
İnsanın dünyadaki konumunu belirleyen bazı faktörleri düşünün. Zeka, para, aile, karakter, dış görünüş, şöhret, çevre, güç, başarı… Ancak öyle bir an oluyor ki bazen neye sahip olursanız olun, hayatınızla ilgili bir buhran yaşamaktan kaçamıyorsunuz. Bu an ‘reddedilme’ anı.
Bir işe, bir okula, bir ülkeye kabul edilme, bir hayaliniz için kabul ettirmek zorunda olduklarınız ve daha nice durum karşısında reddedilme gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalabilirsiniz. Reddedilme riskimizin önceden yakın sosyal çevremizle sınırlı idi.
Ancak şimdi sosyal medya ile her birimiz yüzlerce, hatta binlerce insana bağlı olduğumuzdan, paylaştıklarımızın veya mesajlarımızın sosyal medyada görmezden gelinmesi gibi basit bir şey bile reddedilme hissine sebep olabiliyor.
Duygusal yaralar görünmez olmasına rağmen, ıstırap, sıkıntı ve stres giderek daha yaygın hale geliyor. Artık Twitter’da takibi bırakma, Instagram gönderisini beğenmeme, bir flört sitesinde eşleşmeme ya da tatillerde yalnız kalma gibi önemsiz şeyler bile reddedilme acısı yaşamamıza neden olabiliyor.
Ve hepimiz biliyoruz ki reddedilme acıtıyor ve sinirbilimin bizlere gösterdiği gibi bu acının gerçek bir acıdan herhangi bir farkı yok. Başka bir deyişle beyin, bir ayrılığın acısı ile kırık bir kolun acısı arasındaki farkı anlayamıyor.

Reddedilmek Neden Acıtıyor?
Araştırmacı Naomi Eisenberg, sosyal acının (başkaları tarafından reddedilip hayal kırıklığına uğratılması gibi) ve fiziksel acının beynin aynı bölgelerinde hissedildiğini keşfetti. Reddedilme acısının hatırlanması, beynin fiziksel acıya maruz kaldığımızda uyarılan bölümlerini uyarıyor. Beyin duygusal acıyı ve fiziksel acıyı aynı şekilde işlemezken, reaksiyon ve ardışık olaylar çok benzerdir. Her iki olay sırasında da doğal bir kimyasal salgılanmaktadır.
Örneğin, birisi fiziksel bir acı hissettiğinde, beyinde opioidler salınmaktadır. Artık aynı deneyimin, bir kişinin başkaları tarafından küçümsendiğini veya reddedildiğini hissettiğinde meydana geldiğini biliyoruz. Beynin doğal ağrı kesici tepkisi insanlar arasında farklılık gösterir. Bazıları sosyal reddetme sırasında diğerlerinden daha fazla opioid salgılar.
Bu da bazılarının daha güçlü veya daha uyumlu bir koruyucu yeteneğe sahip olduğu anlamına gelir. Bu nedenle, ne kadar çok opioid salınırsa, acıda o kadar fazla azalma olur. Bunun sonucunda da kişi sosyal olarak kabul edildiğini veya onaylandığını hisseder ve hayattan daha fazla keyif alır. Sosyal kaygı, panik atak ve depresyona yatkın olanların daha az opioid saldığı ve bu nedenle olumsuz sosyal deneyimlerden daha fazla etkilendiği düşünülmektedir.
Reddedilme Acısı İle Başa Çıkmak İçin Ne Yapabiliriz?
‘SWOT Analiz’ diye bir kavram kullanılıyor pazarlamada. Şirketler güçlü, zayıf yanlarını, fırsatlarını ve tehditlerini analiz etmek için kullanıyor bu kavramı. Burada SWOT’ u bireye indirgeyin.

Eleştiri yaparken, reddedilme acısıyla insanlar zayıf yanlarına daha da odaklanıp kendi kendini bir girdaba sürüklemeye meyilli olsa da, kendinizi eleştirirken adil olun ve güçlü yanlarınızı harcamayın. Hayatınızdaki imkanlarınızı görebilin. Nice imkanınızı, kendi kendinize yaşadığınız savaşın tehditlerine teslim etmemeniz gerektiğini hatırlayın.
Bilim insanları da reddedilme acısı ile kendimizi acımasızca eleştirmekten kaçınmamızı, özgüvenimizi korumamızı, sosyal bağlarımızı hatırlamamızı öneriyor. Hepimiz meşgulüz, hepimizin bizi uyaranlarla bombardımana tutan bir çevresi var. Bunun sonucunda da hepimiz önceliklerimiz konusunda seçici olmaya çalışıyoruz. Diğer bir deyişle reddedilme ‘sizden’ kaynaklı bir sorun olmayabilir. Bunu unutmamalısınız.
Eleştiri yapmak, dönem dönem artı ve eksilerimizle kendimizi sorgulamak, farkındalık adına çok önemli bizler için. Ama, zihninizin yazdığı senaryoların oyununa gelmeyin. Hangi alanda hangi konuda reddedilseniz reddedilin, sadece eksilerinize odaklanıp saldırmayın kendinize. Eksilerimiz bizim için gelişme yolunda adım olmalı. Doğru sorular sormak, dürüst olmak, fark etmek, artılarımızı unutmamak, iyi bir cevaba yaklaştırabilir bizleri.
Ayrıca dönem dönem var olan olumsuz duyguları da kabullenmemiz gerekir. Bu noktada aslı önemli olan bu duygulara fazla değer atfetmemek olacaktır. Sonucunda bu duygular zaman içinde azalır. Nihayetinde bedenlerimiz, tıpkı fiziksel acı gibi zamanla duygusal reddetme acısı ile de başa çıkacaktır.
Yazımızın devamında göz atmak isterseniz: Beynimiz Acıyı Hissedemiyorsa Başımız Neden ve Nasıl Ağrıyor?
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Why rejection hurts so much — and what to do about it; Yayınlanma tarihi: 8 Temmuz 2015; Bağlantı: https://ideas.ted.com
- 10 Surprising Facts About Rejection; Yayınlanma tarihi: 3 Haziran 2013; Bağlantı: https://www.psychologytoday.com/
- Rejection And Physical Pain Are The Same To Your Brain. Yayınlanma tarihi: 25 Aralık 2015; Bağlantı: https://www.forbes.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel