Biyoloji ve Coğrafya

Çalışmak İçin En iyi Saat Nedir? Bunun Cevabını Biyolojik Saatiniz Versin

Görünüşe göre hepimizin Dünya’nın dönüşüyle uyumlu olacak biçimde ayarlı bir iç saati var. Bu içsel mekanizma, yaşamın günün ve çevrenin değişen yönlerine uyum sağlamasına yardımcı oluyor. Vücut saati ya da biyolojik saat olarak adlandırılan bu sistem biz farkında olmasak da çalışmaya devam ediyor.

Aslında bunu uzun zamandır biliyoruz. 18. yüzyılda gökbilimci Jean Jacques d’Ortous de Mairan, biyolojik bir saatin varlığını ilk gösteren kişiydi. Kendisi mimoza bitkileri üzerinde çalıştı  ve yapraklarının gündüz güneşe doğru açıldığını ve akşam karanlığında kapandığını gözledi. Bitki sürekli karanlıkta kalırsa ne olacağını merak etti ve sonunda güneş ışığından bağımsız olarak yaprakların normal günlük salınımlarını sürdürmeye devam ettiğini keşfetti. Bitkiler kendi biyolojik saatlerine sahip gibiydi.

Mimoza bitkisinin yaprakları gün boyunca güneşin altına açılır, ancak gün batımında kapanır(üst bölüm). Jean Jacques d’Ortous de Mairan, bitkiyi sabit karanlık bir ortama (alt kısımda) yerleştirdi ve günlük ışıkta herhangi bir dalgalanma olmaksızın yaprakları normal günlük ritmini izlemeye devam ettiğini keşfetti.

Ama bu saat gerçekte nasıl nasıl çalışıyor? Jeffrey C. Hall, Michael Rosbash ve Michael W. Young isimli üç bilim insanı bu sorunun cevabını geçtiğimiz yıllarda vermişti. Onların bu keşifleri, bitkilerin, hayvanların ve insanların biyolojik ritmini dünyanın dönüşüne senkronize olarak nasıl değiştirdiklerini açıklamış oldu. Kendileri de bu çalışmaları neticesinde Nobel ödülünü kazanmışlardı.

Biyolojik Saat Nasıl Çalışır?

Tüm yaşam biyolojik saatlere bağlıdır. Beynimizde, gözlerin hemen arkasında yer alan hipotalamus bölgesi ise bu saat ustasının ta kendisidir. Hipotalamus vücudumuzda her bir bölümün saatini ayarlar. Zamanı geldiğinde onları alarma geçirir ve günlük ritmimizi yönetir.

Bu döngüde ağırlıklı olarak ışığa ve karanlığa tepki gösteririz. Fakat gece ve gündüz sinyallerini alabileceğimiz bir ortamda olmasak ya da bunların birinden mahsur kalsak bile 24 saatlik bu döngüyü oluşturan mekanizmanın işleyiş süreci değişmeyecektir. Beyniniz, karanlığa birkaç saat kala melatonin salgılamaya başlar ve sizi dinlenmeye hazırlar. Bu döngüyü bozduğunuzda vücudunuzun saati bir dizi tehlikeli sonuca neden olabilmektedir.

Bu arada hatırlatalım. Sirkadiyen ritimler, vücudun iç saatinin bir parçası olan ve temel işlevleri ve süreçleri gerçekleştirmek için arka planda çalışan 24 saatlik döngülerdir. En önemli ve iyi bilinen sirkadiyen ritimlerden biri uyku-uyanıklık döngüsüdür. Vücudun farklı sistemleri, beyindeki ana saatle senkronize olan sirkadiyen ritimleri takip eder. ( Ek okumalar: Sirkadiyen Beslenme: Yedikleriniz Vücut Saatinize Uyumlu Olsun!)

Biyolojik saatler ise sirkadiyen ritimler dahil olmak üzere bedensel süreçlerin zamanlamasını düzenlemeye yardımcı olur. Sirkadiyen ritim, biyolojik saatin bir etkisidir, ancak tüm biyolojik saatler sirkadiyen değildir. Örneğin bitkiler, 24 saatlik bir döngüden farklı bir zamanlamaya sahip biyolojik bir saat kullanarak değişen mevsimlere uyum sağlar.

Vücudumuz Hangi Saatte Ne Yapıyor?

Aşağıdaki şema, sabah erken kalkan, öğlen öğle yemeği yiyen ve gece (22:00) uyuyan birinin biyolojik saatinin nasıl çalıştığını bizlere göstermektedir.

  • 09:00: Testosteron salgıları zirvede
  • 10:00: En yüksek dikkat seviyesi
  • 14:30: En uyumlu olunan zaman
  • 15:30: En hızlı reaksiyon
  • 17:00: Kalp ve damarların en verimli çalıştığı, kasların en güçlü olduğu saat
  • 18:30: En yüksek kan basıncı seviyesi
  • 19:00: Vücut ısısı azami düzeyde
  • 21:00: Melatonin üretiminin ve uykulu hissetmenin başlangıcı
  • 22:30: Bağırsakların yavaşlamaya başlaması
  • 02:00: Derin uykuya geçiş
  • 04:30: Uyku esnasında enerjinin korunmaya başlaması, vücut ısısının düşüşü
  • 06:45: Kan basıncında artış (Kalp krizlerinin en yoğun yaşandığı saatler.)
  • 07:30: Melatonin üretiminin sonlanması
  • 08:30: Bağırsakların normal tempoya dönüşü

Yazının bu noktasına kadar okuduysanız, gerekli ön bilgiyi öğrendikten sonra sorunun cevabına geçebiliriz.

Çalışmak İçin En iyi Zaman Hangisidir?

Çalışmak için en iyi zaman sizce hangisi?

Bazı sorular vardır ki asla eskimez. Aslında bu soru da onlardan birisidir. Geceleri mi yoksa gündüzleri mi çalışmak daha iyidir? Her iki tarafın da tercih ettikleri yöntemin yararları hakkında uzun uzun konuşacak ve seçtikleri yararlar konusunda sizi ikna etmeye çalışacak kendi sadık savunucuları vardır. Herkes ders çalışmak için en iyi zamanın ne olduğunu bildiğini sanır ama gerçek şu ki her insan farklıdır. Bu nedenle çalışmak için günün “en iyi” zamanı yoktur. 

Her birimiz günün en verimli zamanını, en fazla enerjiye sahip olduğumuz zamanı yaşıyoruz. Bazı insanlar çok fazla enerjiyle uyanan sabah insanlarıdır. Diğerleri gece kuşlarıdır ve akşam saatlerinde daha fazla enerjiye sahiptir. Biyolojik saat, aslında ders çalışmak için mükemmel zamanlamamızın ne olduğuna karar vermemize yardımcı olur. Bu nedenle bazı öğrenciler için, günün sabah saatlerinde okul çalışmalarına odaklanmak daha kolay olur. Bazıları ise gece çalışmanın kendileri için daha iyi olduğunu görecektir.

Gündüz Çalışmanın Avantajları Nelerdir?

İyi bir gece uykusundan sonra, muhtemelen ertesi gün daha fazla enerjiye ve daha yüksek bir konsantrasyon yeteneğine sahip olursunuz. Ayrıca toplumsal yaşam gündüzleri aktif olmak ve geceleri uyumak üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla bu norma bağlı kalmanın sosyal yaşama uyum sağlamanızı sağlayacaktır.

Ayrıca bu sayede diğer insanlarla gün içinde iletişime geçilebilir, bu nedenle herhangi bir sorunuz varsa onlardan destek alabilirsiniz. Son olarak gün ışığı yani doğal ışık gözleriniz için daha iyidir. Yapay ışık gözlerimizi yorar ve doğal uyku ritmimizi etkileyebilir. ( Detaylar: Mavi Işık Nedir ve Bizi Nasıl Etkiler?)

Gece Çalışmanın Avantajları Nelerdir?

1İnsanlar gün boyunca daha aktif ve daha gürültülüdür. Geceleri çalışmak huzur ve sessizlik içinde çalışmak anlamına da gelir. Sonuçta geceleri gündüze göre daha az dikkat dağıtıcı şeyler vardır. Ayrıca arkadaşlarınızın çoğu uyuyor olduğu için sosyal ağlarınız da daha az aktif olacaktır. Tüm bunlar neticesinde geceleri daha yaratıcı olmanız olasıdır. Ancak gece çalışmayı tercih etseniz bile yeterince uykunuzu aldığınızdan lütfen yeterince emin olunuz. Nedenini merak ederseniz: Neden Uyuyoruz? Uyumazsak Vücudumuza Ne Olur?


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu