Felsefe

Buridan’ın Eşeği Neden Açlıktan Ölmedi?

Jean Buridan on dördüncü yüzyılda yaşamış Fransız bir filozoftur. Aslında eşeklerle değil, insan ahlakıyla ilgileniyordu. Ancak onun adı günümüzde Buridan’ın Eşeği felsefi paradoksu ile anımsanıyor.

Bir eşeğin tam olarak iki özdeş saman balyasının arasına yerleştirildiğini düşünün. Eşeğin özgür iradesi yoktur ve her zaman en rasyonel şekilde hareket eder. Ancak, her iki balya da eşeğe eşit uzaklıkta olduğundan ve aynı besini sunduğundan, hiçbir seçenek diğerinden daha iyi değildir.

Buridan’ın eşeği paradoksu varsayımsal bir eşek ile ilgilidir. Bu farazi hayvan açtır ve aslında birbirinin aynı iki saman yığınının tam ortasına bırakılmıştır. Hayvanın bir saman yığınını ötekine tercih etmesi için hiçbir neden yoktur. Ancak yığınlardan birini yemek zorundadır; yoksa açlıktan ölecektir. Buradaki soru şudur: Bu eşek nasıl seçebilir? Seçim yapabilir mi, yoksa açlıktan ölene kadar öylece durur mu?

Buridan’ın paradoksuna göre, aç ve susuz bir eşeği aynı miktarda ve kalitede iki saman yığını ve iki kova suyun arasına koyarsak, eşek harekete geçemediğinden, ilk önce hangi saman yığınını yiyip suyu içeceğine karar veremediğinden ister istemez açlıktan ve susuzluktan ölecektir. Eşek iki seçenek arasında karar veremez, çünkü her biri aynı ölçüde kaliteli ve iştah kabartıcıdır. Orada öylece duracak ve en sonunda da ölecektir.

Jean Buridan,(1300-1358) on dördüncü yüzyılda yaşamış bir Fransız filozoftur. Kopernik devriminin temellerini atmıştır. Buridan’ın eşeği olarak bilinen düşünce deneyiyle hatırlanmaktadır. Ancak bu düşünce deneyine onun günümüze kadar gelen eserlerinde rastlanmamaktadır.

Buridan’ın Eşeği Bize Ne Öğretir?

Aslında bu paradoksu ilk düşünen Buridan değildir. Aynı ikilemi ilk kez Aristoteles ortaya atmıştır ancak bu sefer seçim yapmak zorunda kalan bir eşek değil insandır. Buridan ise Aristoteles’in ortaya attığı ikileme sonradan “eşek”i katarak durumun abesliğini vurgulamış ve hicvetmiştir.

Buridan’a göre, insan iradesi, her tür acele kararı dengelemeye çalışacak ve ahlaki karar alma yetisine sahip her aklı başında insanı hangi eylemin en çok fayda getireceği, en anlamlı olacağı konusunda düşünmeye sevk edecektir. Söz konusu insan seçeneklere dair bütün muhtemel sonuçları, bütün sakıncaları enine boyuna düşünmeden hiçbir karar almayacaktır.

İki yüzyıl sonra, Spinoza şunları söyleyerek tartışmaya katılır: “Böyle iki eşit seçenekle karşı karşıya kalan insanın…nihayetinde açlık ve susuzluktan öleceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Böyle bir insanın insan değil de eşek olup olmadığı sorulacak olursa bana, gerçekten bilmiyorum derim. Keza kendini asan bir insana, ya da bebeklere, budalalara ve delilere de ne gözle bakılabileceğini hiç bilmiyorum.”

Bu paradoks, insanın özgür iradesini, seçme yeteneğini ve kararsızlığın sonuçlarını düşünmeye yarar. Karnınız oldukça aç biçimde bir restorana gittiğinizi hayal edin. Menüde en sevdiğiniz iki yemek olsun. Örneğin kuru fasulye ve patlıcan oturtma. Hangisini seçerdiniz?

En sonunda bir seçim yaptınız ama bu seçime neye göre karar verdiniz? İki olası cevap vardır. a) Yaptığınız seçimin özel bir sebebi yoktur. b) Seçiminizin bir nedeni var ama bunun ne olduğunu aslında siz de bilmiyorsunuz.

Bu ilkeye genellikle Leibniz Yasası veya Yeterli Neden İlkesi denir. Yeter– neden ilkesi, bir şeyin var olabilmesi için yeterli sebebin olması gerektiğini öne süren mantık ilkesidir. Bu ilke aslında hiçbir şeyin nedensiz olmayacağını ortaya koyar.

Lokantaya gidip kuru fasulye yemeğini seçtiğinizde, seçiminizin bir nedeni olmalıdır. Bir gün önce patlıcan yemeği yemiş olabilirsiniz ya da pilavla fasulyenin daha çok yakıştığını düşünebilirsiniz. Ancak seçiminizi musakkadan yana yapsaydınız onun da mutlaka başka nedenleri olurdu. Onu seçmemeniz, bu nedenlerin size yeterince güçlü gelmemesi ile ilişkiliydi.

Sonuç Olarak

Bourdain’in eşek paradoksu aslında bir paradoks değildir. Çünkü gerçek hayatta iki seçenek arasında tam bir eşitlik olması mümkün değildir. Her seçeneğin kendine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Bu nedenle eşek iki samanlık arasındaki farkı bulur ve ona göre karar verir. Yani normal koşullarda gerçek hayatta hiçbir eşek açlıktan ölmez.

Mutlaka yiyeceklerden bir tanesine doğru hareket edecektir çünkü bunun için bir nedeni vardır. Açlığı ve yiyeceğin cazibesi onun kararını etkileme potansiyeli taşır. Gerçekten özgür olup olmadığınızı anlamak için hiçbir nedenin diğerinden daha güçlü olmadığı bir durumda olmanız gerekir. Böyle bir durumda karar verebiliyorsanız, iradenizin özgürlüğünü göstermiş olursunuz.

“Buridan’ın eşeği” alegorisi aynı özelliklere sahip alternatiflerle karşı karşıya kalındığında birinin yerine diğerini seçememe durumu için felsefe ve politikada günümüzde sık kullanılır. Sonuç olarak unutmayalım ki en kötü karar kararsızlıktan iyidir. Bu paradoksunu çözecek sihir özgür iradedir. Onu kullanarak bu zor durumlarda çözüme ulaşabiliriz. Aslında filozofun en baştan beri vurgulamak istediği de budur.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Bir Yorum

  1. Sanırım sitenizden yararlanacağım ve yeni şeyler öğreneceğim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu