Günlük Hayatımızda Matematik

Antik Çağlardan Günümüze Kalan Bir Miras: Dama Oyunu

Eğlenmek için fazla seçeneğin olmadığı antik dönemlerde insanların zar oyunları, tavla, satranç, senet gibi oyunlarla zaman geçirdiğini günümüze ulaşan arkeolojik bulgulardan biliyoruz. Ancak hangisinin ilk olduğunu bilmek çok da kolay değil. Sonuçta anlayabildiğimiz kadarıyla bir çok masa oyununun tarihi Antik Mısır’a kadar uzanıyor. Ancak bunların arasında satranç ve dama oyunu biraz daha öne çıkıyor. Hatta bir çok tarihçi dama oyunun insanlık tarihinin en eski oyunu olduğu konusunda da ısrar ediyor.

Bu oyunun en erken biçimi Irak’ta eski Mezopotamya’nın kadim şehri Ur’da gün yüzüne çıktı. Arkeologlar yaptıkları ölçüm sonucunda MÖ. 3000’li yıllara ait olduğunu hesapladılar. Ayrıca Antik Mısır’da da Alquerqe isimli 5×5’lik bir tahtada benzer bir strateji oyunu oynandığını biliyoruz.

Tüm bunlar sonucunda da bazı ülkelerde Checkers ya da Draughts adı ile bilinen bu oyunun en eski tahta pano oyunlarından biri olduğuna şüphe yok gibi gözüküyor. Ancak ne yazık ki taşların sayısı, tam olarak nasıl yerleştirildiği, tahtanın neye benzediği ve hamleler hakkında kesin bir bilgi sahibi değiliz.

Tam olarak ne oynadıklarını anlamak çok da kolay değil.

Yıllar içinde dama oyunu dünyada yaygınlaştı. MS 1100’de bir Fransız, oyunu bir satranç tahtasında oynanacak şekilde uyarlamaya karar verdi. Bu, binlerce yıl boyunca oyunda yapılan ilk değişiklikti. Ve yaptığı tek değişiklik bu değildi. Ayrıca her oyuncunun aldığı taş sayısını 5’ten 12’ye çıkarmayı düşündü.

O zamanlar da çoğunlukla dama oyunu kadınlar arasında sosyalleşmek için oynanırdı. Bu nedenle oyunun bu yeni versiyonu “Le Jeu Plaisant De Dames” olarak anılmaya başlandı. Zaman içinde oyuna ilgi arttı, daha fazla insan tarafından bilinir hale geldi. Farklı versiyonları ortaya çıkmaya devam etti. Sonuçta kuralları standart hale getirildi ve ilk Dama Dünya Şampiyonası 1840’ta yapıldı.

Çin daması 1892 yılında doğan başka bir tahta oyunudur. Ancak klasik dama oyununun bir çeşidi değildir. Oyun Almanya’da eski bir Amerikan oyunu olan Halma’nın bir çeşidi olarak uyarlanmıştır. Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/

Dama Oyunu Nasıl Oynanır?

Dama iki oyuncu ile oynanan bir oyundur. Her bir oyuncunun 12 taşı vardır. Her oyuncunun taşlarını kendisine en yakın ilk üç sıraya görseldeki gibi yerleştirmesi gerekir. Siyah taşa sahip olan oyuncu ilk hareketi yapar ve başlangıç seviyesinde de olsa ilk avantajı elde eder. Hamleler ileriye doğru bir kare çapraz ilerleme biçiminde olur. Pullar daima siyah kareler kalmalıdır. Amaç karşı tarafın taşlarını saf dışı etmek ya da hareketlerini imkansız hale getirecek pozisyonlar yaratmaktır. ( Uluslararası turnuvalarda oyuncuların 20 pulu vardır ve 10×10 dama tahtasında oynanır.)

Dama türleri birbirlerinden farklı olduğundan, kurallar değişebilir. Ülkemizde en çok oynanan Türk daması kuralları aktardığımız biçimdedir.

Hareketler iki kategoride olur: Esir etme ya da esir etmeme. Esir etmeyen hareketler ileriye doğru, köşegenler boyunca yapılan harekettir. Bu bir kareden boş olan başka bir kareye geçmek anlamına gelir. Esir eden hareketler yolunuz üzerinde rakibinizin taşı var ise gerçekleşir.

Bu durumda kurallar gereği bu taşın üzerinden atlamalı ve rakibin taşını oyundan çıkarmalısınız. Bir oyuncu bir kaç atlama hareketini arka arkaya yapabilir. Bu sayede de bir kaç taşı birden esir edebilir.

Bir taş karşıdaki oyuncunun panosundaki son sıraya geldiğinde ( buna kralın sırası denir) şah olur. Bu esnada bu taşın üzerine kendi taşlarınızdan birini koyarak onu taçlandırırsınız. Bu sayede bu taş artık geriye doğru da hareket etme yeteneği kazanacaktır.

Bu nedenle bu pullar ile rakibinizi yenmeniz artık çok daha kolaydır. İstediğiniz sayıda şaha sahip olabilirsiniz. Genelde oyunun bitmesi karşı tarafın tüm taşlarının yok edilmesi ile olur. Ancak karşı tarafın tüm taşları hareket edemez hali aldığı zaman da oyun sona erer.

Matematik Dünyasında Dama İçin Oyun Bitti

2007 yılında Dr. Jonathan Schaeffer ve meslektaşları, yenilmesi mümkün olmayan dama oynayan bir bilgisayar programı geliştirdiler. Chinook adı verilen bu program 18 yıllık bir çalışmanın sonucunda ortaya çıktı. Bunun sonucunda program bir oyunun her durumunda oynanacak en iyi hamleyi bilen bir bilgi veri tabanı haline geldi. Schaeffer, Chinook projesini 1989 yılında başlattı. 1990 yılında şampiyonluk için oynamaya hak kazandı.

Program 1992’deki şampiyonluk maçında kaybetti. Ancak 1994’te kazandı ve herhangi bir oyunda dünya şampiyonluğunu kazanan ilk bilgisayar programı oldu. Bu sayede de rekorlar kitabında yerini aldı. Chinook,1997’de emekliye ayrılıncaya kadar yenilgisiz kaldı. Chinook’u mükemmel dama programına dönüştürmeye odaklanan Schaeffer, 2001 yılında projeyi yeniden başlattı.

Chinook yenilmezdir ancak rakibi de mükemmel oynarsa oyun berabere biter. Yani dama oyunu iki tarafta mükemmel oynadığı takdirde kazanan tarafı olmayan bir oyundur. Chinook dama dünya şampiyonu Marion Tinsley’ e karşı oyunlarda berabere kalmıştır. Bu yazımıza da göz atmanızı öneririz: Üç Taş Oyunu Diğer Adı ile Tic-tac-toe Basit Bir Oyundan Fazlasıdır


Kaynaklar ve İleri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu