Matematik Öğrenelim

Kalkülüs’ü Kim Buldu? Newton mu Yoksa Leibniz mi?

Bilim tarihinin en tatsız tartışmalarından birisi Newton ve Leibniz arasında geçmiştir.

Matematiğin tarihi, iş birliği ve yeniliklerle doludur; ancak çok az hikâye, Sir Isaac Newton ve Gottfried Wilhelm Leibniz arasındaki büyük kalkülüs tartışması kadar ilgi çekicidir. Kalkülüsün icadı üzerine yaşanan bu entelektüel rekabet, yalnızca matematiğin geleceğini şekillendirmekle kalmamış, aynı zamanda tarihçiler ve matematikçiler için günümüze kadar süregelen bir tartışma ve merak konusu olmuştur.

kalkülüs

Birazdan okuyacağınız kalkülüsün bulunuş hikâyesi ise, bilim tarihinin en ilginç olayları arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

Newton-Leibniz Tartışması Neden Başladı?

Kalkülüsün bulunmasında iki büyük isim rol oynar. Bunlardan ilki İngiliz Isaac Newton ve diğeri ise Alman Gottfried Wilhelm Leibniz’dir. Newton ve Leibniz, birbirinden tamamen bağımsız olarak, yeni bir matematik biçimi tasarladılar. Sonucunda ikisi de diğerinin tam olarak aynı fikre sahip olduğuna inanamadı. Sonuçta tarih kitaplarına ilk kimin adı yazılmalıydı?

17. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, değişim ve hareketi analiz edecek bir matematiksel çerçevenin gerekliliği giderek daha belirgin hale gelmişti. Bilim insanları, gezegenlerin hareketi, akışkan dinamiği ve değişim hızları gibi problemlerle uğraşıyorlardı. Bu sorunlar klasik geometrinin ötesinde bir yaklaşım gerektiriyordu.

İngiliz fizikçi ve matematikçi Isaac Newton, bu sorunlar üzerinde 1660’ların ortalarında çalışmaya başladı. Büyük Veba salgını nedeniyle karantinada olduğu dönemde, Newton, “fluxions” adını verdiği bir matematiksel yöntem geliştirdi.

“Not fit to be printed” – “Basılmaya uygun değil” (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)

Bu yöntem, anlık değişim oranlarını ve biriken miktarları analiz etmesine olanak tanıyordu ve bugünkü kalkülüsün temelini oluşturuyordu. Ancak Newton akademik çevrelerden gelecek olası eleştirilerden çekinerek kitaplarını hemen yayınlamadı. Notlarını matbaacı John Collins’e verdi ve beklemesini söyledi.

Aynı dönemde, Alman bilim insanı ve filozof Gottfried Wilhelm Leibniz, 1670’lerde benzer bir çerçeve geliştirdi. Leibniz, “diferansiyeller” ve “integraller” adını verdiği bir sistem oluşturdu ve bugünkü kalkülüs notasyonuna oldukça benzeyen bir yöntem geliştirdi. 1684’te yayınladığı çalışması, kalkülüsü dünyaya tanıtan ilk eser oldu. Bu noktadan itibaren de bilim tarihinin en tartışmalı matematik savaşı başlayacaktı.

Leibniz’in Arşivinden çıkarılan matematiksel notlarından bir örnek. Leibniz, eserlerinde bugün hala kullanılan birçok notasyon ve sembol icat etti ve kullandı. İntegral sembolü ∫ Leibniz tarafından icat edildi.

Kalkülüs Savaşlarında Kim Haklı?

Tartışma, Newton ve Leibniz’in kalkülüsü yaklaşık aynı zamanda geliştirmiş olmalarının fark edilmesiyle başladı. Sonucunda Newton, bulgularını yıllarca yayınlamamıştı. Leibniz ise çalışmasını daha erken bir tarihte duyurmuştu. Bu durum, Newton’un destekçilerinin Leibniz’i Newton’un yayınlanmamış el yazmalarından fikir çalmakla suçlamasına yol açtı.

Newton, ve Leibniz heykelleri;

Leibniz ise çalışmalarının tamamen özgün olduğunu ve Newton’un etkisi altında olmadığını savunacaktı. . Bu anlaşmazlık kısa sürede entelektüel bir savaşa dönüştü ve matematik dünyası Newtoncular ve Leibnizciler olarak ikiye bölündü.

Newton’un başkanlığını yaptığı Kraliyet Derneği, bu tartışmada kritik bir rol oynadı. 1712 yılında, dernek bir rapor yayınladı. Newton’un destekçilerinden oluşan bir komite tarafından hazırlanan bu rapor, Newton’un haklı olduğunu savundu.

Bu rapor, Leibniz’i itibarsızlaştırdı ve İngiltere’de Newton’un kalkülüsün gerçek mucidi olarak kabul edilmesini sağladı. Ancak bu karar, taraflı ve politik bir hamle olarak görüldü ve Avrupa’nın diğer bölgelerinde Leibniz’in de katkılarının tanınması gerektiği yönünde görüşler hâkim oldu.

Newton’un ve Leibniz’in türev yöntemlerinin karşılaştırılması. Leibniz’in türev yöntemi daha kısa ve matematikçiler için anlaşılması daha kolay, ayrıca kullandığı semboller günümüzde de geçerliliğini koruyor. Leibniz, x ve y değerleri arasındaki son derece küçük farkları belirtmek için dy ve dx sembollerini icat ettiği için de itibar görüyor. Aslında, integral hesabı ve diferansiyel hesabı terimlerini kullanan da Leibniz’di 
.

Savaşı Newton Kazandı Ama Leibniz’in Açtığı Yoldan Gidiyoruz

Bu tartışmanın en kalıcı etkilerinden biri, matematiksel notasyondaki ayrılıktır. Newton’un, türevleri göstermek için değişkenlerin üzerine nokta koyduğu “fluxions” yöntemi zamanla terk edildi. Leibniz’in dy/dx​ türevler ve ∫ integraller için kullandığı notasyon ise daha esnek ve kullanışlı olduğu için küresel bir standart haline geldi. Günümüzde kalkülüs öğrencileri, Leibniz’in geliştirdiği bu zarif notasyonu kullanmaktadır.

Sir Isaac Newton (Cambridge, Trinity’de) ve Sir Gottfried Leibniz’in (Almanya, Leipzig’deki üniversite kampüsünde) anıtları

Tarihçiler, günümüzde Newton ve Leibniz’in kalkülüsü bağımsız olarak geliştirdiği konusunda hemfikirdir. Newton’un çalışmaları fizik ve hareket yasalarına derin bir bağlılık göstererek kalkülüsü gerçek dünyaya sağlam bir şekilde entegre etti. Leibniz ise matematiği daha evrensel bir dil haline getiren formalizm ve notasyon geliştirdi.

Newton-Leibniz tartışması, entelektüel keşiflerin karmaşıklığını hatırlatır. Rekabet ne kadar yoğun olursa olsun, bilimin ve matematiğin ilerlemesini hızlandırdığı bir gerçektir. İkisi de kalkülüsün gelişimine eşsiz katkılar yaparak insanlığın dünyayı anlama biçimini değiştirmiştir.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Stefan Buijsman; Pluses and Minuses: How Math Solves Our Problems; ISBN-10 : 0143134582;
  • Leibniz–Newton calculus controversy. Bağlantı: https://en.wikipedia.org/
  • Newton v/s Leibniz, the Great Calculus Controversy. Yayınlanma tarihi: 2 Temmuz 2022; Bağlantı: https://www.cantorsparadise.com/

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir