Psikoloji

Mindfulness – Farkındalık: Bir Çılgınlık mı Yoksa Bilimsel Bir Çözüm mü?

Yakın zamanda kutsal dağın tepesindeki bir inzivadan dönmediyseniz, farkındalığın büyük bir mesele haline geldiğini muhtemelen fark etmişsinizdir. Gerçekten de mindfulness yani Türkçe adı ile farkındalık milyar dolarlık bir endüstri haline geldi. Bu Doğu Asya geleneğine duyulan ilgi son yirmi yılda önemli ölçüde arttı. Bunun sonucunda da giderek artan sayıda insan yoga ya da meditasyon ile ilgilenmeye başladı.

Bir çok medyatik kişi bunu sağlıklarının, başarılarının ve mutluluklarının anahtarı olarak görürken, şirketler de yenilik ve üretkenliği desteklemek için benimsedi. Eğitim programlarına meditasyon temelli uygulamalar ekleyen okulların sayısındaki artıştan bahsetmiyoruz bile.

Konuya ilginin artması ile sosyal medya fenomenleri, kişisel gelişim guruları da işin içine dahil oldu. Sonuçta herkes 9 milyar dolarlık endüstriden bir pay almak istiyor. Bu nedenle bu artışı anlamlandırmak kolay.

Elbette yaşadığımız izolasyon dönemi de bu sürece katkıda bulundu. Depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi zihinsel sağlık sorunlarıyla başa çıkmak için meditasyon uygulamalarını kullanan insanların sayısı bu esnada giderek arttı. Şu anda kaç kişinin meditasyon ile ilgilendiği net olarak bilinmese de, bazı rakamlar, şaşırtıcı. Geçen yıl tek bir meditasyon uygulaması 40 milyona yakın kişi tarafından indirildi.

Bu kişilerin vaatlerinden bazıları, farkındalığın tüm potansiyelinizi açığa çıkarabileceği yönünde. Hatta hafızanızı kusursuz hale getirebileceğini, sizi sıradanlıktan kurtaracağını söylüyorlar. Kimileri de gerçekliği arzularınıza göre şekillendirebileceğinizi iddia ediyorlar. Herkes çakraları açıcı beslenme biçimlerinden ve garip egzersiz tekniklerinden bahsederken de farkındalık dediğimiz şey giderek daha farklı bir yöne doğru evriliyor.

Farkındalık Nedir? Ne İşe Yarar? Beni Nasıl İyileştirir Sorularının Cevabı Biraz Karışık

JAMA Internal Medicine’de yayınlanan bir meta-analiz, toplam 3.515 katılımcı ve rastgele seçilen farkındalık ile ilgili 47 klinik çalışmayı inceledi. Sonuçlar çok da umut edildiği gibi değildi. Farkındalığın kaygıyı, depresyonu ve ağrıyı azalttığına dair orta düzeyde kanıt bulundu. Stresi azalttığına dair düşük düzeyde kanıt vardı. Madde bağımlılığı ve kötü beslenme alışkanlıklarının azaldığına dair ise yetersi kanıt vardı. Farkındalığın diğer tedavi seçeneklerinden daha iyi olduğuna dair ise hiçbir kanıt yoktu.

Benzer sonuçlar daha sonraki analizlerde de ortaya çıktı. Başka bir meta-analiz, biraz daha olumlu sonuçlar buldu. Ancak yine de etki boyutları orta düzeyi geçememişti. Yine farkındalık temelli terapileri inceleyen bir başka çalışma sonuçların diğer terapilerden veya farmakolojik tedavilerden daha farklı olmadığını ortaya koydu.

Toparlamak gerekirse, araştırmalar, farkındalığın etkili bir sağlıklı yaşam uygulaması olabileceğini gösteriyor, ancak çalışmalarda bulunan etki boyutları orta düzeyde olma eğilimindedir. Ancak bu noktada farkındalık konusunda bir bir başka ayrıntıya daha dikkat etmeniz gerekiyor.

Farkındalık Ve Meditasyon Zararlı da Olma Potansiyeline Sahip


Meditasyon ve farkındalık temelli terapiler biliminin tarihini gözden geçiren bir çalışma, bu uygulamaların aynı zamanda bireylerin yaklaşık yüzde 8’inde kaygı, depresyon ve stres gibi olumsuz etkilere ve halüsinasyon gibi olağandışı deneyimlere yol açabileceğini de öne sürüyor. Ayrıca bu çalışma, bilim insanlarının aslında bu sorunların uzun süredir farkında olduğunu da gösteriyor. 1977’de Amerikan Psikiyatri Birliği, meditasyon üzerine yapılan araştırmalarda yararlılığını yanı sıra tehlikelerinin de değerlendirilmesini öneren bir bildiri yayınlamıştı.

Kısacası meditasyon düzgün yapılmazsa, zihnin kararsız, huzursuz veya karışık bir hale gelmesine neden olabiliyor. Aslında bu son derece beklenen bir sonuç. Meditasyon teknikleri gelişim aşamasında insanlara mutluluk dağıtması düşünülmemişti. Daha çok farklı bilinç durumlarını uyarması amaçlanmıştı. Bireyin kendini farklı bir şekilde deneyimlemesi, hatta “sıradan” benliğe meydan okuması gerekiyordu. Ayrıca bazı teknikler insanı daha az değil daha çok endişeli yapacak biçimde ortaya konmuştu.

Farkındalık faydalı olabilir, ancak ancak ona anlayışla ve gerçekçi beklentilerle yaklaşırsak.

Örneğin, kişinin ölümünü gözünde canlandırmasını tavsiye eden meditasyon teknikleri de bulunuyor. Bunu yaparak bireyin korkması ve sonunda da kendisiyle ilgili endişeleri geride bırakması gerekiyor. Ancak elbette bu teknikleri Youtube videoları izleyerek ya da aplikasyonlar üzerinden uygulamaya kalkmanız riskli olacaktır.

Sonuç Olarak;

Bu bulgular, meditasyon yoluyla huzuru arayan birçok kişi için kafa karıştırıcı veya endişe verici olacaktır. Ancak hemen ümitsizliğe kapılmayalım. Öncelikle tüm bunlar farkındalık ve meditasyon işe yaramıyor demiyor. Küçük ila orta etki boyutları vardır, sonuçlar sıfır değildir.

Ancak araştırmacılar sizi bir konuda uyarıyor. Bu tarz deneyimler ile Süpermen olacağınıza, hayatın zorluklarının sizi bulmayacağına inanmayın. Yoksa hayal kırıklığı yaşarsınız. Ne kadar sıklıkla nefese odaklanırsanız odaklanın, hayat hayat olmaya devam edecektir. Buna daha önce mevcut olan tüm stres ve zorluklar da dahildir. Farkındalığın size faydası stresi azaltmak ve stresli olaylara karşı daha dirençli hale gelmenizi sağlamak olacaktır. Bu da elbette genel olarak daha mutlu olacağınız anlamına gelir.

Zihin anlayışımız hâlâ oldukça sınırlı. Meditasyon gibi zihin değiştiren uygulamalara nasıl tepki verdiğimizin incelenmesi ise henüz emekleme aşamasında. En azından yetkililerin; halkı meditasyonun her derde deva olmadığı, herkeste işe yaramadığı ve olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda bilgilendirmekle yükümlü olmaları gerekiyor. Youtube’da farkındalık nedir? Nasıl uygulanır videoları izlemek ya da izlememek ise elbette sizin seçiminiz olacaktır. 



Kaynaklar ve ileri okumalar:

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu