Fizik

Philipp Lenard ve Albert Einstein’ın Hikayesi Bilimin Bazen Çirkinleşebileceğini Hatırlatıyor

Philipp Lenard ve Albert Einstein arasındaki tartışma, bilim dışı kaygıların bilim insanlarını etkileme gücüne ışık tutacaktır.

Bilim insanları her zaman çoğu kişinin sandığı kadar bilimsel değildir. Çeşitli bilimsel dolandırıcılık vakaları, bilim insanlarının da zenginlik, güç ve şöhretin cazibesine kapılabileceğini kanıtlıyor. Ayrıca bilim insanları hem bireyler olarak hem de rakip düşünce okullarının temsilcileri olarak sıklıkla birbirleriyle de fikir ayrılığına düşerler. Bazı durumlarda da kişilikler, önyargılar ve küçük kıskançlıklar devreye girer.

Buna bir örnek 20. yüzyıl fiziğinin en büyük tartışmalarından biridir. Dünyaca ünlü iki fizikçi, Philipp Lenard ve Albert Einstein arasındaki düşmanlık, bilim dışı kaygıların bilim insanlarını etkileme gücünü gösterir.

Fotoelektrik etki ya da fotoemisyon, ışık bir maddeyi aydınlattığında elektronların ya da diğer serbest taşıyıcıların ortaya çıkmasıdır.

Albert Einstein (1879-1955), özel görelilik, genel görelilik, kütle-enerji denkliği (E = mc2) ve fotoelektrik etki teorilerini geliştiren İsviçreli bir teorik fizikçiydi. Ayrıca, fotoelektrik etki ile ilgili yaptığı çalışmalar için 1921’de Nobel fizik ödülünü kazandı. Aslında fotoelektrik etki ile ilgili çalışmalarını Philipp Lenard’in çalışmalarını temel alarak gerçekleştirmişti.

Philipp Lenard Kimdir?

Philipp Lenard (1862-1947), X-ışını tüpleri, fotoelektrik etki ve atom teorisi çalışmalarını geliştiren Alman deneysel fizikçiydi. Elde ettiği sonuçlar onu atomun çoğunun boş alandan oluştuğunu öne sürmeye yöneltti. Lenard, katot ışınları üzerine yaptığı çalışma nedeniyle 1905’te Nobel Fizik Ödülü’nü aldı.

Philipp Lenard
Phillipp Lenard-1900.

Başlangıçta Lenard ve Einstein arasındaki ilişki samimi görünüyordu. Yazışmalarında her biri diğerine büyük hayranlık duyduğundan bahsediyordu. Hatta Einstein Lenard’dan “büyük bir usta ve dahi” olarak bahsetmekteydi. Ancak ikilinin ilişkisi kısa zaman içinde kötüleşecekti.

Birkaç yıl sonra bir arkadaşına yazdığı bir mektupta Einstein, o zamanlar pek çok kişi tarafından Almanya’nın en ünlü fizikçisi olarak kabul edilen Lenard hakkında oldukça farklı bir görüş dile getirecekti. “Onun eter hakkındaki teorileri bana neredeyse çocukça geliyor ve bazı araştırmaları gülünç boyutlara varıyor. Böyle aptallıklarla zamanınızı boşa harcamak zorunda kaldığınız için çok üzgünüm.

Elbette onun bu sözlerinin belli bir nedeni vardı. O dönemde Lenard, Birinci Dünya Savaşı’na eşlik eden bir Alman milliyetçiliği dalgasına kapılmıştı. Kendine özgü bir Alman fiziğinin varlığına ikna olmuştu. Ona göre Einstein’ın çalışmaları “Yahudi bilimi”ne aitti. Lenard’a göre Yahudi biliminin yıkıcı amacı, kafaları karıştırarak Almanları yanlış yola yönlendirmekti.

1927’de Philipp Lenard bir meslektaşına Albert Einstein’ın son zamanlardaki başarılarından şikayet eden bir mektup yolladı. Mektupta, bilimin Yahudilerin egemenliğine girmesi konusundaki endişesini dile getirdi.

Philipp Lenard Ve Albert Einstein Tartışması

1920’de, yani Einstein’ın Nobel Ödülü’nü kazanmasından sadece bir yıl önce, Lenard ile Einstein arası iyice kötüleşmişti. Lenard, Einstein’ın fiziğe yaklaşımının zararlı bir etki yarattığını savunuyordu. Devamında da Einstein’a kötü niyetli bir saldırı başlattı. Einstein başlangıçta Lenard’ın görelilik teorisine yönelik saldırılarına mizahla yanıt vermeye çalıştı. Daha sonra, tüm sabır ve hoşgörü iddiasını terk ederek Lenard’ı, “sapkın bir adam” olarak etiketledi.

Lenard’ın “insanın ürettiği her şey gibi” bilimin de bir şekilde soylara dayandığına dair inancı, onu Nasyonal Sosyalizmin ilk taraftarlarından biri haline getirdi. Kendisi Adolf Hitler’in en ateşli destekçilerinden biriydi. Kısa sürede rejimin bir numaralı fizik otoritesi haline geldi. İronik bir şekilde, Nasyonal Sosyalistlerin “Yahudi fiziği”ni küçümsemesi nükleer silah geliştirmemelerinin ana nedenlerinden biriydi.

Wilhelm Roentgen, Würzburg Üniversitesi’nde profesör olarak görev yaparken

Lenard hakaret dolu söylemlerini kısa sürede diğer bilim insanlarına da yöneltecekti. Bu kişilerden birisi de, Alman olmasına ve Yahudi olmamasına rağmen, Wilhelm Roentgen idi. Kendisi X-ışınının keşfi nedeniyle fizikte ilk Nobel Ödülü’nü almıştı. Lenard ise, X-ışınlarının üretilmesinde kullanılan aparatı kendisinin icat ettiğini ve bu nedenle asıl ödülü alması gereken kişinin Roentgen’in değil kendisinin olduğunu yazmıştı.

1933’te Bilimde Büyük Adamlar adlı bir kitap yayımladı. Bu kitapta Einstein, Roentgen ve Marie Curie gibi diğer önemli 20. yüzyıl bilim insanlarından hiç bahsedilmiyordu. İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde, Lenard tutuklandı, ancak yaşı oldukça ilerlemişti. Hapis cezasına çarptırılmak yerine küçük bir Alman köyüne gönderildi ve orada 83 yaşında öldü.

Sonuç Olarak

Philipp Lenard’ın hikayesi bize, en yüksek seviyedeki bilim insanlarının bile bazen tamamen bilim dışı şekillerde düşündüğünü, konuştuğunu ve hareket ettiğini, hiçbir bilimsel temeli olmayan önyargıların etkisi altında kolayca kalabildiğini gösterir.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan, Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak amacıyla kurulmuş, bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu