
Altın tarihte kendisine özel bir yer edinmiş, ona ilk rastlandığı dönemlerden beri, insanlığın en büyük ortak değer birimi olmuştur. Bu nedenle hem geçmişte hem de günümüzde kendisine ekonomik bir değer atfedilmektedir. Para ve süs eşyası başta olmak üzere birçok farklı versiyonu ile hayatta yerini almıştır.
Geçmişte sadece tezgâh üstü piyasalarda (kuyumculuk sektörü vb.) ciddi bir ticari hacme sahip olan altın, günümüzde hem ilgili piyasalarda hem de finansal piyasalarda görülmektedir.
Önceleri tanrısallık simgesi sayılan ve bu yüzden de tanrılara sunulan adaklara malzeme olan altın, tanrısal iktidarın yerini siyasal iktidara bırakmasıyla, efendi değiştirmiş ve kralların madeni olmuştur. Günümüzde ise gücün simgesi olan para, altını da esareti altına almıştır.

Oysa biliyoruz ki aslında hiçbir doğal maddenin insanın ona biçtiği değer dışında kendine ait bir değeri yoktur. Bunun anlamı, altın ve gümüş vb gibi değerli kabul ettiklerimiz, yalnızca değerli olduğuna karar verdiğimiz içindir.
Toplumlar oluşmaya başladığında ve ticaret daha yaygın bir fenomen haline geldiğinde, standartlaştırılmış bir para birimi biçiminin geliştirilmesi gerekiyordu. İnsanlık bu noktaya kadar çeşitli türlerde metalleri çoktan keşfetmişti. Sonucunda zamanla metallerin, çok daha dayanıklı oldukları anlaşılacaktı. Ayrıca saflaştırılıp manipüle edilebilmeleri de kolaydı.
Neden Para Birimi Olarak Altını Seçtik?

Altın periyodik tabloda, insanın para birimi olarak seçtiği tek elementtir. Peki neden osmiyum ya da krom değil? Aslında bunun cevabını anlamanız için yukarıdaki Periyodik tabloyu incelemeniz gereklidir.
Tabloda yer alan Asil gazlar ve halojenler hiçbir zaman bir para birimi olamaz. En başta bu grubu eleyebiliriz. Alkali metaller ve toprak alkali metaller de çok tepkiseldir. Bu nedenle bunları da listeden çıkartabiliriz. Radyoaktif olanları da çıkartalım. Sonuçta cebimize koyacağımız şeyin bizi kanser yapmasını istemeyiz.
Yaklaşık 50 elementten oluşan bir grup olan geçiş ve geçiş dışı metaller, manipüle edilebildikleri ve bir şekilde dayanıklı oldukları için aslında seçilmeye uygundur. Bununla birlikte, bu elementlerinde seçilmemesi için bariz nedenler vardır. Bu elementlerin birçoğunun çıkarılması zordur. Bazıları çok yüksek derecede erime sıcaklıklarına sahiptir.
Ayrıca para birimi olarak seçeceğimiz şeyin nadir olmasını da isteriz. Bu düşünce biçimi ile periyodik tabloda doğada bol bulunma özelliğine sahip olan elementleri de eleyebiliriz. Aslında periyodik tabloyu tek tek incelediğimiz zaman her kutucuğun sakıncalı bir özelliği olduğunu fark edeceksiniz.
Tüm bunlar bize beş element bırakıyor: rodyum, paladyum, gümüş, platin ve altın. Ve hepsi, değerli metaller olarak kabul ediliyor.
Bu arada tablonun zaman içinde güncellendiğini ve baştan beri tüm kutucukların dolu olmadığını da hatırlamak önemli. Bu nedenle,1800’lerin başına kadar keşfedilmedikleri için rodyum veya paladyumu da listeden silmemiz gerekir. Platinin erime noktası 1.768 santigrat olduğu için onu da silersek geriye sadece altın ve gümüş kalır.
Gümüş hava ile temas ettiği zaman kararır ve değerli görünümünü uzun süre koruyamaz. Bu durumda da elimizde sadece altın kalacaktır. Doğada oldukça az ama neredeyse katışıksız halde bulunan havadan ve sudan etkilenmeyen, bu yüzden kararıp paslanmayan kolay işlenebilen altın, belki de işte özelikleri ile insanlığın ortak tutkusu olmayı başarmıştır.
Okuma Önerisi: Altın Nasıl Oluştu? Dünyadaki Tüm Altın Yıldızlardan mı Geliyor?
Altın Günümüzde Neden Hala Değerli?

Yukarıdaki hikaye, dünyadaki birçok kültür için başlangıçta neden altın ve gümüşün tercih edilen para birimi olarak seçildiğini açıklıyor. Ancak günümüzde rağbet görmeye devam etmesinin nedeni, dünya, küresel ekonomisinin bir zamanlar altın standardına bağlı olmasıdır.
Altın standardı, bir ülkenin para biriminin doğrudan altına bağlı bir değere sahip olduğu parasal bir sistemdir. Örneğin, 10 dolarınız varsa, bu 10 dolar değerinde altınınız olduğu anlamına gelir. Sahip olduğunuz para, varsayımsal olarak sahip olduğunuz bir miktar altını temsil eder.
Bu sayede de altın ile doların ilişkisi 1944-1973 tarihleri arasında “Bretton Woods” sistemiyle başladı. Bu sistemle beraber 1 ons altın = 35 dolara eşitlendi. İngiltere, altın standardını uygulayan ilk ülke oldu.
Altın standardının temel faydası, bir ülkenin ekonomisini istikrara kavuşturabilmesi ve enflasyon, borç ve bütçe açıklarına karşı koyabilmesidir. Ancak negatifler, pozitiflerden çok daha ağır bastığı için çoğu ülke, 20. yüzyılın bir noktasında altın standardını terk etmiştir. Çünkü bu sistem, mali krizler ve durgunluklar sırasında son derece sorunludur.
Sonucunda altın bir zamanlar para birimi olarak kullanılması en uygun olan elementti. Ancak küresel para birimi sistemleri için güvenilir bir temel değildir. ( Detaylar için: Dolar ile Altın Neden Ters Orantılıdır? Biri Artınca Diğeri Neden Azalır?)
Kaynaklar ve İleri okumalar:
- Why Do Humans Value Gold and Silver So Much? yayınlanma tarihi: 8 Temmuz 2022; bağlantı: https://www.scienceabc.com/
- Why Has Gold Always Been Valuable?; yayınlanma tarihi: 14 Ocak 2022; Bağlantı: https://www.investopedia.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel