Modern dönemde, “fi tarihi” ya da “time immemorial” deyimi, daha çok mecazi bir anlam taşır ve belirsiz bir geçmişi ifade eder. Ancak bu kavramın kökeni, tarihsel ve hukuki bağlamda oldukça spesifik bir zamanı işaret etmektedir
Fi tarihi, genellikle belirsiz ve eski bir zaman dilimini ifade eden mecazi bir deyim olarak bilinir. Ancak aslında bu ifade, hukuki bir terimdir. 6 Temmuz 1189, yasal bağlamda insan hafızasının başlangıcı olarak kabul edilir. Bu tarih, Perşembe gününe denk gelir ve İngiliz hukukunda “time immemorial” (unutulmuş zamanlar) olarak bilinen kavramın temelini oluşturur.
Fi tarihinin hukuki bir terim olarak anlamını kavramak için 13. yüzyıldaki İngiliz hukuk sistemine bakmamız gerekir.
Fi Tarihi İfadesi Hayatımıza Nasıl Girdi?
Kral I. Edward, İngiltere tarihinin en önemli fatihlerinden ve yasa yapıcılarından biridir. Zor zamanların yarattığı güçlü bir lider olarak, İngiltere’nin hukuk sisteminde gerçekleştirdiği reformlarla tarihe damga vurmuştur.
Edward, özellikle Westminster Tüzüğü olarak bilinen üç önemli direktif aracılığıyla, modern hukukun temellerini atan bir hükümdar olmuştur. Bu tüzükler, yalnızca dönemin ihtiyaçlarına yanıt vermekle kalmamış, aynı zamanda günümüzde bile geçerliliğini sürdüren pek çok yasal kavramın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Edward’ın liderliğinde, İngiltere’nin hukuk sistemi yazılı hale getirilmiş ve standart bir yapıya kavuşturulmuştur. 1275 yılında düzenlenen ilk Westminster Tüzüğü, birçok temel yasal kavramın tanımlanmasına öncülük etmiştir. Bu tüzük, hukukun yalnızca zenginler ve güçlüler için değil, toplumun her kesimi için erişilebilir ve uygulanabilir hale gelmesine yönelik bir adım olmuştur.
Bu reformlar arasında özellikle 39. Madde, bugünkü “zamanaşımı kanunları”nın temellerini atmıştır. Bu yasa, mülkiyet anlaşmazlıkları ve diğer hukuki talepler için bir son kullanma tarihi belirleyerek, adaletin daha hızlı ve etkili bir şekilde işlemesine olanak sağlamıştır.
Yasaya göre, bir kişinin veya atalarının, Kral I. Richard’ın tahta çıktığı 6 Temmuz 1189 tarihinden bu yana toprakların mülkiyetini elinde tuttuğunu kanıtlaması durumunda, bu mülkiyete karşı mahkemede hiçbir itiraz kabul edilmeyecekti.
6 Temmuz 1189 Perşembe günü, fi tarihi olarak bilinen kavramın temelini oluşturdu. Bu tarihten önceki olaylar, hukuki bağlamda “unutulmuş zamanlar” olarak değerlendirildi ve yasal iddiaların kapsamı dışında bırakıldı.
1. Richard’ın Tahta Geçmesi Neden Önemliydi?
Birçok kişi için fi tarihinin neden Aslan Yürekli Richard (I. Richard) ile ilişkilendirildiği merak konusu olacaktır.. Bu bağlantı, Richard’ın İngiltere tarihindeki önemli konumundan kaynaklanır.
I. Richard, İngiltere Kralı II. Henry ve güçlü bir figür olarak tanınan Aquitaineli Eleanor’un beş oğlundan üçüncüsüydü. Aile geçmişi, ona siyasi ve askeri anlamda sağlam bir miras bıraktı. Zamanla Richard, İngiltere’nin en ünlü savaşçı krallarından biri olarak anılmaya başladı. Savaş meydanındaki üstün cesareti, liderlik yetenekleri ve komuta kabiliyeti sebebiyle tarih boyunca “Aslan Yürekli” unvanıyla anıldı.
Richard’ın liderlik özellikleri, onu yalnızca İngiltere için değil, Hristiyan dünyası için de önemli bir figür haline getirdi. Richard, babası II. Henry’nin ölümü üzerine 6 Temmuz 1189 tarihinde İngiltere tahtına çıkmıştır.
Sonuç Olarak;
İngiltere’de fi tarihi, uzun yıllar boyunca kullanılacaktı.. Ancak, bu hukuki sistemin katı yapısı zamanla sorunlar yaratmaya başladı. 1832 yılında, Kral IV. William döneminde mülkiyet davalarında daha pratik bir yaklaşım benimsenecekti. Devamında da zamanaşımı süreleri 20 ila 60 yıl arasında kısaltıldı.
Bu değişiklik, hukuki işlemleri hızlandırmayı ve daha esnek bir yasal çerçeve sunmayı amaçlıyordu. Ancak bazı ifadeleri dile yerleştikten sonra ortadan kaldırmak zordur. Nitekim günümüzde de fi tarihi dememizin temel nedeni budur.
“Fi tarihi” ifadesi, Osmanlıca kökenli bir kullanım olan “fi” edatıyla ilişkilidir. Fi, Osmanlı Türkçesinde “içinde” anlamına gelir ve özellikle tarih belirtilirken kullanılırdı. Örneğin, “Fi 1765” ifadesi, “1765 yılı içinde” anlamına gelirdi. Bu kullanım, tamlamalarda “-de” veya “-da” anlamına gelecek şekilde, tarihlerin bağlamını belirtmek için tercih edilirdi.
Fi tarihi, yalnızca hukuki bir kavram değil, aynı zamanda tarih ve dil arasındaki etkileşimin güzel bir örneğidir. Osmanlıca’nın tarih anlatımındaki etkisi, bu kavramın günlük yaşamımıza yerleşmesine katkıda bulunmuş ve zamanla bir deyim halini almıştır. Böylece, geçmişin belirsizliği, hukuk ve dilin bir araya gelmesiyle kültürel bir mirasa dönüşmüştür.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Time immemorial. Bağlantı: https://en.wikipedia.org/
- Yelkenci, I. (2022). Cezalandırıcı Tazminat Kavramına İngiliz Hukuku Odaklı Bir Bakış . Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi , Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin Kuruluşunun 40. Yılı Özel Sayısı , 1176-1212 . DOI: 10.33433/maruhad.1173493
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel