Kimya

Modern Kimyanın Yaratıcısı: Cabir bin Hayyan

Orta Çağ Latin literatüründe “Geber” adıyla anılan Câbir ibn Hayyan (el-Sûfi olarak da bilinir), bilim tarihine modern kimyanın kurucusu olarak damga vurmuştur. Bunun yanında eczacı-hekim, gök bilimci, matematikçi ve filozof gibi tanımlamaları da vardır. Onun geliştirdiği deneysel yöntemler ve sistematik yaklaşımlar, modern kimyanın temel taşlarını döşemiştir.

Câbir İbn Hayyân

Modern kimyanın başlangıcının temeli on sekizinci yüzyıla, Fransız kimyacı Antoine Lavoisier’in (1743 – 1794) ‘kütlenin korunumu kanunu’ yani ‘maddenin sakınımı prensibini’ bulmasına dayanır. Ancak İslamiyet’in bilim alanındaki en parlak devri olan yedinci ile on üçüncü yüzyıl arasında kimya alanında görülen gelişmeler, modern kimyanın temelini atmıştır.

Câbir ibn Hayyan’ın distilasyon, kristalleştirme ve çözeltme gibi teknikleri geliştirerek bu bilim dalına kazandırdığı yenilikler, modern bilimde de etkisini göstermiştir.

Cabir bin Hayyan Kimdir?

Cabir bin Hayyan, 721 yılında Horasan’ın Tus şehrinde dünyaya gelen, İslam’ın Altın Çağı’nda kimya biliminin temellerini atan büyük bir bilim insanıdır. Yemenli bir aileye mensup olan Cabir, bitkilerle ilgili derin bilgisini ve kimyaya olan erken ilgisini eczacı olan babasının çalışmalarına borçludur. Babasının bilgi birikimi, onun doğa bilimlerine olan tutkusunu şekillendirmiştir.

Cabir’in kimya bilimine olan tutkusu, İslam dünyasının önemli bilginlerinden olan ve aynı zamanda onun hocası Cafer b. Sadık’ın rehberliğiyle daha da derinleşmiştir. Cafer b. Sadık’tan aldığı eğitim, Cabir’in deneysel bilim ve kimya konularında önemli adımlar atmasına zemin hazırlamıştır.

Eğitimini tamamladıktan sonra Bağdat’a taşınan Cabir, burada Harun Reşid’in güçlü vezirleri Bermekî ailesinin desteğiyle çalışmalarına devam etmiştir. Ancak Bermekî ailesinin siyasi gücünü kaybetmesi, Cabir’in bilimsel çalışmalarını kesintiye uğratmış ve onu Kûfe’ye dönmeye zorlamıştır. Hayatının geri kalanını bu şehirde geçiren Cabir, 815 yılında vefat edene kadar çalışmalarına burada devam etmiştir.

Cabir bin Hayyan, matematik ve deneyin senteziyle bilimsel araştırmalarını yürütmüş, bu sayede çağının çok ötesinde bir bilgi birikimine ulaşmıştır. Deneysel bilimin öncüsü olarak, icat ettiği imbikler, tüpler, fırınlar ve çeşitli laboratuvar malzemeleriyle kimya tarihine damga vurmuştur.

Bu cihazlarla dünya üzerindeki ilk kimya laboratuvarını kurarak bilimi sistematik bir temele oturtmuştur. Küfe’de kurmuş olduğu bu laboratuvar, onun çalışmalarının merkezini oluşturmuştur. Ancak, tarih boyunca geçen süreçte bu laboratuvarın kalıntıları harabe halinde bulunabilmiştir.

Cabir bin Hayyan’ın Bilimsel Anlayışı

Cabir bin Hayyan, doğadaki maddelerin fiziki özelliklerini ve niteliksel yapısını inceleyerek, tüm maddelerin dört ana unsurun birleşiminden oluştuğunu savunmuştur. Bu unsurların etkileşimi ve sürekli hareketi, maddelerin çeşitliliğini ve özelliklerini belirler.

Cabir, bu unsurlar arasındaki ilişkiyi şöyle açıklar. Hava, ateşin nedenidir ve ona komşuluk yaparak su ile karışmasını engeller. Aynı şekilde, toprak ve su da birbirine komşudur. Ateş ve su, tamamen zıt niteliklere sahiptir; ancak bu zıtlık, dünyadaki dengeyi ve maddeyi oluşturur. Bu dengeli yapı içinde, madenler de bu dört unsurun bir araya gelmesiyle ortaya çıkar.

Cabir, simya alanında özellikle altın ve gümüş yapımına odaklanmıştır. Madenlerin tümünün kükürt içerdiğini ve madenler arasındaki farklılıkların, bu kükürdün oranlarından kaynaklandığını savunmuştur. Ona göre, farklı madenler üzerindeki çalışmalar, kükürt ve diğer unsurların doğru oranlarla birleştirilmesiyle altın ve gümüş elde etme olasılığını içeriyordu. Bu anlayış, dönemin simya çalışmalarına yeni bir perspektif kazandırmıştır.

Câbir bin Hayyan’a göre, nesneler basit ve bileşik olarak ikiye ayrılır. Basit nesneler, doğada saf halde bulunan temel varlıklardır. Bileşik nesneler ise, bu basit nesnelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Doğada gördüğümüz çoğu varlık, bu bileşik nesnelerin ürünüdür. Daha karmaşık nesneler ise, bileşik nesnelerin birleşiminden meydana gelir.

Câbir’e göre, evrendeki çeşitliliği ve oluşumu anlamak için hareket, durgunluk, nitelik ve nicelik adlı dört temel kuralı anlamak gerekir. O, tüm doğa olaylarının nicelik ve sayıya indirgenebileceğini savunur. Doğada hiçbir olay ya da nesne nedensiz değildir; her şey bir neden-sonuç ilişkisi çerçevesinde gerçekleşir.

Câbir’in madencilik ve kimya alanındaki çalışmaları da dikkat çekicidir. Ona göre:

  • Madenlerin özü cıvadır (cıva).
  • Kükürt, madenlerin katılaşmasını sağlar.
  • Tüm madenler, cıva ile kükürtün belli oranlarda karışımı sonucu oluşmuştur.

Bilime Kazandırdıkları

Atomun parçalanamaz oluşu tezini ilk kez reddedenin de Câbir olduğu bilinmektedir. Su geçirmez kâğıt ve paslanmaz çeliğin mucididir. Sülfürik ve nitrik asitlerin ve onların ka­rışımı olan “kral suyu”nun (“aqua regia”) hazırlanmasını kestirmiş, altın ve gümüşün bu karışım içinde çözündüğünü anlamıştır. O’nun tarafından ilk kez kullanılan bazı kimya tabirleri (alkol gibi) günümüzde de hâlâ kullanılmaktadır.

Câbir yazmalarından kaynaklanan bazı teknik terimler Latince üze­rinden Avrupa dillerine geçmiştir. Bunlar arasında “realgar” (kırmızı arse­nik sülfür), ” tutia” (çinko karbonat), “alkali”, alembic” (imbik) sayılabilir. Sonucunda çok yönlü bir bilim insanı olan Câbir’in hayatı hakkındaki araştırmalar umarım daha derinlere iner. Ayrıca göz atmak isterseniz: Şair, Filozof Ve Matematikçi: Ömer Hayyam


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Olgun Duran

Ömür boyu öğrencilik felsefesini benimsemiş amatör tiyatro oyuncusu ve TEGV gönüllüsü; kitaplarından, doğaya hayranlığından, yeni yerleri görmekten, gittiği yerlerin kültürünü keşfetmekten ve bunların uğruna çabalamaktan vazgeç(e)meyen kişi...  

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir