Öğrenme stiliniz nedir? İşitsel mi, yoksa görsel mi? Belki de öğrenme stilinizi belirlemek için bir test yaptınız. Ancak testin sonucu ne olursa olsun, duyduklarınıza fazla inanmayın. Çünkü öğrenme stilleri teorisi, bilimsel dayanakları yetersiz bir eğitim miti olarak karşımıza çıkmaktadır.
Öğrenme Stilleri Nedir?
Öğrenme stilleri teorisi, bireylerin bilgiyi edinme, işleme ve hatırlama yöntemlerinde farklılıklar gösterdiğini ve bu bireysel farklılıkların öğrenme süreçlerini etkilediğini iddia eder. Bu teoriye göre insanlar genellikle üç ana kategoriye ayrılır:
- Görsel Öğrenenler: Görseller, diyagramlar ve grafikler aracılığıyla daha iyi öğrenirler.
- İşitsel Öğrenenler: Bilgiyi dinleyerek daha etkili şekilde öğrenirler.
- Kinestetik Öğrenenler: Yaparak, deneyimleyerek ve uygulayarak öğrenirler.
Bu yaklaşımın temel varsayımı, her bireyin belirli bir öğrenme tarzına sahip olduğu ve öğretimin bu stile uygun hale getirildiğinde daha etkili olacağıdır. Ancak yapılan araştırmalar, öğrenme stillerine dayalı öğretim yöntemlerinin, öğrencilerin başarılarını artırdığına dair yeterli kanıt sunmamaktadır.
Örneğin, görsel öğrenenler görsel materyallerle daha iyi öğrenmezken, işitsel ve kinestetik öğrenenler için de benzer bir durum söz konusudur. Beynin bilgiyi işleme şekli, bu tür kategorilere keskin sınırlar koyamayacak kadar karmaşıktır.
Ancak bir araştırma grubu, öğretmenlerin %90’ından fazlasının öğrenme stillerine inandığını bulmuştur. Başka bir araştırma ise öğretmenlerin %60’tan fazlasının, öğrencilerin öğrenme stillerine uygun öğretim yapmanın öğrenmeyi kolaylaştırdığına inandığını göstermiştir.
Bu inanç, öğrenme stilleri yaklaşımının 2004 yılında çürütülmesine rağmen değişmedi. Üstelik bilim insanlarının, gazetecilerin, popüler bilim dergilerinin ve eğitim merkezlerinin konuyu defalarca gündeme getirmesine rağmen, bu mit varlığını sürdürüyor. 2004’ten bu yana, faydalarını kanıtlayabilen kişiye vaat edilen nakit ödül hâlâ sahibini bulamadı.
Öğrenme Stilleri Fikri Neden Bu Kadar Yaygın?
Bu tür yanlış inanışların bu kadar yaygın olmasının bir nedeni, sinirbilim ile ilgili ayrıntılar içeriyormuş gibi görünmeleridir. Bu, konunun henüz kanıtlanmamış olmasına rağmen, iddianın doğru olduğuna dair insanları kolayca ikna eder. İnsanlar, sinirbilim terimleri kullanılarak sunulan bilgilerin doğruluğuna daha kolay inanır. Ancak bu, bilimsel bir yanılgıdır.
İnsanlar bireysel farklılıklarını kabul etmeyi ve bu farklılıkların ön plana çıkarılmasını ister. Öğrenme stilleri bu ihtiyaca cevap verir. Görsel, işitsel veya kinestetik öğrenme gibi kategoriler, bireylerin kendilerini bir gruba ait hissetmelerini sağlar.
Eğitimde bireyselleştirilmiş yaklaşımlara olan talep de öğrenme stilleri teorisinin cazibesini artırmıştır. Bu teori, her bireyin kendine özgü bir öğrenme biçimi olduğu algısını güçlendirir ve bireysel farklılıkları vurgulamak isteyen eğitimciler için çekici bir model sunar. Ayrıca, konu hakkında yazılmış kitaplar, testler ve eğitim materyalleri, bu teoriyi destekleyen büyük bir ticari sektör oluşturmuş, böylece teorinin daha fazla yayılmasına katkı sağlamıştır.
Öğrenme Stilleri İddiası Neden Zararlı?
Bu fikre inanmak, eğitimciler ve öğrenciler için çeşitli olumsuz sonuçlar doğurur. İlk olarak, öğretmenler öğrencilerin belirli bir öğrenme stiline sahip olduklarını düşündüğünde, bu yaklaşım öğrencilerin diğer öğrenme yöntemlerini denemekten kaçınmalarına yol açar.
Örneğin, kendini “görsel öğrenen” olarak tanımlayan bir öğrenci, işitsel veya kinestetik yöntemlerle öğrenme fırsatlarını reddeder ve bu durum, öğrencinin öğrenme becerilerini kısıtlar.
Ayrıca, öğretmenler öğrenme stillerine dayalı öğretimi benimsediklerinde, bu durum hem öğrencilerde hem de kendilerinde yanlış bir başarı algısı oluşturur. Bu yanıltıcı algı, eğitimin derinlemesine düşünme ve problem çözme gibi karmaşık süreçlere odaklanmasını zorlaştırır. Bunun yanı sıra, öğrenme sürecini etiketlerle sınırlandıran bu yaklaşım, öğrencilerin eksik oldukları alanlarda kendilerini geliştirme şansını kaybetmelerine yol açar.
Öğrenme stillerinin doğru olduğuna dair inanışı yıkmakta karşılaşılan en büyük zorluklardan biri, öğretmenlerin bu konuda sunduğu anekdotsal kanıtlardır. Pek çok öğretmen, sınıflarında öğrenme stillerine uygun yöntemlerin işe yaradığını gözlemlediklerini iddia eder. Ancak bu tür iyileşmeler, kullanılan yöntemin yeniliği ya da dikkati artırıcı özelliği nedeniyle gerçekleşmiş olabilir.
Eğitimde sıkça rastlanan Hawthorne etkisi, bir değişiklik yapıldığında gözlemlenen iyileşmenin, gerçek bir etkiden ziyade, değişikliğin kendisinin yarattığı motivasyonla ilişkili olduğunu gösterir.
Sonuç olarak
Öğrenme stilleri teorisi, cazip bir eğitim modeli sunmasına rağmen, bilimsel kanıt eksikliği nedeniyle bir eğitim miti olarak kabul edilmelidir. Eğitimde bireysel yaklaşımlar önemli olsa da, bu yaklaşımların bilimsel yöntemlere dayanması gerekir. Öğretmenler, öğrenme stilleri mitini sorgulamalı ve bilimsel temellere dayalı öğretim stratejilerini benimsemelidir.
Eğitimde gerçek başarı, öğrencilerin aktif katılımını, eleştirel düşünme becerilerini ve materyalle anlamlı bir etkileşimi gerektirir. Eğitim, öğrenmeyi kolaylaştıran ve öğrencileri gerçek dünyadaki zorluklara hazırlayan kapsamlı yaklaşımlarla desteklenmelidir. Öğrenme stilleri miti cazip bir fikir olsa da, eğitimin etkinliği bilimsel gerçeklere dayanmalıdır.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Brown, Stephen. (2023). The persistence of matching teaching and learning styles. A review of the ubiquity of this neuromyth. Predictors of its endorsement, and recommendations to end it. Frontiers in Education. 8. 10.3389/feduc.2023.1147498.
- Lawrence B, Ntelioglou B and Milford T (2020) It Is Complicated. Learning and Teaching Is Not About “Learning Styles”. Front. Young Minds. 8:110. doi: 10.3389/frym.2020.00110; Bağlantı: https://kids.frontiersin.org/articles/10.3389/frym.2020.00110
- The same people excel at object recognition through vision, hearing and touch. Another reason to let go of the learning styles myth. Yayınlanma tarihi: 14 Ağustos 2023. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: The same people excel at object recognition through vision, hearing and touch. Another reason to let go of the learning styles myth
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel