Günlük Hayatımızda Matematik

Ortalamaya Geri Dönüş: Başarı Neden Zamanla Gerileyecektir?

Ortalamaya gerileme ya da ortalamaya geri dönüş çoğunlukla zararsızdır ancak yarattığı değişim yanlış yorumlandığında sorun haline gelir.

ortalamaya geri dönüş

Hepimizin hayatında bulunmaktan çok keyif aldığımız ve asla bitmemesini istediğimiz ortamlar olur. Mekan, hava, yemekler, sohbet her şey harikadır. Ancak aynı deneyimi tekrar yaşama çabası bir hayal kırıklığı olacaktır. Bunun nedeni, mükemmel akşamınızın, tamamı sizin lehinize olan bir dizi tesadüfi olaydan kaynaklanmasıdır.

Mükemmel bir deneyimi tekrarlamaya çalıştığınızda, en az bir şeyin kusurlu olması muhtemeldir. Yan masadaki çift gürültücü bir biçimde konuşur ya da garson siparişinizi yanlış getirir. Neyse ki eğer berbat bir deneyimi tekrarlamak zorunda kalırsanız, ikinci seferde muhtemelen o kadar da kötü olmayacaktır. Bu olguya “ortalama gerileme” veya “ortalamaya geri dönüş” ( Regression To The Mean) adı verilmektedir. Bu terim ilk olarak Sir Francis Galton tarafından kullanılmıştır.

Dışarıda geçirdiğiniz gecelerin kalitesini takip ederseniz, yukarı ve aşağı dalgalanmalar olduğunu görürsünüz. Ancak yine de nihai sonuç ortalamanın etrafında gezinecektir.

Ortalamaya Geri Dönüş Nedir?

Galton, ebeveynlerimizden edindiğimiz mirasımızın kaderimizi ne ölçüde etkilediğini belirlemeye karar vermişti. Ölçmesi kolay olduğu için insanların boylarını incelemeye başladı. Galton ve herkesin bildiği gibi, uzun boylu anne babanın çocukları da uzun boylu olma eğilimindedir. 1.90 boyunda bir adam 1.80 boyunda bir kadınla evlenirse, bu anne babanın oğulları ve kızları ortalamadan daha uzun boylu olacaktır.

Bir popülasyonda çok kısa veya uzun ebeveynler gibi aykırı değerler var olabilir. Ancak çocukları bir biçimde o popülasyondaki ortalama boya daha yakın olacaktır.

İşte bu noktada Galton’un dikkat çekici buluşu geldi. Bu çocuklar, anne babaları kadar uzun olma eğiliminde değillerdi. Aynı durum, kısa boylu anne baba için de tersi yönde geçerliydi; bu ailelerin çocukları kısa olma eğilimindeydiler fakat anne babaları kadar kısa değillerdi. Galton, ortalamaya geri dönme ya da ortalamaya gerileme olarak adlandırılan durumu keşfetmişti.

Galton, 1889 tarihli Natural Inheritance (Doğal Kalıtım) kitabında şunları yazmıştı. “Bu, her ne kadar ilk bakışta paradoksal görünse de teorik yönden olması gerekli olan bir gerçektir ve gözlem yoluyla net bir şekilde doğrulanmıştır. Çocuklar yetişkin hale geldiklerinde boyları genel olarak anne babalarının boylarına göre daha sıradan olacaktır.”

galton-
Galton, zeka gibi psikolojik yeteneklerin ölçümü olan psikometri olarak bilinen alanı kurdu. 1866’dan 1869 yılına dek, yedi yıl boyunca, yetenek ve üstünlüğün kalıtımsal özellikler olduğunu göstermek amacıyla yığınla kanıt toplamıştı. Sonra da, ulaş­tığı sonuçları en önemli çalışması olan Hereditary Genius (Kalıtımsal Deha) adlı kitabında özetlemişti.

Galton şunu anlamıştı: Boyu belirleyen doğuştan gelen özelliklerin ve dış faktörlerin belirli bir kombinasyonudur. Bu dış faktörler bulunduğumuz çevreyi, çocukluktaki sağlığı veya basitçe şansı içerir. Uzun boylu insanlar uzun boylu olurlar çünkü kalıtımları uzun olmalarını sağlar. Diğer bir deyişle bu kişiler iyi genlerle doğmuşlardır. Ancak aynı zamanda bulundukları çevreden ve şanstan da yardım almışlardır.

Ortalamaya Gerileme Neden Gerçekleşir?

Uzun boylu kişilerin çocukları genlerini paylaşacaktır. Ancak bu çocukların boylarını kalıtımın gerektirdiğinden daha fazla uzatmak üzere dış faktörlerin bir kez daha bir araya gelmeleri olası değildir. Bu nedenle bu çocuklar ortalama bir insandan daha uzun boylu olacaklar ancak anne babaları kadar uzamayacaklardır. Bu durum kalıtımla şansın iç içe işleyişinin basit bir sonucudur.

İnsan boyu kısmen genetik kısmen de çevresel faktörler ile belirlenecektir. Çalışmalar, zamanla beslenme geliştikçe insanların boyunun uzadığını buldu. Bu, kalsiyum, protein ve diğer besinler açısından zengin bir diyetle beslenen çocukların büyüme potansiyellerini en üst düzeye çıkarabileceklerini göstermektedir.

Ortalamaya gerileme şans eseri gerçekleşir ve bu nedenle şansın olduğu her yerde meydana gelir. Aslında zaman içinde rastgele dalgalanmalar içeren yaşamdaki hemen hemen her koşul, potansiyel olarak ortalamaya geri dönüş etkisine tabidir.

Neden büyük bir çıkış yapan yazarın ikinci romanı ya da popülerlik patlaması yaşayan bir grubun ikinci albümü çok nadiren ilki kadar iyidir? Bunun sebebi, çoğu sanatçının söyleyecek tek bir sözünün olması değildir. Bunun sebebi, sanatsal başarının, hayattaki diğer her şey gibi yetenek ve şansın bir karışımı olmasıdır. Bu nedenle sanatsal başarı da ortalamaya geri dönüş etkisine maruz kalır.

Futbolda bir sezonda gösterdiği performans neticesinde birkaç yıllık büyük sözleşmeler imzalayan sporcular, takip eden sezonda daha düşük performans gösterme eğilimde olabilir. Bu durumun olası bir çok nedeni olsa da nedenlerden biri de ortalamaya geri dönüş olacaktır.

Büyük sözleşmeyi imzalamaları çok iyi bir yıl geçirmenin bir sonucudur ve bu sonucun ortaya çıkmasına şans faktörü de katkı sağlamıştır. Ancak aynı restoran örneğimizde olduğu gibi aynı faktörlerin bir sonraki sezonda bir daha bir araya gelmesi olası değildir.

Biyologlar ortalamaya geri dönüşün biyolojiden kaynaklandığını düşünme eğilimindedir. İşletmeciler ortalamaya geri dönüşün rekabetin bir sonucu olduğunu düşünür. Edebiyat eleştirmenleri ise ortalamaya geri dönüşü yaratıcı yeteneklerin yorulmasına atfederler ancak altta yatan sebep bunların hiçbiri değildir. Asıl sebep matematiktir.

Sonuç olarak

Ortalamaya gerileme her yerdedir. Bugün işlerin “normale” döneceği beklentisiyle aldığımız her kararda, ortalamaya dönüş kavramını kullanıyoruz. Bunun farkında olmak olağandışı olaylara aşırı tepki vermekten kaçınmanıza yardımcı olacaktır.

Elbette kimi durumlarda bu ilginç durumu kendi lehinize de kullanmanız olasıdır. Notlarınız beklediğinizden düşük mü geldi. Suçu ortalamaya gerilemeye atabilirsiniz.

Ortalamaya gerilemeyi göz ardı etmek kötü sonuçlar da doğurabilir: Örneğin öğretmenler böylece cezanın övgüden daha etkili olduğu fikrine varır. En iyi sınav sonuçlarını elde eden öğrenciler övgü alır. En kötü notları alanlar ise ayıplanır. Bir sonraki sınavda büyük olasılıkla başka öğrenciler en üst ve en alt sıralarda olacaktır. Bunun üzerine öğretmen şu sonuca varır: Ceza işe yarar, övgü zarar verir. Bu yanlış bir sonuçtur

Örneğin, bir hastane işlettiğinizi ve size hastane kaynaklı enfeksiyonların geçen ay ortalamadan beş kat daha yüksek olduğunun söylendiğini hayal edin. Bir meslektaşınız size sebebini bildiklerini ve daha fazla belli bir antibiyotiği kullanılarak sorunun çözülebileceğini söylüyor olsun. Onun fikrini kabul edebilirsiniz. Bunun sonucunda sonraki ay enfeksiyonlarda azalma da gözlenebilir.

Bu durumda zihniniz nedensel bir bağlantı kuracak ve antibiyotiklerin gerekliliğine ikna olacaksınızdır. Oysa ki olağandışı enfeksiyon oranı tesadüfi olaylardan da kaynaklanmış olabilir. Ancak bunu göz ardı etmek pek çok potansiyel sorunu da beraberinde getirecektir. Buna bir çözüm biraz daha fazla veri toplamak ve acele karar vermemektir. Çünkü ortalamaya geri dönüş her yerdedir.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Barnett AG, van der Pols JC, Dobson AJ. Regression to the mean: what it is and how to deal with it. Int J Epidemiol. 2005 Feb;34(1):215-20. doi: 10.1093/ije/dyh299. Epub 2004 Aug 27. Erratum in: Int J Epidemiol. 2015 Oct;44(5):1748. PMID: 15333621.
  • Regression to the mean, or why perfection rarely lasts. Yayınlanma tarihi: 26 Mart 2017. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Regression to the mean, or why perfection rarely lasts
  • Morton V, Torgerson DJ. Effect of regression to the mean on decision making in health care. BMJ. 2003 May 17;326(7398):1083-4. doi: 10.1136/bmj.326.7398.1083. PMID: 12750214; PMCID: PMC1125994.

Matematiksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu