Tarih

Enheduanna: Prenses, Başrahibe, Matematikçi, Astronom Ve Tarihteki İlk Yazar

Dünyanın bilinen ilk yazarı, Mezopotamya’da yaklaşık MÖ 2285 – 2250 yılları arasında yaşamış bir kadın olan Enheduanna olarak kabul edilir. Kendisi bir yazar ve şair olmanın ötesinde aynı zamanda bir prenses ve bir rahibeydi. Bu nedenle de kendisi dönemin önemli figürlerinden birisidir.

Enheduanna

Enheduanna, Dicle ve Fırat nehirleri arasında yer alan ve medeniyetlerin beşiği olarak bilinen Mezopotamya’da doğdu. Doğduğu dönem, Mezopotamya’da bir karışıklık dönemiydi. Sami kökenli Akadlılar MÖ 2500’lerde yavaş yavaş Mezopotamya’ya sızarken, Sümerliler MÖ 4. binyılın sonlarından itibaren bölgede kurdukları şehir devletlerinde varlıklarını sürdürüyorlardı. Birbirinden bağımsız hareket eden bu şehir devletleri merkezi bir devlet oluşturamamışlardı

Uygarlığın Yükselişi: Mezopotamya
“Mezopotamya” kelimesi Antik Yunancada “nehirler arasında” anlamına geliyor, yani tam olarak bölgenin konumunu tanımlıyor. Mezopotamya; günümüzde Türkiye, Irak ve Suriye’den geçen Dicle ve Fırat nehirleri arasında uzanıyordu.

MÖ 2350’lerde Sargon liderliğinde bir devlet kuran Akadlılar, Güney Mezopotamya’daki tüm Sümer şehirlerini ele geçirdi. Devamında da kuzeydeki Samilerle güneydeki Sümerlileri merkezi bir devlet altında birleştirdiler. Böylece tarihte ilk kez kuzey ve güney Mezopotamya birleşmiş oldu. Böylece Akad imparatorluğu, tüm eski Mezopotamya uygarlıklarına hükmetti.  

akkadlar
Akadlar, zamanla sınırlarını genişleterek tarihte bilinen ilk imparatorluk yapısını meydana getirdiler. Bu imparatorluğu korumak için de tarihte bilinen ilk düzenli orduyu kurdular. Akad imparatorluğu, tüm eski Mezopotamya uygarlıklarına hükmetti.

Tanrıların insan hayatını her yönde etkileyebileceğine inanan eski Mezopotamya toplumlarında din önemli bir yer edinmişti. Çok tanrılı inanç sistemine sahip olan Mezopotamya kültüründe insanlar tanrı ve tanrıçalar ile yakın ilişki içerisindeydi.

Her kentte belirli bir tanrı ya da tanrıçaya ithaf edilmiş yerler bulunmaktaydı. Bu yerler aynı zamanda kralın kontrolü elinde tutmasını da sağlıyordu. İnsanlar ve tanrılar arasında iletişimin rahibeler aracılığı ile gerçekleştiği düşünülüyordu. Bu gibi yerlerde bulunan başrahibeler ise çoğunlukla kraliyet ailesinden seçiliyordu.

Enheduanna Kimdir?

Bu olağanüstü tarihi ortamda Sargon’un kızı Enheduanna’nın büyüleyici karakteri karşımıza çıkar. Sumer ve Akadları teolojik ve filolojik açıdan birleştirmek isteyen Sargon kızı Enḫeduanna’yı Sumerlilerin önemli kült merkezlerinden biri olan Ur şehrine Ay tanrısı Nanna’nın hizmetine başrahibe olarak göndermişti.

Ay Tanrısı Nanna’nın Ur Kenti’ndeki ana tapınağının baş rahibesi Enheduanna, yıldızlar ve ayın döngülerini kaydetmek için gözlemciler görevlendiren ilk rahibedir. Döneminde, gökcisimlerinin hareketlerini gösteren haritalar yapılmıştı

Karizmatik ve hırslı lider Sargon’un kızı olan Enḫeduanna, MÖ 2300 yılında dünyaya gelmişti. Hayatı ayrıcalık ve zenginlik içinde başlayan Enḫeduanna, babasının hâkimiyet mücadelesinin sonucunda toplumda yaşanan kültürel değişimlere şahit olarak büyümüştü.

Prenses, başrahibe, şair, matematikçi ve astronom gibi farklı nitelikleriyle tanıdığımız Enḫeduanna bu kimliklerini babasının iktidarına borçluydu. Sargon kızını Ur şehrine başrahibe olarak gönderdiğinde ona Sümerce “Cennetin Süsü” anlamına gelen Enḫeduanna unvanını vermişti.

Enheduanna Bir Çok Ünvanının Yanında Tarihteki İlk Yazar Olarak Tanınmaktadır

Enheduanna
Enḫeduanna’nın yaklaşık 60 yıl boyunca başrahibe olarak görevini sürdürdüğü tahmin ediliyor. Enḫeduanna başrahibe unvanı ile Ur’da görev yaparken çoğunluğu kadınlardan oluşan din görevlileri ile birlikte giparu adı verilen yapıda yaşamıştır

MÖ 4. binyılın sonlarından itibaren yazıyı kullanan Sümerliler mit, destan, şarkı, ilahi, ağıt, atasözü, fabl ve deneme derlemesinden oluşan zengin bir edebi miras oluşturmuşlardı. Ancak bu eserlerin büyük kısmı anonimdi.

Enḫeduanna başrahibe rolüyle tapınakta dini görevlerini yerine getirirken diğer yandan Sümer dilini ustalıkla kullanarak kaleme aldığı şiir ve ilahileri ile iki kültürün tanrı ve tanrıçalarını birleştirmişti. Bu sayede de Enḫeduanna adını dünya tarihine adını ilk yazar olarak yazdıracaktı.

Sümer dilini ustalıkla kullanıp yüzyıllar sonra bile etkisi süren eserler kaleme alan Enḫeduanna’nın ilahilerinde matematiksel hesaplamalar ve astronomi ile ilgilendiğine dair kanıtlara rastlanılmaktadır. Bu ona prenses, başrahibe, şair kimliklerine ilave olarak bilim insanı niteliğini de kazandırmaktadır.

Tapınak İlahisi 42’de bir matematikçi olarak meşgul olduğu işlerden şöyle bahsetmiştir: “Gerçek bir kadın, bir lapis lazuli tabletine danışır, tüm topraklara öğüt verir. Gökyüzünü ölçer ve yeryüzündeki ölçü ipini gerer.”

Enḫeduanna’nın burada zaman hesabı için gerekli olan gökyüzü gözleminin aksine, yeryüzünde yapılan matematiksel ölçümden bahsettiği düşünülmektedir. Kastedilenin mülkiyet sınırlarının belirlenmesi ve geometri kurallarına ihtiyaç duyulan inşa faaliyetleri olduğu kabul görmektedir.

Enheduanna’nın Ur’da yaşadığı ve gömüldüğü tapınak kompleksi.

Tapınak İlahisi 8’den de kendisinin güneşin hareketlerini aktaran bazı astronomik gözlemler ve hesaplamalar yaptığı anlaşılmaktadır. Yıldız ölçümleri ve hareketleriyle ilgili açıklamaları ilk dinsel takvimlerden biri olan ay takviminin oluşturulmasına katkıda bulunmuştur. Bu nedenle de 2015 yılında Merkür’deki bir kratere onun adı verilmiştir.

Enheduanna ayrıca, kendi kişisel umutları ve korkuları ile dünya hakkındaki düşünceleri üzerine de, bir dizi şiir yazmıştı.

Enheduanna’nın Günümüze Mirası

Enheduanna eserlerini kil tabletler üzerine çivi yazısı ile yazmıştı. Ancak Enḫeduanna’nın ilahileri ve şiirleri yüzyıllar sonra Eski Babil Çağı’nda (MÖ 1800) tekrar popüler hale gelmiş ve kopyalarla çoğaltılmıştır. Bu sayede de günümüze ulaşmayı başarmıştır.

Çalışmalarının ve ilahilerinin yanında, Enheduenna’nın 42 epik şiiri de tabletler üzerinde günümüze ulaşmıştır. Arkeologlar şiir dışında Enheduanna’nın yaşamıyla ilgili başka kaynaklar da keşfettiler. Bunlardan biri de aşağıda gördüğünüz disktir.

Enheduanna’ya ait taştan bir disk ve iki mühür günümüze kadar ulaşmıştır. Disk üzerinde üç yardımcısıyla birlikte görülen Enheduenna’nın kabartması profildendir. Bu kabartmanın arkasında, Enheduanna, “Nanna’nın (Ay Tanrısı) karısı ve Sargon’un kızı” olarak tanımlanır.

Kendisi ayrıca kayıtlı edebiyat tarihinde birinci tekil şahıs kullanarak yazan ilk kişidir. Şiirler ve ilahiler aracılığıyla kültürel birlik mesajı vermenin yanı sıra bizlere, Sümerlilerin ritüellerini, tanrılar ve tanrıçalar hakkındaki bireysel düşüncelerini ve eski Mezopotamya teolojisinin ilgi çekici örneklerini de sunmuştur. Onun şiirleri daha sonraki ilahi yazarlarına da örnek olmuştur.

Tarihi kayıtlardan, Enheduanna’nın Ur’da böylesine önemli bir konuma hizmet eden ilk kadın olduğu da anlaşılmaktadır. Tüm bunların sonucunda da kendisi tarihe yön veren önemli bir kadındır. Ayrıca göz atmak isterseniz: Günümüze Yön Veren Antik Çağ Bilim Kadınları


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu