Kimya

Altın Neden Tarih Boyunca Değerli Bir Metal Olmuştur?

Tarihin farklı dönemlerinde hemen hemen her uygarlık, altını bir para birimi veya para birimi destekçisi olarak kullandı. Bunun için aslında bir çok haklı gerekçeleri vardı. Antik filozof Aristoteles, paranın dayanıklı, tutarlı ve kullanışlı olması gerektiğini ve kendi başına bir değere sahip olması gerektiğini yazmıştı. Altın tüm bu özellikleri karşılıyordu.

Altın Neden Tarih Boyunca Değerli Bir Metal Olmuştur?
Para ve süs eşyası başta olmak üzere altın hayatta yerini almıştır.

Altın ( Gold) adını Latince aurum (“sarı”) kelimesinden alır. Uzun ama oldukça gizemli bir geçmişi olan bir elementtir. Örneğin periyodik tablodaki keşfedicisi bilinmeyen 12 elementten biridir. Diğerleri karbon, kükürt, bakır, gümüş, demir, kalay, antimon, cıva, kurşun, çinko ve bizmuttur.

Kimin keşfettiğinden emin olmasak da, eski Mısırlılar tarafından M.Ö. 3000 yılında bile bilindiğini ve değerli kabul edildiğini gösteren dar bilindiğini gösteren kanıtlar vardır. Tarihsel olarak birincil kullanımı mücevher amaçlıdır ve aslında günümüzde de durum çoğunlukla aynıdır.

Altın Neden Tarih Boyunca Değerli Bir Metal Olmuştur?
Mısır firavunu Tutankhamun’un maskesi, dünyadaki en ünlü antik eserlerden biridir. 
Yarı değerli taşlarla süslenmiş çoğunlukla altından yapılmıştır 

Altın, eski çağlardan beri değerlidir ve bunun pek çok nedeni vardır. Öncelikle bu statüye ulaşmasına yardımcı olan şey, estetik çekiciliğidir. Ayrıca, düşük bir erime noktasına sahip olması ve kolay şekil alabilmesi de madeni para veya mücevher üretmede onu cazip kılmıştır. Kolay yok olmaması (şimdiye kadar bulunan veya çıkarılan altının neredeyse tamamı hala ortalıkta) ve elbette en önemlisi nadirliği, altın neden değerlidir sorusunun cevabıdır. Çıkarılan altının miktarı hiçbir zaman onu değersizleştirmeye yetmemiştir.

Hepimiz yıldız tozundan oluştuk ve altın da bir istisna değildir.

Periyodik tablodaki tüm ağır elementler gibi, çok fazla altın dünyamızda kolayca erişebileceğimiz bir noktada yoktur. Aslına bakarsanız altın dünyaya, gezegenin oluşumundan yaklaşık 200 milyon yıl sonra, altın ve diğer metallerle dolu göktaşları yüzeyini bombaladığında ulaşmıştır. Bu nedenle de dünyadaki altının yüzde 99’unun ayaklarımızın binlerce kilometre altında gömülüdür. 

Altın periyodik tabloda, insanın para birimi olarak seçtiği tek elementtir. Peki neden osmiyum ya da krom değil? Aslında bunun cevabını anlamanız için periyodik tabloyu incelemeniz gereklidir.

Neden Para Birimi Olarak Altını Seçtik?

Tabloda yer alan asil gazlar ve halojenler bir para birimi olamaz. Alkali ve toprak alkali metaller de çok tepkiseldir. Bu nedenle bunları da listeden çıkartabiliriz. Radyoaktif olanları da çıkartalım. Sonuçta elimizde yaklaşık 50 elementten oluşan bir grup olan geçiş ve geçiş dışı metaller kalacaktır.

Altın, periyodik tablonun 79. elementidir ve Au sembolü ile gösterilir. Altının çekirdeği 79 nötron ve 79 protondan oluşur, bu da onu ağır ve yoğun yapar.

Ayrıca para birimi olarak seçeceğimiz şeyin nadir olmasını da isteriz. Bu düşünce biçimi ile periyodik tabloda doğada bol bulunma özelliğine sahip olan elementleri de eleyebiliriz. Aslında periyodik tabloyu tek tek incelediğimiz zaman her kutucuğun sakıncalı bir özelliği olduğunu fark edeceksiniz. Tüm bunlar bize beş element bırakıyor: rodyum, paladyum, gümüş, platin ve altın. Ve hepsi, değerli metaller olarak kabul ediliyor.

Bu arada tablonun zaman içinde güncellendiğini ve baştan beri tüm kutucukların dolu olmadığını da hatırlamak önemli. Bu nedenle,1800’lerin başına kadar keşfedilmedikleri için rodyum veya paladyumu da listeden silmemiz gerekir. Platinin erime noktası 1.768 santigrat olduğu için onu da silersek geriye sadece altın ve gümüş kalır.

Gümüş hava ile temas ettiği zaman kararır. Bu durumda da elimizde sadece altın kalacaktır. Altın elementinde atomlar olması gerekenden ağırdır ve sıkı sıkıya çekirdeğe yaklaşmışlardır. Bu yüzden en dıştaki elektron da diğer elektronlarla beraber çekirdeğe yakın durur ve tepkimeye girmez. Bu nedenle de parlak sarı rengini kaybetmez.

altin-sikke.j
Pers imparatorluğundan kalma bir altın sikke. MÖ 420 civarları

Bu özellikleri nedeniyle altın, paranın temeli haline geldi ve ulusların para birimlerinin desteği olarak altın rezervleri tutmasını gerektiren altın standardı sırasında da resmi bir parasal rol oynadı.

Altın Günümüzde Neden Hala Değerli?

Doğada oldukça az ama neredeyse katışıksız halde bulunan havadan ve sudan etkilenmeyen, bu yüzden kara­rıp paslanmayan kolay işlene­bilen altın, belki de işte özel­ikleri ile insanlığın ortak tutkusu olmayı başar­mıştır. Bu hikaye, dünyadaki birçok kültür için başlangıçta neden altın ve gümüşün tercih edilen para birimi olarak seçildiğini açıklıyor. Ancak günümüzde rağbet görmeye devam etmesinin nedeni bundan biraz daha farklı.

Periyodik tablodaki elementlerin dokuzu, nükleer tıpta kullanılan, radyoaktif izotoplara sahip, doğal olarak oluşan elementlerdir. Altın radyoaktif değildir ancak yine de altın içeren ilaçlar tıpta çok faydalıdır. Altının özellikleri onu uzay araştırmalarının önemli bir parçası haline getirir. Sonucunda yüksek elektrik iletkenliği ve korozyona karşı bağışıklığı nedeniyle altın uydu bileşenlerinde kritik öneme sahiptir.

altın
Altına verdiğimiz bu değerin temel nedenlerinden birisi, diğer metallerden farklı olan, sarı rengi idi.

Altın nanoteknolojide de giderek daha fazla kullanılmaktadır. Nanoyapılar olarak da adlandırılan nano ölçekli nesneler o kadar küçüktür ki malzemeler tamamen farklı kimyasal ve fiziksel özelliklere sahiptir. Bu da bu malzemelerden bambaşka amaçlar için faydalanabileceğimiz anlamına gelir.

Altının belirgin bir sarı rengi vardır. Ancak çok küçük parçalara bölündükçe, altın nanopartiküllerinin göreceli boyutuna bağlı olarak kırmızı ve mor arasında renk değiştirmeye başlar. Bu tür nanopartiküller çeşitli uygulamalarda kullanılmaktadır. Örneğin hamilelik testlerinde baktığınız kırmızı boya aslında bu altın nanopartiküllerden oluşmaktadır. Altın nanopartiküllerinin etkili bir katalizör olduğu da kanıtlanmıştır. 

Sonuç olarak

Avustralya’nın Yeni Güney Galler kentindeki Barrick Cowal Altın Madeni

Uzmanlar altının henüz keşfedilmemiş daha birçok kullanım alanı olduğunu düşünüyor. Bu nedenle altın uzun bir süre daha değerli kalacak gibi gözüküyor. Sonuç olarak altın dünyanın en pahalı maddelerinden biri olmayı sürdürüyor ancak bu süreçte de altın madenciliği gezegenimizi yok ediyor. Yukarıda listelediğimiz nedenlerden hiçbiri altın madenciliğinin insani ve ekolojik açıdan yarattığı şaşırtıcı bedeli haklı göstermeye yetmiyor.


Kaynaklar ve İleri okumalar:

  • From medicine to nanotechnology: how gold quietly shapes our world. Yayınlanma tarihi: 2 Nisan 2019. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: From medicine to nanotechnology: how gold quietly shapes our world
  • Why Do Humans Value Gold and Silver So Much? yayınlanma tarihi: 8 Temmuz 2022; Kaynak site: Science ABC. Bağlantı: Why Do Humans Value Gold and Silver So Much?/
  • Lezak, Stephen & Wilson, Cavin & Ansar, Atif & Bazilian, Morgan. (2022). The case against gold mining. Environmental Research Letters. 18. 10.1088/1748-9326/ac9f26.
  • Raubenheimer, Helgard & Schmidbaur, Hubert. (2014). The Late Start and Amazing Upswing in Gold Chemistry. Journal of Chemical Education. 91. 2024-2036. 10.1021/ed400782p.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu