Toplum ve Yaşam

2023’ün En Heyecan Verici 9 Bilimsel Gelişmesi

2023 birçok açıdan, özellikle de bilimsel gelişmeler açısından, oldukça hareketli bir yıldı. İşte biz de bu yüzden, 2023’ün en heyecan verici birkaç bilimsel gelişmesini sizler için derlemek istedik. Bakalım bu sene bilimde neler neler olmuş?

2023'ün En Heyecan Verici 9 Bilimsel Gelişmesi

1) Beyinlerimizin Bu Kadar Büyük Olmasının Sebebi “Çöp DNA” Olabilir!

Türümüz, diğer hayvanlarla karşılaştırıldığında bedenine oranla en büyük beyne sahip canlılardan biridir. Elbette beynimizin bu denli büyük oluşu, bizi diğer canlılardan farklı kılmaktadır. Peki hiç düşündünüz mü, insan beyni neden bu kadar büyük?

Bu senenin başlarında yapılan bir çalışma bu soruya ışık tutuyor. Araştırmacılar, çöp DNA (ing: junk DNA) adını verdikleri DNA’nın insanların büyük beyinler geliştirmesine sebep olmuş olabileceğini söylüyor. Çöp DNA aslında başlangıçta hiçbir proteini kodlamayan genlerden oluşan bir DNA’dır. Fakat araştırmacılara göre türümüz, evriminin bir noktasında diğer primatlardan ayrıldıktan sonra bu çöp DNA’nın bir kısmı protein kodlama yeteneği kazandı.

Yapılan laboratuvar çalışmaları ve deneyleri de bu genlerin birçoğunun gerçekten de beyin büyümesine neden olduğunu gösterdi. Konu hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.

2) Ölüme Yakın Deneyimlerin Sebebi Ne?

2023'ün En Heyecan Verici 9 Bilimsel Gelişmesi
Ölümün eşiğine gelen bazı kişiler, canlandırma sırasında ya da bilinçleri kapalıyken açıklanamayan şeyler gördüklerini ya da duyduklarını bildiriyorlar. 

Ölüm, çok garip bir olay ve hakkında bilmediğimiz birçok şey var. Bunlardan birisi de ölüme yakın deneyimler. Beynimizin yaşamımızın son dakikalarında tuhaf bir aktivite telaşına giriyor. Mayıs ayında yapılan bir çalışmada araştırmacılar, artan bu aktivitenin bilinçli deneyimleri yansıtıyor olabileceğini söylüyor. Fakat bu henüz sadece bir hipotez.

Artan bu elektriksel aktivite dilimize de yerleşmiş olan “beyaz bir ışık görmek” ya da “hayatın film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmesi” durumunu açıklayabilir. Bazı uzmanlarsa durumun sadece anormal elektrofizyolojik aktivite olabileceğini de söylüyor. Konu hakkında daha detaylı bir okuma yapmak isterseniz buradaki yazımıza bakabilirsiniz.

3) James Webb Uzay Teleskobu 2023’te Bol Bol Dünya Dışı Yaşam Aradı

2023'ün En Heyecan Verici 9 Bilimsel Gelişmesi
Dünya’dan 1350 ışık yılı uzaklıktaki Orion nebulası, bir dizi genç yıldız sistemine ve öncül gezegen disklerine sahiptir. 2023’ün Haziran ayında Webb teleskobu bu nebuladan uzayda daha önce hiç tespit edilmemiş olan CH3+ iyonunun varlığını keşfetti. Bu iyonun varlığı bile daha karmaşık organik moleküllerin oluşmasını sağlayabilir. Kaynak: ESA/WEBB, NASA, CSA

Göreve başlamasının üstünden henüz 2 yıl geçmiş olmasına rağmen James Webb, birçok keşfe imza attı. Fakat ne yazık ki Webb’in tüm keşiflerine burada değinemiyoruz. Yine de bazı ses getiren keşiflerine bir göz atalım.

Bu yılın Haziran ayında James Webb, Orion Bulutsusu’nun derinliklerinde metil katyon (CH3+ ) iyonu bulduğuna dair sinyaller gönderdi. Metil katyonun önemi ise yaşam için gerekli olan molekülleri üretebilme kapasitesine sahip olması. Bu nedenle konu hakkındaki çalışmalar devam ediyor.

Bu grafikte en soldaki görsel Webb’in NIRCam enstrümanıyla çekilmiş bir görüntüsüdür. Soldan üçüncü ve dördüncü görselde ise beyaz pikseller Tara Regio bölgesindeki karbondioksiti göstermektedir. Soldan ikinci görseldeyse beyaz pikseller, Europa’nın Powsy Regio bölgesindeki karbondioksiti göstermektedir. Kaynak: NASA, ESA, CSA, G. Villanueva (NASA/GSFC), S. Trumbo (Cornell Univ.), A. Pagan (STScI)

James Webb’in yaptığı bir diğer önemli keşifse Jüpiter’in uydusu Europa’da karbon tespit etmesi oldu. Europa uzun zamandır bilim insanlarının ilgisini çekmekteydi. Çünkü Europa’nın yüzeyinin sıvı suyla kaplı olduğu öne sürülüyordu. Bu nedenle de Güneş sisteminde Dünya dışı yaşam arayışında Europa, akla gelen ilk yerlerdendi. Webb teleskobunun da Europa’da karbon kaynağı tespit etmesi bilim insanlarını daha heyecanlandırdı. Peki bu durum Europa’da yaşam olduğunu kanıtlıyor mu? Sorunun cevabı için buradaki yazımıza bakabilirsiniz.

4) Sperm ve Yumurta Kullanılmadan Dünya’nın İlk Yapay İnsan Embriyosu Üretildi

Haziran ayında İsrail’deki Weizmann Bilim Enstitüsü’ndeki bilim insanları, sperm ve yumurta kullanmadan yapay insan embriyosu ürettiklerini açıkladı. Bu haber ilk bakışta oldukça endişe verici görünüyor. Çünkü normal koşullarda bir embriyonun oluşması için sperm ve yumurtanın döllenmesi gerekir. Fakat bu sefer durum farklı.

2023'ün En Heyecan Verici 9 Bilimsel Gelişmesi
Soldaki normal fare embriyosu gelişiminin sekizinci günündedir ve beyninin, kalbinin ve diğer organlarının başlangıcını işaret eden yapılara sahiptir. Sağda, döllenmiş bir yumurta yerine tamamen fare kök hücrelerinden yetiştirilen, karşılaştırılabilir şekilde geliştirilmiş sentetik bir embriyo modeli bulunmaktadır. Güçlü benzerlikleri, embriyo modeli teknolojisi ile ilgili vaadi ve endişeleri vurgulamaktadır.

Bu haber her ne kadar ürkütücü olsa da yapay embriyolar, gelişimsel kusurlar ve düşük gibi olayları daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Yine de elbette konu hakkında bir sürü eleştiri ve etik tartışma söz konusu. Yapay embriyolar hakkındaki eleştiriler ve etik tartışmalar için buradaki yazımıza göz atabilirsiniz.

5) İki Erkek Fare Ebeveyninden Sağlıklı Fare Yavruları Doğdu

2023'ün En Heyecan Verici 9 Bilimsel Gelişmesi
Görselde gördüğünüz bu 7 fare yavrusunun iki tane erkek fare ebeveyni var.

Biyoloji gerçekten akıllara durgunluk veren bir bilim. Bunu bir önceki maddenin yarattığı şaşkınlıktan sonra bu maddenin başlığını okuyarak yaşadığınızı tahmin ediyorum. Çünkü evet, yanlış okumadınız. Bilim insanları iki erkek fare ebeveyninden 7 tane sağlıklı fare yavrusu üretti. Peki bunu nasıl yaptılar?

Mart ayında Japonya’daki bir araştırma ekibi Nature dergisinde bir makale yayınladı. Makalede invitro gametogenez (IVG) isimli bir yöntemle herhangi bir hayvan hücresinden kök hücre üreterek bunu yaptıklarını açıkladılar. Bunun için öncelikle bir erkek farenin kuyruk derisinden bir hücre alıp onu kök hücreye dönüştürdüler. Daha sonra bu kök hücrelerdeki Y kromozomunu atarak yerine X kromozomu eklediler. Böylece bu kromozomları değiştirilmiş hücreden yumurta ürettiler.

Sonrasındaysa başka bir erkek fareden sperm hücresi alıp yumurta ile spermi döllediler. Ekip bu şekilde 630 tane embriyo oluşturup bir dişi farenin rahmine aktardı. Nakledilen bu 630 fareden 7’si ise sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi.

6) Küçücük Bir Parçacıktan Gelen Küçücük Bir Sayı Standart Modeli Alt Üst Edebilir

Geçtiğimiz Ağustos ayında Fermi Ulusak Hızlandırıcı Laboravutarı’ndaki araştırmacılar, negatif yüklü bir atom altı parçacık olan müonun yalpalamasını ölçtüklerini açıkladılar. Fakat ölçüm sonuçları şu an için fizik biliminin kalelerinden olan Standart Modeli zora sokacak gibi. Peki ama neden?

Standart Modele göre manyetik alanlardaki müonlar, belirli bir hızda sallanmalıdır. Fakat ölçümlere göre müonlar sallanmıyor. Bir müonun yalpalaması, parçacığın manyetik momentine göre belirlenir. Teorik olarak g ile gösterilen bu moment 2 olmalıdır. Fakat deneylerde araştırmacıların g-2 olarak adlandırdığı ve 0.00233184110’a eşit olan bir sonuç çıktı. İşte g ve g-2 arasındaki bu uçurum, Standart Modeli zora sokmaktadır.

Standart Model her ne kadar elimizdeki en iyi model olsa da tek eksiği bu değildir. Standart Model’i daha yakından tanımak için bu yazımıza göz atabilirsiniz.

7) 90 Yıl Sonra Matematikçiler Ramsey Sayılarıyla İlgili Problemi Çözmeyi Başardı

Frank Plumpton Ramsey (1903 – 1930), İngiliz matematikçi, filozof ve ekonomisttir. 26 yaşında hayatını kaybeden Ramsey’in bu üç alana da çok önemli katkıları olmuştur.

Diğer bilim dallarında olduğu gibi hiç şüphesiz bu sene matematiğin de yıldızı parladı. 2023’ün en güzel matematik keşiflerinden birisi ise 90 yıl sonra Ramsey sayılarıyla ilgili problemin çözülmesi oldu. Peki Ramsey sayıları da nedir?

Kaosun olduğu bir dünyada yaşasak da hepimiz hayatımızdan, çevremizdeki dünyadan evrene kadar her şeyde düzen ararız. İşte Frank Plumpton Ramsey’in adını taşıyan Ramsey teorisi de sistemlerde düzen ve örüntü bulmakla ilgilenir. Aslında Ramsey teorisini anlamak çok basittir. Fakat teorinin basitliğine aldanmamak gerekir. Çünkü bu teori, çok büyük sorulara kaynaklık etmektedir. Ramsey teorisi ve sayıları hakkında daha fazla bilgi edinmek için buradaki yazımıza bakabilirsiniz.

8) 50 Yıllık Möbius Şeridi Bulmacasına Mükemmel Bir Çözüm Bulundu

Möbius şeridi

Möbis şeridi insanı hayrete düşüren en basit şekillerden birisidir. Ayrıca yapımı da oldukça kolaydır. Tek bir şeridi doğru şekilde bükerek bir Möbius şeridi elde edebilirsiniz. O halde bu şeritle ilgili 50 yıldır çözülemeyen şey neydi? Bu geometrik yapı ile ilgili en zorlu bulmacalardan biri de aslında oldukça basittir. Bir Möbius Şeridi kendi içinde dolaşmadan önce ne kadar küçülebilir?

Bu soru 1977’de matematikçiler Charles Weaver ve Benjamin Halpern tarafından akademik dünyaya soruldu. O zamandan beri matematikçiler doğru cevabı bulmaya çalışırken pek çok defa hüsrana uğradılar. Ancak Brown Üniversitesi’nden matematikçi Richard Schwartz, sonunda bulmacayı çözdüğünü iddia ediyor. Sorunun çözümü ve Möbius şeridi hakkında daha detaylı bilgi için buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.

9) Yaşamın Başlangıcı Problemini Çözmede Bir Adım Daha Attık

26 yaşındaki Şükrü Furkan Öztürk, Bilkent Fizik mezunudur. 2018 yılından bu yana Harvard’da fizik doktorası yapmaktadır. Önceki yıllarda farklı konularda çalışmalarda bulunmuş olsa da, şimdilerde homokiralite problemi ve yaşamın başlangıcı üzerine çalışıyor.

Yaşamın başlangıcı hepimizin merak ettiği fakat bir o kadar da zor bir problem. Ve yaşamın başlangıcını anlamamızı zorlaştıran problemlerden birisi de homokiralite problemi. Louis Pasteru’den bu yana bildiğimiz homokiralite kavramına bir Türk bilim insanının ışık tutması da bence 2023’ün en heyecan verici bilimsel gelişmelerinden biri oldu. Furkan Öztürk’ün bu probleme sunduğu bakış açısını daha detaylıca öğrenmek isterseniz bu yazımıza bakabilirsiniz.


Kaynaklar ve İleri Okumalar

Matematiksel

Melike Üzücek

Ankara Fen Lisesi'nden mezun oldum. Erdemli insanların yetişmesinde en önemli unsurun eğitim olduğunu düşündüğüm için lisans eğitimime matematik eğitimi üzerinden devam ediyorum. Kitap okumayı yazarların zihinlerine, düşünce dünyalarına girmek olarak gördüğümden kitap okumak benim için boş zaman aktivitesinden çok daha farklı bir konumdadır. Araştırma yapmayı ve sorgulamayı seven biriyim. Matematik ve biyoloji başta olmak üzere felsefe, astronomi, modern fizik ile ilgileniyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu