Her ne kadar çalışmaları günümüzde Cahit Arf kadar tanınmasa da, Kerim Erim kuşkusuz bilim tarihimizin en önemli isimlerinden biridir. Türkiye’de matematik alanında doktora derecesi alan ilk bilim insanı olan Erim, yükseköğretimde matematik eğitiminin gelişmesi ve yaygınlaşmasında öncü bir rol oynamıştır.

Ayrıca çağdaş matematiğin ve mekaniğin temel ilkelerini eğitim müfredatına kazandırmıştır. Türkiye’de ilk kez bir matematik doktorasına danışmanlık yapan bilim insanı da odur. Kerim Erim, ünlü fizikçi Albert Einstein ile de görüşmüştür. Bu görüşmesini “Einstein ile Bir Saat” adlı yazısında anlatmıştır.
Onun yaşamı, yalnızca bir matematikçinin değil, aynı zamanda bilimin Türkiye’de kök salması için mücadele eden bir entelektüelin hikâyesidir.
Kerim Erim Kimdir?
İstanbul’da doğan Erim, ilk öğrenimini Halep’te tamamladı. Ortaöğrenimini bir yandan evde, bir yandan da Hendese-i Mülkiye’de gördü. 1914’te Yüksek Mühendis Mektebi’nden (bugünkü İTÜ) mezun oldu.
Aynı yıl Almanya’ya giderek Erlangen’deki Friedrich-Alexander Üniversitesi’nde cebir üzerine doktora yaptı. 1919’da savunduğu “Über die Trägheitsformen eines Modulsystems” başlıklı teziyle Türkiye’nin matematik alanındaki ilk doktora unvanını alan kişi oldu.

Ülkeye döndükten sonra Yüksek Mühendis Mektebi’nde ders vermeye başladı. Burada matematik, analitik geometri, mekanik ve kozmografya gibi alanlarda eğitim verdi. 1929’da İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde doçent oldu ve 1933 Üniversite Reformu sonrasında hem İstanbul Üniversitesi’nde hem Yüksek Mühendis Mektebi’nde görev yapmaya devam etti.
Kerim Erim’in Bilimsel Yönü
Kerim Erim, Türkiye’de matematik eğitiminin gelişmesinde belirleyici bir rol oynadı. Özellikle ileri matematik derslerinin üniversite programlarına girmesi onun çabalarıyla mümkün oldu. Analiz, diferansiyel ve integral hesap gibi konuları ders müfredatına dahil etti.
Aynı zamanda, lise ve üniversite düzeyinde kullanılan ders kitaplarını Türkçeleştirerek hem öğretim dilinin sadeleşmesini hem de bilimsel kavramların Türkçede yerleşmesini sağladı.
Bu amaçla hazırladığı kitaplardan bazıları —örneğin “Nazari Hesap” ve “Analiz Dersleri”— hâlâ tarihsel önem taşır. Matematikte kullanılan birçok Türkçe terim onun öncülüğünde belirlenmiştir.

Erim’in araştırmaları yalnızca eğitimle sınırlı değildi. Matematiksel analiz, diferansiyel hesap, mekanik ve geometri üzerine özgün çalışmalar yaptı. Doktora tezi, eylemsizlik formları üzerineydi ve cebirsel yapıların geometrik yorumlarını içeriyordu.
Kerim Erim, yalnızca kendi çalışmalarına değil, bilimsel toplulukların gelişimine de katkı sağladı. Türkiye’de uluslararası bilimsel etkinliklerin düzenlenmesi için yoğun çaba harcadı. 1952’de İstanbul’da düzenlenen VIII. Uluslararası Teorik ve Uygulamalı Mekanik Kongresi’nin hazırlıklarını bizzat yürüttü.

Yoğun çalışma temposu ve şeker hastalığı nedeniyle kongreden kısa süre önce kalp krizi geçirmesine rağmen, etkinliği sağlığı elverdiğince takip etti. Bu kongre, Türkiye’nin uluslararası bilim camiasında görünürlüğünü artıran önemli bir dönüm noktası oldu.
Erim 1940’ta İstanbul Üniversitesi Matematik Enstitüsü’nün başkanlığına getirildi. Enstitüyü, modern matematik araştırmalarının yapılabildiği bir merkez haline getirdi. Öğrencilerini sadece derslerde değil, araştırmalarda da aktif olmaya teşvik etti. 1939’dan itibaren yayımladığı sekiz bilimsel makale ve yönettiği yedi doktora teziyle Türkiye’de yüksek düzeyli matematik araştırmalarının önünü açtı.

Kerim Erim’in bilimsel katkıları, yalnızca akademik çalışmalarıyla sınırlı değildir. O aynı zamanda bilimin toplumla buluşması gerektiğine inanan bir düşünürdü. Popüler bilim yazılarıyla geniş bir okur kitlesine ulaşmayı başardı. “Einstein ile Bir Saat” adlı yazısında, ünlü fizikçiyle yaptığı görüşmeyi sade ve öğretici bir dille anlatarak bilimi halka yakınlaştırdı.
Sonuç olarak;
Erim’in yaşamı boyunca sürdürdüğü tüm bu çabalar, Türkiye’de bilim insanı olmanın koşullarını da gösterir. Henüz kurumsal yapıların tam oturmadığı, kaynakların sınırlı olduğu bir dönemde, bilimsel araştırma yapmak ve bunu kurumsallaştırmak büyük bir özveri gerektiriyordu. O, bu koşullar içinde hem öğretmen hem araştırmacı hem de kurucu bir figür olmayı başardı.
28 Aralık 1952’de, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Ölümü, Türkiye’de bilim dünyası için büyük bir kayıp olarak görüldü. Cenazesi Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi. Geride, yalnızca kitaplar ve makaleler değil, Türkiye’de modern matematiğin temellerini atan bir miras bıraktı. Torunu, ünlü piyanist Gülsin Onay, onun adını sanat alanında yaşatmaktadır.
Bugün Kerim Erim, yalnızca Türkiye’nin ilk matematik doktorası unvanını taşıyan bir bilim insanı olarak değil, aynı zamanda bilimin evrensel değerlerini yerel bir kültür içinde kökleştirmeyi başaran bir öncü olarak anılmaktadır.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Duru, Zekeriya. (2019). Kerim Erim’in Akademik Yaşamı ve Matematik Çalışmaları. Osmanlı Bilimi Araştırmaları. 20. 10.30522/iuoba.468108.
- Türkiye’de Cumhuriyet Dönemi Matematiğine Kısa Bir Bakış. (Erişim Tarihi: 21.02.2021) http://sertoz.bilkent.edu.tr/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel





