Ünlü Matematikçiler

John Dee: Bir Ortaçağ Matematikçisi İle İlk Müze Arasındaki İlişki Nedir?

Ashmolean Müzesi halkın erişebildiği ilk modern müzeydi. Bu müze ilhamını “Kraliçenin Sihirbazı” olarak da bilinen matematikçi John Dee’den almıştı.

John Dee

Müze sözcüğü Yunanca ”mouseion” kelimesinden türemiştir. Bu, ”ilham perilerinin yaşadığı yer” veya ”bilimler tapınağı” anlamına gelir. İlk müzenin M.Ö. 300’lü yıllarda, İskenderiye’de I. Ptolemaios (M.Ö. 323-289) tarafından kurulduğu kabul edilmektedir. Halkın ziyaretine açılan ilk müze ise 1683 yılında Oxford’da açılmıştır.

Ashmolean Müzesi adı ile bilinen bu müze büyük ölçüde Elias Ashmole’un çabaları sonucunda ortaya çıkmıştır. İngiliz bilim insanı ve hükümet yetkilisi olan Ashmole, müzenin inşasına rehberlik etmiş ve ilk koleksiyonları sağlamıştır.

John Dee’ye benzer şekilde, Ashmole’un matematik ve bilime olan ilgisi, onu astroloji ve simya gibi okült konuları incelemeye yöneltti.

İngiliz bilgin matematik ve doğa bilimlerine olan ilgisiyle ünlü olsa da, daha az bilinen şey, Ashmole’un simya ve astroloji gibi okült konulara da ilgi duymasıdır. Ayrıca kendisinin bir başka İngiliz bilginden önemli ölçüde etkilendiği de bilinmektedir. Bu kişi yazımızın da konusu olan John Dee’dir.

John Dee Kimdir?

John Dee

Çağının en parlak zekâlı adamlarından biri olan John Dee (1527 – 1608) için kullanılması gereken sıfatlar filozof, matematikçi, astronomi bilgini ve hakikat arayıcısı olmalıydı. Ancak tarih ise onu sihirbazlığın arketipi, Shakespeare’in Fırtına oyunundaki Prospero’dan, Harry Potter serisindeki Dumbledore’a kadar sayısız kurmaca karakterin modeli olarak hatırlıyor.

John Dee iyi bir eğitim gördü. Küçük yaşlardan itibaren matematikte yetenekliydi. St. John’s College’a gitti ve burada hem lisans hem de yüksek lisans derecesi aldı. Daha sonra birkaç yıl boyunca Pedro Nuñez ve Gerardus Mercator gibi diğer Avrupalı ​​akademisyenlerle matematik, navigasyon ve haritacılık eğitimi alarak Avrupa’yı dolaştı. 

Paris’te Öklid üzerine verdiği dersler verdi. Astronomi bilgini Tycho Brahe’den Kopernik’in devrimci teorilerini öğrendi. Haritacı Gerard Mercator’la birlikte çalışarak, doğru haritalar yapmaya yönelik bir dizi yeni araç geliştirdi. Ayrıca ömür boyu sürecek olan bir tutkuyla kitaplar topladı. Edindiği dört bini aşkın ciltle Avrupa’daki en büyük kütüphaneyi oluşturdu.

Ek olarak astronomi ve tıp çalışmalarında da yetkin hale geldi. Dee, İngiltere’ye döndükten sonra saray mensuplarına matematik ve denizcilik öğreterek Kraliçe I. Mary’nin sarayında bir isim yaptı. Devamında Kraliçe I. Elizabeth tahta çıktığında, onun birincil bilimsel ve tıbbi danışmanı oldu.

John Dee: Kraliçe’nin Sihirbazı Olarak Da Hatırlanmaktadır

John Dee
Dee hayatının son otuz yılını, ruhani varlıklar ile iletişime geçerek, yaratılışın evrensel dili ve kıyamet bilgilerini edinmeye adamıştır.

16. yüzyılda doğanın kurallarını belirlemeye çalışanlara verilen ad doğa filozofu idi. Pisagor gibi, John Dee de evrenin matematik diliyle yazıldığı kanısındaydı. Sonucunda Dee ve birçok çağdaşı için, bilimsel araştırma, saf ve uygulamalı matematik, felsefe ve o zamanki anlayışla “sihir” aynı hakikat arayışının farklı yönleriydi. Aslında onlara göre simya ve astroloji en az geometri kadar bilimseldi.

Kraliçe I. Elizabeth’in danışmanlığı rolünün yanı sıra, aynı zamanda onun astrologuydu. Sonucunda bu da sık rastlanan bir durumdu. Ancak  Dee’yi akranlarının çoğundan ayıran şey, okült ilgilerinin, melekler ve ölülerin ruhları ile iletişim kurmaya çalışmak gibi o zamanlar sapkın kabul edilen konulara kadar uzanmasıydı. Bunun bir sonucu olarak, John Dee’den sık sık “Kraliçe’nin Sihirbazı” olarak bahsedilirdi.

John Dee’nin Büyücülük İle Suçlanması

Sonraki on yılda sosyal hayata yönelik birçok pratik katkısı oldu. Deniz ulaşımı konusunda geometriyi uygulamaya öncülük etti. Dönemin birçok büyük denizcisini harita çizme ve okuma konusunda eğitti. “İngiliz İmparatorluğu” ibaresini ilk kez o kullandı.

Sonraki yıllarını ise saraylarda astroloji, simya deneyleri ve ruhlar aracılığıyla geleceği görme mesaisiyle geçirdi. Görselde 1570 yılında Henry Billingsley tarafından bastırılan ve önsözünü John Dee’nin yazdığı bir kitap görüyorsunuz. Bu Yunan matematikçisi Öklid’in kitabının ilk İngilizce çevirisi.

Öklid’in Elementleri isimi kitabının 1570’den kalma görkemli bir baskısı

Bu muhteşem kitapta, ayrıntılı ve dışa katlanabilen çokyüzlüler (polihedra) ile kesişen düzlemlerin çizimleri bulunuyor. John Dee’nin önsözü yazması için seçilmesi, onun matematikteki uzmanlığının sahip olduğu saygınlığa gibi düşünülebilir.

John Dee’nin Ashmolean Müzesi İle İlgisi Nedir?

Elizabeth 1603’te ölünce yerine, her biçimiyle büyücülükten nefret etmesiyle tanınan I. James geçti. Ertesi yıl Dee ona bir mektup yazarak bağlılığını bildirdi. Onu hakkında anlatılan çok sayıdaki tuhaf anlamsız hikâyelerden hiçbirinin doğru olmadığına inandırmaya çalıştı. Kral cevap verme zahmetine bile girmedi. Sonuç olarak, John Dee konumunu kaybetti ve 1608’de fakir bir şekilde öldü.

İlerleyen yıllarda hem mistik itibarı hem de akademik mirasının bir sonucu olarak John Dee, Avrupa seçkinleri arasında bir ilgi konusu haline geldi. Sonucunda John Dee, doğanın çalışma şeklindeki mistik “saklı bilgileri” açığa çıkartıp mekanik icatlar yapan bir sınıfın öncüllerindendi.

john Dee
1648 yılında, John Wilkins, Matematiksel Büyü (Mathematical Magick) adında bir kitap yayınladı. Kitap, kaldıraçlar, çarklar, makaralar, vidalar, saatler gibi çeşitli mekanizmaları anlatıyordu.

Eğer bütün bunların karışımını Isaac Newton’da da buluyorsanız, doğru düşünüyorsunuz. Aşağıda gördüğünüz ve John Dee’nin çalışmalarından esinlenen bu kitap Isaac Newton’un en sevdiği kitaplarındandı.

 John Dee’nin ölümünden yaklaşık on yıl sonra, evi, kalan nesneleri ve el yazmalarını İngiliz antikacı Robert Cotton tarafından satın aldı. Sonrasında da bu eserlerin ve arşivlerin çoğu, sonunda Ashmolean Müzesi’ni kuran Elias Ashmole gibi İngiliz aristokratlarının özel koleksiyonlarında yer alacaktı.

Özel ilgisinden dolayı Ashmole, Dee’nin simya ve astroloji üzerine çalışmalarına ek olarak, matematik çalışmalarıyla ilgili el yazmalarını ve Tudor dönemindeki İngiliz hava durumu kayıtlarını topladı. Kayıtlar, Ashmole’un Dee’nin uzun bir biyografisini bile derlemeyi amaçladığını gösteriyor. Ancak Ashmole bu çabayı asla tamamlayamadı. John Dee, yaşamı boyunca halka açık araştırma enstitülerinin kurulduğunu görmese de, bilimsel mirası eninde sonunda Elias Ashmole gibi kişiler tarafından yürütülecekti.

Sonuç Olarak;

Ashmolean Müzesi’nin Ön Girişi. Ashmole’a göre bu enstitünün amacı , insanların doğal dünya hakkındaki bilgilerini ilerletmek idi.
Bu duygular, muhtemelen John Dee’nin arzusunu yansıtıyordu.

Ashmolean Müzesi, insanlık tarihi ve doğal dünya hakkında bilgi ve anlayışı geliştirme misyonunu sürdürdüğü Oxford Üniversitesi’nde halen faaliyet göstermektedir. Koleksiyonları arasında, müze tarafından korunan ve halka açık olan Dr. John Dee’nin el yazmaları ve portresi bulunmaktadır.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

a. caner sönmez

yaşamı anlamlandırma yürüyüşünde, "hiç" olmaya giden yoldayım. bir gün tüm beyinlerin birbirine bağlanması, dolayısıyla birbirimizi doğru anlama kapasitelerimizin sonsuzluğa kavuşması hayalim. ve çocukların hepsinin birlikte gülmesi, doyması, doğru yaşaması.. “Bilimsel bilgiyi küçük bir grubun tekeline bırakmak bir toplumun düşün gücünü zayıflatır, onu tinsel yoksulluğa sürükler.” Albert Einstein “Gelmiş geçmiş tüm dikkat gerektiren uğraşlar içerisinde, sevmek uğraşı üzerinde gösterilen dikkat, en yaşamsal önemde olanıdır.” Bertrand Russell "Meselemi hiç'e bıraktım." Max Stirner

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu