Erken kalkmak mı yoksa uyumak mı daha iyi? Kahve mi içelim yoksa bir demlik çay mı? Sevin ya da sevmeyin, sabah rutini günün geri kalanının gidişatını belirleme potansiyeline sahiptir.
Günümüzün yaşam koçları ve trend belirleyicileri, günün saatlerini en verimli şekilde kullanmak için sürekli yeni yollar geliştiriyor. Ancak bu çabalar aslında yeni bir şey değil. Marcus Aurelius’tan Ludwig van Beethoven’a kadar, insanlar yüzyıllardır üretkenliği ve odaklanmayı artırmak için ilham veren sabah rutinleri tasarlıyor. Peki, tarihin en başarılı isimlerinden bazıları, 21. yüzyılda sabah rutinlerini geliştirmek isteyenlere nasıl bir ilham sunabilir?
Marcus Aurelius’da Sabahları Yataktan Çıkmakta Zorlanıyordu
Kişisel gelişim gurularının ortaya çıkmasından çok önce, Marcus Aurelius vardı. Yunan filozofu Platon, ünlü eseri Cumhuriyet’te ideal bir şehir devletinin bir “Filozof-Kral” tarafından yönetilmesi gerektiğini savunmuştu. Bu tanıma en uygun adaylardan biri, 161-180 yılları arasında Roma İmparatoru olan ve stoacı bir filozof olarak bilinen Marcus Aurelius’tu.
Roma’nın “Beş İyi İmparatoru”ndan biri olarak kabul edilen Marcus Aurelius, Platon’un dile getirdiği bu unvanı hak eden isimlerden biri olarak görülür. Bunu, kaleme aldığı felsefi eser Meditasyonlar (Meditations – Kendime Düşünceler) ile kanıtlamıştır. Ancak, onun da mücadele ettiği bir konu vardı: Bir sabah rutini oluşturmak ve yataktan kalkmak için kendine bir neden bulmak.
Marcus Aurelius, sabahları yataktan kalkmaktan nefret eden bir uykusuzluk hastasıydı. Bu durum, insanların erken kalkmayı bir erdem olarak gördüğü Roma kültüründe ciddi bir kusur olarak kabul edilirdi. Sonuç olarak, Marcus her gün kendini yataktan kaldırmak için büyük bir çaba sarf ederdi.
Bir imparator olarak, aslında hiçbir şey yapmama lüksüne sahipti; yine de, ne kadar yorgun olursa olsun, her zaman yataktan kalkmayı başarırdı. Meditasyonlar eserinde, bu konuda kendini nasıl motive ettiğini açıklar:
“Sabahları canın yataktan çıkmak istemediğinde, hemen şöyle düşün: Bir insanın görevini yerine getirmek için kalkıyorum. Bunu yapmak için doğdum, bu dünyaya bunun için getirildim. Peki ama neden yakınıyorum öyleyse? Yataktan çıkmayıp yorganı başıma çekmek için mi yaratıldım yoksa?”
Günü Benjamin Franklin gibi planlayın
Benjamin Franklin, sıra dışı yaşamı ve devrimci düşünceleriyle dünya siyaset sahnesinde en radikal figürlerden biridir. Franklin, ABD’nin Özgürlük Bildirgesi’nin yaratıcılarından biri olarak tarihe geçtiği için, 100 dolarlık banknotun arkasında onun portresi yer alır. Ancak Franklin sadece siyasi bir deha değil, aynı zamanda çok yönlü bir aydın ve üretken bir mucittir.
Ancak Benjamin Franklin de, Marcus Aurelius ile aynı soruyla boğuşuyordu. Erdemli ve anlamlı bir hayat yaşamanın ne anlama geldiğini sorguluyordu. Buna bir cevap olarak sonunda kendi erdem listesini oluşturacaktı. Franklin’in seçtiği erdemler şunlardı: ölçülülük, sessizlik, düzen, kararlılık, tutumluluk, çalışkanlık, samimiyet, adalet, ılımlılık, temizlik, huzur, iffet ve alçakgönüllülük.
Benjamin Franklin, eylemlerin sözlerden çok daha etkili olduğuna inanıyordu. Listelediği erdemleri hayata geçirmek için bu değerleri günlük alışkanlıklar yoluyla uygulamaya çalıştı. “Bugün yapabileceğiniz işi asla yarına bırakmayın” diyerek disiplinli bir yaşamı savunan Franklin, gününün her saatini özenle planlayarak yaşadı. Onun biyografisinde yer alan ve bir gününün belirli bir bölümünü kapsayan günlük ritüellerine dair örneği aşağıdaki görselde görebilirsiniz.
Franklin sabah rutinini oldukça disiplinli bir şekilde planlamıştı. Her sabah saat 05.00’te yataktan kalkar ve ilk üç saatini yıkanmaya, kahvaltı yapmaya, gününü planlamaya ve şu önemli soruyu düşünmeye ayırırdı: “Bugün ne işe yaramalıyım?”
Bunun yanında Franklin’in sabahları uyguladığı oldukça sıra dışı bir ritüeli daha vardı. Her sabah en az yarım saat boyunca çıplak bir şekilde soğukta otururdu. Franklin, bu alışkanlığın canlandırıcı bir etkisi olduğunu ve onu yeniden yatağa dönmekten alıkoyduğunu düşünüyordu. Bu sıra dışı sabah rutinini, hayatının sonuna kadar istikrarlı bir şekilde sürdürdü.
Georgia O’Keeffe İlhamını Doğa Yürüyüşlerinden Aldı
Dünyanın en pahalı kadın sanatçısı unvanı, ressam Georgia O’Keeffe’ye (1887-1986) aittir. Dünya resim sanatının öncülerinden biri olarak kabul edilen O’Keeffe, davranışlarından giyim tarzına, yarattığı özgün sanatsal stilinden resim anlayışına kadar hem dönemini hem de kendisinden sonra gelen sanatçıları derinden etkileyen bir figür olarak tarihe geçti.
Georgia O’Keeffe de erken kalkmayı sevenlerden biriydi. Şafak vakti uyanıp yatakta güneşin doğuşunu izlemekten keyif alır, ancak orada uzun süre kalmazdı. Çoğu sabah, New Mexico’nun Abiquiu bölgesindeki evinin çevresinde sabah yürüyüşüne çıkardı.
Yürüyüşlerini yalnızca sabahlarla sınırlamazdı; işlerini tamamladıktan sonra akşamları da doğada yürüyüş yapardı. Bu yürüyüşler sırasında ilginç kayalar ve kemikler toplar, bu buluntuların bazıları resimlerine ilham kaynağı olurdu. Benzer bir rutin sürdüren David Thoreau, 1851’de bu hissi şöyle dile getirmişti. “Bacaklarım hareket etmeye başladığı an düşüncelerim de akmaya başlıyor.”
Beethoven’ın Sabah Rutini Kahve İçmeyi İçeriyordu
Kahve, Orta Doğu’da uzun süre tüketilen bir içecek olmasına rağmen, 17. ve 18. yüzyıllara kadar Avrupa’da popülerleşmedi. O dönemde oldukça pahalı bir alternatifti. Örneğin, 19. yüzyılın başlarında Viyana’da bir fincan kahvenin fiyatı, yaklaşık yarım kiloluk sığır etiyle eşdeğerdi. Buna rağmen, kısa sürede sevilen bir sabah içeceği haline geldi. Birçok insanın sabah rutininin bir parçası oldu.
Bu kişilerden biri de ünlü Alman besteci Ludwig van Beethoven’dı (1770-1827). Beethoven, sabah kahvesine o kadar değer verirdi ki, onu her gün aynı şekilde hazırlar ve içtiği kahveyi adeta bir ritüele dönüştürürdü.
Her sabah kahvesi için tam 60 kahve çekirdeğine ihtiyaç duyduğunu hesaplamıştı. Şafak vakti uyanır, tek tek saydığı 60 kahve çekirdeğini öğütür ve ardından bu özel kahvesini yudumlardı. Bazı araştırmacılar, Beethoven’ın bu sabah rutinini mükemmel bir fincan kahve hazırlamaktan çok, bir ekonomi alışkanlığıyla ilişkilendiriyor.
Sonuç olarak
Bu sabah rutinleri, yalnızca birkaç örnekten ibarettir ve harfi harfine uygulanması gereken kurallar değildir. Çünkü sabah rutinleri, tıpkı insanlar gibi benzersizdir. Disiplinli bir rutin oluşturmak, hayatı sadeleştirir ve üretkenliği artırır. Ancak tüm bu rutinlere baktığımızda ortak bir kalıp öne çıkar: Erken kalkanların günü daha coşkulu ve yaratıcı bir şekilde yaşadığı gerçeği.
Kaynaklar ve ileri okumalar
Do you have a morning routine? Here’s how some historic figures started their day. Yayınlanma tarihi: 8 Kasım 2023. Kaynak site: National Geographic. Bağlantı: Do you have a morning routine? Here’s how some historic figures started their day
Matematiksel