Kendimizi Geliştirelim

Dikkat Arttırmak İçin Bilmeniz Gereken 5 Bilimsel Gerçek

Elimizde bir iş varken dikkatimizin dağılması çoğu zaman can sıkıcı bir durumdur. Ancak faturayı hemen beyninize kesmeyin. Beyinlerimizin dikkati kolayca dağılır ve biçimde evrimleşmesinin de bir nedeni vardır. Konsantre olabilme becerisine büyük önem versek de dikkatimizin esnek olması gerekir.

Sonuçta yüz binlerce yıl boyunca atalarımız hayatta kalmalarını bu sayede başarmışlardı. Av bulma ve güvenlik açısından çevrelerindeki tüm yeni bilgilere veya durumlara dikkat etmelerini gerektiriyordu. Bu durum yaşam ve ölüm arasındaki fark anlamına gelebilirdi.

Bir şeyi hatırlamak istiyorsak, her şeyden önce fark etmemiz gerekir. Farkına varmak ise iki şeye ihtiyaç duyar: Algı ve dikkat.

Bunun sonucunda da, dış uyaranların hızlı işlenmesinde daha yetenekli olduk. Günümüzde, çevremizdeki yeni bilgiler veya hızlı hareket eden nesneler yaşamımızı tehdit etmese de beynimizin bir kısmı hala aynı biçimde çalışıyor.

Dikkat Nedir?

Fiziksel olarak, dikkati beyinde dikkat nesnesiyle ilişkili beyin alanlarındaki sinirsel etkinliklere bakarak tanımlayabiliyoruz. Söz gelimi, müzik dinliyorsanız işitsek korteksinizdeki nöronlar etkinleşir. Bir resme bakıyorsanız kafanızın arka kısmındaki görsel beyinde etkinlik artar. Beynin üst arka kısmındaki paryetal beyin lobları ise üç boyutlu uzayda dikkati yönetir.

Bir konuya ne kadar odaklanırsanız bu etkinlik o kadar yoğunlaşıp kalıcı olur. Nöronların saniyede 25 defadan fazla ateşlenmesiyle ortaya çıkan gama beyin dalgaları çok yoğun odaklanmaya işaret ederken daha yavaş beyin dalgaları dikkatin dağınık olduğunu gösteriyor.

beyin öğrenme
Beynimiz çevredeki uyaranlardan gelen tüm sinyalleri saniyenin onda biri gibi kısa bir zaman diliminde işleme gücüne sahip. Depolama kapasitesi de bir hayli yüksek. Yaşamımız boyunca milyarlarca enformasyon parçasını hatırlamamızı sağlıyor. Ama bu müthiş performansına rağmen bazı limitleri var.

Daha fazla verim almak ve dikkat arttırmak için araştırmalardan neler öğrenebiliriz?

Dikkat arttırmak için gizli bir reçete yoktur. Kalıcı olarak odaklanmak gibi bir şey de yoktur. Ancak bazı yöntemler dikkat sürenizi arttırmak isterseniz size yol gösterebilir. Aşağıdaki önerilerin dışında doğru beslenme, zamanınızı yapılandırma, dikkat dağıtıcı unsurları en aza indirme ve sebep ne olursa olsun ertelemenin üstesinden gelme elbette işin başından gelecektir.

1. Zihni dağıtmak:  

Yaptığınız iş üzerinde yoğunlaşmakta güçlük çekiyorsanız kısa süreliğine zihninizi dağıtacak başka bir şeye yönelmek en iyi yöntemlerden biridir. Bunun neden işe yaradığını anlamak için beynin nasıl çalıştığına kısaca bakalım. Beynimizde frontal korteks, dikkat dağıtan şeylere karşı direnmeyi ve daha eğlenceli şeylerle uğraşmaya yönelten doğal içgüdümüzü kontrol etmeyi sağlar. Konsantrasyon durumunda ise beynin frontal korteks de dahil tamamı çalışır halde olmalıdır. Bunun için de daha fazla enerji gerekir.

Ama kaçınılmaz olarak gün içinde bu enerji biter. Bu noktada, aklımız başka şeylere kaymaya başlar. Eğer bu durum zaten yaşanacaksa bunun vaktini en uygun ana ayarlamak neden mümkün olmasın? Psikologlara göre zihnin dağılmasını kasıtlı ve kazara dağılma olarak iki biçimde ele alıyor. Yapılan işi olumsuz etkileyen kazara zihin dağılması. Oysa bu zamanı kendisi belirleyenler daha az zarar görür.

2. Boş boş dolanmak: 

İşinizi ne kadar seviyor olsanız da zor bir işe yoğunlaşmak irade ister. İrade gücünü artırmanın bir yolu da gülmekten geçer. Yapılan araştırmalar, zor bir bilmece üzerinde kafa yorma öncesinde, komik bir video izleyen kişilerin, rahatlatıcı ama komik olmayan video izleyenlerden daha uzun süre çaba gösterdiklerini ortaya koydu. Bu elbette gün boyunca kedi videoları izlemek anlamına gelmiyor. Ancak özellikle yorgun hissedilen anlarda, arada bir fırsat yaratarak gülmek önemli.

3. Dikkat arttırmak için düzen değil karmaşa mı?

Daha iyi konsantre olmak için, dikkat dağıtacak tüm dış etkenlerden arınmak gerektiği düşünülür. Oysa başka bir teoriye göre tersini yapmak gerekir. Londra’daki UCL Üniversitesi’nden psikolog Nilli Lavie 1995’te ‘Yükleme Teorisi’ni gündeme getirdi.

Buna göre, beynimizin dış dünyadan alıp işleme koyabileceği bilgi sınırlıdır. Bu kapasite dolduğunda, beynin dikkat sistemi devreye girerek neye konsantre olacağına karar verir. Lavie’nin deneyleri, temiz, düzenli ve sessiz ortamlardan ziyade dağınık ve karmaşık ortamlarda çalışmanın daha verimli olabileceğini savunmakta.

Algı bölgeleri tümüyle dolduğunda beynimiz tüm enerjisini en önemli işe yoğunlaştıracaktır. Ancak bunu uygularken dikkat dağıtıcı doğru faktörleri bulmak ve enerjimizi tüketecek seviyeye çıkmasına izin vermemek önemlidir. Burada önemli olan, beynin başka yerde uyarım aramasına fırsat vermeyecek doğru dengeyi bulmaktır. Çoğu insan neyin daha iyi işe yarayacağını deneme yanılma yoluyla bulur. İşe masanızı dağınık bırakarak başlayabilirsiniz belki de…

4. İşe ara vermek:  

İşiniz başınızdan aşkın olduğunda işe ara vermek aklınıza bile gelmez. Fakat bu şekilde daha fazla iş yapmanın mümkün olduğunu gösteren çok sayıda veri var. Önemli olan, ne zaman, ne kadar süreyle işe ara verileceği ve bu sırada ne yapılacağıdır.

Araştırmalar, konsantrasyon sınırının 90 dakika olduğunu gösteriyor. Bundan sonra 15 dakikalık ara almak gerekiyor. Birkaç saniyelik mini araların bile işe yaradığını gösteren çalışmalar var. İşe ara verdiğinizde fiziksel egzersiz yapmanın, ardından kafein içeren kahve gibi bir içecek içmenin de beyni güçlendirdiği görülmüştür. Bunları dışarıda bir parkta yapmak daha etkili olacaktır. Bir fincan kahve zamanı o halde.

5. Fazla zorlamayın:  

Uzun süreli konsantre olmak gerektiğinde, kısa süreli bir yoğunlaşma dönemlerinin ardından kısa araların alınması iyidir. Boston Dikkat ve Öğrenim Laboratuvarı’nda yapılan beyin taramalarında, uzun süre konsantre olmaya çalışanların, kısa süreli yoğunlaşma ve kısa ara, ardından yeniden yoğunlaşma şeklinde bir yöntem izleyenlerden daha fazla hata yaptığı görüldü.

Aynı şekilde Amsterdam Vrije Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada da, sürekli konsantre olmaktansa kısa süreli ara verip başka bir konuda düşünmenin dikkati daha artırdığı görüldü.

Beyin hakkındaki bilgimiz arttıkça stresin konsantrasyona zarar verdiğini daha net görüyoruz. Bu nedenle sakinleşmek için ara vermek, kontrolü yeniden ele geçirmek, daha verimli çalışmak için en önemli şeyler olarak gözükmekte.

Yazının bitiminde göz atmanızı öneririz: Asıl Sorun Unutkanlık Değil Dikkat Eksikliği Olabilir


Kaynaklar ve ileri Okumalar:

  • What to Know About Gamma Brain Waves; https://www.healthline.com/health/gamma-brain-waves
  • Valdez P. Circadian Rhythms in Attention. Yale J Biol Med. 2019 Mar 25;92(1):81-92. PMID: 30923475; PMCID: PMC6430172.
  • Why Is It Hard To Stay Focused Throughout An Entire Day?; https://www.scienceabc.com/
  • Olivers, C. N. L., & Nieuwenhuis, S. (2005). The Beneficial Effect of Concurrent Task-Irrelevant Mental Activity on Temporal Attention. Psychological Science, 16(4), 265–269. https://doi.org/10.1111/j.0956-7976.2005.01526.x

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu