Tarih

Yeni Yıl Neden 1 Ocak’ta Başlıyor? Bir Yılın Ne Zaman Başlayıp Ne Zaman Bitmesi Gerektiğine Kim Karar Verdi?

Birçok ülkede yeni yıl 1 Ocak'ta başlar. Ancak sanılanın aksine bu her zaman geçerli değildi.

Ocak ayı, soğuk havalardan ve tatil sonrası alışveriş yorgunluğundan çok daha fazlasıdır. Bu aynı zamanda yeni bir yılın başlangıcıdır. Bu başlangıç yenilenme ve değişiklikler yapma fikrini de beraberinde getirir. Belki de 2024 yılı kafanıza koyduğunuz hedeflere ulaşmanıza yardımcı olacak kararlar almanız için en iyi zaman olacaktır. Peki hiç durup kendinize Ocak ayının neden yeni yıla denk geldiğini, yeni yılın neden 1 Ocak’ta başladığını sordunuz mu?

Yeni Yıl Neden 1 Ocak'ta Başlıyor? Bir Yılın Ne Zaman Başlayıp Ne Zaman Bitmesi Gerektiğine Kim Karar Verdi?

Birçok ülkede Yeni Yıl 1 Ocak’ta başlıyor. Ancak bu her zaman böyle değildi. Aslında yüzyıllar boyunca 25 Mart ve 25 Aralık da dahil olmak üzere diğer tarihler takvimin başlangıcını işaret ediyordu. Peki 1 Ocak neden ve nasıl yılbaşı oldu?

Aslında bunun için Roma kralı Numa Pompilius’a teşekkür edebiliriz. Kendisine teşekkür etmemizin nedeni de hükümdarlığı sırasında (MÖ 715-673), Roma takvimini ilk ay olarak Mart ayının yerini Ocak alacak şekilde revize etmesiydi. Ocak ayına, Roma tanrısı Janus’un adı verildiği için bu dönemin ruhuna uygun bir seçimdi. Eğer bu revizyon olmasaydı günümüzde yeni yılı 1 Ocak yerine 1 Mart’ta kutluyor olabilirdik.

Yeni Yıl Neden 1 Ocak'ta Başlıyor? Bir Yılın Ne Zaman Başlayıp Ne Zaman Bitmesi Gerektiğine Kim Karar Verdi?
Roma takvimiyle ilgili bilgilerimiz antik yazarların aktarımlarına ve çoğunlukla görseldekine benzer takvim örneklerine dayanmaktadır

Bilindiği üzere Roma’da din daima politikayla iç içe olmuştur. Bunun sonucunda da Romalılar, cumhuriyetin MÖ 509’da kuruluşundan dağılma evrelerine kadar takvimlerinde bir kaç kez değişiklik yapmak zorunda kaldılar. Roma’da takvimin Cumhuriyet öncesi, Cumhuriyet Dönemi ve Iulius (Caesar) sonrası olmak üzere üç ana gelişim evresi vardır.

Romalıların Romulus’un Dönemi Takvimi

Romulus ve Remus, Roma Mitolojisine göre MÖ 753’te Roma şehrinin kurucularıdır. 

Başlangıçta Roma takviminde 10 ay ve 304 gün vardı. Bu takvim adını Roma tanrısı Mars’tan alan Mart ayı ile (Martius) başlardı. Yılın başlangıcı çiftçilere ağaçları budamaları, buğdayı ekmeleri gerektiğinin sinyalini verirdi. Takvim ılıman iklimi nedeniyle hasat zamanı olan Aralık ayına kadar devam ederdi.

Sizin de fark etmiş olacağınız gibi bu takvimde kış aylarına denk gelen kabaca 70 gün yoktu. Her ayda, diğer günlerin hesaplanmasını sağlayan referans niteliğinde üç gün vardı. Ayın ilk gününe Kalendae, 31 çeken dört ay için yedinci, diğerleri için beşinci güne Nonae ve ondan dokuz sonraki güne de Idus (Eidus) deniyordu. Romalılar tarihi belirlemek için ay başından itibaren geçen günleri toplamıyor, bunun yerine bu üç referans noktasına kadar kalan günleri sayıyorlardı. Örneğin, Temmuz’un 4. gününü en yakın referans noktasından geriye doğru sayarak, “Temmuz’daki Nonae’dan dört önceki gün” olarak ifade ediyorlardı.

Aylar aşağıdaki biçimde sıraya diziliydi. İlk aylar adlarını Tanrılardan alırdı, devamında gelenler ise ilk aya (Martius) olan uzaklıklarına göre sıralanmıştı. Örneğin September ( Eylül) adını yedinci ay anlamına gelen adını Latince yedi (septim) kelimesinden almıştır.

  • Martius (31 ) — savaş tanrısı Mars
  • Aprilis (30 ) — açmak anlamındaki aperire fiilinden gelir. Tanrıça Venus
  • Maius (31 ) — Tanrıça Maia
  • Iunius (30 ) — Tanrıça Juno
  • Quintilis (31 ) — 5. ay
  • Sextilis (30 ) — 6. ay
  • September (30 ) — 7. ay
  • October (31 ) — 8. ay
  • November 30 ) — 9. ay
  • December (30 ) — 10. ay

Ancak Ayın uzanımındaki kaymaları yani yeni ay, ilk dördün ve dolunay evrelerini temel alan bu sistem zamanla düzensizliklere yol açtı. Bu nedenle neyse ki ömrü fazla uzun olmadı.

Romalıların Numa Dönemi Takvimi

Numa Pompilius

MÖ yedinci yüzyılda, Roma’nın ikinci kralı Numa Pompilius’un saltanatı sırasında, takvimde bir değişiklik gerektiği anlaşıldı. Sonucunda zamanı tutmak tarımdan daha önemli hale gelmişti. Bu durumda da ismi olmayan kısma da iki ay adı atamak gerekiyordu. Nihayetinde bu yeni takvim aşağıda gördüğünüz biçime dönüştü.

  • Martius (31)
  • Aprilis (29)
  • Maius (31)
  • Iunius (29)
  • Quintilis (31)
  • Sextilis (29)
  • Septembris (29)
  • Octobris (31)
  • Novembris (29)
  • Decembris (29)
  • Ianuarius (29) — Tanrı Janus’u onurlandırmak için
  • Februarius (28, 23 ve 24) — bir Roma arınma festivali olan Februa’yı onurlandırmak için
  • Mercedonius (27) – Bazı yıllara eklenen fazladan ay
Bu çizim, Nero’nun Antium’daki villasının harabelerinde bulunan bir freski dolduruyor. Bize Jülyen öncesi Roma takvimini gösteriyor.

Romalılar tek sayıların uğurlu olduğuna inandıkları için yılı tek sayılı aylara bölmeye çalışmışlardı. Tek istisna, yılın sonlarına denk gelen ve uğursuz sayılan Şubat ayıydı. Romalılar ayrıca Ay ve Güneş döngüsündeki karışıklığı gidermek için iki veya üç yılda bir Mercedonius adı verilen fazladan bir ay eklemeyi düşündüler. Ancak bu işlerin sadece daha da karışmasına sebep olacaktı.

Jülyen Takviminin Doğuşu Ve Yeni Yılın 1 Ocak Oluşu

Sizin de kafanızı karıştırması muhtemel olan bu takvim elbette sıradan Romalıların da kafasını karıştırmıştı. Bu nedenle ortalama bir Roma vatandaşı, özellikle başkentten biraz uzaktaysa, duyuruları bilmediğinden dolayı genellikle tarihi de bilmezdi. Bu sorunlar giderek işleri daha da karışık hale getirdi. Zaten bu dönem Roma tarihinde “karışıklık yılları” olarak bilinmektedir.

Sonunda, MÖ 45’te Julius Caesar, Jülyen takvimi olarak bilinen bir takvimi ortaya koydu. Yılın uzunluğunu yaklaşık 11 dakika fazla tahmin etmiş olmasına rağmen, takvim artık çoğunlukla güneşle uyumluydu. Önceki takvime göre bu takvime on gün eklenmesi gerekiyordu. Bu nedenle ayların içerdiği gün sayısı günümüzde kullandığımız biçimde düzenlendi. Ancak bu ay boyunca gerçekleştirilen ritüelleri etkilememek için Şubat ayına fazladan gün eklenmedi. Bunun yerine 4 yılda bir artık günün buraya eklenmesine karar verildi. Sezar’ın yeni takviminde bir yenilik daha vardı: Yeni yıl artık 1 Ocak’ta başlıyordu.

Gregoryen Takviminin Doğuşu

Jülyen takvimi 1600 yıl boyunca neredeyse hiç değişmeden kaldı. Yüzyıllar boyunca, her dört yılda bir ortaya çıkan artık günler zamanla takvimi yine alt üst etti. İnsanlar baharın ilk gününün 20 Mart’tan 10 gün önceye kaydığını fark ettiler. Bunun üzerine Papa Gregory XIII döneminde, Aloysius Liliusa adında bir bilgin, takvimi mevsimlerle senkronize ve Paskalya’yı mümkün olduğunca bahar ekinoksuna yakın tutacak yeni bir sistem tasarladı.

4 Ekim tarihinin ardından 15 Ekim takvimde yerini aldı; yani aradaki on gün aslında kayıptı.

Yeni takvimi mevsimlerle uyumlu hale getirmek için, Papa’nın mevcut takvimden 10 gün kesmesi gerekiyordu. 4 Ekim 1582 Perşembe (Jülyen takviminde) ardından 15 Ekim 1582 Cuma (Gregoryen takviminde) geldi. Aradaki 11 gün de yaşanmadı.

Günümüzde Gregoryen takvimi uluslararası bir standart olarak kabul edilmektedir. Ancak Afganistan, Etiyopya, İran, Nepal ve Suudi Arabistan dahil olmak üzere birçok ülke bunu hala benimsememiştir. Ayrıca bazı ülkeler Gregoryen takvimini diğer takvimlerin yanında kullanır.

Örneğin İsrail ayrıca İbranice takvimi kullanır. Bazı Ortodoks kiliseleri de revize edilmiş bir Jülyen takvimini kullanmayı tercih eder. Bu da onların Noel’i Jülyen takviminde 25 Aralık Gregoryen takviminde 7 Ocak’ta kutlamalarına neden olur. Sonuçta gördüğünüz gibi işin içine siyaset ve din karıştığında zamanı belirlemek hala çok da kolay değildir.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu