğünüz 8999 lira değerinde bir telefon olsun. Mağazada bu telefona rastladığınız zaman hem yanınızda bu kadar çok parayı taşımadığınız hem de bütçeniz yeterli olmadığı için bu telefonu almanız pek olası değildir. Ancak kredi kartı kullanıyorsanız, o paraya hemen sahip olmanıza gerek yok. Yani, satın alma işlemine devam edebilirsiniz.

Nakitsiz Toplum Harcama Alışkanlıklarımızı da Değiştiriyor

Cebimizde para olmasa bile bir şeyleri kart ile satın almamız tehlikeli bir alışkanlıktır. Sonuçta kredi kartımızla büyük alışverişleri kolaylıkla yaparız, çünkü maddi olmadığında paranın değerini anlamakta güçlük çekeriz. Bir kredi kartının kelimenin tam anlamıyla bir kredi limiti olduğunu ve daha sonra geri ödemek zorunda kalacağımızı sıklıkla unuturuz. Bunun sonucunda da sahip olduğumuzdan daha fazla para harcarız. Nihayetinde de kendimizi kolayca bir borç batağının içinde bulabiliriz.

Nakitsiz Etki

Esasen, gelişmiş dünyanın çoğu artık “nakitsiz bir toplumda” faaliyet göstermektedir. Ticaretimiz neredeyse tamamen dijitaldir ve para sadece İnternet üzerinden elden ele geçer.  Bitcoin, tamamen nakitsiz olma dönüşümüzün en son evrimidir. Ancak toplum değişse de bu duruma psikolojik olarak uyum sağlamak kolay değildir.

Somut olmadığında parayla ayrılmada fazla zorluk çekmeyiz. “Ödeme sancısı” olarak bilinen, kaybı hissetme durumunu deneyimlemeyiz. Sonuçta para fiziksel bir nesnedir. Bu nedenle daha fazla değeri vardır. Ancak aynı şey bir kredi kartı için geçerli olmayacaktır.

Ek olarak, genellikle kararlarımızın uzun vadeli etkilerini düzgün ve rasyonel bir şekilde belirlemeden kararlar veririz. Sonuçta nakit ödersek, hemen paramızdan vazgeçmemiz gerekir. Ancak, bir kredi kartı veya başka bir dijital ödeme yöntemiyle ödeme yaptığımız zaman, o parayı bulmak için daha fazla zamanımız olur. 

Nakitsiz Etki Fikri Nasıl Ortaya Çıktı?

Kredi kartlarını veya diğer dijital ödeme şekillerini kullanmanın, hesaplarımızda henüz para bulunmadığı zamanlarda büyük satın almalar yapma olasılığımızı artırması anlaşılabilir bir durumdur. Bununla birlikte, nakitsiz etkinin küçük satın alımlarda bile meydana geldiği gösterilmiştir.

Konu ilk olarak 1979’da pazarlama ve ekonomi alanında önde gelen bir teorisyen olan Elizabeth Hirschman tarafından çalışıldı. Hirschman, tüketici davranışlarına ilişkin araştırmaların çoğunun insanların neden harcadıklarını keşfetmeye dayandığını fark etti. Bu nedenle kendisi insanların paralarını nasıl harcadıkları ile ilgilendi.

Hirschman, çalışmasını bir mağaza zincirinin farklı şubelerinde tüketici alışverişi anketlerinden veri toplayarak gerçekleştirdi. Verileri analiz ettikten sonra, Hirschman, mağaza tarafından verilen bir karta veya bir kredi kartına sahip olan kişilerin, nakit ödeme yapanlara göre daha fazla alışveriş yaptığını ve hem mağaza tarafından verilen kartlara hem de kredi kartlarına sahip kişilerin ise en çok harcama yaptığını buldu. 

Yapılan araştırmalar sonucunda ilginç bir bulgu daha ortaya çıktı. Bir kredi kartı şirketinin logosu bile nakitsiz etki yaratmak için yeterli olmaktadır. Kredi kartlarını bir ödeme aracı olarak kullanmaya alıştıkça, kredi kartlarını para harcamakla ilişkilendirmeye başlıyoruz. 

Sonuç olarak, kredi kartı gereçlerini gördüğümüzde, tıpkı Pavlov’un çalışmasındaki zilin yaptığı gibi, kredi kartı bir uyarıcı gibi davrandığından, daha fazla para harcayabiliriz. Göz atmak isterseniz: Aslında Çok da Farklı Değiliz: Koşullanma ve Pavlov’un Köpek Deneyleri

Nakitsiz Toplum Sürecinde Gerçekten Nakitsiz Kalmamak Adına Dikkatli Olmalıyız

Temelinde bir ödeme şekli olarak nakde bağlı kalmak bizi nakitsiz etkiden kurtaracaktır. Ancak, bu her zaman geçerli bir seçenek değildir. Bazı perakendeciler ve restoranlar, nakit taşıma maliyetleriyle ilişkili ücretlerden kaçınmak veya COVID-19 gibi hastalıkların yayılmasını önlemek için nakit kabul etmeyecektir. Ayrıca, büyük miktarlarda nakit taşımak uygun veya güvenli değildir. Öyleyse ne yapabiliriz?

Genel olarak fazla harcama yapmaktan kaçınmamıza yardımcı olan teknikleri kullanabiliriz. Bir bütçe oluşturmak veya büyük bir satın alma kararı için birkaç gün beklemek iyi bir fikir olacaktır. Kredi kartında fazla harcama yapmamak için kredi limitimize göre değil, hesabımızda bulunan paraya göre harcamaya çalışmalıyız. Aylık bütçemize daha uygun olması için kredi limitimizi bile düşürebiliriz.

Bu, Ayrıca kredi kartı limitlerimiz yerine hesabımızda bulunan paraya göre harcama yapmamız da önemlidir. Çok basit bir çözüm ise, dönem dönem kredi kartınızı evde bırakmanız olacaktır.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • Why does paying without physical cash increase the likelihood that we purchase something?; Bağlantı: https://thedecisionlab.com/biases/cashless-effect
  • The Cashless Effect: Why Credit Cards Make It So Difficult to Budget; yayınlanma tarihi: 27 Mayıs 2022; bağlantı: https://scitechdaily.com
  • Hirschman, E. C. (1979). Differences in Consumer Purchase Behavior by Credit Card Payment System. Journal of Consumer Research, 6(1), 58DOI: 10.1086/208748
  • Prelec, D., & Simester, D. (2001). Always leave home without it: A further investigation of the credit-card effect on willingness to pay. Marketing letters, 12(1), 5-12.DOI: 10.1023/A:1008196717017
  • Clinehens, J. (2020, May 3). The Cashless Effect: How eliminating the “pain of payment” can improve your experience. Medium. https://medium.com/
  • Bond, C. (2020, August 3). Why The Idea Of A ‘Cashless Society’ Is So Dangerous. Huffington Post. https://www.huffingtonpost.ca/

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu