Ünlü Matematikçiler

Matematik Tarihine Damga Vurmuş 5 İlginç Matematikçi

“A Beautiful Mind” isimli filmi izlediyseniz, onlarca yıl boyunca paranoid şizofreni ile savaşan ancak öte yandan matematiğe özellikle de oyun teorisine büyük katkılarda bulunmasıyla ünlü matematikçi John Nash’in hayatını muhtemelen biliyorsunuzdur.

Biraz da bu filmin etkisi ile John Nash, matematik ve zihinsel bozukluklar arasındaki varsayılan bağlantıyı göstermek için popüler kültürde sıklıkla kullanılan klasik bir örnektir. Kendisi “Mate­matikle delilik arasında direk bir ilişki olduğunu söyleyemem ama bü­yük matematikçilerin delilik ve şizofreni gibi bulgulardan mustarip ol­duklarına şüphe yok.” söylemi ile de hatırlanmaktadır.

Matematik tarihine göz attığımız zamanlarda ruh sağlığı sorunları ile boğuşan ya da ilginç takıntıları olan matematikçiler karşımıza çıkacaktır. Bu yazıda akla gelen bir kaçına göz atalım.

1. Paul Erdös (1913 -1996)

erdös

Paul Erdös, sadece sayı teorisi, grafik teorisi, olasılık, kombinatoryal kanunlar ve diğer temalarla ilgili düzinelerce soruna ustaca çözümleriyle değil, aynı zamanda abartılı yaşam tarzıyla da yaşayan bir efsanedir. Kendisi gerekli tüm zamanını ve enerjisini matematiğe ayırabileceği şekilde kurmuştu. Tüm yaşamı boyunca bu nedenden dolayı hiç evlenmedi, herhangi bir hobi geliştirmedi ve kendini hiçbir yere bağlamadı.

Paul Erdös, daha çok matematik yapabilmek için bol miktarda “matematikçi içkisi” dediği koyu espresso ve kafein tabletleri içerek ömrünün ikinci yarısında günde 19 saat çalışırdı. Annesi ile her daim çok yakın ilişkiler içinde olan Erdös, tüm gezilerine annesi ile gitti. Ve annesinin kendisinin tüm bakımını üstlenmesine her zaman izin verdi.

Kendisinin tanımlı bir ruh sağlığı olmasa da tarihe en ilginç matematikçilerden birisi olarak damga vuran Erdös tüm dünyada saygı gördü. On beşten fazla onursal derece aldı. Sekiz ülkenin bilim akademilerine üye olarak seçildi. Detaylar için: Paul Erdös: Kahveyi Teoreme Dönüştüren Büyük Yaşlı Adam

2. Theodore Kaczynski (1942 – 2023)

167′ IQ ile Kaczynski sertifikalı bir dahiydi. 1942’de Illinois’de doğdu, liseden mezun oldu ve 15 yaşında Harvard’a girdi. 25 yaşında matematik alanında doktorasını tamamladı. Aynı yıl Berkeley tarafından işe alınan en genç profesör oldu. Bu süreç esnasında akademisyenler tarafından birinci sınıf zekası nedeniyle övülüyordu.

Ancak bu esnada da birçok tuhaf huyu göze çarpıyordu. Bunların başında aşırı utangaçlık, vücut seslerine aşırı duyarlılık, sürekli bir sallanma alışkanlığı, mikrop ve hastalık gibi sağlık konularında aşırı hassasiyet vardı. Birkaç başarılı matematiksel inceleme yayınladı. Ancak sonrasında ani bir kararla üniversitesindeki görevinden istifa etti.

İki yıl sonra da Lincoln, Montana’nın ıssız vahşi doğasında bir kulübeye taşınacaktı. Kendisi bu süreçte, ”Teknolojiye kökten son vermek ve uygarlık düzeylerine geri dönüp problem çözümlerini o şekilde bulmak”tan bahsetmeye başladı. Sonrasında da sabotaj eylemlerine, daha sonra ise kararlı ve planlı bombalamalar yapmaya başlayacaktı.

Ted Kaczynsky, Unabomber olarak da bilinmektedir. Bu kelime University ve Airline kelimelerinin kısaltmasından oluşmaktadır. İlk bomba 1978 yılında Northwestern Üniversitesi’ndeki bir profesöre gönderilmişti. Ancak kendisi şüpheli paketi yetkililere bildirmişti. Sonrasında Kaczynski, posta ile bomba yollamaya devam etti. 

1979’da ticari bir uçağın kargo ambarına bir bomba yerleştirdiğinde işin içine nihayetinde FBI karıştı. Kariyeri boyunca Kaczynski 16 bomba gönderdi, üç kişiyi öldürdü ve 23 kişiyi yaraladı. Sonucunda Kaczynski şartlı tahliye ihtimali olmayan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Kendisi yaşamını 11 Haziran 2023’de burada kaybetti. Detaylar için: Theodore Kaczynski: Unabomber Lakabı İle Bilinen Anarşist Matematikçi

3- Kurt Gödel (1906 – 1978)

Kurt Gödel, matematiksel mantık alanının tarihindeki en önemli matematikçilerden biridir. 25 yaşına geldiğinde, kendisini ünlü yapan eksiklik teoremini yazmış ve kanıtlamıştı. Bununla birlikte, hayatı boyunca Gödel birçok dönem zihinsel istikrarsızlık dönemleri yaşadı.

Ulusal Bilim Madalyası ile ödüllendirildiğinde, bir hastalığa yakalanabileceğinden korktuğu için Beyaz Saray’a ödül törenine gitmeyi reddetti. Zehirlenme konusunda takıntılı bir korkusu vardı. Bu nedenle de sadece eşinin yaptığı yemekleri yerdi.

Gödel, içine kapanık ve ilginç bir kişiliğe sahip olan matematikçiydi. Yazın kışlık giysilerle dolaşır, hortlaklara inanır, buzdolabı gazıyla zehirlenebileceğine inandığı için evinde kapı pencere açık otururdu. Sağlıksız olmasına rağmen doktorların önerilerine uymaz, hatta tam tersi davranırdı. 1940 tarihinde yaşadığı mide kanamasında doktora gitmeyi reddettiği için ölümden dönecekti.

1955 yılında yakın dostu Einstein ölünce daha da içine kapandı. Sonrasında da sadece en yakınında bulunan kişilerle bile sadece telefonla konuşmayı tercih etti. 1977 yılında eşi hastalık sonucu yemek yapamaz hale gelince, Gödel yemek yemeyi tümüyle reddedecekti. Sonrasında da Princeton Hastanesi’ne kaldırıldı. Ancak orada da yemek yemeği reddedince, iki hafta sonra açlıktan yaşama veda etti. Ek okumalar: Kurt Gödel ve Eksiklik Teoremi: Cevabı Olmayan Sorular Her Zaman Vardır

4- Alexander Grothendieck ( 1928-2014)

alexander grothendieck

Alexander Grothendieck, birçok kişi tarafından 20. yüzyılın en büyük matematikçisi olarak kabul edilmektedir. Kariyerinin çoğunda cebirsel geometriye odaklanmış ve katkıları sayesinde Fermat’ın Son Teoremi de dahil bir çok problemde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak kendisi oldukça ilginç bir başka matematikçidir.

Alexander Grothendieck aynı zamanda ateşli bir aktivistti. 1988’de İsveç Akademisi tarafından Crafoord ödülü ile mükâfatlandırılmıştı Ancak kendisi 160.000 dolar değerindeki bu ödülü reddederek matematik dünyasını şaşkınlığa uğratacaktı.

Ödülü reddetme gerekçesi, bilimsel ve politik dünyanın kirliliği, yozlaşmışlığı ve dürüst olmayışıydı. Altmışlı yaşları boyunca psikolojik sorunlar yaşadı. 1991’de, çalışmalarının yer aldığı binlerce sayfa metni yaktıktan sonra, ortalıktan kayboldu.

Arkadaşları, ailesi ve meslektaşlarıyla olan bağlarını kopardı. Tüm sosyal ilişkilerini sonlandırdı. 2010’da öğrencilerinden birine yazdığı mektupta tüm çalışmalarının kütüphanelerden kaldırılmasını ve yeni basımlarının yapılmamasını isteyecekti. Kötüye ve kötülüklere meydan okuyarak devam eden yaşamı, 2014’te yılında Fransa’daki bir hastanede son bulacaktı. Kendisini daha detaylı tanımak isterseniz: Cesur ve Güzel: Alexander Grothendieck

5. Grigori Perelman

Grigori Perelman, 2002’de çoğu matematikçinin çözülemez olduğunu düşündüğü Poincaré varsayımı olarak bilinen asırlık bir matematik problemini çözen bir Rus matematikçidir. Perelman, problemi çözmekle kalmamış, aynı zamanda 33 sayfalık çözümünü ilk kez internette, erişime açık bir bilimsel arşiv sitesinde yayınlamıştı.

Sonucunda Clay Matematik Enstitüsü vermeyi vaat ettiği 1 milyon doları artık Perelman için hazırlamaya başlamıştı. Matematiğin Nobel’i olarak kabul edilen 2006 yılı Fields Ödülü de Perelman kazanmıştı. Dünya bu gizemli adamı görmek için sabırsızlanmaktaydı. Ancak o bu ödülleri kabul etmedi. 

2006 yılından önce Perelman’ın, Rusya’da çalıştığı Steklov Matematik Enstitüsü’nden istifa ettiği ve matematiği bıraktığı duyurdu. Soranlara matematik camiasından emekli olduğunu ve artık kendisini profesyonel bir matematikçi olarak görmediğini söyledi. 

Daha sonra insanlarla konuşmayı bıraktı ve Saint-Petersburg’da küçük bir apartman dairesinde annesiyle birlikte yaşamaya başladı. Aslında kendisinin zihinsel bir sorunu yoktu. Ancak oldukça sıra dışı bir düşünce tarzı vardı. Perelman aslında değerinin bilinmesinden başka bir ödül istemiyordu. Bu düşüncesinden dolayı kendisi gezegendeki en zeki ve en çılgın insan olarak anılmaktadır. Ek okumalar: Grigori Perelman Kendisine Verilen Ödülleri Neden Kabul Etmemişti?


Kaynaklar ve ileri okumalar:

Matematiksel

Sibel Çağlar

Merhabalar. Matematik öğretmeni olarak başladığım hayatıma 2016 yılında kurduğum matematiksel.org web sitesinde içerikler üreterek devam ediyorum. Matematiğin aydınlık yüzünü paylaşıyorum. Amacım matematiğin hayattan kopuk olmadığını kanıtlamaktı. Devamında ekip arkadaşlarımın da dahil olması ile kocaman bir aile olduk. Amacımıza da kısmen ulaştık. Yolumuz daha uzun ama kesinlikle çok keyifli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu