Toplum ve Yaşam

Hatalı Bir Düşünce Biçimi Olan Sıfır Risk Yanılgısı Nedir?

Hepimiz risk almaktan kaçınmak ve günlük hayatta karşımıza çıkacak risklerden kendimizi korumak isteriz. Ancak bu dürtü hata yapmamıza ve sıfır risk yanılgısı yaşamamıza da neden olabilir.

sıfır risk

Sıfır risk yanılgısı tanımına girmeden önce, şunları hayal etmenizi istiyorum. Matematik bölümü öğrencisisiniz ve Topoloji ile hiç aranız yok. 1) Ertesi gün Topoloji sınavınız var. 2) Ertesi gün Topoloji sınavı olabilirsiniz de olmayabilirsiniz de, kesin duyuru yapılmadı. 3) Ertesi gün sınavınız yok. Bu durumların sizde yarattığı stres düzeyini sıralamanızı istiyorum. Yazının sonunda buraya tekrar döneceğiz.

Bir başka soru daha soralım. Diyelim ki Rus ruleti oynamak zorunda kaldınız. Tabancanızın topunda altı mermilik yer var. Topu çarkıfelek misali çeviriyor, tabancayı şakağınıza dayayıp tetiği çekiyorsunuz. İlk soru: Topta dört mermi olduğunu bilseniz, bunlardan ikisini çıkarmak için ne kadar para ödemeyi göze alırdınız? İkinci soru: Tabancada tek bir mermi olduğunu bilseniz, bu mermiyi çıkarmak için ne kadar para ödemeyi göze alırdınız?

Çoğu insan için cevap nettir. İkinci durumda daha fazla para ödemeyi göze alırsınız çünkü ölüm riski böylece sıfıra düşecektir. Matematiksel bakışla bu anlamsızdır. Çünkü ilk durumda ölme olasılığını altıda iki azaltırken, ikinci durumda sadece altıda bir azaltıyorsunuz. Dolayısıyla, birinci durum sizin için iki katı değerli olmalıydı. Yine de bizi sıfır riske haddinden fazla değer biçmeye iten bir şey var.

Riskler Konusunda Neden Bazen Doğru Karar Veremiyoruz?

Sıfır Risk Yanılgısı Nedir?
Riskler söz konusu olduğunda her zaman mantıklı kararlar alamıyoruz. Bu durum sıfır risk yanılgısı adı ile anılıyor.

Günün her dakikasında karşı karşıya kaldığı risklerin her birinin farkında olan biri, evden dışarı bile çıkmaz, bir şey yemeye cesaret bile edemezdi. Bu nedenle hepimiz hayatımızdaki tüm risklerden kurtulmak isteriz. Yine de çoğu insan araba kullanırken telefon ile uğraşmak ya da içki veya sigara kullanmak gibi kontrol edebilecekleri riskleri bile görmezden gelir. Yaptıkları eylemlerin kendilerine sorun yaratacağının farkında olsalar da, bu sorunun kendi başlarına gelmeyeceğini varsayarlar.

Ancak radyoaktivite ya da zehirli kimyasallar gibi kontrol edilmesi mümkün olmayan elle tutulamayan şeyler söz konusu olduğunda da, insanlar riske girmemeye çabalarlar. Tehlike ne kadar büyükse, riskin azalması bizi o kadar rahatlatır. Buna bir örneği küresel olarak COVID-19 salgınına verilen tuhaf tepkilerdir.

Sıfır Risk Yanılgısı Nedir?

Hatırlarsanız salgının ilk zamanlarında marketlerde tuvalet kağıtları ve benzer bir çok ürün tükenmişti. Eve kapanma zamanlarında bir miktar stok yapmak mantıklı olsa da, bir yıllık tuvalet kağıdı arzının arka planındaki dürtü, risklere tepki verme şeklimizi etkileyen derinden kökleşmiş psikolojik önyargılara işaret ediyordu.

İnsanlar hesap makinesi değildir ve çoğu bilinçli olarak olayların kesin olasılıklarını düşünmez. Bunun yerine, genellikle duygularına göre olasılıkları belirler. Bunun sonucunda bazı önemli konularda, toplam riski daha büyük oranda azaltacak alternatif seçenekler mevcutken, belirli bir alanda da olsa riski tamamen ortadan kaldırma arzusuna yenik düşerler. Sonucunda %1’lik bir felaket ihtimali bile bize huzursuzluk verir. Bu durumdan kaçınmak ve %0’ı güvence altına almak ve endişelenecek daha az şeyin kalması için çabalar dururuz.

Sıfır Risk Yanılgısı İle İlgili Bir Araştırma

Ekonomi ve psikoloji alanlarında tanınan Kahneman, en çok araştırma ortağı Amos Tversky ile birlikte muhakeme ve karar verme alanındaki çığır açan çalışmalarıyla tanınır. Birlikte, 1979’da yayınlanan beklenti teorisi üzerine makaleleri, davranışsal ekonominin temelinde önemli bir bileşen haline geldi. Kahneman aynı zamanda 2002 yılında ekonomi dalında ödül kazanan bir Nobel Ödülü sahibidir.

Nobel ödüllü araştırmacılar Amos Tversky ve Daniel Kahneman, iki vakadaki toplam risk azalması aynı olmasına rağmen, insanların riskin %55’ten %50’ye düşürülmesi yerine %5’ten %0’a düşürmeyi tercih ettiklerini buldular. Takip araştırması, irrasyonel önyargıyı doğrulayan daha fazla kanıt sağladı. 

Almanya’da yakın zamanda yürütülen bir araştırma, kişileri bir ikilem ile yüzleştirdi. Çalışmada katılımcılara mevcut işyerlerinin yeniden yapılanma sürecine girdiği ve bu nedenle bir süre birçok çalışanın şehir dışında daha az arzu edilen iki yerden birine taşınması gerekecekti. Katılımcılar ayrıca kesin yer değiştirme riskleri hakkında aşağıdaki bilgileri aldılar:

  • %65 olasılıkla mevcut konumlarında kalırsınız.
  • %30 olasılıkla A’ya taşınmanız gerekecek.
  • %5 olasılıkla B’ye geçmek zorunda kalacaksınız.
Sıfır Risk Yanılgısı Nedir?
Siz olsanız hangi tercihi yapardınız?

Daha sonra katılımcılara iki farklı strateji seçeneği sunuldu. Strateji 1’i seçerseniz, A’ya gönderilme riskinizi %25 oranında azaltırsınız. Sonuç olarak, A’ya yeni taşınma riskiniz %5 olacaktır. Strateji 2’yi seçerseniz, B’ye gönderilme riskinizi %5 azaltacaksınız. Yani B’ye taşınma riskiniz 0 olacaktır. Rasyonel bir bakış açısı ile 1. seçim kazanan olmalıdır. Çünkü genel yeniden yerleştirme riskini 2. ye oranla %5 daha fazla azaltır. Yine de, araştırmacılar, katılımcıların neredeyse yarısının 2. seçeneği seçtiğini buldular.

Yazının başındaki soruya geri dönelim. Bizi en çok 1. seçeneğin (sınavın %100 ihtimalle olması), sonra sırasıyla 2. (sınavın %50 ihtimalle olması) ve 3. seçeneğin (sınavın %0 ihtimalle olması) strese sokması gerekirken belki biz farkında olmasak dahi; 1. ve 2. durumun neredeyse aynı stres seviyesini yakaladığını söyleyebiliriz. Bunun sebebi ise her ikisinde de risk olarak gördüğümüz sınav faktörünün gerçekleşme ihtimalinin sıfırdan fazla olmasıdır.

Sonuç Olarak;

Yukarıda gösterildiği gibi, karmaşık tehditlerle mücadele etmenin bir yolu, risk kaynaklarının sayısını azaltmak ve bir tehdidi bütünüyle ortadan kaldırmaktır. Ölümcül bir hastalığı kontrol altına almak imkansız olsa da, bol miktarda tuvalet kağıdı, insanlara düzenlerinin değişmeyeceği konusunda güven verir. 

Para iade garantisi, olası bir satın alma kararı riskini ortadan kaldırarak tüketicileri baştan çıkarır.

Sıfır risk yanılgısı günümüzde en çok reklamcıların işine yarar. Bir şeyi satın alırken para iade garantisi kelimelerini okumamız satın alma ihtimalimizi arttıracaktır. Bir ürünü satın almanın riskinin çoğu, ondan memnun kalmama olasılığınızdan kaynaklanır. Ancak bir alıcı memnun kalmazsa parasının geri ödeneceğini bilirse bu risk artık bir endişe kaynağı değildir.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Is a Zero-Risk Bias Impairing Your Crisis Response?; Yayınlanma tarihi: 19 Mart 2020; Bağlantı: https://www.psychologytoday.com/e
  • Allais, M. (1953). Le comportement de l’homme rationnel devant le risque: critique des postulats et axiomes de l’école américaine. Econometrica: Journal of the Econometric Society, 503-546.
  • Measuring the zero-risk bias: Methodological artefact or decision-making strategy?; Schneider, E., Streicher, B., Lermer, E., Sachs, R., & Frey, D. (2017). Measuring the zero-risk bias: Methodological artefact or decision-making strategy? Zeitschrift für Psychologie, 225(1), 31–44. https://doi.org/10.1027/2151-2604/a000284
  • Tversky, Amos. (2000). Prospect Theory: An Analysis of Decision under Risk. 10.1017/CBO9780511803475.003.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Gamze Dönmez

Okumayı pek çok eyleme tercih eden, araştırmayı, öğrenmeyi, öğretmeyi ve yeniden öğrenmeyi önemseyen, amatör olarak öykü yazarlığı yapan, Türkçeyi çok seven bir ilköğretim matematik öğretmeniyim. Öğrenme psikolojisi, gelişim psikolojisi, olasılık, geometri ve mantık çokça dikkatimi çeken alanlardan. Merak uyandırıp geri çekilmenin merak gidermekten daha değerli olduğunu düşünüyorum. Bilimin, bilmenin ve bilenin gücüne inanıyorum. Paylaşmak güzeldir!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu