Ürkütücü Bir Güneş Fırtınası: 1859 Carrington Olayı

1859 yılında Dünya’da kayıtlara geçmiş en büyük jeomanyetik Güneş fırtınası meydana geldi. Milyonlarca kilometre ötedeki bu fırtınanın etkisi küresel telgraf iletişimini bozdu ve Dünya’nın Güneş’teki faaliyetlerden nasıl etkilendiğini bizlere gösterdi.

Carrington olayı
Carrington Olayı bazen de 1859 tarihli Süper Güneş Fırtınası olarak hatırlanmaktadır.

“Bütün Dünya’da telgraf operatörlerini elektrik çarptı ve Ekvator’a yakın yerlerde kan kırmızısı bir aurora borealis [kutup ışığı] görün­dü. Işık öyle parlaktı ki insanlar gece yarısı gazete okudu.” Carrington olayı dediğimiz, adını Londra’nın güneyinde Güneş’teki bir patlamayı fark etmiş olan amatör astronom Richard Carrington’dan alan bu durum, Güneş’le ilgili fikirlerimizi kalıcı ola­rak değiştirmiştir.

1859’a kadar yıldızımızın yeryüzünü sa­dece çekim gücüyle ve tabii sıcak ışınlarıyla etkilediğini sanırdık. Kayıtlara geçmiş en büyük güneş fırtınası 1859 yılında gerçekleşti. Bu olay günümüzde Carrington Olayı bazen de 1859 tarihli Süper Güneş Fırtınası olarak hatırlanmaktadır.

Ürkütücü Bir Güneş Fırtınası: 1859 Carrington Olayı
Güneş fırtınasının en belirgin etkisi Carrington’ın gözleminden 18 saat sonra gerçekleşti. 2 Eylül 1859’da dünyanın dört bir yanındaki gökyüzünde, kuzey ve güney yarımkürelerde aurora yani kutup ışıkları belirdi. İlk aurora Amerika’da gece vakti görüldü ve gökyüzündeki ışıklar geceyi kitap okuyacak kadar aydınlattı. Bu olay sonucunda Aurorae adıyla bilinen kuzey ışıkları Dünya’nın birçok yerinde görüldü.

Carrington Olayı Nasıl Gerçekleşti?

1 Eylül 1859 sabahı, amatör astronom Richard Carrington, Londra dışındaki malikanesine bağlı özel gözlemevine gitti. Berrak mavi gökyüzünü gözlemlemek için gözlem kubbesinin panjurunu açtı. Sonra da teleskopunu güneşe doğrulttu. Yüzeyinde gözlemlenen karanlık noktalar kümesini işaretlemeye başladı.

Carrington aniden, güneş lekelerinde “yoğun parlak ve beyaz ışıktan oluşan iki parça” olarak tanımladığı patlamaları fark etti. Beş dakika sonra her şey normale döndü. Ancak birkaç saat içinde etkileri tüm dünyada hissedilecekti.

Ürkütücü Bir Güneş Fırtınası: 1859 Carrington Olayı
Carriongton tarafından yapılan Güneş lekelerinin çizimi. A ve B işaretleri, daha sonra kaybolmadan önce C ve D’ye doğru 5 dakika boyunca giden çok parlak bir olayın ilk yerlerini gösteriyor.

O gece, dünyanın dört bir yanındaki telgraf altyapısı çöktü. Bazı telgraf makinelerinden kıvılcımlar çıktığına ve kağıtları tutuşturduğuna dair raporlar vardı. Gezegenin her yerinde, renkli auroralar gece gökyüzünü aydınlattı. O kadar parlak bir şekilde parlamışlardı ki kuşlar cıvıldamaya, işçiler güneşin doğmaya başladığına inanarak günlük işlerine başlamışlardı.

Bazıları dünyanın sonunun yakın olduğunu düşünse de, Carrington’ın gözleri bu tuhaf olayların gerçek nedenini fark etmişti. Bu olayların nedeni 10 milyar atom bombası enerjisine sahip devasa bir güneş patlaması idi. Carrington, insanlık tarihinde tespit edilen en büyük güneş patlamalarından birine gözleriyle tanık olmuştu. Bu jeomanyetik fırtına ilerleyen süreçte “Carrington Olayı” olarak tarihe geçti.

Carrington Olayı Neden Oldu?

Güneş’teki elektrik yüklü parçacıkların sürekli hareket hâlinde olması bir manyetik alan ortaya çıkarır. Güneş’in manyetik kutupları her 11 yılda bir yer değiştirir. Buna güneş döngüsü denir. Güneş döngüsü, Güneş aktivitelerini etkiler. 

Ürkütücü Bir Güneş Fırtınası: 1859 Carrington Olayı
NASA tarafından sağlanan bu görüntü, güneşin 16 Nisan 2012’de belirgin bir patlamayla ilişkili M1.7 sınıfı bir parlama saldığını gösteriyor. Bu görseldeki olağanüstü patlama, Güneş’in kuzeydoğu kolunda (solda) meydana geldi ve Dünya’ya yönelik değildi.

Bu döngüler esnasında Güneş’in yüzeyinde, manyetik alanın güçlü olduğu bölgelerde ortaya çıkan siyahlıkların yani Güneş lekelerinin sıklığı ve yoğunluğu değişir. Güneş lekelerinin sayısı önemlidir, çünkü bu sayı Güneş döngüsünün sürecini takip etmekte kullanılır. Güneş döngüsü önemlidir çünkü güneşimizde gerçekleşen bazı değişikliler uzay havasını etkiler. Uzay havası ise, güneş yüzeyinde Dünya için belli sonuçlar doğurabilecek iki büyük olay ile ilgilidir. Bunlar güneş patlamaları ve koronal kütle atımlarıdır.

Bu iki olay sıklıkla birlikte ortaya çıksa da bilim insanları bunların ayrı olaylar olduğunu düşünüyor.

Güneş fırtınası, Güneş’te meydana gelen belirli olayların Dünya üzerinde hissedilen atmosferik etkileri için kullanılan bir terimdir. Güneş fırtınası güneş patlamaları ve koronal kütle atımları şeklinde büyük enerji patlaması gerçekleştiği zaman meydana gelir. Bu kısa bilgiden sonra Carrington Olayına geri dönelim.

Bir Sonraki Güneş Patlaması Ne Zaman?

Ürkütücü Bir Güneş Fırtınası: 1859 Carrington Olayı
Bu olay sonucunda, Güneşten gelen enerji ile dünyanın atmosferinde yüksek bir elektrik akımı birikmişti. Bu akım ile herhangi bir elektriğe ihtiyaç olmadan tüm elektrikli cihazları kullanmak mümkündü.

28 Ağustos 1859’da, Güneş’in yüzeyinde bir dizi güneş lekesi oluşmaya başladı. Büyük güneş fırtınası ise 1-2 Eylül 1859’da gezegenimizi etkiledi. Resmi olarak SOL1859-09-01 olarak bilinen Carrington Olayı, ilk kez Güneş’in enerjik mizacı ile 19. yüzyılın gelişmekte olan teknolojisi arasındaki potansiyel olarak feci ilişkiyi gözler önüne serdi. Bu olaya aynı zamanda aurora gösterileri ve Güneş arasındaki bağlantıyı da anlamamızı sağladı.

Güneş fırtınaları, Dünya yüzeyindeki insanlar için tehlikeli değildir. Patlamalardan kaynaklanan zararlı radyasyon, yerdeki insanları fiziksel olarak etkilemek için Dünya atmosferinden geçemez. Öte yandan Güneş fırtınaları teknolojilerimiz için tehlikelidir. Bir CME, Dünya atmosferine çarptığında Dünya’nın manyetik alanında geçici bir bozulmaya neden olur. Dolayısıyla etkilenmemiz için, Güneş fırtınasının Güneş’in Dünya’ya bakan tarafında gerçekleşmesi gerekir.

Tarihsel kanıtlar, 1859’dakine benzer bir olayın MS 774’te gerçekleştiğini biliyoruz. Sonucunda bu tarz olayların ortalama olarak birkaç bin yılda bir meydana geldiği tahmin ediliyor. 1859’da Dünya henüz elektrikli teknolojilerle yeni tanışıyordu. Bu nedenle medeniyet fazla zarara uğramadı. Ancak günümüzde durum farklı.

Elektrik şebekelerine yayılan manyetik alanda olan değişmeler, donanımları eritecek kadar kuvvetli akımlara yol açacaktır. Ayrıca asıl risk altında olan uydular olacaktır. İletişim uyduları, meteoroloji uyduları, Küresel Konum­landırma Sistemi hep tehlike altındadır. Bunun sonucunda böyle bir olayın bize maliyeti çok daha fazla olacaktır. Carrington Olayı bize Dünya’nın uzaydaki iklim olaylarına karşı ne kadar savunmasız olduğunu gösterir.

Sonuç Olarak;

Yıllardır Güneş etkinliği üzerine yapılan çalışmalarla çok sayıda bilimsel problem çözüldü. Ancak yine de manyetik çevrim ve onun gezegenimiz üzerindeki etkileriyle ilgili daha bilinmeyen çok nokta var. Yine de endişelenmenize gerek yok. Sonucunda bu manyetik çevrimler sırasında gerçekleşen çok sayıda olayın Dünya’da yol açtığı olumsuz etkilerin, insanların neden olduğu değişimlerden daha düşük şiddette olduğunu biliyoruz. Göz atmak isterseniz: Mars Manyetik Alanını Ve Ardından Okyanuslarını Nasıl Kaybetti?


Kaynaklar ve İleri Okumalar

  • Christopher Klein; A Perfect Solar Superstorm: The 1859 Carrington Event; Yayınlandığı Yer: History; Bağlantı: https://www.history.com/
  • Chris Gebhardt; Carrington Event still provides warning of Sun’s potential 161 years later. Yayınlanma Tarihi: 28 Ağustos 2020; Yayınlandığı Yer: Nasaspaceflight; Bağlantı: https://www.nasaspaceflight.com

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bu Yazılarımıza da Göz Atınız

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu