
İnsanlık tarihine bakıldığında bilgi üretmekte etkili olan birçok unsur görürüz: İnançlar, deneyimler, gözlemler ve efsaneler. Ancak bunlarla üretilen bilgilere bilimsel bilgi diyemeyiz. Bilimsel bilgi, bilimsel araştırmalarla üretilen bilgidir. Bu araştırmaların temelinde de bilimsel yöntem yer almaktadır. Bilimsel yöntem, öznel görüşleri ve önyargıları gerçeklerden ayırmanın harika bir yoludur.
Günümüzde bilgi edinmek ve bilgiye ulaşmak son derece kolaydır. Ancak öte yandan her birimizin sahip olduğu belli önyargıları ve hatalı düşünüş biçimleri vardır. Neyse ki, bu önyargıların üstesinden gelmeye ve dünya hakkındaki gerçeği her seferinde küçük bir adımla öğrenmeye yardımcı olacak bir dizi ilkeye sahibiz. İşte bu ilkeler bu yazıda da ele alacağımız ‘bilimsel yöntemi’ oluşturmaktadır.

Yazıya hızlıca göz atıp bu bilgi benim işime yaramaz demeyin. Bilimsel yöntem sadece bilim insanlarının işine yaramaz. Temelinde sistematik bir düşünce biçimi olduğu için, yolu bilim ile kesişen herkes hayatında karşılaştıkları sorunları çözmek için, bilimsel yöntemin adımlarını takip etmelidir. Şimdi modelimizi oluşturmaya başlayabiliriz.
Bilimsel Yöntem Nedir? Basamakları Nelerdir?
Bilimsel yöntem, katı bir düzende izlenmesi gereken bir dizi sabit adımdan meydana gelmez. Aslında esnek bir çerçevededir. Ancak her şeyin başında gözlem gelecektir. Bu bilimin temelini ve bilimsel yöntemin ilk adımını oluşturur. Gözlemlediğininiz şey basit ya da karmaşık olabilir. Bunun bir önemi yoktur. Önemli olan bu gözlemlerin yol açacakları sorulardır.

Örneğin gözleminiz kedinizin et ürünlerini sevmesi ile ilgili olsun. Bu konunun nedenini merak ettiniz ve mevcut verilere bakmak istediğiniz. İnternet ortamında yaptığınız bir arama sonucunda kedilerin ıspanak sevmedikleri ya da süt içmeyi sevdikleri ile ilgili bilgilere eriştiniz. Ancak neden et sevdiklerine dair makul bir açıklama yok. Bu durumda aklınıza hemen bir fikir gelebilir. Örneğin et kırmızı ve süt beyaz olduğu için “kediler yalnızca kırmızı ve beyaz yiyecekler severler” diyebilirsiniz.
Bu sizin hipotezindir. Hipotez, bir gözleme ilişkin mevcut bilgiye dayanan potansiyel bir açıklamadır. Bilimsel olması için yanlışlanabilir olmalıdır. Yani, Bir hipotezin yanlış olduğunu kanıtlamak olanaklı olmalıdır. “Hayaletler vardır” ifadesi bilimsel değildir; çünkü hiçbir deney bunu yanlışlayamaz.
Ayrıca, bir hipotezi sınamak olanaklı olmalıdır. Bir hipotez kanıtlarla desteklenmedikçe, reddedilmelidir. Bilimsel yöntem hipotezler üzerine kurulmuştur. Birbiriyle ilişkili hipotezler geliştirilir ve kanıtlarla desteklenir ise bize teorileri verir.
Bilimsel Yöntem, Kendini Düzelten Bir Süreçtir
Kedimize geri dönersek; tahmininizi bir deneyle kolayca deneyebilirsiniz. Kedimiz kırmızı ve beyaz şeyleri seviyor ise bu durumda un ve domatesi de sevmek sorundadır. Ancak kahverengi olduğu için kedi mamasını yememelidir. Şimdi kedinize üç tür mama verin ve gözlemleyin. Sonucunda kediniz büyük bir ihtimal ile domates ve una pek dokunmayacaktır.
Bu durumda deneyin sonuçları hipotezinizle çelişir. Sonucunda artık, yeni verilere dayanarak hipotezi değiştirip, buna dayalı yeni tahminler oluşturabilirsiniz. Bunun devamında da testi tekrarlayabilirsiniz. Veya tamamen reddetmek zorunda kalırsınız.
Deneylerin, etkilerini karşılaştırabilmeniz ve izole edebilmeniz için sabit kalan bir bağımlı değişken ve (değişen) bir bağımsız değişken içermesi gerekir. Benzer şekilde, bazı deneyler karşılaştırma için bir kontrol grubu da gerektirir. Örneğin, piyasaya yeni sürülecek bir ilaç ilgili araştırmalar yapıyor olun. Bu durumda, bir kontrol grubu, deneysel tedaviyi almayan katılımcılardan oluşmalıdır.
Bilimsel yöntem, bilgi arayışındaki şans ve önyargıları ortadan kaldırmayı amaçlasa da, bunlar hiçbir zaman tamamen ortadan kaldırılamaz. Belki de bir yerlerde bir kedi gerçekten un ve domatesi seviyordur. Tek bir pozitif sonucun bir hipotezin doğru olduğunu kanıtlamadığını ve bir negatif sonucun da onu yanlış yapmadığını unutmayın. Neyse ki bilimsel yöntem, kendi kendini düzelten bir süreçtir. Yeni bilgilerin ve yeni kanıtların dikkate alınmasına izin verir. ( Tip 1 ve Tip 2 Hata Nedir? Neden Dikkat Etmemiz Gerekir?)

Veriler toplandıktan sonra, bilim insanları onu analiz eder ve yorumlar. Verilerin hipotezlerini destekleyip desteklemediğini belirlemek için istatistiksel yöntemler kullanırlar. Analiz sonuçları, sonuçlar çıkarmak ve doğal dünya hakkında çıkarımlarda bulunmak için kullanılır.
Bilimsel yöntemin son basamağı iletişimdir. Bilim insanları bulgularını yayınlar ve sunumlar yoluyla diğer bilim insanlarıyla paylaşırlar. Bu, diğer bilim insanlarının deneyleri çoğaltmasına, verileri gözden geçirmesine ve geri bildirim sağlamasına olanak tanır. Bilimsel topluluk daha sonra bulguları değerlendirmek ve geçerliliğini belirlemek için bu geri bildirimi kullanır. Bu süreci detaylı olarak incelemek isterseniz, “Bilimsel Makale Yazma ve Yayınlama Süreci Nasıl Gerçekleşir?” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Bilimsel Model Nedir?
Bilimsel bir model, karmaşık bir sistemin veya olgunun basitleştirilmiş bir temsilidir. Modellenen sistemin veya olgunun davranışını açıklamak ve tahmin etmek için kullanılır. Akılda tutulması gereken önemli bir nokta, bilimsel modellerin her zaman mükemmel olmadığı, gerçek sistemin yaklaşık değerleri olduğu ve mevcut anlayış ve mevcut verilerle sınırlandırılabileceğidir. Bu nedenle, bilimsel modeller her zaman yeni veriler ve anlayışlar ortaya çıktıkça iyileştirmeye ve revizyona tabidir.
Bilimsel Teori ve Bilimsel Yasa Farkı Nedir?
Teoriler, deneylerle tekrar tekrar doğrulanan hipotezlerin çerçeveleridir. Kendi başlarına gerçekten doğru oldukları kanıtlanmamıştır, ancak gerçekte yanlış oldukları da hiçbir zaman kanıtlanmamıştır. Bu nedenle de bir kenara atılamazlar. Yeni keşifler genellikle mevcut teorilere uyar ve ancak bu keşiflerden biri onunla bağdaştırılamayınca bilim insanları teoriyi değiştirmeye çalışırlar. Bazen de teoriler yasa haline gelir.
Bilim iletişiminde teori kelimesi sıklıkla yanlış anlaşılmaktadır. Oysa ki bilimde, bir teori ampirik kanıtlara dayanır. Bilimsel deney ve gözlem yoluyla tekrar tekrar test edilmiş ve onaylanmıştır. Örnekleri, evrim teorisi veya kütle çekim teorisi olabilir.
Bilimsel bir teorinin aksine, bilimsel bir yasa, doğal dünyada neler olduğunu açıklayan bir ifadedir. Belirli koşullar altında her zaman doğru olan, zamandan ve mekandan bağımsız ifadelerdir. Bilimsel yasalara örnek olarak termodinamik yasaları ve hareket yasaları verilebilir.
Sık Yapılan Hatalar ve Sınırlamalar
En temel hatalardan biri, herhangi bir test yapmadan hipotezi bir olgunun tam açıklaması sanmaktır. Hipotezin doğru olduğu mantıklı veya sağduyulu görünse bile, test edilene kadar yalnızca bir hipotezdir. Bilimsel yöntemde yaygın olarak atılan bir başka hata ise, peşinde olduğunuz sonucu desteklemeyen verileri görmezden gelmektir. İdeal olarak, deneyci tarafsız olmalıdır.
Bununla birlikte işin içine kişisel inançlar veya belirli bir sonuca ulaşmak için baskı gibi faktörler her zaman karışabilir. Oysa ki tüm veriler eşit derecede önemlidir ve bilimde kötü sonuç diye bir şey yoktur. Hataların hesaba katılmaması, var olmayan keşifleri ortaya çıkarabilir veya geçerli bulguları gizleyebilir. Ve son olarak, bilimsel yöntem büyük ölçüde tekrara ve yinelemeye dayandığından, tekrarlanamayan ve/veya tekrar tekrar ölçülemeyen bazı fenomenler için, kullanımına pek uygun değildir.
Sonuç olarak bilimin işleyişi kısaca budur. Bilimsel yöntem, yolumuza devam ederken akıl yürütmemizin geçerliliğini sürekli kontrol etmenin, nasıl bildiğimizi bilmenin bir yoludur. Bu, sadece geçimini sağlamak için bu işi yapan profesyonel bilim insanlarının değil, herkesin ücretsiz olarak erişebileceği zihinsel bir araçtır.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- What is the scientific method: our best tool for unlocking the secrets of the universe. Yayınlanma tarihi: 20 Ocak 2023; Bağlantı: https://www.zmescience.com
- The Scientific Method and Psychology Research. Yayınlanma tarihi: 3 Nisan 2020; Yayınlandığı Yer: Verywellmind.; Bağlantı: https://www.verywellmind.com/
Matematiksel