Psikoloji

Bir Gölge Misali: Kar Küreyici Ebeveyn Tutumu

Bırakalım çocuklar kendi karlarını kendileri küresinler...

Günümüzde anne babalar çocukları daha bebekken onlara uygun programlar oluşturmaya, hayatlarını planlamaya başlıyor. Buna aşırı ebeveynlik, her türlü programla zamanı tıka basa doldurulan proje çocuğa da “aşırı programlanmış” çocuk deniyor. Aşırı ebeveynlik genellikle “helikopter ebeveynliği” olarak adlandırılıyor. Bunun bir üst aşamasında da kar küreyici ebeveyn tutumu ( snow plow parent) ortaya çıkıyor.

kar küreyici ebeveyn
Dünyanın artık güvenli bir yer olmadığı düşüncesi ebeveynleri çocukları konusunda daha korumacı davranmaya yönlendiriyor. Bu kadar uğraş çocukların hayatta sağlıklı, akıllı, başarılı ve kariyer sahibi bireyler olabilmesi için veriliyor. Ne var ki hayatta mükemmel olan bir şey yok.

Aşırı ebeveynlik, çocuklarının gerçek ihtiyaçlarını fazlasıyla aşan, gelişimsel olarak uygun olmayan taktikler kullanmasını, çocukların ebeveynleri tarafından aşırı korunmasını içeriyor. Bu ebeveynler, hiçbir şeyin yanlış gitmediğinden emin olmak için çocuklarının hayatlarının her aşamasını kontrol altında tutmaya çalışıyor.

Kar Küreyici Ebeveyn Kimdir?

Kar küreyici ebeveyn hayal kırıklıklarını ve başarısızlıkları en aza indirme umuduyla, bir çocuğun hayatından mümkün olduğunca çok zorluğu ve engeli kaldırmaya çalışır. Kavram dünyaca ünlü çocuk psikoloğu Dr. Michael Carr-Gregg tarafından ilk olarak ortaya atılmıştır.

Böylesi ebeveynler çocuklarının ihtiyaçları konusunda her an ip üstündelerdir. Çocuklarının aç kalmasına, uykusuz olmasına karşı sürekli kaygılı ve duyarlı olurlar. Sürekli olarak çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için tetikte beklerler. Özellikle 0-5 yaş çocuklarını yalnız bırakma konusunda aşırı kaygılı davranırlar.

Çocuklarını okulda öğretmene emanet etmek ya da aileden birisine bırakmak gibi eylemler aşırı kaygı vericidir. Bu aşırı kaygı durumu çocuklarda da olumsuz bir etki yaratır. Çocuklar da ebeveyni yanlarında bulunmadığında kendilerini tedirgin hisseder. Bunun sonucunda hiçbir şekilde yalnız kalmak istemeyebilirler.

Kar küreyici ebeveynler de aynı helikopter ebeveynlerde olduğu gibi çocuklarının sorumluluklarını üstlenirler. Çocuğunun mutlu olamayacağı bir tercih yapmasından endişe duyduğundan tercihlerine sürekli müdahalede bulunurlar.

Mükemmeliyetçi, aşırı kontrol sahibi ve kaygılı özelliklere sahip ebeveynler ile geç çocuk sahibi olan ya da uzun süre çocuk sahibi olmayı bekleyen ebeveynler de bu tarz tutumlar gösterebilmektedirler.

Ebeveyn çocuğunun sosyal ilişkilerine dahi müdahale edebilir. Çocuğun arkadaşlarıyla yaşadığı bir sorunu çözmeye çalışabilir, haksızlığa uğrayan çocuğunun hakkı aramaya okula gidebilir. Bir proje veya ödevin tamamını tamamını yaparak “yardım etmek”; çocuğu kötü not alırsa müdahale etmeye çalışmak; ya da çocuğunun öğretmeniyle sürekli iletişim halinde olmak tipik davranışlardan bazılarıdır.

Kar Küreyici Ebeveyn Tutumunun Sebepleri ve Sonuçları

Günümüzde artık hem anne hem de baba yoğun bir çalışma yaşamına sahip. Çalışan ebeveynler çocuklarına yeterince vakit ayıramadıklarından suçluluk duygusuna kapılabiliyorlar. Böylelikle çocukları ile geçirdikleri zamanlarda onların her istediğini yapıp, çocuklarını şımartarak suçluluk duygularını biraz olsun bastırabiliyorlar.

Kar küreyici anne baba davranışları çocuklara “tehdit altındayım” algısı aşılar ve devamında çocukların yetersizlik hissini ve kaygısını artırır. Çocuklar adeta sanki bir koza içindeymiş gibi sürekli olarak korunur. Bu korunmaya alışan çocuklar ileride daha bencil, hazcı, narsist kişilik yapılarına sahip olabilmektedirler. Ayrıca ebeveynlerin bu tutumu, çocukların problem çözme becerisinin gelişmesini, sorumluluk almasını, kendini geliştirmesini, ebeveynleri olmadan karar alma ya da girişimde bulunma davranışlarını engellemektedir.

Ebeveynlerin çocuklarına gösterdikleri yoğun ilgi çocukların benlik sevgisini yanlış yerden anlamlandırmalarına neden olmaktadır. Kendini çok değerli hisseden çocuk, ailesinden gördüğü sevgiyi ve değeri, başka insanlarda göremediği zaman öfkelenebilmekte, sosyal uyumsuzluk ve kişilik bozuklukları yaşayabilmektedir.

Çocukların Başarısız Olmasına da İzin Vermek Gereklidir

Çocuğunuzun başarılı ve mutlu olmasını istiyorsanız, başarısız olmasına ve hayal kırıklığı yaşamasına izin vermek zorundasınız. Aksi durum, onların hayatlarını yaşamak için gerekli becerileri geliştirmesini engeller. Başarısızlıktan sonra kendilerini nasıl toparlayacaklarını öğrenmeleri ve başarılı olmak için başka bir yolları denemeleri gerekir. Bu da ancak doğru davranış modelleri ile mümkün olur.

Bazı ebeveynlerin koruyucu tutumları hatta üniversite yıllarında bile devam etmektedir. Ebeveynler gençlerin ne zaman yatması gerektiğine karar verir, yetişkin çocuğunun diyet ve egzersizini izler, Oysa ki gençlerin arada bir gezen tavuk olmasına da izin vermek gerekir.

Kısacası bırakın hata yapsınlar. Çocuklarımızın geleceği için en doğru tutum budur. Bırakalım çocuklar kendi karlarını kendileri küresinler…


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

İlknur Çetinkaya

Nelson Mandela'nın sözleri ile ‘’Bir toplum, kendini en belirgin biçimde çocuklarına nasıl davrandığıyla ortaya koyar. Başarımız, her toplumun en kırılgan fertleri ve aynı zamanda en büyük zenginliği olan çocuklarımızın mutluluğu ve sağlığıyla ölçülmelidir’’. Çocuklarımızın yaşamdan, öğrenmekten keyif aldığı, öğrenmenin sınıfların dört duvarı arasına hapsedilmediği, çocuklarımızın özgür hissettiği, oyun oynayabildiği, çocukluklarını yaşayabildikleri, başarılarının sınavla ölçülmediği, her birinin başarıyı yetenekleri ve ilgi alanlarında tattığı, yüzlerinden gülümsemenin eksik olmadığı güzel yarınlara

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu