Isaac Newton denildiğinde akla yerçekimi, Charles Darwin denildiğinde evrim, Albert Einstein denildiğinde de görelilik gelir. Alexander von Humboldt denildiği zaman da akla gelmesi gereken şey ekoloji ve doğa olacaktır.
Doğal dünyayı anlama şeklimizi hiç kimse doğa bilimci, kaşif ve coğrafyacı Alexander von Humboldt kadar etkilememiştir. “Ekoloji ” terimini 1866’da Alman evrim biyoloğu Emst Haeckel ortaya attı. Ama modern ekolojik düşüncenin öncüsü, Alman bilgin Alexander von Humboldt olmuştur.
Kapsamlı keşif gezileriyle ve yazılarıyla Humboldt yeni bir bilim yaklaşımı geliştirdi. Bütün fiziksel bilimleri birbiriyle ilişkilendirerek doğayı birleşik bir bütün şeklinde anlamaya çalıştı. “En tehlikeli dünya görüşü, dünyayı görmeyenlerin dünya görüşüdür.” diye düşündü. Sonrasında da Fransız botanikçi Aime Bonpland’la birlikle Latin Amerika’ya doğru yola çıktı. Bu keşif gezisi tam 5 yıl sürdü.
Haziran 1799’da yola çıkarken şunu ilan etti. “Bitki ve fosil toplayacağım, en iyi aletlerle astronomi gözlemleri yapacağım. Yine de yolculuğumun ana amacı bu değildir. Doğa güçlerinin nasıl davrandığını, coğrafi çevrenin hayvanları ve bitkileri ne şekilde etkilediğini keşfetmeli ve uyumu ortaya çıkarmalıyım.” Tam da bunu yaptı.
Alexander von Humboldt bitki örtüsü ve yükseklik verilerini tek bir diyagramda birleştirerek yeni bir tür bilimsel görselleştirmeye öncülük etti. Humboldt’un her ölçümü titizlikle kaydetmesi bugün birçok disiplinin önü açıldı. Günümüzde bir çok kişi kendisini fazla tanımasa da Alexander von Humboldt her açıdan modern çağın en önemli bilim insanlarından biridir.
Kısaca Alexander von Humboldt Kimdir?
Berlin’de zengin ve çevresi geniş bir ailede doğan Humboldt, Frankfurt Üniversitesinde maliye, Göttingen’de doğa tarihi ve dilbilim, Hamburg’da dil ve ticaret, Freiburg’da jeoloji ve Jena’da anatomi okudu. Henüz bir çocukken bile farklı bitkileri, böcekleri ve kabuklu canlıları toplama ve sınıflama hobisine sahipti. İlerleyen yıllarda bu hobisi botanik, jeoloji ve minerolojiye ilgi duymasına neden oldu.
1796’da annesinin ölümüyle, 1799’dan 1804’e kadar botanikçi Aime Bonpland ile birlikte Amerika’ya bir keşif gezisi için gerekli mali kaynağa kavuştu. Alınan izinlerin ardından 5 Haziran 1799’da Bonpland ve Humboldt Pizarro gemisi ile yelken açtılar.
Teide yanardağını keşfedecekleri Tenerife’de 6 günlük bir mola verdiler. 16 Temmuz’da Venezüela’nın Cumana kentine vardılar. Güney Amerika’da kaldıkları süre boyunca, Bonpland ve Humboldt, kıtanın topografyası, florası ve faunasını inceledi. Farklı bitkilerin yaşadığı yerleri inceleyerek jeolojiyi meteorolojiyle ve biyolojiyle ilişkilendirdi.
Alexander von Humboldt Doğanın Kurallarını ve İşleyişini Anlamamızı Sağladı
Humboldt fiziksel koşulların yaşam dağılımını nasıl etkilediğini inceleyen ilk bilim insanlarından biriydi. Ekosistemde ve iklim üzerinde yaptığı değerlendirmelerinde insan kaynaklı iklim değişikliklerine ilk değinen kişi oldu. Orinoco Nehri üzerinde yaptığı 2775 km’lik yolculuk sonrasında Orinoco ve Amazon Nehirlerinin arasındaki Casiquiare Kanalı’nın varlığını kanıtladı ve haritalandırdı.
Yolculuklarında karşılaştıkları zorluklar aynı zamanda bilim literatürüne de büyük katkılar yapmasını sağladı. 1802’de Humboldt, Ekvador’un en yüksek dağı olan ve karlı zirvesi deniz seviyesinden yaklaşık 6.268 m yükseklikte olan volkanik Chimborazo Dağı’na tırmandı.
Yükseklik hastalığından muzdarip olmasına ve dondurucu rüzgarlara karşı mücadele etmesine rağmen Humboldt sıcaklık, hava basıncı ve nem ölçümleri yaptı. Bu sayede de yüksek irtifa dağ tırmanışlarında yaşanan fiziksel sıkıntıların oksijen azalmasına bağlı gerçekleştiğini ilk kez ortaya koymuş oldu. 1829’da Rus hükümetinin teklifi ie 60 yaşında 25 hafta sürecek olan Rusya seyahatini gerçekleştirdi. Bu seyahatinde 15472 km yol yaptı. Bu seyahatinin sonucunda Orta Asya Platosu’nun yüksekliği hakkındaki tahminler düzeltildi.
Alexander von Humboldt ve Kozmos
Keşif yolculuklarının ardından verilerini işleyip 30 cilt halinde yayımlaması 21 yılını aldı. Düşüncelerini, Kosmos başlıklı kitabında dört cilt halinde sentezledi. Kitabında doğanın iç bağlantılarını özetledi ve yüksekliğe bağlı bitki örtüsü kuşaklarını gösterdi. Beşinci cilt, 89 yaşında Berlin’de öldükten sonra tamamlandı.
Ölümünün ardından adına birçok anıt dikildi, yeni keşfedilen bölgelere adı verildi. Coğrafyadan jeolojiye, ekolojiden jeofiziğe birçok disiplin, onun sırtında bir çantayla çıktığı doğa gezilerine çok şey borçlu. Ralph Waldo Emerson onun için “tüm Fransız akademisi onun ayakkabıları ile seyahat etti” demişti.
Darwin ise Humboldt’un notlarını okuduktan sonra şunları söyleyecekti. “Humboldt’un Kişisel Anlatısı’nı okumak kadar hiçbir şey benim gayretimi kamçılamamıştı.” Darwin ayrıca, Humboldt olmasaydı ne Beagle’a bineceğini ne de Türlerin Kökeni’nin ortaya çıkacağını itiraf edecekti. Ayrıca göz atmak isterseniz: “De Rerum Natura”: Lucretius ve Evrenin Doğası Üzerine Düşünmek
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Alexander Von Humboldt ; https://www.famousscientists.org
- The Invention of Nature: adventures of Alexander Humboldt, lost hero of science. Yayınlanma tarihi: 3 Mart 2016; Bağlantı: https://theecologist.org/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel