Sinirbilim

Yüzleri Hatırlasak da İsimleri Neden Bir Türlü Hatırlayamayız?

Bazen birinin adını hatırlamakta zorlanırız. Bu kişinin yüzünü ve hakkında bir çok detayı hatırlasak da ismi bir biçimde aklımıza gelmez. Bu sorun sadece kişi isimlerinde değil bazen de nesnelerde karşımıza çıkar. Kavramı hatırlarız ancak onu ifade edecek doğru kelimeyi bir türlü bulamayız.

dilimin ucunda
“Tam da dilimin ucunda, söyleyeceğim ama aklıma adı gelmiyor işte.” dediğiniz eminiz sizin de olmuştur.

Muhtemelen tanıdık gelecek bir örnek düşünelim. Bir partidesiniz ve arkadaşınız Ayşe sizi kocasıyla tanıştırıyor. “Merhaba, ben Burhan” diyerek eşi size adını söylüyor ve el sıkışıyorsunuz. Onunla iki dakika havadan sudan sohbet ediyorsunuz ve ayrılıyorsunuz. Bir dakika. Arkadaşınızın kocasının adı neydi?

Bir kişinin adını öğrenmeniz o kişiyi hatırlamanız için yeterli değildir. İsim söylendiğinde, yaklaşık 15 ila 30 saniye boyunca onun adı beyninizde mevcut olacaktır. Ancak eğer dikkatinizi aktive etmezseniz adı sonrasında aklınızdan uçup gidecektir. Hepimizin aşina olduğu bu sorunun adı Lethologica veya dilimin ucunda fenomeni olarak da bilinir.

Öncelikle bu durum evrenseldir. Anketler, dünyanın her yerinden farklı dilleri konuşanların yaklaşık %90’ının, anıların bir an için erişilemez göründüğü anlar yaşadığını bildirdiğini gösteriyor. Ayrıca bu anlar oldukça sık meydana gelir ve bu sıklık yaşla birlikte artar. Gençler tipik olarak haftada bir kez bu durumu yaşarken, yaşlı yetişkinlerde bu sıklık günde bire kadar inebiliyor.

dilimin ucunda
Dilimin ucunda hali yaşanırken, kelimenin hemen anımsanacağını hissederiz. Zaten her an erişilebilecekmiş duygusu dilimin ucunda fenomenini tanımlayan temel özelliktir.

Ayrıca insanlar genellikle kısmi bilgi parçalarını hatırlar. Örneğin, aradığımız kelimenin başladığı harfi veya kelimenin içerdiği hece sayısını hatırlayabiliyoruz ancak tamamı aklımıza gelmiyor. Son olarak, hatırlaması en zahmetli sözcükler özel isimler ve nesnelerin isimleridir.

İsimleri Hatırlamak Neden Zor?

Neden bir insanın ismini değil de yüzünü hatırlarız? Bu sorunun cevabını anlamak için insan belleğinin nasıl çalıştığını biraz daha derinlemesine incelememiz gerekiyor. İlk olarak, yüzler çok bilgilendiricidir. İfadeler, göz teması, ağız hareketleri, bunların hepsi insanların iletişim kurduğu temel yollardır. Yüz hatları da bir insan hakkında epey şeyi açığa vurur. Tüm bunlar nedeniyle insan beyni, yüz tanıma ve işlemeye yardımcı olmak ve bunu kolaylaştırmak için sayısız özelliğe sahiptir.

Yüzleri Hatırlasak da İsimleri Neden Bir Türlü Hatırlayamayız?
Düşünceleri kelimelere dönüştürme işi genellikle basite alınan fakat esasında oldukça karmaşık bir süreçtir. Beyniniz, soyut kavramlardan oluşan düşünceleri önce kelimelere dönüştürür ve ardından bunları uygun seslerle eşleştirir.

Tüm bunlarla karşılaştırıldığında bir insanın adı bize ne sunar? Muhtemelen geçmişine ve kültürel kökenlerine dair bazı ipuçları sunacaktır. Ancak sonucunda sadece birkaç sözcüktür. Eğer bir kişinin adını hatırlamak istiyorsanız o adın size bir anlam ifade etmesi gerekir. Eğer etmiyorsa, karşınızdaki kişi ile kaçınılmaz olarak bir miktar sohbet ettikten sonra adını hatırlamamanız normaldir. Toplumsal kurallar ilk karşılaşmada hoşbeş etmemizi söyler ama bu o kişinin isminin biz daha kodlayamadan kısa süreli belleğin dışına itilmesi ihtimalini artırır.

Çoğu insan düzinelerce isim bilir ve yeni bir tane öğrenmenin ciddi çaba gerektirmediğini düşünür. Bunun nedeni belleğinizin, işittiğiniz ismi etkileşimde bulunduğunuz insanla ilişkilendirmesidir. Bylece kişi ile isim arasında beyninizde bir bağlantı kurulur. Etkileşiminiz genişledikçe, kişi ile ismi arasında daha da fazla bağlantı oluşturulur, böylece bilinçli tekrara ihtiyaç kalmaz.

Dilimin Ucunda Fenomeni Neden Kaynaklanıyor?

Dilimin ucunda fenomeni,1966’dan bu yana kapsamlı olarak incelenmektedir. Ancak bu durumun incelenmesi, nasıl ve neden meydana geldiğini anlamak isteyen psikologlara bazı zorluklar sunar. Bunun en başında da bu durumun ne zaman ortaya çıkacağını bilememek gelir. Bu belirsizlik, onları bu durumu iki farklı biçimde araştırmaya yöneltmiştir. Bunlardan bir tanesi doğal yöntemler, ikincisi ise laboratuvar ortamında deneysel olarak kelime bulma hatalarını tetiklemek olmuştur.

Yüzleri Hatırlasak da İsimleri Neden Bir Türlü Hatırlayamayız?
Bir şeyi hatırlamak istiyorsak, her şeyden önce fark etmemiz gerekir. Farkına varmak ise iki şeye ihtiyaç duyar: Algı ve dikkat.

Örtülü anıların geri çağrılması otomatiktir, ancak bellek sık sık takılır; hatalar yapar ve aradığımız bilgiyi geri çağırabilmek için uğraşır dururuz. Herhangi bir günde, duyularınızın maruz kaldığı büyük miktardaki bilgiyi düşünün. 16 saat boyunca uyanıksanız, duyularınız 57 bin 600 saniye için açıktır. Bu çok fazla veri demektir. Fakat duyularınızın maruz kaldığı şeylerin çoğunu hatırlayamazsınız ve hatırlamayacaksınız.

Belleğiniz, maruz kaldığınız her görüntüyü ve sesi sürekli olarak kaydeden bir video kamera değildir. Yalnızca dikkat ettiğiniz şeyi yakalayabilir ve saklayabilirsiniz. Ve her şeye dikkat edemediğiniz için, önünüzde olup bitenlerin bazı yönlerini hatırlayabileceksiniz ancak bazılarını unutacaksınız.

Beyin, etkinliğine bağlı olarak bilgiyi önem sırasına göre koyan bir oda gibidir. Bu odada da “kullan ya da kaybet” prensibi uygulanır. Örneğin telefon numaraları; onları artık hafızanızda tutmanız gerekmez çünkü artık telefonlarınızda kayıtlıdır ve silinebilir.

Dilimin Ucunda Fenomeni Engellenebilir mi?

dilimin ucunda
Diyelim ki birisinin hem adı hem de yüzü uzun süreli bellekte başarıyla depolandı. Ama bu mücadelenin sadece yarısı; şimdi gerektiğinde bu bilgiye ulaşmanız lazım.

Kesin olarak bir çözüm olmasa bile yapılan araştırmalar, kişi bir kelimeyi hatırlamakta zorluk çektiğinde, doğrudan cevabı söylemek yerine hatırlamaya yardımcı olacak ipuçları vermenin, devamında o bilginin unutulmasını engellediğini ortaya koyuyor. Yani katılımcıya fonolojik bir ipucu verildiğinde, örneğin; kelimenin ilk birkaç harfini söylemek gibi, bir sonraki sefere kelimeyi hatırlamak daha mümkün hale geliyor.

Geri getirme başarısızlıkları, kavramların anlamları ile onları uzun süreli bellekte ifade eden kelimeler arasındaki bağların zayıfladığının kanıtı olarak alınıyor. Ancak hemen endişelenmeyin. Çünkü bir kelimenin anlamını ya da bir ismi hatırlamaya çalışmak aslında üst bilişsel bilgiler için faydalı oluyor. Yani bir nevi beyninizde duran örtük bilgileri gözden geçiriyorsunuz.

Bu sorunu yaşayan bir kişi iseniz ve bir çözüm bulmak adına yazımızı okuduysanız ne yazık ki size sunabileceğimiz kesin bir çözüm yok. Az önce duyulanınızı, bir kişinin adını, telefonunuzu nereye koyduğunuzu veya kapıyı kilitleyip kilitlemediğinizi unutmanızın bir numaralı nedeni dikkat eksikliğidir. Eğer bir şeyleri hatırlamak istiyorsak, ona dikkatimizi vermemiz gerekir. Ne var ki bu kolay değildir. Ancak bu durumun yaygın bir sorun olduğunu bilmek, sık deneyimlediğiniz bir durum ise moralinizi düzeltebilir.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu