
Animasyon filmlerde, birbirleriyle mükemmel ilişkiler kuran, düşünen ve zihinsel açıdan insana benzeyen hayvanları izliyoruz. Evcil hayvanlarımızla kurduğumuz ilişkide de buna benzer yaklaşımların beklentisi içindeyiz. Hayvanların zekâsı söz konusu olduğunda, araştırmacılar her zaman şüpheci yaklaşımlarda bulundular. Neticede biz insanlar, onlardan farklı olarak konuşabiliyor, yazabiliyor, devasa yapılar inşa edebiliyoruz. Gezegenimizdeki diğer türlerin bunları yapmadığından yola çıkarak, kendimizi en zeki varlıklar olarak isimlendirdik.
Ne var ki zekâyı tanımlamak kolay değil. Aslında en gelişmiş IQ testleri bile bunu yapamıyor. Çünkü IQ ve hafıza birbirinden farklı şeyler. Bu testler, tüm insanların aynı becerilerde iyi olmasını bekliyor. Oysa farklı bireyler, farklı beceriler geliştirirler. Yani zekâ dediğimiz şey, net olarak ölçülemeyen göreceli bir kavram. İnsanlarda bile zekânın ölçümünü net olarak yapamazken, hayvanlar üzerinde bir değerlendirme yapmanın çok zor olduğu ortada. Ancak onları bir beceri üzerinden değerlendirmeye çalışabiliriz. Bu beceri matematikle ilgili.
Hayvanlarda Sayı Algısı Var mı?
1900lerin başında, Berlin’de Clever Hans (Akıllı Hans) isimli bir at matematik yeteneğiyle tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başardı. Bu hayvan ayaklarını yere vurarak sayı sayıyordu. Sonraları bilim insanları, aslında matematik yeteneği olmadığını, ancak hayli yüksek bir gözlem yeteneğine sahip olduğunu fark ettiler. Öyle ki bu hayvan kendisine soruyu soran kişinin cevabını bilmediği soruları doğru cevap veremiyordu. Çünkü aslında cevaba, karşısındakinin vücut dili ve yüz ifadelerinden yola çıkarak ulaşıyordu. Akıllı Hans bir asır önce sınavı geçememiş olsa da yakın zamandaki araştırmalar gösterdi ki bazı hayvanlar gerçekten “sayı algısına” ya da nesnelerin farklı miktarlarını ayırt edebilme yeteneğine sahip.
Hayvanlar da Temel Matematik Yeteneğine Sahip
İnsanlardan sonra sayısal yeteneği en yüksek olan canlıların primatlar olması şaşırtıcı olmasa gerek. 1980lerin sonlarında yapılan bir deneyde şempanzelerin, her birinde en fazla beş parça çikolata bulunan iki kâsedeki toplam miktarı bulup bu miktarı başka iki kâsedeki toplam çikolata miktarıyla kıyaslayıp daha fazla çikolata bulunan kâseleri %90 oranında doğru olarak seçebiliyorlar. Bundan yirmi yıl sonra yapılan başka bir çalışma da benzer bir sonuca ulaştı. Makak maymunları ekranda hızlıca gösterilen objeleri saymada, üniversite öğrencilerinin aynı test üzerinde gösterdikleri başarının %80’ini gösterebildi.

şempanze, müthiş hafızasıyla tüm insanlara meydan okuyordu.
Aslanların ise ses ile bağlantılı sayısal duyuları olduğu aşikâr. Geçmiş araştırmalarla görüldü ki aslan sürüleri, yakınlardaki bir başka sürüden gelen kükreme sesinden (ki bu ses onlara hoparlörden dinletiliyor) o sürüde kaç birey olduğunu tahmin edebilir. Bu sayede kendi sürüsündeki birey sayıyla bu sayıyı kıyaslar. Devamında da sürüye yaklaşma veya ondan uzaklaşma arasında seçim yapabilir. Kurtlar ve boz ayılar gibi başka memeliler ve başka sınıftaki bazı hayvanlar da nesnelerin miktarlarındaki farklılıkları ayırt edebilme yeteneği gösteriyorlar.
Arılar, karar verme ve sosyal öğrenme gibi inanılmaz bilişsel yetenekleriyle bilinmektedir. Ancak bilim insanların uzun zamandır böceklerin en azından dörde kadar sayabildiklerini biliyorlardı. 1990larda araştırmacılar, bal arılarının kovandan ne kadar uzaklaştıklarını yol boyunca yerdeki işaretleri sayarak belirlediklerini fark etti. Araştırmacılar yerdeki işaretlerin sayısını değiştirdiğinde arılar kovana dönerken kafaları karışıyordu! Yakın zamanda yapılan araştırmalar da bal arılarının farklı sayıdaki noktaları (en fazla 4) ayırt edebildiğini gösterdi.

Matematik Yeteneği Sadece Biz İnsanlara Özgü Değil!
Sahra çöl karıncası Cataglyphis fortis, herhangi bir işaretten yoksun kumlu arazide yiyecek ararken yollarını takip etmek adımlarını sayarlar. Bu sayede yuvadan ne kadar uzaklaştıklarını hesaplayabilirler. Karıncanın beynindeki son derece gelişmiş bilgisayar, karıncanın yolunun yatay izdüşümü ile ilgili bir miktar hesaplamasını sağlar. Böylece yolculuğu sırasında kumlu arazide tepeler ve vadiler geçse bile kaybolmaz.

2015’te bilim insanları, 3 günlük civcivlerin çokluğu ve azlığı ayırt edebildiklerini gösterdi. Hatta sayıları, sağa ve sola koşarak tıpkı bizim gibi sayı doğrusu üzerinde tahayyül ediyor olabilirler. Ancak bazı bilim insanları civcivlerin çoğunlukla sağa sola koşturmak gibi bir alışkanlıkları olduğunu ve bunun sonuçları etkileyebileceğini de ekledi. Sonuç ne olursa olsun, bizim sayı algımız hayvan krallığında sadece bize özgü değil. Aslında bu sadece hayvanlara özel bir yetenek bile olmayabilir. Ayrıca Sinekkapan bitkisi (Venus Flytrap) de sayabiliyor! Kısacası sadece hayvanlar değil bitkiler bile matematik yapabiliyor…
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Many wild animals ‘count’—and it helps them survive to another day; Bağlantı: https://www.nationalgeographic.com/
- Can Animals Count?; Yayınlanma tarihi: 3 Aralık 2017; Bağlantı: https://www.livescience.com
Dip Not
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konularda ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.