Toplum ve Yaşam

Kırık Camlar Teorisi Nedir? Adını Nereden Alır?

Kırık Camlar Teorisi (İngilizcesi: Broken Windows Theory), Amerikalı sosyal bilimciler George L. Kelling ve James Q. Wilson tarafından geliştirilen kriminolojik bir teoridir. Teori, en yalın haliyle kamuya açık kentsel alanlarda gözlemlenen basit suç ve düzensizliklerin polis müdahalesi ile engellemesinin, orta ve uzun vadede ciddi suçların önlenmesinde etkili olacağını söyler.

kırık camlar teorisi

Kelling ve Wilson’a göre, halka açık alanlarda gerçekleşen istenmeyen davranışlar ve düzensizlikler alışılagelmiş bir hal alırsa, bu davranışların sıkça yaşandığı semt ve mahallerde yaşayanların kafalarında “Bu semt/mahalle sahipsiz. Burada olup bitenler kimsenin umurunda değil” psikolojisi gelişecektir.

Bu durum, ciddi suç işlemeye meyilli ya da halihazırda işlemekte olan suçluları (tabiri caizse, profesyonel suçluları) bu davranışların sıkça görüldüğü, “sahipsiz, kimsenin umurunda olmayan” semt ve mahalleri mesken edinmeye teşvik edecektir. Bu da doğal olarak orta ve uzun vadede ciddi suçlarda artışı yanında getirecektir.

Yazarlar, polislerin düzenli devriyeler ile bu istenmeyen davranışları, gerekirse ceza keserek hatta tutuklamalar yaparak engellemesinin, bu semt ve mahallelerde yaşayan insanlara güven vereceğini savunurlar. Onlara göre bu müdahale, aktiviteleri gerçekleştiren şahısları ilerde daha ciddi suçlar işlemeye yönelmesini engelleyecektir.

Kırık Camlar Teorisi Adını Nereden Alıyor?

Bahsi geçen makalelerinde Kelling ve Wilson, öncelikle Amerikalı suç psikoloğu Philip G. Zimbardo’nun 1969 yılında gerçekleştirdiği bir sosyolojik deneyi aktarır. Sonrasında yukarıda özetlediğimiz teorilerini bu deneyin sonuçları üzerine inşa ederler. Bu arada, Zimbardo ismi bir yerden tanıdık geldiyse, Prof. Zimbardo şu meşhur Stanford Hapishane Deneyi’ni kurgulayan ve gerçekleştiren psikologtur.

Çalışma şu şekilde gerçekleşir. Prof. Zimbardo ve araştırma ekibi, Oldsmobile marka iki arabanın plakalarını söker. Kaputları açık şekilde iki farklı semte park edip uzaklaşırlar. Park yerlerinden birisi New York’ta yüksek suç oranı ve düşük güvenliği ile bilinen Bronx ilçesidir. Diğeri ise Amerika Birleşik Devletleri’nin en pahalı şehri Palo Alto’dur. Bronx yoğun olarak Afrikalı-Amerikalı nüfusa sahipken, Palo Alto yoğun olarak beyaz Amerikalıların yaşadığı bir yerdir.

Beklendiği gibi Bronx’ta bırakılan arabaya daha on dakika geçmeden ilk saldırı gerçekleşir. 24 saat içerisinde arabada ne kadar değerli parça varsa hepsi çalınacaktır. Ancak Palo Alto’da bırakılan araca bir haftadan daha uzun bir süre boyunca kimse dokunmaz.

En sonunda Prof. Zimbardo beklemekten sıkılır ve bir balyoz ile aracın camlarını kırmaya başlar. (Bundan sonrasını hangi kaynaktan okuduğunuza göre farklılık gösteriyor. Okuduğunuz, Kelling ve Wilson’ın 1982 makalelerinde aktırdığı versiyon.) Bunu gören çevredeki insanlar yıkıma katılmaya başlar. Bunun sonucunda saatler içinde araba paramparça olur.

Toplumsal düzensizlik zamanında ve etkin müdahale ile düzeltilmezse, er ya da geç suçları tetikler. Sosyal psikologlar ve polis memurlarının hem fikir olduğu üzere, eğer bir binanın bir camı kırılır ve tamir edilmeden bırakılırsa, kısa bir zaman içinde birçok camın daha kırıldığı gözlemlenecektir.

Bu gözlem binanın bulunduğu semtin kalitesinden ya da binaya verilen ilk zararın ne kadar önemsiz göründüğünden bağımsızdır. Temel sebep kırılan camın tamir edilmeden bırakılması durumunun topluma “Bu bina kimsenin umurunda değil, öyleyse başka camlar kırılsa da bir zararı olmayacak.” mesajını göndermesidir.

Kırık Camlar Teorisinin Uygulamaları ve Sonuçları

kırık camlar teorisi

Kırık Camlar Teorisi’nin yaklaşık 40 yıllık mazisi boyunca büyük şehirlerde suçla mücadele ve kamusal alanların ıslah edilmesi başta olmak üzere, şirket yönetimi , iş etiğinin uygulanması , kurum kültürünün şekillendirilmesi ve sağlık hizmetleri gibi pek çok sosyolojik ve kamusal alanda farklı ölçek, kapsam ve kuvvetlerde uygulamaları olmuştur. Bunlar arasında en çok bilinen ise New York şehrinde suçla mücadele kapsamındaki uygulamasıdır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1900’lerden başlayarak sürekli bir artış eğiliminde olan ciddi suçlar 1980 ve 1990’lı yıllarda tepe noktasına ulaşmıştır. Genel durum böyle seyrederken, 1993 yılında Rudy Giuliani New York Belediye Başkanlığı seçimini kazanır. Giuliani göreve gelir gelmez suçu azaltmak için Kırık Camlar Teorisi’ne dayanan bir çözüm uygulayacağını açıklar.

Önerilen çözümün ilk uygulaması her gün yüzbinlerce kaçak kullandığı metro sisteminde gerçekleştirilir. Yüzlerce polis memuru New York metrolarında ve metro istasyonlarında devriye gezmeye başlar. Ücret turnikelerinin üzerinden atlayan kaçaklar ve ortalığı kirleten vandallara karşı ciddi yaptırımlar uygulanır.

Sonucunda hafif suçlarla mücadele eden polis, ciddi suçlulara karşı da etkili olur. Sonrasında uygulama tüm New York şehrini kapsayacak şekilde yaygınlaştırılır. Sonucunda suç oranlarında ciddi düşüşler gözlemlenir. 2001 yılı geldiğince Kırık Camlar Giuliani’nin en büyük başarılardan biri haline gelmiştir.

Kırık Camlar Teorisi Uygulamalarının Yorumlanması

Colombia Üniversitesi Hukuk Profesörü Bernard Harcourt, Kırık Camlar Teorisi ile ilgili olarak şunları söyler. “Bu teori, kabul görmesi için şartların çok elverişli olduğu bir zamanda (1982) ortaya çıktı. O zamanlar suç oranları çok yüksekti ve hapishaneler dolup taşıyordu. Bu durumdan kurtulmayı sağlayacak bir çözüm görünürde yoktu. Artan suç problemini çözmek için hapishaneleri daha da doldurmaktan başka bir yol yok gibi görünüyordu.”

“New York’taki suç oranları daha Giuliani Belediye Başkanı seçilmeden önce düşmeye başlamıştı. O sıralarda, 1991’de başlayarak, ülke (ABD) genelinde suç oranlarında çok ciddi bir düşüşe şahit olduk. Kırık Camlar Teorisi ya da daha farklı mücadele yöntemlerini uygulamayan şehirlerde bile suç oranları düşüyordu. 

Amerika genelinde gerçekleşen bu suç oranlarında azalama durumu hakkında pek çok çalışma yapılmıştır. Genel olarak bu durum ekonomideki büyümeye ve uyuşturucu madde bağımlılığının ülke genelinde yürütülen çalışmalar ile sona erdirilmesine bağlanmaktadır. Bazı suçbilimciler cezaların ağırlaştırılmasının da burada bir rol oynadığını iddia eder.

Kırık Camlar Teorisi’ne Eleştiriler

kırık camlar

Düzensizlik ile suç arasında Kelling ve Wilson’ın iddia ettiği nedensellik Kırık Camlar Teorisi’nin temelini oluşturuyor. Ancak düzensizlik gerçekten suçun temel sebebi mi? Ayrıca böyle bir ilişkiyi ispat etmek mümkün mü?

Alanda uzman pek çok bilim adamı düzensizlik ile suç arasında bir bağıntıyı tabii ki kabul ediyor. Ancak düzensizliğin tek başına suçun temel sebebi olması pek kabul görmüyor. Uzun lafın kısası Kırık Camlar Teorisi’nin temelindeki kabullenmede ciddi bir çatlak var.

Dahası teoriye karşı getirilen en ciddi eleştirilerden biri de orijinal makalede bahsedilen Prof. Zimbardo’nun gerçekleştirdiği sosyal deneyin ve sonuçlarının gerçeklerden farklı olarak aktırıldığı iddiası. Orijinal makalede Kelling ve Wilson Palo Alto’da bırakılan araca bir haftadan daha uzun bir süre boyunca hiç zarar gelmediğini yazıyor. En sonunda Prof. Zimbardo beklemekten sıkılıyor. Sonrasında bir balyoz ile aracın camlarını kırmaya başlıyor. Bunu gören çevredeki insanlar da yıkıma katılıyor.

Buradaki temel çıkarım ise gelir, eğitim seviyesinden bağımsız olarak tüm insanlar vandallığa yatkınlığı oluyor. Kişiler, çevrelerinde vandallığı normal gösterecek bir örnek görürlerse içlerindeki vandallık ortaya çıkar.

Ne var ki bu sosyal deneyi ve sonuçlarını çok farklı aktaran daha güvenilir kaynaklar mevcut. Başka bir kaynağa göre, Prof. Zimbardo, Palo Alto’da park edilmiş olan arabayı Stanford Üniversitesi’nin (Palo Alto’ya oldukça yakın bu arada) kampüsüne sürer.

Kampüse geldiklerinde profesörün araştırma ekibi bir balyoz ile arabaya vurmaya başlar ve bunun oldukça zevkli bir aktivite olduğunu fark ederler. Devamında da diğer öğrenciler de yıkıma dahil olurlar. Yani, Palo Alto’da kayda değer bir şey olmamıştır. Sözde vandallık aktiviteleri Stanford Üniversitesi kampüsü içinde gerçekleşmiştir.

Sonuç Olarak

Sonuçta unutmamak gerekiyor ki hangi alanda olursa olsun bir teorinin pratik uygulamalarının başarısı, teorinin doğruluğu kadar uygulamanın dikkatlice ve titizlikle tasarlanmasına ve gerçekleştirilmesine de bağlı. Bu nedenle teori ve uygulamaları günümüzde halen oldukça tartışmalı.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

  • How A Theory Of Crime And Policing Was Born, And Went Terribly Wrong; https://www.npr.org
  • Ansfield “How a 50-year-old study was misconstrued to create destructive broken-windows
    policing”https://www.washingtonpost.com/
  • [Ellis, L.A., Churruca, K., Tran,An empirical application of “broken windows” and related theories in healthcare. Eexamining disorder, patient safety, staff outcomes, and collective efficacy in hospitals. BMC Health Serv Res 20, 1123 (2020). https://doi.org/
  • [3] – Rüya Giuliani says ‘I committed no crime’ while working for Trump; https://www.theguardian.com/
  • [4]-Kelling, G. L., & Bratton, W. J. (1998). Declining Crime Rates: Insiders’ Views of the New York City Story. Journal Of Criminal Law & Criminology, 88(4), 1217-1232.

Matematiksel

Toygar Akgün

Dr. Toygar Akgün lisans derecesini 2001 senesinde Bilkent Üniversitesi, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden, yüksek lisans ve doktora derecelerini ise 2004 ve 2008 senelerinde Georgia Institute of Technology, Elektrik ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden almıştır. Doktora çalışmalarını tamamladıktan sonra NVIDIA şirketinde yazılım mühendisi olarak çalışmıştır. 2012 senesinde Türkiye’ye dönerek ASELSAN’da çalışmaya başlamış ve on yıla yakın bir süre zarfında Kıdemli Uzman Yazılım Mühendisi, Lider Sistem Mühendisi, Kıdemli Lider Sistem Mühendisi, Ekip Lideri ve Teknik Yönetici görevlerini yürütmüştür. Temmuz 2021 itibariyle kurucu ortağı olduğu bir özel girişimde CTO olarak görev yapmaktadır. Dr. Akgün’ün IEEE Transactions on Image Processing, ACM Transactions on Sensor Networks gibi saygın akademik dergilerde ve SPIE International Society for Optics and Photonics gibi endüstriyel etkisi yüksek, sadece hakem denetimli yayın yapan konferanslarda yayınlanmış akademik ve endüstriyel çalışmaları mevcuttur. 2021 itibariyle Dr. Akgün tamamı uluslararası olmak üzere ondan fazla yayınlanmış ya da yayınlanma sürecinde olan patente sahiptir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu