Kabul edelim hemen hemen hepimiz deneyimlemişizdir. Bir şey yapmak için mutfağa gideriz ancak gittikten sonra da orada neden bulunduğumuza dair hiçbir fikrimiz olmaz. Ya da yanından gülümseyerek geçtiğimiz bir arkadaşımızın ardından uzun süre “Ben onu nereden tanıyordum?” diye kendimizi sorgularken yakalarız. Bunun gibi anlar, “kötü” bir hafızanız olduğuna inanmanıza neden olmasın. Hafızamız bu esnada aslında bizim için önemli olan şeyleri hatırlayıp, önemini yitiren şeyleri unutmamızı sağlıyordur. Ancak zaten bildiklerimiz ile ilintili olan şeyleri kolayca hatırlar ve öğreniriz. Bu nedenle kaykay yapmayı biliyorsanız, sörf tahtası üzerinde dengede durmayı öğrenmeniz daha kolaydır.

Beyin silikon temelli kendi kendini programlayabilen bir bilgisayardır. Bir bebek dünyaya geldiğinde beyninde bir nöron ağı ve bu nöronları birbirine bağlamanın akıl almaz sayıda farklı yolu vardır. Bebeğin beyninin programlanması, dünyayla ilgili deneyimleri aracılığıyla gerçekleşir. Bu süreç de en önemli şey tekrarlamadır. Konuşmayı öğrenen bebekler, aynı sözcükleri defalarca tekrarlar. Ancak bu sonuç bize beynin elektrik devrelerinin hatırlamayı ve yeni şeyler öğrenmeyi nasıl becerdiğini açıklamaz. Fakat bazı süreçlerin beyinde kritik önemde olduğunu gösterir. Bunlar kodlama, depolama ve geri almadır.
Hafıza Nedir? Nasıl Çalışır?
Kodlama, duyusal girdiyi aldığımızda ve onu beynin anlayacağı bir biçime dönüştürdüğümüzde gerçekleşir. Bu üç farklı biçimde olur: görsel, akustik ve anlamsal. Örneğin, bir restoranda garsonun adını görürseniz, bu bilgileri görsel olarak saklarsınız. Daha sonra garsonla konuşurken adı yüksek sesle tekrar ederseniz, bilgiyi akustik olarak (ses olarak) kodlayabilirsiniz. Son olarak, bir öğretmen, arkadaş en sevdiğiniz ünlüyle aynı adı paylaşıyorsa, bilgileri semantik olarak (bir anlamla bağlantılı olarak) depolayabilirsiniz.

Bu kodlanmış bilgi parçaları 0-30 saniye boyunca saklanacakları kısa süreli belleğinize taşınır. Bu bilgiyi kısa süreli belleğinizde aktif olarak ne kadar uzun süre tutarsanız, o kadar kalıcı hale gelir. Kısa süreli bellekteki bilgilerle sıklıkla etkileşimde bulunursanız, uzun süreli belleğe girme şansı artar. Bildiğiniz her şeyi kodlayan ağ, nöronlar arasındaki bağlantıların güçlendirildiği bu süreçle sürekli değişir. Fakat bu süreç, sadece mevcut bağlantıları güçlendirilmez. Aynı zamanda yeni bağlantılar kurulur ve eskiyenler ortadan kaldırılır. Unutma bu evrede gerçekleşir. Depolamadan sonraki son aşama ise geri çağırmadır. Bilginin doğal veya kasıtlı olarak nasıl organize edildiğine bağlı olarak, geri çağırma süreci kolay veya oldukça zor olabilir. Hatırlama süreçlerinden bazıları kontrolümüz dahilindedir, bazıları ise değildir.
Genetik ve Biyolojik Avantajlar

Bazı insanların hafızaları gerçekten çok gelişmiştir. Bu kişiler on yıllar önce meydana gelen olaylardan, çocukken belirli bir günde yedikleri yiyeceklere kadar her türlü detayı hatırlama potansiyeline sahiptir. Büyük ölçekli bir çalışmada, bu kadar yüksek epizodik hafızaya sahip kişilerin ( üstün otobiyografik hafıza veya HSAM olarak adlandırılan bir durum), temporal ve parietal loblarda hafıza depolamayla bağlantılı geniş alanlara sahip olduğu bulunmuştur. Birkaç saat içinde binlerce basamaklı pi sayısını ezberleyen kişiler buna bir örnek olarak verilebilir.
Hafıza Gelişimi Mümkün mü?
Nöronlar arasındaki bağlantıların güçlenip zayıflaması ya da ağı değişikliğe uğratacak yeni bağlantıların oluşturulmasına “nöroplastisite” denir. Nöroplastisite beynin yaşam boyu uyum sağlama ve değişme yeteneğidir. Yaşadığınız sürece nöroplastisite de var olmayı sürdürür. Yüz yaşına geldiğinizde bile beyniniz yeni bağlantılar oluşturur. Bu nedenle yüz yaşındaki bir insan da bilgisayar kullanmayı öğrenebilir. Bu belki bir çocuk kadar hızlı olmaz ancak yine de mümkündür..
Beyninizi ve dolayısıyla hafızanızı keskin tutacak birçok teknik ve yaşam tarzı değişikliği vardır. Yeni aktivitelerle uğraşmak beyni yeni sinir yolları yaratmaya ve benzersiz bağlantılar kurmaya zorlar. Ancak bu aktiviteler biraz zorlayıcı olmalıdır. Yeni bir dil veya enstrüman çalmayı öğrenmek gibi şeyler örnek olarak verilebilir.
Sağlıklı bir beslenme ve düzenli egzersiz, beyninizin başarılı olmak için ihtiyaç duyduğu tüm besin maddelerine ve donanıma sahip olmasını sağlayacaktır. Kalp-damar sağlığının iyi olması beyninize daha fazla oksijen gitmesi ve zararlı toksinlerin daha hızlı atılması anlamına da gelir. Ayrıca hafıza gelişimi için arada bir şalteri indirmek de önemlidir. Biraz stres, insanın acil durumlara tepki gösterme refleksini koruması açısından gereklidir. Fakat uzun süren endişe ve yüksek düzeyde stres beyinde tam tersine, zehir etkisi yapar. Bu nedenle zaman zaman, beynin bu kısmını dinlendirmek gerekir.
Uyumanın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. 5 saatten az uyursanız zihinsel yetileriniz zayıflar, 10 saatten fazla uyursanız da sersemleşmiş hissedersiniz. Sıkı bir şekilde çalışıp üstüne iyi bir uyku çekin. Uyuduğunuz zaman bu bağlantı kuvvetlenip iyice yerleşir ve öğrendiğiniz şey hafızanın bir parçası haline gelir. Bu nedenle uyku hafızanın devamı bakımından gerçekten çok önemlidir.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- How to Improve Your Memory; https://www.helpguide.org
- Improving Memory; https://www.health.harvard.edu/
- Why Do Some People Have A Better Memory Than Others?; https://www.scienceabc.com/
Matematiksel